Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə187/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   183   184   185   186   187   188   189   190   ...   260
M. Pickthall (English)

Those who wrangle concerning the revelations of Allah without any warrant that hath come unto them, it is greatly hateful in the sight of Allah and in the sight of those who believe. Thus doth Allah print on every arrogant, disdainful heart.

Mü’min Suresi
36


وَقَالَ

dedi


فِرْعَوْنُ

Fir\avn


يَا هَامَانُ

ey Haman


ابْنِ

yap


ل۪ي

bana


صَرْحاً

yüksek bir kule



لَعَلّ۪ٓي

belki


اَبْلُغُ

erişirim


الْاَسْبَابَۙ

sebeplere














Türkçe Transcript (*)

Ve kâle fir’avnu yâ hâmânu-bni lî sarhan le’allî ebluġu-l-esbâb(e)

Ali Bulaç Meali

Firavun (alayla) dedi ki: 'Ey Haman, bana yüksek bir kule bina et; belki o yollara ulaşabilirim,'

Edip Yüksel Meali

Firavun dedi ki, "Haman, benim için bir kule dik de yollara erişeyim."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana bir kule yap, belki ben o yollara ulaşabilirim."

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn dedi: "Ey Haman, bana yüksek bir kule yap da o sebeplere (yollara) erişeyim:"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun dedi ki: "Ey Hâmân, sebeplere ulaşabilmem için bana yüksek bir kule yap!"

Yusuf Ali (English)

Pharaoh said: "O Haman! Build me a lofty palace,(4408) that I may attain the ways and means- *

M. Pickthall (English)

And Pharaoh said: O Haman! Build for me a tower that haply I may reach the roads,

Mü’min Suresi
37


اَسْبَابَ

sebeplerine



السَّمٰوَاتِ

göklerin


فَاَطَّلِعَ

böylece bakayım



اِلٰٓى اِلٰهِ

tanrısına



مُوسٰى

Musa\nın


وَاِنّ۪ي

çünkü ben



لَاَظُنُّهُ

onu sanıyorum



كَاذِباًۜ

yalancı


وَكَذٰلِكَ

böylece


زُيِّنَ

süslü gösterildi



لِفِرْعَوْنَ

Fir\avn\a



سُٓوءُ

kötü


عَمَلِه۪

işi


وَصُدَّ

ve çıkarıldı



عَنِ السَّب۪يلِۜ

yoldan


وَمَا

değildi


كَيْدُ

tuzağı


فِرْعَوْنَ

Fir\avn\ın



اِلَّا

başka


ف۪ي تَبَابٍ۟

hüsrandan

















Türkçe Transcript (*)

Esbâbe-ssemâvâti fe-ettali’a ilâ ilâhi mûsâ ve-innî le-ezunnuhu kâżibâ(en)(c) ve keżâlike zuyyine lifir’avne sû-u ‘amelihi ve sudde ‘ani-ssebîl(i)(c) vemâ keydu fir’avne illâ fî tebâb(in)

Ali Bulaç Meali

'Göklerin yollarına. Böylelikle Musa'nın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben, onun yalancı olduğunu sanıyorum.' İşte Firavun'a, kötü ameli böyle çekici kılındı ve yoldan alıkonuldu. Firavun'un hileli-düzeni, 'yıkım ve kayıpta' olmaktan başka (bir şey) olmadı.

Edip Yüksel Meali

"Göklerin yollarına... Böylece Musa'nın tanrısına bir bakayım. Onun bir yalancı olduğuna inanıyorum." Firavun'un kötü tavrı kendisine böyle süslenmişti ve böylece yoldan çıkarıldı. Firavun'un planı elbette boşa çıkacaktı.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım. Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum." İşte böylece Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı. Çünkü Firavun düzeni hep boşa çıkar.

Süleyman Ateş Meali

(Yani) Göklerin yollarına (erişeyim) de çıkıp Musa'nın tanrısına bakayım. Çünkü ben Musa'yı, yalancı sanıyorum. Böylece yaptığı kötü iş, Fir'avn'a süslü gösterildi ve (o), yoldan çıkarıldı. Fir'avn'ın tuzağı, tamamen boşa çıktı.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'nın tanrısına, da ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum." Firavun'a, yaptığı işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hep kayıptadır.

Yusuf Ali (English)

"The ways and means of (reaching) the heavens, and that I may mount up to the Allah of Moses: But as far as I am concerned, I think (Moses) is a liar!" Thus was made alluring,(4409) in Pharaoh´s eyes, the evil of his deeds, and he was hindered from the Path; and the plot(4410) of Pharaoh led to nothing but perdition (for him). *

M. Pickthall (English)

The roads of the heavens, and may look upon the God of Moses, though verily I think him a liar. Thus was the evil that he did made fair seeming unto Pharaoh, and he was debarred from the (right) way. The plot of Pharaoh ended but in ruin.


Mü’min Suresi
38


وَقَالَ

dedi ki


الَّـذ۪ٓي اٰمَنَ

inanan (adam)



يَا قَوْمِ

ey kavmim



اتَّبِعُونِ

bana uyun



اَهْدِكُمْ

sizi götüreyim



سَب۪يلَ

yola


الرَّشَادِۚ

doğru



















Türkçe Transcript (*)

Ve kâle-lleżî âmene yâ kavmi-ttebi’ûni ehdikum sebîle-rraşâd(i)

Ali Bulaç Meali

İman eden (adam) dedi ki: 'Ey Kavmim, siz bana tabi olun, ben sizi doğru yola iletip-yönelteyim.'

Edip Yüksel Meali

İnanan adam dedi ki, "Ey halkım, beni izleyin ki size doğru yolu göstereyim." *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O iman etmiş olan kimse dedi ki: "Ey kavmim! Bana uyun ki size doğru yolu göstereyim."

Süleyman Ateş Meali

İnanan (adam) dedi ki: "Ey kavmim, bana uyun, sizi doğru yola götüreyim."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O iman eden kişi dedi ki: "Ey toplumum! Bana uyun, sizi doğru yola götüreyim."

Yusuf Ali (English)

The man who believed said further: "O my people! Follow me: I will lead you to the Path of Right.(4411) *

M. Pickthall (English)

And he who believed said: O my people! Follow, me. I will show you the way of right conduct.

Mü’min Suresi
39


يَا قَوْمِ

ey kavmim



اِنَّمَا

gerçekten



هٰذِهِ

bu


الْحَيٰوةُ

hayatı


الدُّنْيَا

dünya


مَتَاعٌۘ

bir geçinmedir



وَاِنَّ

ve gerçekten



الْاٰخِرَةَ

ahiret


هِيَ

o


دَارُ

yerdir


الْقَرَارِ

ebedi olarak durulacak








Türkçe Transcript (*)

kavmi innemâ hâżihi-lhayâtu-ddunyâ metâ’un ve-inne-l-âḣirate hiye dâru-lkarâr(i)

Ali Bulaç Meali

'Ey kavmim, gerçekten bu dünya hayatı, yalnızca bir meta (kısa süreli bir yararlanma)dır. Şüphesiz ahiret, (asıl) karar kılınan yurt odur.'

Edip Yüksel Meali

"Ey halkım, bu dünya hayatı geçici bir geçinmedir. Ahiret yurdu ise ebedi bir duraktır."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir. Ahiret ise durulacak karar yurdudur."

Süleyman Ateş Meali

Ey kavmim, bu dünya hayatı (kısa) bir geçinmedir. Ahiret ise ebedi olarak durulacak yerdir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Ey toplumum, şu iğreti dünya hayatı, geçici bir nimetlenmeden ibarettir. Âhiretse sürekli durulacak yurdun ta kendisidir."

Yusuf Ali (English)

"O my people! This life of the present is nothing but (temporary) convenience: It is the Hereafter that is the Home that will last.(4412) *

M. Pickthall (English)

O my people! Lo! this life of the world is but a passing comfort, and lo! the Hereafter, that is the enduring home.

Mü’min Suresi
40


مَنْ

kim


عَمِلَ

yaparsa


سَيِّئَةً

bir kötülük



فَلَا يُجْزٰٓى

cezalandırılmaz



اِلَّا

başka


مِثْلَهَاۚ

onun mislinden



وَمَنْ

ve her kim



عَمِلَ

yaparsa


صَالِحاً

faydalı bir iş



مِنْ ذَكَرٍ

erkek


اَوْ

veya


اُنْثٰى

kadından


وَهُوَ مُؤْمِنٌ

inanarak


فَاُو۬لٰٓئِكَ

onlar


يَدْخُلُونَ

girerler


الْجَنَّةَ

cennete


يُرْزَقُونَ

kendilerine rızık verilir



ف۪يهَا

orada


بِغَيْرِ حِسَابٍ

hesapsız



















Türkçe Transcript (*)

Men ‘amile seyyi-eten felâ yuczâ illâ miślehâ(s) vemen ‘amile sâlihan min żekerin ev unśâ ve huve mu/minun feulâ-ike yedḣulûne-lcennete yurzekûne fîhâ biġayri hisâb(in)

Ali Bulaç Meali

'Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsunbir mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler.'


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   183   184   185   186   187   188   189   190   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin