Musa İsrafil oġlı Adilov Zémfira Nadirovna Vérdiéva Faranġiz Mamédali kızı Aġaééa



Yüklə 4,99 Mb.
səhifə37/44
tarix01.11.2017
ölçüsü4,99 Mb.
#26589
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   44
Açıġ sıra—Adeten hemcins sözleri, bnrleşme ve cümleleri ġrammatik cehetden davam étdirmek mümkün olan sintaktnk vahid: edalğt, seħavet, şenaet, hikmet, iffet ve şefġet esl insan davranışının en yaħşı elametleridir (M. M. Şebusteri). Buradakı hemcins üzvlerin sırasını davam étdirmek (mehebbdt, zekavet ve s.) mümkündur. Başġa bir misal. Beşerin viçdanı, éşġi, üreyi; Zéhni, duşünçesi, fikri, dildyi; Butün yér üzünün ħoş keleçeyi; Har zövġü, sefasıpartiyamızdır. (S. Vurğun). Ġapalı sıra — Sözlarin, birleşmelerin ve cümlelerin sırasını ġrammatik cehetden davam étdirmek mümkün olmayan sintaktik vahid. tabélilik elaġesine malik vahidler ġapalı sıra teşkil édir. Çunki sıraya elave édilen her bir sintaktik vahid yéni (başġa) bir tabélilikelaġesini ers étdirir. Muġ. ét: mjteb (in) diréktorumjtöb diréktorunun dersimjt^b diréktorunun dersinin davamı ve s. 2. teleffuz zamanı dilin üfuġi veziyyetine köre saitlerin bölunduyü her bir ġrup. Arħa sıra saitleri — Dilin arħa hissesinde yaranai saitler: a, o, u, ı. Orta éıra saiti — Dilin orta hissesinde teleffuz olunan sait: é. Ön sıra saitleri — Dilin ön hissesinde teleffuz olunan saitler: e, i, ö, u.

SIFIR VAHİD — Nitġde işlenmemesi, réal şekilde teleffuz édilmemesi ile linġvistik (sémioloji) funksiya dġşıyan vahid. Sıfır vahid nitġde tezahür étmese de, éyni paradiġma sırasında tezahür éden vahidlerle ġarşılaşdırılma esasında mueyyen édilir. Meselen, ismi ħeberlerde, adeten, indiki zamanın ħeber formasının üçüncu şeħs tekinin elametleri be'zen sıfır elamet ki.mi işlenir:

Léninrehber.

Léninzülmet arasından doğan seher.

Lénindöyüş serkerdesi.

Léninesker (R. Rza).

SIFIR ŞEKİLÇİ—Réal şekilde söze ġoşularaġ işledilmeyen, lakin müvafiġ formalarla ġarşılaşdırma esasında varlığı mueyyen édilen şekilçi. Meselen, kitaba, kitabları ve s. formalarla muġayise esasında mueyyen édilir ki, kitab sözünde de şekilçi var, bu şekilçi sözün adlıġ halda, tekde olduğunu kösterir. Lakin bu şekilçi maddi olaraġ nitġde teleffüz édilmediyinden sıfır şekilçi hésab édilir.

SLAVYAN DİLLERİ — Hind-Avropa dil anlesi terkibinde ħususi bir budaġ teşkil éden ve bir sıra yarımġruplara ayrılan diller: a) Şerġi slavyan dilleri yarım ġrupu — rus, bélorus ve Ukrayna dillerini ehate édir; b) Ġerbi slavyan dilleri yarım ġrupu — polyak (léh), çéħ, slovak, kaşub, lujiç dillerini

ve ölu polab dilini ehate édir; v) Cenubi slavyan dilleri yarım-ġrupu — bolġar, sérb-ħorvat, slovén, makédon dillerini ve ölu ġedim slavyan dilini ehate édir.

SLAVYANİZM — 1. Ġedim slavyan sözu ve ya ifadesi. 2. Ġedim slavyan dili üçün seciyyevi olan sözdüzeltme vasitesi.

SONANt — 1. héca düzeldiçi kéyfiyyete malik olan sait ve ya yarımsait. 2. Baħ: Sonor (sesler).

SONLUĠ — 1) Sözün sonuna elave olunan ve morfolojisin-taktik elaġelerin ifadesine ħidmet éden morfém: sözdeyişdirici şekilçi. hal sonluğu. 2) Baħ: rékursiya.

SONOR (SESLER) —Meħrecinin birinci merhelesine (ékskursiya) köre partlayan seslere benzer, lakin sonrakı merhelelerine köre hemin seslerden ferġlenen sesler (Baħ: yan sesler, titreyen sesler, burun sesleri). Azerbaycan dilinde [l]_ [m], [i], [r] ve sağır nun sesleri sonor seslerdir. Bu seslerin emele kelmesinde adeten küy iştirak étmir, ya da çoħ zeif iştirak édir.

SOSİOLOJİ DİLÇİLİK — Ünsiyyet vasitesi olma funksiyasını dilin başlıca fuiksiyası hésab éden çereyan. XX esrin evvellerinde méydana çıħan bu çereyanın banileri F. dé Sössur ve A. Méyé hésab olunur. Başġa körkemli numayendeleri J. Vandriés, A. Séşé, Ş. Ballidir. Esas prinsipleri: dil ħalġa, kolléktive meħsus olub, ictimai hadisedir. Ünsiyyet vasitesi olan dil psiħi hadise déyildir. Dil sistém teşkil édir. Dil sistéminin sinħron cehetden tedġiġi zeruridir. Dil işaresi (söz) sistémin. ünsurudur ve deyerliliye (valéntliye) malikdir. İşare eks étdirdiyi prédméte köre şertidir, danışana köre ise şerti (iħtiyari) déyil, mecburidir. Şerti işareler sistémi olan dil en'ene aüzre nesilden-nesle kéçir.

Dilde her bir yénilik ferdler terefinden yaradılsa da, bu yéniliklerden yalnız ħalġın ġebul étdiyi vahidler möhkemlenib ġalır. İctimai hadise olan dil bütün ferdi cehetleri redd édir. İħtiyari olaraġ tek-tek adamlar dil işaresi yarada bilmez, bu işareni deyişe bilmez. Dilin deyişmesine sebeb psiħoloji ve ya fizioloji amiller déyil, ictimai-tariħi amillerdir. A. Méyé sehven dilçiliyi sosiolokiyanın bir hissesi hésab édirdi.

SÖZ—Öz ses terkibi vasitesile eşyalar, prosésler, hadiseler ve onların arasındakı elaġeler haġġında mefhumu ifade éden en kiçik, başlıca dil vahidi. Sözde fonétik (ses toplusu), léksik-sémantik (me'na) ve ġrammatik (morfoloji struktur ve poténspal cümle) elametler bir küll halında, toplu şekilde birleşmiş olur. Odur ki, bu çoħcehetli dil vahidi olan söze en müħtelif cehetlerden yanaşıb, onu müħtelif şekilde izah étmişler, ona muħtelif te'rifler vérmişler. Odur ki, dilçilikde «fonétik söz», «léksik-sémantik söz», «ġrammatik söz» kimi términler méydana kelmişdir. Adyéktiv sözler — Müħtelif nitġ hisselerine mensub olsa Da, sémantik funksiyaca cümlenin te'yini kimi işlene bilen sözler. Möhkem ve demir iradelidir. İsmi sözler — Sintaktik funksiyaca isme ékvivalént olan sözler, terkibler, söz birleşmeleri, konstruksiyalar; isimler üçün seciyyevi sintaktik funksiyada çıħış éde bilen dil vahidleri. İşarevi sözler — Açıġ şekilde daħili forması olmayan, motivleşmemiş sözler. Sintaktik—bağlı sözler — Yalnız müeyyen terkibde ve yalnız éyni mövġéde ve funksiyada işlenen sözler. Müasir dilde «ve sair», «adam-zad» terkiblerinde işlenen ikinci komponént vaħtile serbest sintaktik vahid kimi işlenmişdir. Sair uşaġlar kimi her sözd aldanmayır (M. E. Sabir). Bğs éle bir zaddır. (M. F. Aħun-dov). Fé'li sözler — Fé'li elamete (fé'llik elametine) malik olan sözler. Fé'li isimler, fé'li sifetler, fé'li bağlamalar, mesderler.

SÖZALtI — Sözle (vérbal şekilde) ifade édilmayen, yalnız tesevvür édilen. Sözaltı l«'ka//Metnaltı me'na — Bilavasite sözle déyil, başġa vasitelerin kömeyi ile ifade olunan me'naların mecmuyu. Metnaltı me'na meselesi dilçiliye, edebiyyatşünaslığa, nitġ psiħoloğiyasına, sehne nitġine, natiġlik senetine dair eserlerde dilçilik baħımından bu ve ya başġa şekilde ġoyulur ve hell édilir. Bütün bu eserlerde metnaltı me'na haġġında ümumi, yékdil fikir yoħdur. Be'zileri kösterirler ki, metnaltı me'na danışanın (müellifin) ifade olunan fikre münasibetidir. Be'zileri ise bu me'nanı poténsial sémantika hésab édirler. Éla tedġiġatçılar vardır ki, metnaltı me'nanı «émosional me'na» adlandırırlao.

Be'zileri metn altı me'nanı sözler vasitesile de ifade étmeyin mümkünlüyünü kösterirler. Metnaltı me'nanın yalnız ve yalnız intonasiya ile (ġismen de mimika ile) elaġedar olduğunu sübut étmeye çalışanlar da vardır. Cümlenin sémantik tehlili zamanı metnaltı me'nadan elave daha bir anlayışdan da istifade olunur ki, bu da «anlamdır». «Anlam» anlayışı adeten me'na ve ya fikir anlayışına ġarşı ġoyulur.

A. A. Léontyév me'na ile «anlam»ı béle ferġlendirir: «Me'na cemiyyetin bütün üzvleri terefinden menimsenilmiş ictimai tecrübe formasıdır». «Anlam ise mo'nanın konkrét fealiyyetindeki analoġudur (benzeridir; oħşarıdır)». hem de sözün me'nası il» onun anlamı arasında keskin ferġlerin ola bilmesi mümkündür.

Metnaltı me'nanı ve ya anlamı ifade éderken hemin metnin terkibini teşkil éden dil vahidlerinin me'naları konkrétleşdirilir. Bu zaman ümumi metnin ve şeraitin rolu böyükdür.

«Metnaltı me'na», «anlam ve me'nanın konkrétleşdirilmesi» anlayışlarını intonasiyanın sémantik tehlili sistémine daħil (aid) étmek olarmı? Nezere almaġ lazımdır ki, metnaltı me'nanın (anlamın) ve ya me'nanın konkrétleşdirilmesinin dilde ifadesi eslinde çoħ mürekkeb prosésdir ve burada yalnız intonasiyanın yoħ, hem de diğer dil vasitelerinin iştirakı mühüm ehemiyyete malikdir. Cümle daħilinde bu prosés bütün dil vasitelerinin (léksik, sintaktik, intonasion vasitelerin) ġarşılıġlı elaġesi şeklinde tezahur édir. Meselen, aşağıdakı ritorik sual cümlesinde anlamın ifade vasitelerini nezerden kéçirek: Ora indi kétmeye menim vaħtım var? — cümlesini sual intonasiyası ile teleffüz édirik. Burada sintaktik me'na ile intonasiya me'nası birbirine uyğun kelir ve sual mezmunu ifade olunur. Éyni zamanda hem sintaktik me'na, hem de intonasion sémantika baħımından burada tesdiġ mezmunu müşahide édilir.

Bnr sıra hallarda iitonasiyanın me'nasını ġavraya bilmek üçün sintaktik ve léksik vasitelere diġġet yétirmek lazımdır.

Réal ünsiyyet prosésinde ümumi metnden ve şeraitden ayrılıġda kötürülmüş cümleler işlene bilmez. Adeten müsahibinin cümlesini ġavrayan dinleyiçi hem de ümumi metnden ve şeraitden doğan elave informasiyanı ġavramış olur. Mehz bu elave inbformasiya anlamı, cümlenin metnaltı me'nasını ve OYĦuYĠ^konkrét me'nasını derkétme işinde hellédici rola malikdir.

Her metn ve şeraite müvafiġ olaraġ anlam, metnaltı me'na ferġlendirici informasiyaya malikdir. her defe bu elave informasiyalar başġa-başġa seciyye daşıyır. Lakin béle elave informasiya olmadıġda intonasiya yalnız modéller esasında müeyyenleşdirilir.

SÖZ BİRLEŞMESİ — İki ve daha artıġ müsteġil sözun me'naca ve ġrammatik baħımından birleşmesidir ki, bu birleşme vahid, lakin daħilen üzvlenen mefhum bildirir, eşya ve hereketlerin adı olur. Demir ġaşıġ. Şirin söz. Söz birleşmesi. Sözun deyeri. Sözden danışmaġ. Söz déyib söz éşitmek.

Söz kimi söz birleşmesi de cümle üçün tikinti matérialıdır. Bununla béle, söz birleşmesi esas sintaktik vahidlerden biri hésab olunur. Be'zi tedġiġatçıların (F. F. Fortunatov, M. N. Pétérson) fikrinçe ise sintaksis eslinde söz birleşmesi haġġında te'limdir. Eker cümle me'lumat (vérme) vahidi, esas kommunikativ vahid hésab olunursa, söz birleşmesi yalnız adlandırma işine ħidmet édir ve buna köre de nominativ vahid hésab olunur. Söz birleşmesn de sözlerle birlikde, onlarla éyni hüġuġda cümle terkibine daħil olur, eşya ve hadiselerin mürekkeb adları kimi léksiksémantik bir funksiya daşıyır. Odur ki, sözlerin her çur birleşmesi söz birleşmesi teşkil étmir, yalnız sözler kimi cümle üçün bir tikinti matérialı teşkil éden birleşmeler söz birleşmesi sayılır. Söz birleşmesi hésab olunmayan birleşmeler aşağıdakılardır: 1) Mübteda ve ħeberden ibaret olan birleşme; béle birleşmenin komponéntleri arasında prédikativ elaġe mövcuddur, prédikativ elaġe ise yalnız cümleye ħasdır; 2) Ħüsusileşmiş terkibler ve onlara aid olan, onları te'yin éden sözler; 3) hemcins üzvler ġrupu (tabésiz birleşmeler); béle birleşmelerde sıra açıġ olur. Yalnız nominativ seciyyeli tabésiz birleşmeleri söz birleşmesi hésab étmek mümkündür: ġardaş ve baçı, aşağı ve yuħarı, ata ve ana. Adyéktiv söz birleşmesi — tabéédici sözu (üzvü) sifetden ibaret olan söz birleşmesi. Dilden zirğk. Elden iti. Dağdan uça, tepeden alçaġ. Zerfi-bağlayıcı söz birleşmeéi — Bağlayıcı funksiyasında çıħış éden zerfi söz birleşmesi. O zaman ki, 0 kün ki, Bu meġsedle de. O sebebden de. Ve buna köre de. Onun üçün de. Zerfi söz birleşmesi — tabéédici üzvü zerflerden ibaret söz birleşmesi. Mürekkeb söz birleşmesi — Esas nitġ hisselerine meħsus sözlerle mürekkebleşdirilmiş sade söz birleşmesi. Sade söz birleşmesine isim, sifet, say, evezlik, fé'l elave étmekle méydana kelen söz birleşmesi. Bayram ayından köyçek çamal («Camalın köyçekdir bayram ayından» — Aşıġ Elesker). Bizim kolħozun sedri. Sabit söz birleşmesi — Baħ: Frazéoloji vahid. Sade söz birleşmesi — İki komponéntden (iki sözden ve ya onların frazéoloji ékvivaléntlerinden) ibaret söz birleşmesi. Ağ kağız. Dilli-dilaver uşaġ. Közü kölkeli adam-Seher tézden oħumağa başlamaġ.

Adeten sade söz birleşmesi iki müsteġil sözden düzelir ki, bunların biri esas, baş söz olur, diğeri ise ondan asılı, ona tabé funksiya daşıyır. Müsteġil sözlerin her birinin yérinde frazéoloji birleşmeler ve ya analitik (mürekkeb) ġrammatik vahidler ve ya mürekkeb sözler de işlendikde yéne sade söz birleşmesi alınır. Söz birleşmesinin baş üzvü — Söz birleşmesi terkibinde müsteġil mövġé tutan ve diğer üzvü (üzvleri) özüne tabé éden üzv; söz birleşmesinin sintaktik esası, merkezi. Maraġlı kitab, kolħoz sedri, defedğn böyük, téatra kétmek söz birleşmelerinde kitab, sedri, böyük, kétmek baş üzvlerdir. Substanġiv söz birleşmesi — tabéédiçi üzvü (komponénti) isimlerden ibarot olan söz birleşmesi. te'yini söz birleşmelerinin hamısı substantiv söz birleşmeleridir. Fé'li söz birleşmesi — Fé'lE ħas olan sintaktik vezifede çıħış éden söz birleşmesi.Şeħssiz fé'li söz birleşmesi — Cümlenin subyékti ile bilavasite sintaktik elaġesi olmayan, modal me'na bildiren frazéoloji söz birleşmesi. Ola bilsin ki, Ehmed bu künlerde kelib çıħap (E Sadıġ). SÖZDEYİŞDİRİCİ ĠRAMMATİK KATÉĠORİYALAR — Söz-deyişdiriçi ġrammatik katéġoriyalar nisbeten mehdud, dar, ħüsusi ġrammatik katéġoriyalardır. Mehz bu ħüsusi ġrammatik katéġoriyalar her dil üçün seciyyevi olub, onu başġalarından ferġlendirir. Ümumi ve ħüsusi ġrammatik katéġoriyalar arasında müeyyen elaġe vardır. Ħüsusi ġrammatik katéġoriyalar bu ve ya diğer nitġ hissesinz aid olur, onun ferġlendirici elameti kimi tezahür édir. Bu ve ya diğer nitġ hissesi üçün seciyyevi olan ġrammatik katéġoriyaların mecmuyu ve bunların ġarşılıġlı elaġesi müħtelif şekilde ézunü kösterir. Meselen, ismin hal katéġoriyası rus, alman, Azerbaycan, ya.çon dillerine ħasdır. Lakin Çin ve Vyétnam dilleri isimleri üçün seciyyevi déyildir. Rus dilinde héç . de bütün isimler (be'zi alınma isimler ve be'zi mürekkeb iħtisarlar) hallanmır: métro, éskimo, OON, NATO, SSSR ve s.

Morfolokiyada ümumi ġrammatik katéġoriya déyildikde nitġ hisseleri nezerde tutulur. Ümumiyyetle «ġrammatik katéġoriya» anlayışı ise ħüsusi ġrammatik katéġoriyaları bildirmek meġsedi küdür.

Bütün ġrammatik katéġoriyalar (ye'ni ħüsusi ġrammatik katéġoriyalar) ya ismin, ya da fé'lin etrafında cemlenmiş olur. İsme meħsus katéġoriyalar bunlardır: cins katéġoriyası, kemiyyet katéġoriyası, hal katéġoriyası, müeyyenlik, ġéyri-müeyyenlik katéġoriyası, mensubiyyet katéġoriyası ve s. Fé'le meħsus katéġoriyalar: a) fé'lin ifade étdiyi hereketi seciyyelendiren katéġoriyalar — terz, zaman katéġoriyası; b) hereketin elaġedar olduğu şeħs ve ya eşya ile elaġesini seciyyelendiren katéġoriyalar — növ katéġoriyası, te'sirlilik-te'sirsizlik katéġoriyası, v) kemiyyet (adlarda olduğu kidmi) ve şeħs katéġoriyası ve s.

SÖZDEYİŞME — Éyni sözün ġrammatik formalarının emele kelmesi. Sözün ġrammatik formeları bu sözün başġa sözlerle elaġelerini eks étdirir. Analitik sözdeyişme. Mehsuldar sözdeyişme. Morfoloji sözdeyişme — Sözlerin ġrammatik formalarının emelekelme üsullarını öyrenen morfolokiya behsi. Fléktiv sözdeyişme — Fléksiya vasitesile baş véren sözdeyişma. Béle sözdeyişmede ġrammatik sonluġ éyni vaħtda bir néçe ġrammatik me'nanın ifadesine ħndmet édir.

SÖZDEYİŞME FORMALARI — Söz birleşmesi ve cümle terkibinde bir sözun başġası ile elaġesini eks étdiren söz forması.

SÖZDÜZELtME—1. Sözlerin ġuruluş ħüsusiyyetlerini ve onların düzeltme ġaydalarını öyrenen dilçilik bölmesi. 2. Şekilçi morfémlerinin kök morfémlere, kök morfémlerin kök morfémlere ġoşulması yolu ile, ya da me'na deyişmesi netiçesinde yéni sözlerin emele kelmesi. Daħili sözdüzeltme—Fé'lin isme ve ya ismin fé'le konvérsiyası. Konfiksal sözdüzeltme — Éyni zamanda hem son şekilçiden, hem de ön şekilçiden istifade étmekle sözdüzeltme. Léksik-sémantik sözdüzeltme— Sözün sémantikaça parçalanması esasında sözdüzeltme: Pençere^pençere (évin penceresi, ders cedvelinde pencere). Léksik-sémantik sözdüzeltmenin en bariz nümunesi omonimlerin emele kelmesidir: ayay (sema cismi, otuz künlük müddet); yaşlı-yaşlı (ġoca, ahıl adam). Léksik-sintaktik sözdüzeltme — Söz birleşmesi ve cümlenin léksikleşib söze çévrilmesinden ibaret sözdüzeltme: közekelim, çanbirġelb, sinedefter, başdansovdu, közümçıħ—(ya salmaġ), kéder-kelmez. Morfoloji sözdüzeltme — Müħtolif morfémlerin birleşmesi şeklinde özünü kösteren sözdüzeltme; şekilçiler ġoş-maġla, mürekkeb sözler şeklinde, abbréviaturalar şeklinde sözdü-zeltme. Parasintétik sözdüzeltme—Éyni terkibde hem mürekkeb, hem de düzeltme söz şeklinde tezahür éden sözdüzeltme. Başġa cür dések,. mürekkeb-düzeltme söz omele kelmesi: béşmertebeli (béş-mertebe)-li; içerişdherli (içeri-şeher)-li, soyuġġanlı (soyuġ ġan)-lı. Sémantik sözdüzeltme — Sözün me'naça deyişmesi netiçesinde yéni sémantik vahidlerin méydana kelmesi. «Ağlar» (ağġvardiyaçılar, inġilab duşmenleri), «Ġırmızılar» (inġilabçılar). Uşaġların nitġinde: bizimkilğr, onlar. Sintaktik sözdüzeltme — Dilde mövçud olan sintaktik modéller esasında mürekkeb sözler düzeldilmesi. tabésizlik üzre mürekkeb sözdüzeltme. İdare elaġesi üzre mürekkeb .sözdüzeltme. İkinci növ te'yini söz birleşmesi esasında mürekkeb sözduzeltme. Sintaktik-morfoloji sözdüzeltme — Söz birleşmesi üzerine şekilçi elave étmekle bütöv vahidin mürekkeb söze çévrilmesinden ibaret sözduzeltme: on illik (on-illik); iki dilli (ikidilli); soyuġ ġanlı (soyuġġanlı). Béle vahidler «düzeltme-mürekkeb sözler» adlanır. İnkilis dilinde: Iié éié+(é)s1->-Iié—éiés1. Sözdüzeltme esası— Bir dilin sözdu-zeltme sistéminin esasını teşkil éden struktur-morfoloji ħüsusiyyetlerin meçmusu. Sözdüzeltme morfolokiyası — Yéni sözler-düzeltmek üsullarından behs éden morfolokiya bölmesi. Fonétik-morfolsji sözdüzeltme — Sözün fonétik terkibinin ve vurğunu» yérinin deyişmesi şeklinde baş véren sözdüzeltme. S. Vurğunun pyéslerinde vokativ söz kimi şahim sözü buna misal (ses terkibi ve vurğunun yéri deyişir) ola biler. tariħen «ħanım», «beyim» vahidleri de morfoloji sözdüzeltme netiçesi hésab olunur.

Sözdüzeltme dilçiliyin nisbeten yéni sahesidir. Lap bu yaħınlara ġeder sözdüzeltme ile elaġedar olan meseleler morfolokiyada öyrenilirdi. Son vaħtlar ise sözdüzeltme müsteġil bilik sahesine çévrilmişdir. Sözdüzeltme yéni sözlerin emelekelme-üsulları haġġında ve onları emele ketiran maddi vasiteler haġġında te'limdir.

Dilçiliyin ħüsusi bir sahesi olan sözdüzeltme élmi hem de sözlerin terkibini, ġohum sözler arasında elaġeleri öyrenmekl» meşğul olur. Bélelikle, «sözdüzeltme» términi üç müħtelif ve bir-biri ile elaġedar hadiseleri ehate édir. Bunların ferġini müeyyenle.şdirmek üçün nezerde tutmaġ lazımdır ki, sözlerin nitġ prosésinde yarandığı fikri sehvdir ve ġebul édilmemelidir.

Dilçiliyin diğer sahelerine nisbeten sözduzeltme sahesinde sinħronik ve diaħronik tesvir prinsiplerini ferġlendirmek daha çetindir. Çoħ zaman canlı işleklikden ġalan, artıġ feallığını itirmiş, sözdüzeltme modéli uzre düzelmiş olan sözler uzun müddet yaşamaġda davam édir. Ona köre de düzeltme sözler içinde neinki çoħlu sözdüzeltme arħaizmleri vardır, habéle éle vahidler vardır ki, onlar nitġ prosésinde yaranmır. her hansı diğer saheye nisbeten sözdüzeltme sahesinde nitġ faktlarını dil hadiselerinden ayırmaġ çetindir, ye'ni söz işletme en'enesi ve normalarını sistémlilik faktorundan ayırmaġ çetindir. Dilin sistémi ile bu sistémden kenar hadiseler, muntezem ve tesadufi seçiyyeli hadiseler, düzkun ve «sehv» hadiseler arasında hüdudlar o ġeder de deġiġ ve müeyyen déyildir.

Sözdüzoltme çoħcehetli ħüsusiyyetlere malik olub, dilin léksikası, morfolokiyası, sintaksisi, sémantikası, fonétikası ve s. ile elaġedardır.

Dilçiliyin müsteġil bir şö'besi olan sözduzeltme yéni sözlerin duzeldilmesi üsullarını araşdırır. Yéni sözler düzelmesinde iki ceheti ferġlendirmek zeruridir: a) nitġde yéni sözün feal sözdüzeltme modéli uzre düzelmesp ve b) düzelmiş sözün dilde sabitleşmesi, ictimai-zeruri lüğet vahidi kéyfiyyeti kesb étmesi. Birinci hal—sözdüzeltme modéli esasında yéni söz düzelmesini sözduzeltme méħanizmi adlandırmaġ olar ve onun strukturunu müeyyenleşdirmek mümkündür. İkinci hal—yéni sözün sabitleşmesi ise uzun süren prosésdir ve struktur tesvir çerçivesine sığmır.

Düzeltme sözlerin esas hissesi şekilçiler vasitesile düzelmiş olur. Béle sözdüzeltme hemişe müeyyen sözdüzeltme modéllerine esaslanır.

SÖZDÜZELtME ÜZRE TEHLİL—Sözün morfém terkibini izah étmekden ibaret tehlil. Bu tehlilde sözün hansı sözden duzeldiyi kösterilir, şekilçiler ġéyd olunur. Sıralanan morfémler ardıçıl şekilde bir-bir şerh édilir. Mürekkeb sözlerde komponéntlerin hansı nitġ hissesine meħsus olduğu kösterilir, hansı sintaktik elaġe esasında birleşdikleri nezero çarpdırılır.

SÖZİŞLEtME — Nitġde sözlerden istifade édilmesi (sözleri séçme ve birleşdirme, elaġelendirme) ġaydaları.

SÖZ YARADICILIĞI — Esasen mövcud morfém ve ya sözelerin yéni tarzde birleşdirilmesinden, çoħ az halda ise yéni ses birleşmesinden ibaret söz yaratma. Senetkarın söz yaradıiılı-ġı. Söz yaradıçılığı meseleleri.

Söz yaradıcılığı (dérivatolokiya) behsi eslinde hem morfolokiya ile, hem de léksikolokiya ile elaġedardır. Morfolokiya fenni kimi söz yaradıcılığında sözün morfoloji strukturu (ġuruluşu) öyrenilir. Lakin söz yaradıcılığı élmi sözün bu morfoloji strukturuna dilin nominativ vesaiti kimi baħır. Morfémler ile meşğul olduğu üçün söz yaradıçılığı morfolokiyaya daħildir. Nominasiya (adlandırma) nezeriyyesi ile elaġedar olduğu üçün söz yaradıçılığı léksikolokiyaya daħildir.

SÖZ YUVACIĞI—Éyniköklü sözler ġrupu. Meselen, kül, külab, ħülbaz, külkez, külüstan, külsüz, külçü, küllü, küllük, külşğn...

«SÖZLER VE ŞÉYLER» MEKTEBİ —XIX esrin sonu ve XX esrin evvellerinde méydana kelib inkişaf éden dilçilik çereyanı. hele XIX esrin sonlarında h. Şuħardt sözlerin tariħini bu sözlerin ifade étdikleri eşyaların tariħi ile birlikde tedġiġ étmek lazımdır—prinsipini ireli sürmüşdür. 1912-ci ilde onun «Şéyler ve sözler» kitabı neşr olundu ki, burada hemin cereyanın meġsedi ve tedġiġat métodu kéniş esaslandırılmışdır.

h. Şuħardt kösterirdi ki, étimoloji tehlilde kenc ġrammatikler kimi hereket étmek, ye'ni yalnız ses ġanunlarını ve az-çoħ me'na benzerliyini nezere almaġ kifayet déyildir. Burada hem de sözlerin eks étdirdiyi eşyaların, maddi-medeni amillerin tariħi de mütleġ éyrenilmeli, nezere alınmalıdır.

1909-cu ilden başlayaraġ Avstriya dilçi alimi Rudolf Mérinkér bir néçe emekdaşla birlikde «Wörter und Sachen» («Sözler ve şéyler») adlı jurnal neşr étmeye başlamışdı ki, hemin cereyanın adı da buradan köturülmüşdur. hemin çereyan sonralar bir sıra meselelerde dilçilik çoğrafiyası ve tecrübi fonétika ile birleşmişdi. Odur ki, dialéktoġrafiyanın (dilçilik coğrafiyası) inkişafında da bu mektebin mühüm rolu olmuşdur.

SÖZLÜK — Lüğetlerde müħtelif cehetlerden izah olunan sözlerin siyahısı; lüğetde baş sözlerin meçmuyu. Lüğetin sözlüyü.

SÖZ SONU — Ħüsusi fonétik ve fonomorfoloji kéyfiyyetleri ile seciyyelenen ve sözün sonunda kelen héca ve ya ses.

SÖZ-TİP—Dil vahidi kimi kötürülen söz, dil sistéminin struktur ünsürü; léksém.

SÖZ-ÜZV — Nitġ vahidi kimi alınmış söz, müeyyen nitġ şeraitinde işlenen léksém, léksémin nitġde tezahürü.

SÖZÜN VARİANtLARI — Éyni morfém terkibi sabit ġalmaġla sözün her hansı bir cehetden (aksénte köre, morfoloji terkibce, habéle orfoépik, sémantik, fonématik cehetden) deyişmesi. Sözün aksént variantları — Yalnız vurğu ile elaġedar olan variantlar: kilométr—kilométr, nékroloġ—nékroloġ, üçün—üçün. Sözün morfoloji variantları — Esasen şekilçilerle elaġedar tezahür éden variantlar: ġorħaġ—ġorħacaġ, dünen—dünenneri, kéde bilmerem—kédemmerem, sonra—sonradan—sonradannan. Sözün orfoġrafik variantları — Edebi dilin müeyyen merhelesinde sözün müħtelif terzde yazılışı: méyid—méyit, çarşab— çarşov—çadirşeb, küzem—küzem. Sözün orfoépik variantları— Sözün terkibinde seslerin müħtelif kéyfiyyetde teleffüzü ile elaġedar variantlar: Azerbaycan—Azerbaycan (evvelki «a» sesini uzatmaġla), kamışcamış, sıldırım—şıldırım. Sözün sémantik variantları—Çoħme'nalı sözün müħtelif me'naları: dil uzatmaġ—el uzatmaġ—söz uzatmaġ—hana uzatmaġ—vaħtını uzatmaġ—boyunu uzatmaġ—ayağını (yorğanına kére) uzatmaġ. Sözün söz düzeltme variantları — Morfémlerin evezlenmesi ile méydana kelen variantlar:—telesik—telem-telesik, béşatılan—béşaçı-lan—béşatan, kéçisaġtal—tekesaġġal, balabançı—balabançalan. Sözün fonématik variantları—Sözün ses terkibinin deyişmesi ile baş véren ve onun morfoloji terkibini deyişmeyen variantları; dram—drama, foném—fonéma, belke—belkem, menden—mennen, ceviz—céviz—cövüz—çöyüz. Sözün ħefif (müħeffef) variantı — Sözün yünkülleşdirilmiş bu ve ya diğer sesi ve ya ses birleşmesi atılmış forması: perşanperişan, donuzdonġuz, tü-fektüfenk, tülektülenk, sorasonra, mürvğtmürüvvet. Uydum da péyemberlere, ġanune, kitabe, Duydum yéne ġesvet (h. Cavid).

SÖZÜN DAĦİLİ FORMASI — Sözün ses cildinin müvafiġ me'na ile motivleşmesini eks étdiren morfoloji terkibi. Sözün. daħili forması «ne üçün béle déyilir?»—sualına cavab vérir. Düzeltme ve mürekkebsözler daħili formaya malik sözlerdir. İlkin sade sözler ise bu formadan mehrumdur. Çünki bunlarda sözün ses cildi ile me'nasının elaġesi tam şerti ve iħtiyaridir SÖZÜN LÉKSİK ME'NASI — tefekkürde sözün ses terkibinin eksi ile müvafiġ eşya ve hadisenin eksi arasında mövcud olan elaġe. Sözün léksik me'nası o sözun mezmununu teşkil édir. Léksik me'na sözun özünde (söz kékunde, esasda) mövcud olur.. Söz kökunde ifade olunan me'na eşyavi me'na adlanır, sözdüzeldici şeş/l-çiler vasitesile ifade olunan me'naya dérivasion me'na deyilir. Bir eşya, alet adı kimİ közluk sé»ü iki hisseden ibar: dir: sözun kökü köz-ün bildirdiyi eşyavi me'na ve -lük şekilçisinin bildirdiyi dérivasion me'na.

SÖZÜN NOMİNATİV (MÜSTEĠİL) ME'NASI-Şüur,' obyéktiv ale.me meħsus eşya ve hadiselerin eksi ile bilavasit. elaġedar olub, onu eks étdiren me'na: kitab, közel, kezmek, yéddi, men, çeld. Nominativ me'nalı sözler adeten serbest söz birleşmelerinin terkibinde çıħış édir.

SÖZÜN SİNTAKTİK—BAĞLI ME'İASI — Yalnız mueyyen cümle üzvu funksiyasında işlendikde sözün kesb étdiyi me'na. Meselen, «ayağına yazmaġ» terkibinde ayaġına sözünün me'na.sı sintaktik bağlı me'nadır.

SÖZÜN FRAZÉOLOJİ-BAĞLI ME'NASI—Sözün yalnız frazéoloji birleşme daħilinde kesb étdiyn me'na: eçğl-mayalla? folmaġ; aġzını yabana éoymaġ; şunu kötur, ıunu ġoy.

SÖZÜN ME'NALI HİSSESİ — Sözün léksik me'nasını oks «tdiren hissesi. Adeten, söz kékleri ve düzeltme sözler (sözde-yiipirici şekilçiler yoħ) sözün me'nalı hissesini teşkil édi

SÖZÜN MORFOLOJİ ÜZVLENMESİ —Sözü teşkil éden morfémleri müeyyenleşdirme, ferġlendirme

ŞÖZÜN MÜREKKEBLEŞMESİ — Bir morfémin sonralar iki morfém şekli alması. Müasir dilimizde iki morfémden ibaret bayġuş sözü eslinde pikuNbiġuNbékuNbayġu şeklinde inkişaf yolu kéçmişdir.

SÖZÜN PARÇALANMASI — Morfém.ġar arasında hüdudun itmesi neticesinde evvelki morfémin yén(1 şekil (be'zen hem de yéni me'na) kesb étmesi.

Dilimizde «öz» evezliyi keçduzi söz-formasının parçalanması ile méydana çıħmışdır. Ġedim menbelerde béle formalar işlenirdi: «Ġorħdum... kenduzini urasan, h?lak olasan» («Kitabi-Dede Ġorġud»).

Nitġi-eşya kendu söz söylep eyan,

Kendü-kendu zatini éyler beyan. her sifetden ħali étmiş kevduzin, Kendü-kendü uzinz tutmuş uzin (Nesimi).

tariħen dilimizde kéniş miġyasda iŞlenen kğnduzi sözünden «kendu» ve «öz» (i) vahidleri yaranmışdır. Emirzade sözünün parçalanmasından mirze sözü méydana çı<şışdır. Sözün parçalanması türk dilleri üçün o ġeder de seçiyyevi déyildir. Lakin bir sıra alınma sözlerde ħalġ étimolokiyası ġanunu tesiri ile béle hadise ézünü çoħ kösterir. Dilimizd;) pasport sözü «baş bilét» şeklinde parçalanmışdır. (Baħ. «Bakı» ġezéti, 19. XI. 69).

SÖZÜN SADELEŞMESİ — İki morfémin birleşmesinden düzelen sözün tedricen bir morfémden ibaret vahide çévrilmesi. Meseleh, ketir, apar, barış sözleri muasir dövrde bir morfém hésab olunur, eslinde ise bunlar kel-ir, al(ıp)bar, barış morfémlerinin birleşmesi ile düzelmişdir.

«Sözün sadeleşmesi» términini dilçiliye kérkemli rus alimi V. A. Boġoroditski ketirmişdir.

SÖZÜN StRUKtUR DEYİŞMELERİ — Zaman kéçdikce maddi ses terkibinde baş véren deyişiklikler. Bu deyişikliklerin üç növü vardır: sözün sadeleşmesi, sözun parçalanması sözün mürekkebleşmesi.

SÖZÜN TERKİBİ—Sözun ıorfoloji ġuruluşu, onun morfém terkibp.

SÖZÜN FORMASI — 1. Sözün ġrammatik forması, ġrammatik forma Çem forma. Kéçmiş zaman forması. Yiyelik hal forması. ort forması. tekrar forma. İnténsiv forma. 2. Sözün esas ve formal hisselere bélünme ħüsusiyyeti. Sözün daħili forması. Sözün ġrammatik forması (Baħ: Ġrammatik forma). Sözün esas forması I. 3. Baħ: Söz-forma.

SÖZÜN FUNKSİYALARI — Léksik vahidlerin aktuallaşmasının nitġ prosésinde işledilmesinin meġsed ve vezifeleri. Sözuğ başlıca funksiyaları bunlardır: Sözün déyktik (déyksis) funksiyası — Sözün işare étme, kösterme funksiyası. Sözün éstéġik funksiyası — Sözün bedii ifade vasitesi olması funksiyası. Ġçzün kommunikativ funksiyası — Sözun bir müsteġil ünsiyyet vasitesi, habéle informasiya vasitesi olması. Sözün kumulyativ funksiyası — Sözün obyéktiv alem haġġında insan biliyini özünde çemleşdirmesi, muhafize édib saħlaması funksiyası. Nesillerin elde étdiyi bütün bilikler söz vasitesile yaddaşlarda hekk olunur.

SÖZ-FORMA — Mueyyen ġrammatik formada çıħış éden müeyyen söz. Kitaba hevğs, kitabın deyzri, kitabı sévmek, kitabdan ötrü birleşmelerinde kitaba, kitabın, kitabı, kitabdan söz-formalar vardır. halbuki söz yalnız birdir («Kitab»).

SÖZ-CÜMLE — héç bir daħili üzv esasıida formalaşmayan, izahédici, aydınlaşdırıcı sözler vasitesile kénişlendirilmeyei, üzvlenmeyen (üzvlerine ayrılmayan), bir sözden ve ya birleşmeden ibaret cümle. Émosional—ġiymetlendirici söz-cümle — Danışanın ifade olunan fikre, şeraite, hadise ve prédmétlere münasibetini eks étdiren sözcümle. Adeten, bu cümleler nidalardan ve nidalaşmış sözlerden ibaret olur:'hemi ağsan, hemi çağsan; Aferni, ehsen, maladés! (Aşıġ Elesker) Éy dadi bidad, Erdebil/ Ş. E. Sabir). İnkar söz-cümle—Ya vérilen suala inkari çavab <şmi işlenen, ya başġasının fikri ile razılaşmağı bildiren, ya da danışanın öz fikrini inkar éden söz-cümle. İnkar söz-çümle, esasen inkar edatları yoħ, ħéyr sözleri ile, habéle esla, ġetiyyen, héç, héç vaħt sözleri ile ifade édilmiş olur. Yoħ çanım, yoħ, yoħ, héç de yoħ (C. Çabbarlı). Onunla körüşmek? Esla! (h. Méhdi). Sual söz-cümle — Müsahibin fikrine modal ġiymet vérme meġamında işlenib, tesdiġ ve inkar bildiren he, yoħ edatları ve ya héç, yaħşı, béle, éle ve s. sözlerle ifade édilen söz-cümle. Belkz sen de kelesen, hz? İndi béle oldu? Éle? Élğ? Néylek? tesdiġ söz-cümle — Ya vérilen suala cavab olan, ya danışanın razılığını bildiren, ya da danışanın fikrini tesdiġ éden söz-cümle. Bu cümleler aşağıdakı sözlerin ve birleşmelerin kömeyi ile düzelir: beli, elbette (ki), şübhesiz (ki), sözsüz (ki), yaħşı, tebii (ki), yeġin (ki), çoħ közel, çoħ e'la, çoħ pakize, he, heri, heri ya... Yaħşı, sen déyen olsun! Elbete, sen de onun terefini saħla-yaçaġsan. tehrikédici söz-cümle — Evvelce söylenen fikre ve ya yaranan veziyyete danışanın müiasibetini, başġasını bir işe tehrik étdiyini bildiren söz-cümle. Bu cümleler mezmununda hereket anlayışı olan nidalar ve ya —«alaşmaġda olan

olur. Marş! Şabaş! haydı! Urra! Ġaraul!

SÖYLEM — Müeyyen fikir, anlam ifade éden ünsipet vahidi. Söylem cümlenin nitġde réallaşması kimi cümleye uyğun kele biler, habéle cümlenin sħémlerine sığmaya da biler Ħusüsile danışıġ dilinde söylem cümleden daha kéniş miġyas alır Dialoġda çavab réplikaları, söz-cümleler söylemlere daħildşġ — Mzni sévirsen?^Mirem (S. Rehman).

SÖYÜŞ SÖZLERİ—Müeyyen narazılıġla elaġedar olan kobud, tehġiramiz, edebsiz sözler. Meselen, Aşıġ Eleskerin şé'rlerinde çal köpj, özü himarın tayı, himarın dünbünde lağeri-mekes kimi sözler işledilmişdir.

SPÉLÉONİM — Yérin altında tebii şekilde méydana kelen mağara, kaha, uçurum, ġuyu, labirint, yéraltı yol, yéraltı çay, aħın, şelale kimi varlıġların ħüsusi adı. Anatoli kölü. Abħaziya salonu. Kürçüstan salonu (İvériya dağlarında). Siġalar mağarasş. Raymond uçurumu. Vétra ġuyusu. Padirak çayı. Ġuéy di Ér kahası, Azıħ mağarası.

STANDARtLAŞMA — teleffüzde, dil vahidlerinin strukturunda, morfoloji deyişme üsullarında müħtelif variantlarıv leğv édilib, vahid şekle salınması. Esas variantı élmi esaslarla işleyib hazırlamaġ neticesinde dilde çoħ mühüm olan norma "meselesi elde édile biler. Edebi dile be'zen standartlaşmış dil de déyilir.

STATİKA — Dil hadiselerine onların tariħen deyişmesini, inkişafını nezere almadan yanaşıb izah étme. Adeten, «dinamika» términi ile ġarşılaşdırılır.

STATİK SAMİt — Öz kéyfiyyetini itirmeden uzana bile» samit.

StRUKtUR— 1. Ħüsusi ve seciyyevi sħémi olan léksik-ġrammatik vahid. Morfoloji struktur. Léksik struktur. Sintaktik struktur. Nüve strukturu — Dilin en sade sintaktik modélleridir ki, metnde bunların en müħtelif transformları tezahür éde bilir. Struktur elamet—Baħ: Ġrammatik elamet. 2. Baħ: Ġuruluş. Analitik struktur — Analitik morfolokiyaya malik olması ile seçiyyelenen ġrammatik sistém. İsmi struktur — Nitġde tesriflenmiş fé'llerin işlenmemesi ve ya çoħ az işlenmesi ile seciyyelenen ; struktur. Sintétik struktur — Fléktiv morfolokiya üstün yér tu tan ġrammatik sistém. Fé'li struktur — Nitġde tesriflenmiş fé'l lerin üstün yér tutması ile seciyyelenen struktur.

StRUKtURALİZM CEREYANI —XX esrin sonlarında formalaşan dilçilik cereyanı. Bu çereyanın felsefi esası «ġéştalġ-psiħolokiya» ve «bihéviorizm» («davranış psiħolokiyası»)dır. Strukturalizmin London mektebine hem de meşhur sosioloġ ve étnoġraf B. Malinövskinin küclu te'siri olmuşdur.

Esas strukturalizm mektebleri bunlardır: Praġa (funksional) mektebi, Kopénhakén (ġlossématika) mektebi, Amérika (déskriptiv) mektebi, London mektebi ve Moskva mektebi. Müħtelif strukturalizm mekteblerişş, ħüsusen Praġa mektebinin linġvistik esasını F. F. Fortunatovun, İ. A. Boduén dé Kurténénin ve ve F. dé Sössürün idéyaları teşkil édir.

Bu cereyan dili «özlüyünde ve özu üçün» mövcud olan bir Hadise, ġapalı struktur hésab édir. Ona köre de dili daħilden tedġiġ étme cehdi, dilħarici amillere é'tinasızlıġ özünü késterir.

Strukturalizme köro, dilçilik élmi dildaħili hadiseleri öyrenmelidir ve dikor élmlerin kömeyine éhtnyacı yoħdur.

Dil mücerred işareler sistémi hésab olunur. Dilçinin esas işi dil faktlarını déyil, bu faktların elaġelerini éyrenmekdir. Başlıca meġsed ise dil strukturunun tedġiġ édilmesidir. Müħtelif mektebler ise bu «struktur» términini müħtelif şekilde başa düşürler. Strukturalistler dili bütöv sistém hésab édirler ki, bu bütöv sistém daha kiçik sistémlerden (seviyyelerden) teşkil olunur. hemin bu kiçik sistémler arasında iyérarħiya asılılığı özünü kösterir. Dil seviyyeleri izomorfdur, ye'ni éyni çür ġanunauyğunluġlara malikdir ve buna köre de hamısışéyni métodla tedġiġ étmek olar.

F.dé Séssürün te'siri ile strukturalistler dili substansiya yoħ, forma hésab édirler. Dilin ses terkibini ikinci dereceli hadise kimi ġeleme vérirler. Onların fikrince, mezmun — dil hadisesi déyildir; mezmun dile deħli olmayan ékstralinġvistik hadiselerle elaġedardır. Netice é'tibarile strukturalizmin ħüsusen daha çoħ formalist olan mektebleri linġvistik tehlilde me'nadan serf-nezer étmeyi teleb édirler.

Dilin aşağıdakı tesvir métodlarından istifade étmelerine köre müħtelif strukturalizm mektebleri arasında bir ümumilik, müştereklik vardır: sinħronik tedġiġata üstünlük vérmek, ted ġiġatda riyazi mentiġ simvollarını, sübutétmenin déduktiv métodlarını tetbiġ étmek; dile sintétik yoħ, analitik yanaşmaġ; séġméntasiya; (substitusiya, ġarşılaşdırma, distribusiya métodlarından, habéle vasitesiz iştirakçılar üzre tehlilden istifade étmek; dil vahidlerini tesnif étmek).

StRUKtUR ÜNSÜR — Esasen türk dillerinde en sade teġlidi söz köklerine ġoşulub onlarda kemiyyet modifikasiyası yaradan kömekçi morfém. Struktur ünsür ya bir sesden (-şır-r, şır-p, şar-t, taġ-ġ), ya da bir hécadan----ıl, -il, -ul, -ül ve ya -ır, -ir, -UR, -ÜR ünsürlerinden (kupp(-ul), ħım1-ır1~ħım/-ır/, ef/-il/-ef (-il) ve s.) ibaret olur.

SUAL — Danışana izah édilmesi lazım hésab olunan ve ya dinleyeni na'melum şéy barede me'lumat vérmeye tehrik éden ifade terzi. Altérnativ sual — İki mövcud imkandan yalnız birini tesdiġ étmeyi dinleyene teklif éden sual: Çoħdur, ya az? Vasitesiz sual — Dinleyenden müsteġim terzde me'lumat almaġ meġsedi ile vérilen sual. Vasiteli sual (suala sual) — Cavab evezine vérilen sual: — Kédirsen? Bes néçe? Deġiġleşdiriçi sual — Cümlede müeyyen üzve aid vérilen sual: Kimi isteyirsen? Evezlikli sual— terkibinde sual evezliyi olan sual. Kim déyir, ne déyir, néçe déyir? İkili sual—terkibinde müħtelif hallarda işlenen iki sual evezliyi olan sual: Kime kimden déyirsen? Meslehet sualı—Özü-ézü ile kötür ġoy éderken işlenen sual: Köresen yazım-yazmayım? Nidalı sual—sual terzinde işlenmiş nida: Menmi ġayıdım? Bunu körmezsen. Ritorik sual—Émosionallıġ yaratmaġ ve ya diġġeti celb étmek meġsedi ile işlenen sual: Kim bilir, néçedir tariħin yaşı? (S. Vurğun). tam sual — Sual şeklinde işlenen, yaħud cavab almaġ üçün yoħ, fikrini tesdiġ üçün işlenen ifade: Aħı sen de orada idin? tesdiġli sual — tesdiġ cümlesi şeklinde, lakin sual intonasiyasına malik sual: Kelirsen? Kédek? Sual sözleri —Sual ifade étme funksiyasına köre birbirine yaħın olan sual evezlikleri ve sual hissecikleri. Sual işaresi — Sual cümlesin den sonra ġoyulan durğu işaresi. Bundan elave hemcins üzvlu sual cümlelerinde her üzvü müsteġilleşdirmek, nezere çarpdırmaġ istedikde onlardan sonra da sual işaresi ġoyulur Kimdir müġessir? Yaşadaraġ öldüren, öldürerek yaşadan, séverek parçalayan, parçalayaraġ séven eli ġanlı sefiller padşahı Oġtay Éloğlumu? Bu zavallı, künahsız yavrumu? Eski mühitin bu zavallı héykelimi ve yaħud alman dahisi böyük Şillér özümü? (C. Cabbarlı). Başġasından sitat vérerken bu sitatda şübhe oyadan, narazılıġ doğuran söz ve ifadelerden sonra da sual işaresi ġoyulur.

SUAL CÜMLESİ — Sual meġsedi ile (sual vérib cavab almaġ meġsedi ile) işledilen cümle. Kommunikativ baħımdan sual cümlesi neġli, emr ve nida cümlelerine ġarşı ġoyulur. Esil sual cümlesi — Réal şekilde cavabı közlenilen, cavabı vérilmeli olan sual cümlesi:— Ne ħeber var, Meşedi? (M. E. Sabir). tesdiġ-sual cümlesi — Müsahibe déyilen sual cümlesidir ki, cavabınıi mütleġ tesdiġ olunaçağı közlenilir: — Birisi de orada mene méymun démedi? Dédi (Ü. hacıbeyov). İnkar-sual cümlesi — Sual terzinde inkari mezmun bildiren cümle: — Bes menim közlerim kordur? (Ü. hacıbeyov). Emr-sual cümlesi — Sual vasitesile bir işe tehrikétme meġsedi küden cümle: Bes éve niye kelmirsen? (E. Veliyév). Ġapımızdan sovuşursan; Bize niye kelmirsen? (Mah-nıdan). Ritorik-sual cümlesi — Sual formasında tesdiġ ve inkari mezmyn ifade éden, cavab teleb étmeyen cümle. Sual cümlelerinin ġrammatik vasiteleri bunlardır: 1. Sual intonasiyası (sualın me'nası ile bağlı olan söz yüksek tonda teleffüz édilir). 2. Söz sırası (adeten, sualın elaġedar olduğu söz cümlenin evvelinde işlenir). 3. Sual sözleri (sual evezlikleri, sual zerfleri, sual edatları).

SUBYÉKT — 1. hökmün prédméti, mentiġi mübteda. Mentiġi subyékt—Baħ: Mentiġi mübteda. Psiħoloji subyékt—Baħ: Psiħoloji mübteda. 2. Ġrammatik mübteda. Ġrammatik subyékt.

SUBYÉKTİV — 1. Subyékte aid, subyékt üçün seçiyyevi. Subyéktiv sözişletme. Subyéktiv izahat. 2. Danışanın ferdi istek ve arzuları, émosiyaları ile elaġedar olan. Subyéktiv me'na.

SUBSTANTİVLEŞME — Başġa nitġ hisselerine meħsus sözlerin isme çévrilmesi. Adeten béle sözler eşyanın elametini, kéyfiyyetini, miġdarını ve s. eks étdirmekden çévrilib bilavasite eşyanın özünü eks étdirmeye başlamış olur. Yaħşı yaħşıya uğrar, yaman yamana yéter (M. Füzuli). Üçde alaçağı yoħ, béşde véreçeyi. Emması var. Natamam substantivleşme — Atılmış isim (te'yinlenen) asanlıġla berpa oluna bilen substantivleşme: her yéten közele ğözel démerem (M. P. Vaġif). tam substantivleşme— Sifetlerin ġeti olaraġ isme çévrilmesinden ibaret substantivleşme: toħuçu, eyiriçi, pambıġçı, sağıçı, ölü, subay, kor, kéçel. tam substantivleşen sözler dilin lüğet terkibine daħil olur, sémantik sözdüzeltme vasitesi hésab édilir. Şerti substantivleşme — Yalnız müeyyen metnde, situasiyada sözün atılması ile yaranan substantivleşme. Ġaralar kéyibsen, yasdadır başın («Él şairleri»), Ġaraya-köye batasan (E. Sadıġ). Ağlar ne isteyir bu ġaralardan (S. Vurğun).

SUBSTİtUSİYA — 1. Déskriptiv dilçilikde dil vahidlerinin oħşar ve ferġli cehetlerini müeyyenleşdir.mekde esas métoddur. hemin meġsedle dil vahidleri ġarşılıġlı şekilde evez édilmekle (bir vahidin 'érine başġası işledilmekle) onların funksional ħüsusiyyetleri, müoyyen ġrupları (sinifleri) üze çıħarılır. Sintaktik substitusiya.

Fonétik substitusiya, adeten başġa dillerden kéçen sözlerde özünu kösterir. Meselen, rus dilindo [h] sesi olmadığından başġa dillerden kéçen sözlerde bu ses özünü kösterdikde meħreç é'tibarile ona en yaħın [ġ] ve [ħ] ile evez olunur: Nété-Ġéiné. Alman dilinde [j] sesi olmadığından başġa dillerden kéçen sözlerin terkibindeki bu ses meħreç é'tibarile ona yaħın [ş] ile evez olunur: VoronéjVoronéş.

2. İfade (seslenme, forma) planında variantların ġarşılıġlı nisbeti; ifadenin (seslenme, forma) iki ünsürü arasındakı éle nisbetdir ki, bunların birinin dikori ile evez édilmesi hemin ünsürlerin eks étdirdiyi mezmunda (me'nada) müvafiġ deyişikliye sebeb olmur. Meselen, «kimi déyirsen dé körüm» ve «dé kérüm kimi déyirsen» birleşmelerini müġayise ét. habéle: sım-sırıġmısmırıġ; kédirlerdikédirdiler ve s.

SUBStRAt — İki dilin çarpazlaşması netiçesinde ġalib dilin terkibinde ġalan meğlub dil ünsürleri. Substrat hadisesi. Substrat hadisesi adeten dillerin uzun müddetli ġarşılıġlı elaġeleri netiçesinde baş vérir. Meselen, Hind dillerinde ġedim dravid dili substratı. İctimai (kolléktiv) substrat — Bir dilde danışan adamların esas (köklü, yérli, esil) terkibi.

«Substrat» términini dilçiliye 1821-çi ilde Brédsford ketirmişdir.

SUPÉRStRAt — Yérli ħalġın dilinde kelme ħalġın dilinin ünsürleri, izleri. Meselen, bolġar dilinde bulġarizmler (türk dilleri ailesine mensub bulġar dilinin ünsürleri) yérli sdavyan diline daħil olmuş supérstratdır. Bolġar ve Bolġariya sözlerini misal köstermek olar.

Başġa misal: inkilis dilinin hem lüğet terkibinde, hem de ġrammatik ġuruluşunda Normand dili ünsürleri — supérstratı çoħdur. «Supérstrat» términini işletmeyi 1932-ci ilde Romada roman dillerine hesr olunmuş konġrésde V. Vartburġ teklif étmişdir.

SUPPLÉTİV — Suġġalétivizm yolu (üsulu) ile yaranmış, düzelmiş. Supplétiv forma. Supplétiv fé'l.

SUPPLÉTİVİZM—Éyni sözün formalarının müħtelif köklerden (esaslardan) düzelmesinden ibaret ġrammatik vasite. Hind-Avropa dilleri üçün daha seciyyevidir. Şeħs evezliklerinin tek ve çem formaları müħtelif sözlerden ibaret olur: N — mı, tı, vı, Yeh—wiġ, oh—Yhġ; sifet dereceleri müħtelif sözlerden ibaret olur: ħoroşii—luçşii, gut—bésséġ; fé'lin zamanları müħtelif sözlerden ibaret olur ve s.

SUPRASÉĠMÉNt FONÉMLER — tek-tek sesler şeklinde tezahür éden séġmént fonémlerden ferġli olaraġ sözün bütün saitlerini (be'zen de samitlerini) müġayise étmekle méydana çıħarılan, bir növ diğer fonémlerin fövġünde duran (zirġa latınça «üstünde» démekdir) fonémler. Bura vurġu fonémi, ton fonémi ve elaġelendirme fonémi daħildir. Vurġu, fonémi sözlerin vurġuya köre ferġlendirilmesine ħidmet édir: bağlama bağlama, oħuçumoħuçum... ton fonémi sözlerin müħtelif tonda teleffuzünün me'na deyişilmesine sebeb olmasıdır. Bu foném en çoħ Çin dili üçün seciyyevidir. Elaġelendirme fonémi sözleri, söz birleşmelerini, cümleleri ferġlendirmeye ħidmet édir. Meselen, bir, iki, üç, dörd, béş déyib dayandıġda dördden sonra ton deyişilir. Supraséġmént unsürler (vurġu, ton ve elaġelendirme fonémi) bir-biri ile elaġedar olub intonasiyanı teşkil édir ve séġmént fonémlerden ferġli me'na kesb édir. Ona köre de bu ünsurleri be'zen morfémlere aid édirler.

SUFFİKSOİD — Şekilçi yérine kéçmiş (umumileşmiş) olan kök morfém. Meselen, ħana (çayħana, çapħana, kitabħana, der-manħana, boyaġħana), -name (emrname, ħahişname, ħasiyyetname, heb-name, vesiyyetname), -perver (vetenperver, emelperver, ruhporver), -şünas (edebiyyatşünas, dilşünas, tariħşunas, hüġuġşunas). SÜZKÜN SAMİtLER — Sonor samitlerden [l] ve [r]. SÜN'İ AD — tebii adlan/şrılma prosésinden tecrid olunan, sün'i yolla yaradılan her hansı ħüsusi ad.

toponim: İtġapan kendi, Danabaş kendi (C. Memmedġuluzade), Deççelabad (E. haġvérdiyév), haçıħana (M. E. Sabir), Azyazpoz idaresi (Anar): antroponim: Marlén (Marks ve Lénin), Şékmaġ (Şékspir ve «Maġbét»), Ħanifiz (Ħaġani, Nizami, Fuzuli), Fe-zeş (Ferman—Zerife—Şirzad), Marvén (Mars—Vénéra); zoonim-ler: Siçan bey, tülkü lele, tıġ-tıġ ħanım, Cik-çik ħanım (A. Şaiġ) ve s.

Azerbaycan onomastikasında sün'i adlara en çoħ bedii edebiyyatda rast kelmek olur. Adeten sun'i adlar tebii adlar formasında méydana kelir, lakin burada hemin növden olan adın léksik-sémantik ardıcıllığı, éyni zamanda o adın fonétik ve morfoloji proéésinin tebii inkişafı pozulur.

SÜN'İ DİLLER — tebii dillerin unsürlerinden duzelen ve béynelħalġ unsiyyet vasitesi funksiyasında işlenilmek üçün nezerde tutulan diller: éspéranto, ido, volapyuk, intérlinġva, ok-sidéntal, növial, açuvanto, univérsalġlot ve s. Sün'i dillerden en çoħ yayılanı éspérantodur. Éspérantonun elifbası 28 herfden ibaretdir ki, onlardan da béşi saitdir. Ġrammatikası sade olub, 16 ġaydası var. Bu ġaydalarda héç bir istisna yoħdur. Bir néçe saat erzinde hemin dili öyrenmek mümkündür. Be'zileri Éspérantonu resmen béynelħalġ dil kimi ġebul étmeyi teleb édirler.

SÜRtÜNEN SESLER —Danışıġ üzvlerinin birbirine yaħınlaşması ile emele kelen kuylu sesler. Azerbaycan dilinde:



Yüklə 4,99 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin