Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə74/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   70   71   72   73   74   75   76   77   ...   260
Bakara Suresi
81


بَلَىٰ

Evet


مَنْ

kim


كَسَبَ

kazanır


سَيِّئَةً

bir günah



وَأَحَاطَتْ

kuşatmış olursa



بِهِ

kendisini



خَطِيئَتُهُ

suçu


فَأُولَٰئِكَ

işte onlar



أَصْحَابُ

halkıdır


النَّارِۖ

ateş


هُمْ

onlar


فِيهَا

orada


خَالِدُونَ

sürekli kalacaklardır




















Türkçe Transcript (*)

Belâ men kesebe seyyi-eten veehâtat bihi ḣatî-etuhu feulâ-ike as-hâbu annâr(i)(s) hum fîhâ ḣâlidûn(e)

Ali Bulaç Meali

Evet; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

Edip Yüksel Meali

Günah işleyip suçu kendisini kuşatan kimseler ateş halkıdır; orada sürekli kalırlar.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Evet kim bir günah işlemiş de kendi günahı kendisini her yandan kuşatmış ise, işte öyleleri ateş ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.

Süleyman Ateş Meali

Evet kim bir günah kazanır da suçu kendisini kuşatmış olursa işte onlar, ateş halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İş onların sandığı gibi değil! Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.

Yusuf Ali (English)

Nay, those who seek gain(86) in evil, and are girt round by their sins,- they are companions of the Fire: Therein shall they abide (For ever). *

M. Pickthall (English)

Nay, but whosoever hath done evil and his sin surroundeth him; such are rightful owners of the Fire; they will abide therein.

Bakara Suresi
82


وَالَّذِينَ آمَنُوا

İnanıp


وَعَمِلُوا

yapanlar


الصَّالِحَاتِ

yararlı işler



أُولَٰئِكَ

işte onlar da



أَصْحَابُ

halkıdır


الْجَنَّةِۖ

cennet


هُمْ

onlar


فِيهَا

orada


خَالِدُونَ

sürekli kalacaklardır














Türkçe Transcript (*)

Velleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti ulâ-ike as-hâbu-lcenne(ti)(s) hum fîhâ ḣâlidûn(e)

Ali Bulaç Meali

İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

Edip Yüksel Meali

İnanıp erdemli bir hayat sürenler ise cennet halkıdır; onlar da orada sürekli kalırlar.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.

Süleyman Ateş Meali

İnanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar da cennet halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da onun içinde sürekli kalacaklardır.

Yusuf Ali (English)

But those who have faith and work righteousness, they are companions of the Garden: Therein shall they abide (For ever).

M. Pickthall (English)

And those who believe and do good works: such are rightful owners of the Garden. They will abide therein.

Bakara Suresi
83


وَإِذْ

hani


أَخَذْنَا

biz almıştık



مِيثَاقَ

bir söz


بَنِي

oğullarından



إِسْرَائِيلَ

İsrail


لَا تَعْبُدُونَ

kulluk etmeyeceksiniz



إِلَّا

başkasına



اللَّهَ

Allah'tan



وَبِالْوَالِدَيْنِ

anaya-babaya



إِحْسَانًا

iyilik edeceksiniz



وَذِي الْقُرْبَىٰ

yakınlara



وَالْيَتَامَىٰ

yetimlere



وَالْمَسَاكِينِ

yoksullara



وَقُولُوا

söyleyin


لِلنَّاسِ

insanlara



حُسْنًا

güzel söz



وَأَقِيمُوا

kılın


الصَّلَاةَ

namazı


وَآتُوا

verin


الزَّكَاةَ

zekatı


ثُمَّ

sonra


تَوَلَّيْتُمْ

döndünüz


إِلَّا

hariç


قَلِيلًا

pek azınız



مِنْكُمْ

siz


وَأَنْتُمْ مُعْرِضُونَ

hala yüz çevirip duruyorsunuz

















Türkçe Transcript (*)

Ve-iż eḣażnâ mîśâka benî isrâ-île lâ ta’budûne illa(A)llâhe vebilvâlideyni ihsânen veżi-lkurbâ velyetâmâ velmesâkîni vekûlû linnâsi husnen veakîmû-ssalâte veâtû-zzekâte śümme tevelleytum illâ kalîlen minkum veentum mu’ridûn(e)

Ali Bulaç Meali

Hani İsrailoğullarından, 'Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin' diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hâlâ) yüz çeviriyorsunuz.

Edip Yüksel Meali

İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: ALLAH'tan başkasına tapmayacak, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlarla dostça konuşacaksınız. Namazı gözetecek, zekatı vereceksiniz. Fakat bundan sonra pek azınız hariç döndünüz.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, anababaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.

Süleyman Ateş Meali

Biz İsrail oğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anaya-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin!" Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İsrailoğullarından şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.

Yusuf Ali (English)

And remember We took(87) a covenant from the Children of Israel (to this effect): Worship none but Allah. treat with kindness your parents and kindred, and orphans and those in need; speak fair to the people; be steadfast in prayer; and practise regular charity. Then did ye turn back, except a few among you, and ye backslide (even now). *

M. Pickthall (English)

And (remember) when We made a covenant with the Children of Israel, (saying): Worship none save Allah (only), and be good to parents and to kindred and to orphans and the needy, and speak kindly to mankind; and establish worship and pay the poor due. Then, after that, ye slid back, save a few of you, being averse.

Bakara Suresi
84


وَإِذْ

hani


أَخَذْنَا

almıştık


مِيثَاقَكُمْ

sizden kesin söz



لَا تَسْفِكُونَ

dökmeyeceksiniz



دِمَاءَكُمْ

birbirinizin kanını



وَلَا تُخْرِجُونَ

çıkarmayacaksınız



أَنْفُسَكُمْ

birbirinizi



مِنْ دِيَارِكُمْ

yurtlarınızdan



ثُمَّ

sonra


أَقْرَرْتُمْ

kabul etmiştiniz



وَأَنْتُمْ تَشْهَدُونَ

buna siz şahidsiniz








Türkçe Transcript (*)

Ve-iż eḣażnâ mîśâkakum lâ tesfikûne dimâekum velâ tuḣricûne enfusekum min diyârikum śumme akrartum veentum teşhedûn(e)

Ali Bulaç Meali

Hani sizden 'Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın' diye misak almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hâlâ (buna) şahitlik ediyorsunuz.

Edip Yüksel Meali

Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz ve birbirinizi yurtlarından çıkarmıyacaksınız diye de sizden söz almıştık. Bunu kabul etmiş ve tanık olmuştunuz.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Yine bir zamanlar mîsakınızı almıştık; birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz, nüfusunuzu diyarınızdan çıkarmıyacaksınız. Sonra siz buna ikrar da verdiniz ve ikrarınıza şahit de oldunuz.

Süleyman Ateş Meali

Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz,birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız? diye sizden kesin söz almıştık; göre göre bunu kabul etmiştiniz.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sizden şu sözü de almıştık: Birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz. Birbirlerinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Bunu kabul etmiştiniz. Hâlâ da buna tanıklarsınız.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   70   71   72   73   74   75   76   77   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin