Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə5/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   260
A’lâ Suresi
11


وَيَتَجَنَّبُهَا

ve ondan kaçınır



الْاَشْقٰىۙ

bahtsız olan






Türkçe Transcript(*)

Ve yetecennebuhâ-l-eşkâ

Ali Bulaç Meali

'Mutsuz-bedbaht' olan ondan kaçınır.

Edip Yüksel Meali

Mutsuz ise ondan yan çizecektir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.

Süleyman Ateş Meali

Bahtsız olan da ondan kaçınır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır.

Yusuf Ali (English)

But it will be avoidedbythosemostunfortunateones,

M. Pickthall (English)

But themosthaplesswillflout it,


A’lâ Suresi
12


اَلَّذ۪ي يَصْلَى

o da girer



النَّارَ

ateşe


الْـكُبْرٰىۚ

en büyük





Türkçe Transcript(*)

Elleżîyaslâ-nnâra-lkubrâ

Ali Bulaç Meali

Ki o, en büyük ateşe yollanacaktır.

Edip Yüksel Meali

Ve büyük ateşe girecektir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O ki, en büyük ateşe girecektir.

Süleyman Ateş Meali

O da en büyük ateşe girer.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

En büyük ateşe girer o.

Yusuf Ali (English)

Whowillenterthe Great Fire,(6089) *

M. Pickthall (English)

He whowill be flungtothegreat fire


A’lâ Suresi
13


ثُمَّ

sonra


لَا

yoktur


يَمُوتُ

ölüm


ف۪يهَا

orada


وَلَا

ne de


يَحْيٰىۜ

yaşam























Türkçe Transcript(*)

Śumme lâ yemûtufîhâvelâyah

Ali Bulaç Meali

Sonra onun içinde o, ne ölür, ne yaşar.

Edip Yüksel Meali

Nitekim, orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.

Süleyman Ateş Meali

Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.

Yusuf Ali (English)

Inwhichtheywillthenneitherdienorlive.(6090) *

M. Pickthall (English)

Wherein he willneitherdienorlive.


A’lâ Suresi
14


قَدْ

doğrusu


اَفْلَحَ

kurtuluşa ermiştir



مَنْ تَزَكّٰىۙ

nefsini arındıran






Türkçe Transcript(*)

Kadefleha men tezekkâ

Ali Bulaç Meali

Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur;

Edip Yüksel Meali

Kurtulmuştur arınan,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Doğrusu felah buldu (günahtan) temizlenen. 

Süleyman Ateş Meali

Doğrusu, mutluluğa ermiştir zekat veren;

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Benliğini arındıran/zekât veren, kurtuluşa gerçekten ermiştir.

Yusuf Ali (English)

But thosewillprosper(6091) whopurifythemselves,(6092) *

M. Pickthall (English)

He is successfulwhogroweth,


A’lâ Suresi
15


وَذَكَرَ

anan


اسْمَ

adını


رَبِّه۪

Rabbinin


فَصَلّٰىۜ

ve namaz kılan






Türkçe Transcript(*)

Ve żekera-smerabbihifesallâ

Ali Bulaç Meali

Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.

Edip Yüksel Meali

Rabbinin ismini anıp namaz kılan.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Rabbinin adını anıp namaz kılan.

Süleyman Ateş Meali

Rabbinin adını anıp namaz kılan.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rabbinin adını anmış, namaz kılmıştır/dua etmiştir o.

Yusuf Ali (English)

Andglorifythe name of theirGuardian-Lord, and (lift theirhearts) in prayer.

M. Pickthall (English)

Andremembereththe name of his Lord, soprayeth.


A’lâ Suresi
16


بَلْ

ama


تُؤْثِرُونَ

siz yeğliyorsunuz



الْحَيٰوةَ

hayatını


الدُّنْيَاۘ

dünya





Türkçe Transcript(*)

Bel tu/śirûne-lhayâte-ddunyâ

Ali Bulaç Meali

Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.

Edip Yüksel Meali

Ne var ki siz dünya hayatını seçiyorsunuz.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

Süleyman Ateş Meali

Ama siz, şu yakın hayatı yeğliyorsunuz.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Doğrusu şu ki, siz şu iğreti hayatı yeğliyorsunuz.

Yusuf Ali (English)

Day (behold), ye preferthe life of thisworld;

M. Pickthall (English)

But ye preferthe life of theworld


A’lâ Suresi
17


وَالْاٰخِرَةُ

oysa ahiret



خَيْرٌ

daha iyi


وَاَبْـقٰىۜ

ve daha kalıcıdır






Türkçe Transcript(*)

Vel-âḣiratuḣayrun ve ebkâ

Ali Bulaç Meali

Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.

Edip Yüksel Meali

Oysa ahiret daha iyi ve süreklidir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

Süleyman Ateş Meali

Oysa ahiret daha iyi ve daha kalıcıdır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Oysaki sonraki hayat daha mutlu, daha kalıcıdır.

Yusuf Ali (English)

But theHereafter is betterandmoreenduring.

M. Pickthall (English)

AlthoughtheHereafter is betterandmorelasting.

A’lâ Suresi
18


اِنَّ

şüphesiz


هٰذَا

bu


لَفِي

elbette vardı



الصُّحُفِ

sahifelerde de



الْاُو۫لٰىۙ

ilk





Türkçe Transcript(*)

İnne hâżâ lefî-ssuhufi-l-ûlâ

Ali Bulaç Meali

Şüphesiz bu, önceki sahifelerde de vardır;

Edip Yüksel Meali

Bu, ilk sayfalarda/öğretilerde kayıtlıdır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,

Süleyman Ateş Meali

Bu (hükümler), elbette ilk sahifelerde de vardı:

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hiç kuşkusuz, bu Kur'an, ilk sayfalarda da elbette vardır.

Yusuf Ali (English)

And this is in the Books of the earliest (Revelation),- (6093) *

M. Pickthall (English)

Lo! This is in the former scrolls,


A’lâ Suresi
19


صُحُفِ

sayfalarında



اِبْرٰه۪يمَ

İbrahim\in



وَمُوسٰى

ve Musa\nın






Türkçe Transcript(*)

Suhufi ibrâhîme ve mûsâ

Ali Bulaç Meali

İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde.

Edip Yüksel Meali

İbrahim'in ve Musa'nın sayfalarında.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde.

Süleyman Ateş Meali

İbrahim'in ve Musa'nn sayfalarında.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İbrahim'in ve Mûsa'nın sayfalarında.

Yusuf Ali (English)

The Books of Abraham(6094) and Moses.(6095) *

M. Pickthall (English)

The Book of Abraham and Moses.

Âl-i İmrân Suresi
84


قُلْ

de ki


اٰمَنَّا

inandık


بِاللّٰهِ

Allah\a


وَمَٓا اُنْزِلَ

indirilene



عَلَيْنَا

bize


وَمَٓا اُنْزِلَ عَلٰٓى

ve indirilene



اِبْرٰه۪يمَ

İbrahim\e



وَاِسْمٰع۪يلَ

İsma\il\e



وَاِسْحٰقَ

İshak\a


وَيَعْقُوبَ

Ya\kub\a


وَالْاَسْبَاطِ

ve sıbtlara



وَمَٓا اُو۫تِيَ

verilene


مُوسٰى

Musa\ya


وَع۪يسٰى

Îsa\ya


وَالنَّبِيُّونَ

ve peygamberlere



مِنْ رَبِّهِمْۖ

Rableri tarafından



لَا نُفَرِّقُ

ayırım yapmayız



بَيْنَ

arasında


اَحَدٍ

hiçbirinin



مِنْهُمْۘ

onlar


وَنَحْنُ

biz


لَهُ

O\na


مُسْلِمُونَ

teslim olanlarız








Türkçe Transcript(*)

Kul âmennâ bi(A)llâhi vemâ unzile ‘aleynâ vemâ unzile ‘alâ ibrâhîme ve-ismâ’île ve-ishâka veya’kûbe vel-esbâti vemâ ûtiye mûsâ ve’îsâ ve-nnebiyyûne min rabbihim lâ nuferriku beyne ehadin minhum venahnu lehu muslimûn(e)

Ali Bulaç Meali

De ki: 'Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiç biri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim olmuşlarız.'

Edip Yüksel Meali

De ki: "ALLAH'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlara indirilene; Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rab'leri tarafından verilene inandık. Onların hiçbiri arasında ayırım yapmayız ve biz O'na teslim olanlarız."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

De ki: "Allah'a, bize indirilen (Kur'ân)e, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere inandık. Onların arasında hiçbir fark gözetmeyiz, biz O'na teslim olmuşlarız".

Süleyman Ateş Meali

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsma'il'e, İshak'a, Ya'kub'a ve sıbtlara (Ya'kub oğullarından türeyen kabilelere) indirilene; Musa'ya, Îsa'ya ve peygamberlere Rableri tarafından verilene inandık; onlar arasında bir ayırım yapmayız, biz O'na teslim olanlarız."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız."

Yusuf Ali (English)

Say: "We believe in Allah, and in what has been revealed to us and what was revealed to Abraham, Isma´il, Isaac, Jacob, and the Tribes, and in (the Books) given to Moses, Jesus, and the prophets, from their Lord: We make no distinction between one and another among them, and to Allah do we bow our will (in Islam)."

M. Pickthall (English)

Say (O Muhammad): We believe in Allah and that which is revealed unto us and that which was revealed unto Abraham and Ishmael and Isaac and Jacob and the tribes, and that which was vouchsafed unto Moses and Jesus and the Prophets from their Lord. We make no distinction between any of them, and unto Him we have surrendered.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin