səhifə 236/260 tarix 07.01.2022 ölçüsü 8,04 Mb. #88301
Tâ-Hâ Suresi
41
وَاصْطَنَعْتُكَ
seni yetiştirdim
لِنَفْسِي
kendim için
Türkçe Transcript (*)
Vast ana’tuke linefsî
Ali Bulaç Meali
'Seni kendim için seçtim.'
Edip Yüksel Meali
"Seni kendim için yarattım." *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ben, seni kendime (peygamber) seçtim.
Süleyman Ateş Meali
Seni kendim için yetiştirdim.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Seni kendim için seçip yetiştirdim."
Yusuf Ali (English)
"And I have prepared thee for Myself (for service)"..
M. Pickthall (English)
And I have attached thee to Myself.
Tâ-Hâ Suresi
42
اذْهَبْ
götürün
أَنْتَ
sen
وَأَخُوكَ
ve kardeşin
بِآيَاتِي
ayetlerimi
وَلَا تَنِيَا
gevşeklik etmeyin
فِي ذِكْرِي
beni anmakta
Türkçe Transcript (*)
İżheb ente veeḣûke bi-âyâtî velâ teniyâ fî żikrî
Ali Bulaç Meali
'Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve beni zikretmede gevşek davranmayın.
Edip Yüksel Meali
"Sen ve kardeşin mucize ve ayetlerimi iletin. Beni anmakta gevşek olmayın. "
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Sen kardeşinle birlikte mucizelerimle git. İkiniz de beni anmakta gevşeklik etmeyin.
Süleyman Ateş Meali
Sen ve kardeşin, ayetlerimi götürün, beni anmakta gevşeklik etmeyin.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Sen ve kardeşin, ayetlerimi götürün; beni anmakta gevşeklik etmeyin."
Yusuf Ali (English)
"Go, thou and thy brother.(2565) With My Signs, and slacken not, either of you, in keeping Me in remembrance. *
M. Pickthall (English)
Go, thou and thy brother , with My tokens, and be not faint in remembrance of Me.
Tâ-Hâ Suresi
43
اذْهَبَا
gidin
إِلَىٰ فِرْعَوْنَ
Fir'avn'e
إِنَّهُ
çünkü o
طَغَىٰ
azdı
Türkçe Transcript (*)
İżhebâ ilâ fir’avne innehu t aġâ
Ali Bulaç Meali
'İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor.'
Edip Yüksel Meali
"İkiniz Firavun'a gidin; çünkü o azdı."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Firavun'a gidin, çünkü o gerçekten azdı.
Süleyman Ateş Meali
Fir'avn'e gidin, çünkü o azdı.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Firavun'a gidin, çünkü o azdı."
Yusuf Ali (English)
"Go, both of you, to Pharaoh,(2566) for he has indeed transgressed all bounds ;(2567) *
M. Pickthall (English)
Go, both of you, unto Pharaoh. Lo! he hath transgressed (the bounds).
Tâ-Hâ Suresi
44
فَقُولَا
söyleyin
لَهُ
ona
قَوْلًا
söz
لَيِّنًا
yumuşak
لَعَلَّهُ
belki
يَتَذَكَّرُ
öğüt alır
أَوْ
veya
يَخْشَىٰ
korkar
Türkçe Transcript (*)
Fek ûlâ lehu k avlen leyyinen le’allehu yeteżekkeru ev yaḣşâ
Ali Bulaç Meali
'Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar.'
Edip Yüksel Meali
"Ona yumuşak bir dil kullanın; olur ki öğüt alır veya saygı duyar."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Varın da ona yumuşak söz söyleyin; olur ki, öğüt dinler, yahut korkar.
Süleyman Ateş Meali
Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır veya korkar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Ona yumuşak ve tatlı bir sözle hitap edin; belki öğüt alır, yahut ürperir."
Yusuf Ali (English)
"But speak to him mildly; perchance he may take warning or fear (Allah)."(2568) *
M. Pickthall (English)
And speak unto him a gentle word, that peradventure he may heed or fear.
Tâ-Hâ Suresi
45
قَالَا
dediler ki
رَبَّنَا
Rabbimiz
إِنَّنَا
şüphesiz biz
نَخَافُ
korkuyoruz
أَنْ يَفْرُطَ
taşkınlık etmesinden
عَلَيْنَا
bize
أَوْ
yahut
أَنْ يَطْغَىٰ
iyice azmasından
Türkçe Transcript (*)
K âlâ rabbenâ innenâ neḣâfu en yefrut a ‘aleynâ ev en yat ġâ
Ali Bulaç Meali
Dediler ki: 'Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından' ya da 'azgın davranmasından' korkuyoruz.'
Edip Yüksel Meali
Dediler ki: "Rabbimiz, onun bize karşı saldırı ve taşkınlıkta bulunmasından korkuyoruz."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
(Musa ile Harun) "Rabbimiz! Onun bize kötülük yapmasından veya azgınlığını artırmasından korkarız" dediler.
Süleyman Ateş Meali
Dediler ki: "Rabbimiz, onun bize taşkınlık etmesinden, yahut iyice azmasından korkuyoruz."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Dediler ki: "Rabbimiz, onun aleyhimizde bir taşkınlık yapmasından yahut yine azmasından korkuyoruz."
Yusuf Ali (English)
They (Moses and Aaron) said: "Our Lord! We fear lest he hasten with insolence(2569) against us, or lest he transgress all bounds." *
M. Pickthall (English)
They said: Our Lord! Lo! we fear that he may be beforehand with us or that he may play the tyrant.
Tâ-Hâ Suresi
46
قَالَ
dedi
لَا تَخَافَاۖ
korkmayın
إِنَّنِي
ben
مَعَكُمَا
sizinle beraberim
أَسْمَعُ
işitir
وَأَرَىٰ
ve görürüm
Türkçe Transcript (*)
K âle lâ teḣâfâ(s) innenî me’akumâ esme’u ve erâ
Ali Bulaç Meali
Dedi ki: 'Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim ; işitiyorum ve görüyorum.'
Edip Yüksel Meali
"Korkmayın," dedi, "Ben sizinle birlikteyim; görüyorum ve işitiyorum."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Allah buyurdu ki: "Korkmayın, zira ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm."
Süleyman Ateş Meali
Korkmayın, dedi, ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Buyurdu: "Korkmayın! Ben sizinle beraberim; işitiyorum, görüyorum."
Yusuf Ali (English)
He said: "Fear not: for I am with you: I hear and see (everything).
M. Pickthall (English)
He said: Fear not. Lo! I am with you twain , Hearing and Seeing.
Tâ-Hâ Suresi
47
فَأْتِيَاهُ
haydi varın ona
فَقُولَا
deyin ki
إِنَّا
biz
رَسُولَا
elçileriyiz
رَبِّكَ
senin Rabbinin
فَأَرْسِلْ
gönder
مَعَنَا
bizimle
بَنِي إِسْرَائِيلَ
İsrail oğullarını
وَلَا تُعَذِّبْهُمْۖ
onlara azab etme
قَدْ
kuşkusuz
جِئْنَاكَ
biz sana getirdik
بِآيَةٍ
bir ayet
مِنْ رَبِّكَۖ
Rabbinden
وَالسَّلَامُ
Esenlik
عَلَىٰ مَنِ اتَّبَعَ
uyanlaradır
الْهُدَىٰ
hidayete
Türkçe Transcript (*)
Fe/tiyâhu fek ûlâ innâ rasûlâ rabbike feersil me’anâ benî isrâ-île velâ tu’ażżibhum(s) k ad ci/nâke bi-âyetin min rabbik(e) (s) ve-sselâmu ‘alâ meni-ttebe’a-lhudâ
Ali Bulaç Meali
'Haydi ona gidin de deyin ki: Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azab verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.'
Edip Yüksel Meali
"Ona varın ve deyin ki , 'Biz ikimiz Rabbinin elçileriyiz. İsrail oğullarına yaptığın işkenceye son ver ve onları bizimle gönder. Biz sana, Rabbinden bir ayet ile geldik. Doğru yolu izleyenlere selam (barış) olsun.' " *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Hemen gidin de Firavun'a deyin ki: "Biz Rabbinin (sana gönderilen) elçileriyiz. Artık İsrailoğulları'nı bizimle gönder, onlara azab etme; biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Selam doğru yolda gidenleredir."
Dostları ilə paylaş: