Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə20/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   260
M. Pickthall (English)

But when We did remove from them the terror for a term which they must reach, behold! they broke their covenant

A’râf Suresi
136


فَانْتَقَمْنَا

biz de öc aldık



مِنْهُمْ

onlardan


فَأَغْرَقْنَاهُمْ

onları boğduk



فِي الْيَمِّ

yemm(su)da



بِأَنَّهُمْ

çünkü onlar



كَذَّبُوا

yalanlamışlardı



بِآيَاتِنَا

ayetlerimizi



وَكَانُوا

ve olmuşlardı



عَنْهَا

onları


غَافِلِينَ

umursamaz











Türkçe Transcript (*)

Fentekamnâ minhum feaġraknâhum fî-lyemmi bi-ennehum keżżebû bi-âyâtinâ vekânû ‘anhâ ġâfilîn(e)

Ali Bulaç Meali

Biz de onlardan intikam aldık ve ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan habersizmişler (gibi) olmaları nedeniyle onları suda boğduk.

Edip Yüksel Meali

Bunun üzerine onlardan öc aldık. Ayetlerimizi yalanlayıp aldırış etmedikleri için onları denizde boğduk

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz de, âyetlerimizi inkâr ettikleri ve onlara kulak vermedikleri için kendilerinden intikam aldık da hepsini denizde boğduk.

Süleyman Ateş Meali

Biz de onlardan öc aldık, onları yemm(su)da boğduk! Çünkü onlar, ayetlerimizi yalanlamışlardı ve onları umursamaz olmuşlardı.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine biz de onlardan öc aldık: Ayetlerimizi yalanladıkları, onlara aldırmazlık ettikleri için hepsini suda boğduk.

Yusuf Ali (English)

So We exacted retribution from them: We drowned them(1094) in the sea, because they rejected Our Signs and failed to take warning from them.(1095) *

M. Pickthall (English)

Therefore We took retribution from them; therefore We drowned them in the sea: because they denied Our revelations and were heedless of them.

A’râf Suresi
137


وَأَوْرَثْنَا

ve mirasçı kıldık



الْقَوْمَ

milleti de



الَّذِينَ كَانُوا

olan


يُسْتَضْعَفُونَ

hor görülüp ezilmekte



مَشَارِقَ

doğularına



الْأَرْضِ

yerin


وَمَغَارِبَهَا

ve batılarına



الَّتِي بَارَكْنَا

bereketlendirdiğimiz



فِيهَاۖ

içini


وَتَمَّتْ

tam yerine geldi



كَلِمَتُ

verdiği söz



رَبِّكَ

Rabbinin


الْحُسْنَىٰ

güzel


عَلَىٰ بَنِي

oğullarına



إِسْرَائِيلَ

İsrail


بِمَا

yüzünden


صَبَرُواۖ

sabretmeleri



وَدَمَّرْنَا

ve yıktık



مَا

şeyleri


كَانَ يَصْنَعُ

yapageldiği



فِرْعَوْنُ

Fir'avn'ın



وَقَوْمُهُ

ve kavminin



وَمَا كَانُوا

ve oldukları



يَعْرِشُونَ

yükselttikleri (sarayları)























Türkçe Transcript (*)

Veevraśnâ-lkavme-lleżîne kânû yustad’afûne meşârika-l-ardi vemeġâribehâ-lletî bâraknâ fîhâ(s) vetemmet kelimetu rabbike-lhusnâ ‘alâ benî isrâ-île bimâ saberû(s) vedemmernâ mâ kâne yasne’u fir’avnu vekavmuhu vemâ kânû ya’rişûn(e)

Ali Bulaç Meali

Bereketler kıldığımız yerin doğusuna ve batısına o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz'afları) mirasçılar kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi). Firavun ve kavminin yaptıklarını ve yükselttiklerini (iktidarlarını ve saraylarını) da yerle bir ettik.

Edip Yüksel Meali

Ülkenin verimli kıldığımız doğularına ve batılarına, horlanan ve zayıf düşürülen insanları mirasçı kıldık. Sıkıntılara direndikleri için, Rabbinin İsrail oğullarına verdiği güzel söz gerçekleşti. Firavun ve halkının oluşturduğu yapı ve kurumları da yerle bir ettik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve o hırpalanıp ezilmekte olan kavmi de yeryüzünün, bereketle donattığımız doğusuna ve batısına mirasçı yaptık. Ve böylece Rabbinin, İsrailoğullarına olan o güzel vaadi, sabırları yüzünden gerçekleşti. Biz de Firavun ile kavminin yapageldikleri sanat eserlerini ve diktikleri binaları yerle bir ettik.

Süleyman Ateş Meali

Hor görülüp ezilmekte olan milleti de içini bereketlerle donattığımız yerin, doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrail oğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden tam yerine geldi. Fir'avn'ın ve kavminin yapageldiği şeyleri ve yükseltmekte oldukları sarayları (ve bahçeleri) de yıktık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik.

Yusuf Ali (English)

And We made a people, considered weak (and of no account), inheritors of lands in both east and west, - lands whereon We sent down Our blessings. The fair promise of thy Lord was fulfilled for the Children of Israel, because they had patience and constancy, and We levelled to the ground the great works and fine buildings which Pharaoh and his people erected (with such pride).(1096) *


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin