When he reached full age, and was firmly established(3340) (in life), We bestowed on him wisdom and knowledge: for thus do We reward those who do good. *
M. Pickthall (English)
And when he reached his full strength and was ripe, We gave him wisdom and knowledge. Thus do We reward the good.
Kasas Suresi 15
وَدَخَلَ
ve girdi
الْمَد۪ينَةَ
şehre
عَلٰى ح۪ينِ
bir sırada
غَفْلَةٍ
(kendisinden) habersiz olduğu
مِنْ اَهْلِهَا
halkının
فَوَجَدَ
buldu
ف۪يهَا
orada
رَجُلَيْنِ
iki adamı
يَقْتَتِلَانِۘ
öldüresiye dövüşürlerken
هٰذَا
biri
مِنْ ش۪يعَتِه۪
kendi taraftarlarından
وَهٰذَا
öbürü de
مِنْ عَدُوِّه۪ۚ
düşmanlarından
فَاسْتَغَاثَهُ
(Musa\dan) yardım istedi
الَّذ۪ي مِنْ ش۪يعَتِه۪
kendi taraftarlarından olan
عَلَى
karşı
الَّذ۪ي مِنْ عَدُوِّه۪ۙ
düşmanlarından olana
فَوَكَزَهُ
bir yumruk indirdi
مُوسٰى
Musa
فَقَضٰى
işini bitirdi
عَلَيْهِۘ
onun
قَالَ
(sonra) dedi ki
هٰذَا
bu
مِنْ عَمَلِ
işindendir
الشَّيْطَانِۜ
şeytanın
اِنَّهُ
o gerçekten
عَدُوٌّ
bir düşmandır
مُضِلٌّ
şaşırtıcı
مُب۪ينٌ
apaçık
Türkçe Transcript (*)
Vedeḣale-lmedînete ‘alâhîni ġafletin min ehlihâ fevecede fîhâ raculeyni yaktetilâni hâżâ min şî’atihi vehâżâ min ‘aduvvih(i)(s) festeġâśehu-lleżî min şî’atihi ‘alâ-lleżî min ‘aduvvihi fevekezehu mûsâ fekadâ ‘aleyh(i)(s)kâle hâżâ min ‘ameli-şşeytân(i)(s) innehu ‘aduvvun mudillun mubîn(un)
Ali Bulaç Meali
(Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi taraftarlarından, şu da düşmanlarından. Derken taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine ona bir yumruk attı ve işini bitiriverdi. (Sonra da:) 'Bu şeytanın işindendir; o, gerçekten açıkca saptırıcı bir düşmandır' dedi.
Edip Yüksel Meali
Halkının haberi olmadığı bir sırada kente girmişti. Orada iki adamın kavga ettiklerini gördü; biri onun tarafından (İbrani), diğeri de düşman tarafından (Mısırlı) idi. Tarafından olan adam düşmanına karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine Musa da ötekine bir yumruk indirip işini bitirdi. "Bu şeytanın bir işidir; o bir düşmandır, apaçık bir saptırıcıdır," dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Musa, halkının habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbirleriyle döğüşür buldu. Kendi tarafı olan, düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk indirip onun ölümüne sebep oldu. "Bu, şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşmandır" dedi.
Süleyman Ateş Meali
Halkının (kendisinden) habersiz olduğu bir sırada şehre girdi, orada biri kendi taraftarlarından, öbürü de düşmanlarından olan iki adamın dövüştüklerini gördü. Kendi taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı Musa'dan yardım istedi. Musa da ötekine bir yumruk indirip onun işini bitirdi. (Sonra): "Bu dedi, şeytanın işindendir. O, gerçekten apaçık, şaşırtıcı bir düşmandır."