Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə9/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   260
Edip Yüksel Meali

Firavun'un halkından ileri gelenler, durumu tartıştılar ve "Bu, uzman bir sihirbazdır," dediler,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Firavun'un kavminden ileri gelenler, "Muhakkak bu çok bilgili bir sihirbazdır." dediler.

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn kavminden ileri gelen bir topluluk dediler ki: "Bu, çok bilgili bir büyücüdür!"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun toplumunun kodamanları şöyle konuştular: "Bu adam gerçekten çok bilgili bir büyücü."

Yusuf Ali (English)

Said the Chiefs of the people of Pharaoh: "This is indeed a sorcerer well- versed.

M. Pickthall (English)

The chiefs of Pharaoh's people said: Lo! this is some knowing wizard,

A’râf Suresi
110


يُرِيدُ

istiyor


أَنْ يُخْرِجَكُمْ

sizi çıkarmak



مِنْ أَرْضِكُمْۖ

yurdunuzdan



فَمَاذَا تَأْمُرُونَ

ne buyurursunuz?





Türkçe Transcript (*)

Yurîdu en yuḣricekum min ardikum(s) femâżâ te/murûn(e)

Ali Bulaç Meali

'Sizi topraklarınızdan sürüp-çıkarmak istiyor. Bu duruma ne buyuruyorsunuz?'

Edip Yüksel Meali

"Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne önerirsiniz?"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O, sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. (Firavun): "O halde siz ne diyorsunuz?" dedi.

Süleyman Ateş Meali

Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor, ne buyurursunuz?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor. Ne diyorsunuz?"

Yusuf Ali (English)

"His plan is to get you out of your land: then what is it ye counsel?"(1077) *

M. Pickthall (English)

Who would expel you from your land. Now what do ye advise?

A’râf Suresi
111


قَالُوا

dediler


أَرْجِهْ

Onu da beklet



وَأَخَاهُ

kardeşini de



وَأَرْسِلْ

yolla


فِي الْمَدَائِنِ

şehirlere



حَاشِرِينَ

toplayıcılar























Türkçe Transcript (*)

Kâlû ercih veeḣâhu veersil fî-lmedâ-ini hâşirîn(e)

Ali Bulaç Meali

Dediler ki: 'Onu ve kardeşini şimdilik beklet (vereceğin cezayı ertele), şehirlere de toplayıcılar yolla';

Edip Yüksel Meali

Dediler ki: "Onu ve kardeşini beklet ve şehirlere toplayıcılar yolla."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlar da "onu ve kardeşini beklet, şehirlere de toplayıcılar gönder." dediler.

Süleyman Ateş Meali

Onu da kardeşini de beklet, dediler, şehirlere toplayıcılar yolla.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler ki: "Onu kardeşiyle birlikte alıkoy. Ve şehirlere, toplayıcılar gönder."

Yusuf Ali (English)

They said: "Keep him and his brother in suspense (for a while); and send to the cities men to collect-

M. Pickthall (English)

They said (unto Pharaoh): Put him off (a while) him and his brother and send into the cities summoners,

A’râf Suresi
112


يَأْتُوكَ

sana getirsinler



بِكُلِّ

bütün


سَاحِرٍ

büyücüleri



عَلِيمٍ

bilgili




Türkçe Transcript (*)

Ye/tûke bikulli sâhirin ‘alîm(in)

Ali Bulaç Meali

'Bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler.'

Edip Yüksel Meali

"Bütün uzman sihirbazları sana getirsinler."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."

Süleyman Ateş Meali

Bütün bilgili büyücüleri (toplayıp) sana getirsinler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Her bilgin büyücüyü sana getirsinler."

Yusuf Ali (English)

And bring up to thee all (our) sorcerers wellversed."( 1078) *

M. Pickthall (English)

To bring each knowing wizard unto thee.

A’râf Suresi
113


وَجَاءَ

gelip


السَّحَرَةُ

büyücüler



فِرْعَوْنَ

Fir'avn'a



قَالُوا

dediler


إِنَّ

elbet


لَنَا

bize


لَأَجْرًا

bir mükafat var (değil mi?)



إِنْ

eğer


كُنَّا

olursak


نَحْنُ

biz


الْغَالِبِينَ

üstün gelen








Türkçe Transcript (*)

Vecâe-sseharatu fir’avne kâlû inne lenâ leecran in kunnâ nahnu-lġâlibîn(e)

Ali Bulaç Meali

Sihirbazlar Firavun'a gelip dediler ki: 'Eğer üstün gelen biz olursak, herhalde bize bir karşılık (armağan) var, değil mi?'

Edip Yüksel Meali

Sihirbazlar Firavun'a geldiler ve "Kazanırsak bize bir ödül var mı," dediler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O sihirbazlar Firavun'a geldiler: "Galip gelirsek bize muhakkak mükâfat var değil mi?" dediler.

Süleyman Ateş Meali

Büyücüler Fir'avn'a gelip: "Eğer üstün gelen biz olursak, elbet bize bir mükafat var, değil mi?" dediler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Büyücüler Firavun'a gelip dediler ki: "Eğer galip gelen biz olursak bize iyi bir ödül var mı?"

Yusuf Ali (English)

So there came the sorcerers to Pharaoh: They said, "of course we shall have a (suitable) reward if we win!"(1079) *

M. Pickthall (English)

And the wizards came to Pharaoh, saying: Surely there will be a reward for us if we are victors.

A’râf Suresi
114


قَالَ

dedi


نَعَمْ

evet


وَإِنَّكُمْ

hem de siz



لَمِنَ الْمُقَرَّبِينَ

yakınlar(ım)dansınız





Türkçe Transcript (*)

Kâle ne’am ve-innekum lemine-lmukarrabîn(e)

Ali Bulaç Meali

'Evet' dedi. '(O zaman) Siz en yakın(larım) kılınanlardan olacaksınız.'

Edip Yüksel Meali

"Evet," dedi, "Siz benim yakın çevreme de girersiniz."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Evet" dedi (Firavun), "Üstelik o zaman benim yakınlarımdan olacaksınız."

Süleyman Ateş Meali

(Fir'avn): "Evet, dedi, hem de siz (benim) yakınlar(ım)dan(olacak)sınız!"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Evet, dedi, ayrıca siz benim en yakınlarımdan olacaksınız."

Yusuf Ali (English)

He said: "Yea, (and more),- for ye shall in that case be (raised to posts) nearest (to my person)."

M. Pickthall (English)

He answered: Yea, and surely ye shall be of those brought near (to me).

A’râf Suresi
115


قَالُوا

dediler ki



يَا

Ey


مُوسَىٰ

Musa


إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ

önce sen mi atacaksın



وَإِمَّا

yoksa


أَنْ نَكُونَ

olalım


نَحْنُ

biz (mi)


الْمُلْقِينَ

(önce) atanlar

















Türkçe Transcript (*)

Kâlû yâ mûsâ immâ en tulkiye ve-immâ en nekûne nahnu-lmulkîn(e)

Ali Bulaç Meali

Dediler ki: 'Ey Musa (ilkin) sen mi atmak istersin, yoksa biz mi atalım?'

Edip Yüksel Meali

Dediler: "Musa, sen at, yoksa biz atacağız."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sihirbazlar, Musa'ya: "Ey Musa! Önce sen mi hünerini ortaya koyacaksın, yoksa biz mi?" dediler.

Süleyman Ateş Meali

Dediler ki "Ey Musa, sen mi (önce hünerini ortaya) atacaksın, yoksa (önce) atanlar biz mi olalım?"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sihirbazlar şöyle dediler: "Ey Mûsa! Sen mi hünerini ortaya atacaksın yoksa biz mi hünerlerimizi sergileyelim?"

Yusuf Ali (English)

They said: "O Moses! wilt thou throw (first), or shall we have the (first) throw?"

M. Pickthall (English)

They said: O Moses! Either throw (first) or let us be the first throwers?

A’râf Suresi
116


قَالَ

dedi


أَلْقُواۖ

siz atın


فَلَمَّا أَلْقَوْا

atınca


سَحَرُوا

büyülediler



أَعْيُنَ

gözlerini



النَّاسِ

insanların



وَاسْتَرْهَبُوهُمْ

onları ürküttüler



وَجَاءُوا

ve getirdiler



بِسِحْرٍ

bir büyü


عَظِيمٍ

büyük











Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin