Musa İsrafil oġlı Adilov Zémfira Nadirovna Vérdiéva Faranġiz Mamédali kızı Aġaééa



Yüklə 4,99 Mb.
səhifə38/44
tarix01.11.2017
ölçüsü4,99 Mb.
#26589
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   44

T
TABÉ — tabélilik elaġesine malik sintaktik vahidin ġéyri-musteġil, asılı üzvu. tabé söz. tabé cümle Baħ: tabéli budaġ cümle.

TABÉÉDİCİ ÜZV — tabélilig elaġesinde me'na ve ġrammatik çehetden musteġil olub, diğer komponénti özüne tabé éden üzv.

TABÉLİ — tabélilik bildiren, terkibinde sintaktik tabélilik elaġesi uzre bağlanmış üzvler olan. tabéli birleşmeler. tabéli bağlayıçı. tabéli mürekkeb söz — tabéli söz birleşmesi modéli esasında formalaşan mürekkebsöz. tabéli pauza — Cümlenin müvafiġ hisseleri arasında sintaktik elaġeleri eks étdiren pauza.

TABÉLİLİK ELAĠESİ —Söz birleşmeleri ve cümleler arasında, hemçinin mürekkeb cümlenin prédikativ seciyyeli komponéntleri arasında özünü kösteren ve elaġedar vahidlerin sintaktik cehetden beraberhüġuġlu déyil, ġéyriberaber hüġuġlu olduğunu eks étdiren elaġe. tabélilik çévrilmezlik elaġesi hésab olunur. Bu elaġenin kösteriçisi sintaktik cehetden asılı sözde tezahür édir. Başlıca tabélilik elaġeleri bunlardır: uzlaşma, idare, yanaşma.

TABÉLİLİK ELAĠESİ ESASINDA FORMALAŞAN MÜREKKEB SÖZLER — Komponéntleri müħtelif sintaktik elaġeler, habéle sintaktik ve intonasion-fonétik esasda birleşib bir söz kimi formalaşan vahidler. Dilin ġrammatik ġuruluşu ile elaġedar bu sözlerin müħtelif tezahür şekilleri müşahide édilir.

türk dillerinde homin mürekkeb sözlerin esas növleri aşağıdakılardır: 1. birinçi növ te'yini söz birleşmesi esasında formalaşanlar: ġaraġaş, köyköz, ağsaġġal, sarıköynek 2. ikinci növ te'yini söz birleşmesi esasında formalaşanlar: ġazayağı, kek-likotu, devedabanı, kéçiemçğyi; 3. idare elaġesi esasında formalaşanlar: tozsoran, pambıġyığan, yolayırıçı, maşınġayırma; 4. tek-terefli birleşmeler esasında formalaşanlar: eliaçıġ, diliuzun,



etiaçı, közüaçıġ.

TABÉLİ MÜREKKEB CÜMLE — Ġrammatik cehetden biri üstün, müsteġil, diğeri ise ondan asılı, ona tabé olan cümlelerden teşkil olunmuş mürekkeb sintaktik vahid. tabéli mürekkeb çümlenin komponéntleri arasında birterefli asılılıġ vardır. Bu cümlelerin komponéntleri (baş ve budaġ cümleler) arasında aşağıdakı elaġe vasiteleri işledilir: bağlayıçılar (ki, çünki, ona köre ki, indi ki, bir halda ki, onun üçün ki, éle ki, onda ki, o vaħt ki, béle ki, ona köre, madam ki, ve s); bağlayıçı sözler (kim, ne, her kim, her kes, her ne, néçe, ne çür, néçe, haçan, hara, han-sı, ne ġeder), edatlar («se//-sa//-sa//-so da/1-se ddyy-sa béle//-se béle; -mı, -mi, -mu, -mü), evezlikler (o, bu, éle béle, o çür, bu çür, hemin, orası, burası, be'zisi, be'zileri, éleleri, élesi, béleleri, bélesi ve s), modal sözler (éle bil, kuya, kuya ki, déyesğn, déyesen ki, sanki, éle bil ki ve s.) ve intonasiya. tabéli mürekkeb cümle-nin tabé olan komponéntine budaġ cümle, tabéédici komponéntine baş cümle déyilir. Analitik (tipli) tabéli mürekkeb cümle — Budaġ cümlesi baş cümleye yalnız tabéli bağlayıcılar (ki, çünki, ona köre ki, eker, herçend, éle ki, béle ki, kuya ki, ne ki, ne vaħt ki) vasitesile bağlanan tabéli mürekkeb cümle. Mvhmanın arzusu béle idi ki, kéç-téz yéne oħumağa ġayıtsın (S. Rehimov). Éle danışırsan ki, bişmiş toyuğun külmeyi kelir. Analitik-sintétik (tipli) tabéli mürekkeb cümle — Budaġ cümlesi baş cümleye bağlayıcılar (ve bağlayıcı sözler) ve şekilçilerle bağlanan mürekkeb cümle. Külek hansı terefe esirse, oraya da eyilir. (E. Sadıġ). Eker menim kömeyim lazım olsaydı, bir yol tapıb ħeber vérerdi. (h. Méhdi). Birözekli tabéli mürekkeb cümle — Baş cümlenin her hansı bir üzvü ile elaġedar olub, onun funksiyasında işlenen budaġ cümle. Ançaġ hiss édirdim ki, Sarıköynek evvelkinden şad körünmeye çalışır (İ. Efendiyév). Bir özekli tabéli mürekkeb cümlelerde budaġ cümle baş cümle içerisinde «eriye» biler. Yuħarıdakı mürekkeb cümleni sade şekle salsaġ (sadeleşdirsek) Ançaġ Sarıkeyneyin evvelkinden şad körünmeye çalışdığını hiss édirdim — kimi işlener ki, budaġ cümle burada sade cümlenin tamamlığı vezifesindedir. Ġrammatikalarda cümle üzvlerinin adları ile adlandırılan budaġ cümleler bir özekli tabéli mürekkeb cümle terkibinde işlenir. İkiözekli tabéli mürekkeb cümle — Baş cümlenin bu ve ya diğer üzvu ile déyil, bütövlükde onun mezmunu nle elaġedar olan budaġ cümle. Netice, şert, ġoşulma, sebeb, ġarşılaşdırma ve zaıan budaġ cümleleri ikiözekli tabéli mürekkeb cümleniı budaġ cümleleri hésab olunur. İş béle ketirdi ki, yolumuz bura düşdü (M. Süléymanöv). Atalarımız başlarına kelen işler baresinde o ġeder maraġlı nağıllar danışmışlar ki, biz de ovçu olmaġ ħeyalına düşmüşük (İ. Efendiyév). Sintétik (tipli) tabéli mürekkeb cümle — Budaġ cümlesi baş cümleye esasen şekilçiler (be'zen de hem de da//de tabésiz bağlayıcı) vasitesile bağlanan tabéli mürekkebcümle. O razı olsa, başġaları razı olmayacaġ (C. Cabbarlı). Kukün istisi torpaġa nüfuz étse de, yérde Hele de ġışın soyuġ nefesi késilmemişdi (h. Méhdi).

TABÉLİ SÖZ BİRLEŞMESİ —Komponéntleri birbirile tabélilik elaġesi esasında bağlanan söz birleşmesi. Yanaşma, idare, uzlaşma elaġesi esasında formaLaşan birleşmeler tabéli söz birleşmeleridir.

TABÉSİZ — Sintaktik tabésizlik elaġosine esaslanan. tabésiz birleşme. tabésiz mürekkeb cümle. tabésiz bağlayıcı.

TABÉSİZ SÖZ BİRLEŞMESİ —Komponéntleri tabésizlik elaġesi esasında (sadalama, ġarşılaşdırma, yanaşı kelme) bağlanan söz birleşmesi.

TABÉSİZLİK (ELAĠESİ) — Cümlede sözler arasında, habéle mürekkeb cümlenin prédikativ hisseleri arasında tezahür éden, elaġedar vahidlerin sintaktik cehetden beraberhüġuġlu olduğunu eks étdiren elaġe. tabésizlik elaġesi çévrilmeklik prinsipine osaslanır. Bu elaġenin kösteriçisi elaġedar vahidler arasında mövcud olur ve me'naça onların héç biri ile ayrıca bağlanmır. Eli, Veli, Pirveli pambıġ toplayırlar. Ne yardan doyur, ne elden ġoyur. Ya devlet başa. ta ġuzğun léşa,

TABÉSİZLİK ELAĠESİ ESASINDA FORMALAŞAN MÜREKKEB SÖZLER — Komponéntleri ġrammatik cehetdei beraber-hüġuġlu olub, birbirinden asılı olmayan mürekkeb sözler. Bu sözler sémantik ve fonétik bağlılıġ esasında formalaşmış olur ve onların aşağıdakı növleri vardır: a) tekrarlar; b) ġoşa sözler; v) elaveli sözler.

TABÉSİZ MÜREKKEB CÜMLE —Komponéntleri (esas terkib hisseleri) birbirine tabésiz bağlayıcılarla bağlanan mürekkeb cümle. tabésiz mürekkeb cümleğş teşkil éden cümleler hem de diğer vasitelerin (intonasiya, léksik vasiteler ve s.) kö- , meyi ile birbirile elaġelenir. tabésiz mürekkebcümlelerin terkib hisseleri arasında aşağıdakı elaġe tipleri özünü kösterir. 1. Birleşdirme elaġesi. Bu elaġe névü bir sıra elaġeleri — zaman elaġesini éynizamanlılıġ, zaman ardıcıllığı), sebeb netiçe elaġesini, aydınlaşdırma (konkrétleşdirme) elaġesini birleşdirir. Atlar ġaçır, zınġrovlar seslenir, hekim düşünceli halda susurdu (B. Bayramov). Fuad sekkizde durur, seher yémeyini yéyir, üzünü ġırħır ve doġġuza on béş deġiġe ġalmış aşağı düşürdü. (Anar). Ġar öten hefte yatmışdı, payızın zeif küneşi onu az-ça eritmiş, sonra da sazaġ dondurmuşdu, şüşeyğ döndermşidi, indi ayaġ altında berk ħırtıldayırdı (S. Ehmedov). 2. Bölüşdürme elaġesi. tabésiz mürekkeb cümlenin komponéntlerinin ifade étdiyi fikirler növbe ile birbirini evez édir, ya da bir néçe fikirden birine üstünlük vérilir. Ne o buradan kétdi, ne de men tebrizden çıħdım (M. İbrahimov). Onda kazakları ya özü çağırıb, ya da onun ħahişi ile ħozéyin könderib (S Rehimov). 3. Ġarşılaşdırma elaġesi. tabésiz mürekkeb cümlenin terkib hisseleri arasında müġayise, ferġlendirme me'nalarını ifade éden elaġe. Men senin ağzını çöreye çatdırmaġ isteyirem, sen kör nelerle meşğul olursan (E. Veliyév). Öz üreyimi sındıra bilerem, ançaġ başġasının üreyine toħunmaram (E. Veliyév). 4. Ġoşulma elaġesi. tabésiz mürekeb cümlenin sonrakı komponéntinin evvelkine bir elave kimi, izahédiçi, aydınlaşdırıçı vasite kimi ġoşulması ile ifade olunan elaġe. Semender çoħ şirin yatırdı, üzü de sakit idi, özüne arħayın olan adamların üzü hemişe sakit olur (S. Azeri). hesen kişi yoħsul bir kendli idi, dünya malından ġaratikan bir ġelyanı, övlad adına da bir ġızı var idi. (C. Cabbarlı). 5. Ziddiyyet elaġesi. tabésiz mürekkeb cümlenin sonrakı komponéntinde nfade olunan fikir evvelki ile ziddiyyet teşkil éden elaġe növü. İndi de arvadı telesir, Misirħan ise çavab vérmeyi uzadırdı. (E. Velnyév). Ağıl başda olar, yamda olmaz (Atalar sözü).

TABÉ ÜZV — tabélilik elaġesinde me'na ve ġrammatik cehetden

asılı olub, diğer komponénte tabé olan üzv.

TABU — İşlenilmesi dini inam, mövhumat, ħurafat baħımından, habéle edebsizliyine, kobudluğuna köre, sénzura teleblerine köre reva körülmeyen, ġadağan édilan söz ve ya ifade. tabu vahidler evezine dilde onların sinonimleri işledilir; meselen, ağzıġara («canavar» evezine), azad olmaġ («doġmaġ» evezine), mübarek («ġızılca» evezine) ve s.

TAVTOĠRAM — Bütün sözleri éyni sesle başlayan şé'r.

TAVTOLOJİ — tavtoloğiya fciyyeli; tavtolokiya seçiyyesine malik olan tavtdloji izahat. tavtoloji te'yin. tavtoloji ħüsusi ad. — Éyni me'na bildiren iki léksik vahidin birleşmesinden düzilen hususi ad: Çayrud ( rud Farsça çay démekdir).



ħüsusi ad. — Éyni me'na oildiren iki ls^p» den düzelen ħüsusi ad: Çayrud («rud» Farsca çay démekdir)

TAVTOLOGİYA — cümlede éyni köklü sözlerin birleşmesinden ibaret artıġlıġ. Ölü ölmek (Ölse ölün, ġuyla emanet onu — E. Nezmi). Sévki sévmek (Sévki séven merd olar — M. Rahim). Ütü ütülemek, Men menem, sen de sen, aldanma, ħayr! (h. Cavid).

2. Éyni şéyi başġa sözlerle tekrar étme, yéni bir şéy démemek. O menim ġardaşımdır, men de onun ġardaşı. Ħüsusi ad bildiren sözlere ħüsusi adlar déyilir.

3. Esassız yére ifadede işlenen artıġ ünsürler. Men özüm öz közlerimle kördüm+«kördüm». Sen özün bu ġulaġlarınla éşitdin

TAĠMÉM — Cümle seviyyesinde nitġin ġrammatik üzvlenmesinin en kiçik vahidi; nitġin morfosintaktik vahidi. Meselen, mef'ul olan mübtedadan ferġlendirmek üçün onunla ġarşılaşdırılan ve fail olan mübteda. Eli mektub yazdı Mektub Eli terefinden yazıldı.

TAĠMÉMİKA — Dilin taġmémlerini teseir étmekle meşğul olan ġrammatika bölmesi.

TAKSÉM — Sintaktik struktur, tertibleime vahidi, sözformalar arasında zeruri (sintaktik) elaġe. Meselen, ħeberin mübte: da ile uzlaşması.

TAKSONOMİYA — Dil faktlarını ve dillerin özlerini élmi şekilde tesnif étmek üçün bir dilde ve ya müħtelif dillerde benzer hadiselerin ġarşılaşdırılması, tutuşdurulması.

TAKSONOMİK — taksonomiya ile elaġedar olan; taksonomiya uzre mueyyenleşdirilen. taksonomik ġrammatika. taksonomik ġrup— Bir sıra dillerin teşkil étdiyi éle ġrupdur ki, bu dillerdeki benzer hadiselerin ġarşılaşdırılması neticesinde méydana çıħır. taksonomik katéġoriya — Bir dil daħilinde ve ya müħtelif dillerde benzer hadiselerin planlı şekilde ġarşılaşdırılması imkanı neticesinde méydana çıħan, dil muġayisesinin (kéniş me'nada) bütun növleri (muġayiseli-tariħi tedġiġat, tipoloji tedġiġat, analitik ġarşılaşdırma ve s.) üçün nezeri esas olan katéġoriya; ġrammatik, léksik, tipoloji, tariħi-müġayiseli tesvirler, umumileşdirmeler üçün esas olan benzer dilçilik hadiselerinin mecmuyu.

TAKTİKA — Dilin ġrammatik vahidlerinin birleşme ġaydalarını, imkanlarını öyrenmekle meşğul olan ġrammatika bölmesi. TAMAMLIĠ — Komplétiv elaġe vasitesi ile eşya (kéniş me'nada) ve prosés arasındakı münasibeti ifade éden ikinci dereçeli cümle üzvu. Adeten ismin yönlük, te'sirlik, yérlik ve çıħışlıġ hallarında işlenen cümle üzvudur. Vasiteli tamamlıġ—Eşya ve prosés arasındakı münasibeti musteġil terzde déyil, müeyyen vasite ile, nisbeten uzaġ ve dolayı yollarla ifade éden tamamlıġ. Vasitesiz tamamlıġ — Eşya ve prosés arasındakı münasibeti musteġim şekilde, prosésin bilavasite eşyaya te'siri şeklinde ifade éden tamamlıġ: Kitabı oħudum. Fehleler év tikirler. Ġoşmalı tamamlıġ — İsimle ġoşmanın birleşmesi şeklinde çıħış éden tamamlıġ. Ġuşu ġuşla tutarlar. Ġoşmasız tamamlıġ — Yalnız ismin hal formaları ile ifade olunan, ġoşma işledilmeyen tamamlıġ. Çöreyi çörekçiye vérerler. Daħili tamamlıġ — İdare éden fé'lle éyni köke malik ve yalnız inténsivlik (me'lumat yoħ) meġsedi ile işlenen tamamlıġ. İş işlemek. Ütü ütülemek. Dédiyini démğk. Alaçağını almaġ. Oħumağına oħuyar. Aşıġ olmaġına aşıġdır. (Daħili tamamlıġlar da vasiteli ve vasitesiz növlere bölunür). Zerflik tamamlığı. — Formaca ġoşmalı tamamlıf benzeyen, me'naca zerflik seciyyesine malik olan ikincidereçeli cümle üzvu. Ġonaġları kül-çiçekle ġarşıladılar. Sifet tamamlığı — Sifetin idare étdiyi söz. Deveden böyük fil var. Bala baldan şirindir. te'yini tamamlıġ — İkinci ve üçüncu nöz te'yini söz birleşmelerinin birinci terefleri yérinde işlenel sözler. Fé'li tamamlıġ — Fé'lin idare étdiyi söz. Kördüyünden köz kirğsi isteyir. Ħariçi tamamlıġ — Sözün léksik ħususiyyetlerinden asılı olmayaraġ yalnız sintaktik elaġelerine köre ferġlendirilen tamamlıġ (adeten daħili tamamlıġla ġarşılaşdırılır).

TAMAMLIĠ BUDAĠ CÜMLESİ — Baş cümlenin esasen fé'li ħeberini tamamlamağa ħidmet éden ve tamamlığın suallarına çavab olan budaġ cümle. tamamlıġ budaġ cümlesi fé'li ħeberden başġa baş cümledeki fé'li sifete, fé'li bağlamaya, mesdere, habéle fé'lin şert şekline, sifete ve isme de aid olur.

tutduğu yére ve duzelme ġaydasına köre tamamlıġ budaġ cümlesinin iki növü vardır: 1. terkibinde bağlayıcı sözler iştirak éden budaġ cümle baş cümleden ġabaġ kelir, baş cümlede ise tamamlığın korrélyatı («ġelibi») olan evezlikler budaġ cümledeki bağlayıcıların ġarşılığı kimi işlenir. Budaġ cümledeki bağlayıcı sözler (kim, her kim, her kes, her ne) müħtelif hallarda ve vezifelerde çıħış édir, baş cümledeki evezlikler ise tamamlıġ vezifesinde işledilir. Ya bağlayıcı sözlerden sonra ki edatı, ya budaġ cümlenin sonunda -sa, -se şekilçisi işledilir: Kimi kim bivefa dünyada kördüm, bivefa kördüm (M. Füzuli). Kime kim derdimi izhar éleyib istedim derman; Özümden hem béter derdd onu mübtela kördüm (M. Füzuli). 2. Evvel baş cümle, sonra ki bağlayıcısı, daha sonra ise budaġ cümle kelir. Budaġ cümlenin korrélyatı baş cümlede ya bilavasite iştirak édir, ya da nezerde tutulur. tamamlığın korrélyatı («ġelibi») kimi o, bu, burası, orası, bélesi, élesi, éleleri, béleleri evezlikleri işlenir, be'zen de bu korrélyat işlenmir. Men bunu teklif éde bilerem ki, maçlisin tamadası hörmetli Çamal müellim olsun (İ. Efendiyév). Élesinğ ümid ol ki, dar künde sene dayaġ olsun (O. Salamzade).

TAMLIĠ — Bölünmezlik, hisseler arasına başġa ünsürlerin (vahidlerin) daħil édilmesine imkan vérmemek ħüsusiyyeti. Sözün

tamlığı.


TAM TEKRAR — Müeyyen léksik ve ya ġrammatik anlayışı bildirmek meġsedile éyni ünsürün iki defe tekrarlaimasından ibaret ifade terzi. Ġuruluşuna köre tam tekrarın iki növü vardır: a) Bitişdirici ünsürü olmayan tekrarlar (Baħ: Asindétik tekrar); b) bitişdirici ünsürü olan tekrarlar (Baħ: Kopulativ tek

rar).


TAMFORMALAŞMA — Dil vahidini parçalamağın, onun komponéntleri arasına başġa vahidler elave étmeyin ġéyri-müm-künlüyü. Bu términi dilçiliye A. İ. Smirnitski ketirmişdir. Onun fikrince dil vahidi olan sözün en mühüm, zeruri elameti tamformalaşmadır. Söz fonétik, léksik, sémantik, ġrammatik (morfoloji, sintaktik), ġrafik cehetden tam formalaşmış vahiddir. Fonétik tamformalaşma, Ġrafik tamformalaşma.

TARİĦİ — Zaman kéçdikçe dil hadiselerinin deyişme ve inkişafını öyrenen; dil faktlarının en ġedim dövrlerden başlayaraġ bu küne kimi kéçib keldiyi tedrici inkişafı éyrenen. tariħi ġrammatika. tariħi dilçilik. tariħi fonétika. tariħi dia-léktoloğiya.

TARİĦİ ĠRAMMATİKA — Bu ġrammatikanın ikp növü ferġlendirilir: a) tariħi diaħronik ġrammatika—sözlerin, söz formalarının, söz birleşmeleri ve cümlelerin, habélo ġrammatik katéġoriyaların tariħ boyu deyişme ve inkişaf ħüsusiyyetlerini öyrenir; b) tariħi sinħronik ġrammatika — müeyyen bir tariħi dövrde ġrammatik ifade vasitelerinin ve ġrammatik hadiselerin ħüsusiyyetlerini öyrenir.

TARİĦİ SÖZLER — İfade étdikleri eşyaların terk olunması ile elaġedar çanlı ifadeden ġalmış, kündelik meişetde işledilmeyen sözler: erbab, remmal, müneççim, bay, eħevizade, boz ġurd.

tariħi sözler élmi-tariħi eserlerde nominativ (adlandırma) funksiyasında, bedii eserlerde ifadelilik vasitesi funksiyasında işledilir.

TÉZLİK — Nitġde işledilme dereçesinin, yayılmanın kösteriçisi. Sözlerin tézliyi. Nitġ hisselerinin tézliyi. tézlik lüğeti.

TÉMA — Aktual üzvlenme zamanı ifadenin en az informasiya bildiren hissesi, esasen me'lum olanı eks étdiren hissesi; me'lumatı ğénişlendirmek üçün, yéni me'lumat vérmek üçün, asl kommunikasiya üçün ifadenin bir çıħış nöġtesi, esası rolunu oynayan hisse.

TÉMBR I — Sesin esas tonuna ve ya küyüne harmonik obsrton ve rézonator ton elave étmekle méydana kelen (ses) çaları. Sesin témbri esas ton ile diğer tonların (harmonik obérton ve rézonator ton) birleşmesinden ibaretdir.

TÉMBR II — Nitġe müeyyen ékspréssiv-émosionallıġ véren supérséġmént mahiyyetli elave çalarlıġ. Nitġin témbri.

TÉRMİN — Menşeyine köre latın diline meħsus «términus» sözündendir, hedd-hüdud démekdir. términ élmin, téħnikanın, incesenetin anlayışlarını, tebiet ve çemiyyetde baş véren hadiseleri, istéhsal proséslerini birbirinden ferġlendirmek üçün onlara vérilen seciyyevi addır. términ adi sözler kimi söz muhiti ile (kontékstle) déyil, anlayışlar siétémi — mueyyen bir términoloji sahe ile bağlıdır. términlerden teleb olunan esas cehet birme'nalılıġdır, ye'ni términ aid olduğu sahede tekce bir me'nada işlenmelidir. Bunsu? términin ve ümumiyyetle élmi dilin deġiġliyini te'min étmek mümkün déyildir. términ ümumişlek söze, ümumişlek söz ise térmiıe "évrile bilir. términler de dilin ümumi söz yaradıcılığı ġaydalarına tabédir. Élmi-téħniki, içtimai-siyasi ve s. términler dilde artıġ mévçud olan adi sözlere elave, deġiġ términoloji me'na vérilmesi; ana diline meħsus ve alınma sözlere müħtelif sözdüaeldiçi şekilçilerin artırılması, iki ve daha artıġ sözün birdeşdirilmesi, başġa dillerin términlerinin kalka édilmesi, sözlerin iħtisarı (abbréviatura) yolu ile yaradılır.

TÉRMİNOLOJİ LÜĞEt — Élmin, téħnikanın, incesenetin mueyyen sahesine meħsus térmiileri éhtiva éden lüğet. términoloji lüğet birdilli, ikidilli ae çoħdilli, habéle izahlı ola bilir. Azerbaycanda ilk términoloji lüğeti körkemli bestekarımız Ü. hacıbeyov tertib étmişdir. 1907-ci ilde Bakıda «Metbua\ġda, mustemel, siyasi, hüġuġi, iġtisadi ve eskeri sözlerin türk-rusi ve rusi-türk lüğeti» adlanan hemin sözlükde iuħtelif sahele|ze aid 2 mine ġeder términ vérilmişdir. Lüğetde rus diline meħsus^ términlerin Azerbaycan dilindeki ve Azerbaycan diline meħéus términlerin rus dilindeki deġiġ ġarşılığı müeyyenleşdirilmekle beraber, be'zi términlerin me'nası da izah olunmuşdur.

TÉRMİNOLOKİYA — Élmin, téħnikanın, inçesenetin, istéhsalatın, ictimai fealiyyetin müeyyen bir sahesinin anlayışları sistéminde müvafiġ términlerin mecmuyu. ħniki términolokiya. İçtimai-siyasi términolokiya. Péşğ térmşolokiyası. Dilçilik términolokiyası. hemçinin dilçiliyin términoloji léksikanı, onun inkişaf ġanunauyğunluġlarını öyrenen bölmesi de «términolokiya» (bunu «términşünaslıġ» da adlandırmaġ olar) adlanır. términolokiya dilin lüğet terkibinin daha sur'etle deyişen ve inkişaf éden hissesidir.

Azerbaycanda términolokiya meseleleri ile meşğul olan ilk teşkilat — İstilah Komissiyası kérkemli partiya ve dévlet ħadimi N. Nerimanövun teşebbüsü ile 1922-çi ilde Azerbaycan Ħalġ Komissarları Şurası yanında yaradılmışdır. Bir ilden sonra hemin Komissiya Azerbaycan Merkezi İçraiyye Komitesiie köçürülmüş ve S. Ağamalıoğlunun sedrliyi ile öz fealiyyetini davam étdirmişdir. İstilah Komissiyası 1929-çu ilde Azerbaycan Dövlet términolokiya Komitesine çévrilmişdir. Komiteye bir muddet proféssor B. Çobanzade başçılıġ étmişdir. términolokiya Komitesi 1930-cu ilden é'tibaren Azerbaycan Dövlet Élmi-tedġiġat İnstitutu yanında fealiyyet köstermeye başlamışdır. Komite 1952-ci ilde Azerbaycan SSR Élmler Akadémiyasının Reyaset héy'eti yanında yéniden teşkil olunmuşdur. Azerbaycan SSR Élmler Akadémiyasının términolokiya Komitesine ayrı-ayrı vaħtlarda Ħalġ şairi Semed Vurğun, akadémik Memmed Arif, ħalġ yazıçısı, Sosialist Emeyi Ġehremanı Mirze İbrahimov sedrlik étmişler.

TÉSÉY NEZERİYYESİ — Dilin menşeyi haġġında antikyunan nezeriyyelerinden biri. Bu nezeriyyeye köre dil insanların bir-birile şertleşmesi neticesinde, müġavile yolu ile méydana kelmişdir, eşyanın adı onun tebieti, mahiyyeti ile elaġedar déyildir. hemin fikri sübut üçün ketirilen deliller bunlardır: 1) bir sıra sözler çoħme'nalıdır; 2) bir sıra eşyalar bir néçe adla adlandırılır. Eker dil «tebii» yolla yaransaydı, bu veziyyet olmazdı; 3) zaman kéçdikce eşyanın bir adı diğeri ile evez olunur; 4) bir çoħ mefhumlar bir sözle déyil, belke de söz birleşmesi, hetta cümle (ad bildiren, substantivleşmiş cümle) ile ifade olunur. Bütün bu mülahizeleri Démokrit ireli sürmüşdür.

TÉĦNİSİZM— 1. Mehdud saheye meħsus términ. Béle términler (téħnisizmler) başġa sahelerin müteħessislerine az me'lum olur. 2. Mehdud dairede işlenen téħniki términlere bedii eserde hedden artıġ aludeçilik. téħnisizm be'zen müasir élmi-téħniki tereġġi dövrü ile ayaġlaşmaġ méylinden ireli kelir.

TEBİİ DİL — Esil me'nada dil, insan dili, en mühüm ünsiyyet, fikri formalaşdırma ve fikri ifade étme vasitesi olan dil. «tebii dil» términi «sün'i dil» términine ġarşı ġoyulur. Lakin bu términ héç de dilin «tebii yolla» yarandığını eks étdirmir. Eslinde dil insanlığın minlerçe nesillerinin yaradıcılıġ se'yinin neticesidir.

TEBRİK — Kommunikativ ifade üsulunun bir növüdür. Ħebervérmeden, emrétmeden ferġli olaraġ dinleyicinin diġġetini müeyyen söz ştamplarına, formullara celb étmekle kifayetlenir.

TEĠLİDİ SÖZLER —Ses teġlidi, (ses) tesviri ve obrazlı

sözlerin ümumi adı.

TEĠSİM — Klassik Şerġ poétikasına ve üslubiyyata meħsus fiġurlardan biridir. Mahiyyeti béledir ki, bir misrada bir néçe mübteda sadalanır, diğerinde ise bu mübtedalarla elaġedar olan ħeberler ve ya épitétler işledilir. Füzulinin aşağıdakı béytinde ikinçi misradakı ilk üç söz mübteda, sonrakı üç söz ise müvafiġ şekilde onların ħeberleridir:



Bülbüli-ġemzedğyem, baği-beharim sensğn, Dehenü ġeddü rüħun ġönçeöü servü semenn.ç.

Aşağıdakı béytde isġ birinçi misranın mübtedalarına ikinçi misranın müvafiġ épitétleri uyğunlaşdırılmışdır:



Bir sef ġız oturdu, bir sef oğlan, Çem oldu béhişte hurü ġılman.

TEĠTİ — Frazanın terkibinde ritmik-intonasion vasitelerle ferġlenen, ayrılan her bir hisse (sözler ġrupu ve ayrıca söz). Frazanın hemin esasda üzvlenmesi zamanı teġti hem ayrıayrı nefesvérme ġrupu ile, hem de sintaġm ile uyğun kele biler. Lakin nezere alınmalıdır ki, nefesvérme ġrupu fizioloji anlayış,. sintaġm sémantik-sintaktik hadisedirse, teġti intonasiya hadisesidir.

TEZAD — Birbirine eks me'nalar (anlayışlar, obrazlar) ifade éden iki dil vahidinin ġarşılaşdırılmasından ibaret üslubi fiġur. Kiçile-kiçile böyüyenleri; Böyüye-böyüye kiçilen kördüm. (h. Arif).

tezad teşkil édei vahidler ifade daħilinde adeten simmétrik şekilde yérleşdirilir ve tesvir olunan hadiselerin eksliyinin ġabarıġ şekilde nezere çarpmasına yardım édir. Yaħşı künd» düşmen döner dost olar; İkid odur yaman küne dayansın.

TEZMİN — Şé'rde başġa şaire meħsus olan misra, béyt, parçanın işlenmesi.

TE'YİN — Eşyanın elamet ve kéyfiyyetini bildiren, yaħud bütün cümle üzvlerini her hansı bir ħüsusiyyetine köre izah éden, aydınlaşdıran ikinçi dereceli cümle üzvü. Atributiv-prédikativ te'yin — Kéyfiyyet ve elamet bildiren ħeberlerin ad (adlardan ibaret olan) hissesi. Aħırı yaħşı olar. Bu, çoħ közel oldu. Közleri ġapġara idi. Atributiv te'yin — Sifetle ifade olunub isimlerin evveline kelen te'yin. E'laçı telebe. Ġırmızı ġelem. Daħili te'yin — Sémantikasına ve funksiyasına köre te'yin olan, lakin formal cehetden elaġedar olduğu sözden ayrılmayan te'yin. İkinci ve üçüncü név te'yini söz birleşmelerinin birinci terefleri daħili te'yin hésab olunur. habéle bir sıra tekrar ifadelerde ve eslinde tekrarla bağlı birleşmelerde de daħili te'yinler işlenir. Bu kitab yaħşı kitabdır//Bu kitab yaħşıdır. Künü bu kün bu kün. Zerfi te'yin — Zerfin ifade étdiyi miġdar, derece ve émosional ġiymetlendirme anlayışlarını seciyyelendiren üzv. Çoħ yaħşı. Olduġça közel danışır. hzdden artıġ çalışġandır. İşareédici te'yin — te'yin mövġéyinde işlenen ve işare anlayışı bildiren (déyktik) sözler. Meselen, «bkitab», «o (hemin, haman...) kitab» tipli birleşmelerde de işare sözleri mövġéçe «yaħşı kitab», «maraġlı (oħunaġlı, deyerli...) kitab» birleşmelerindeki yaħşı, maraġlı... sözlerinden ferġlenmir. Nisbi te'yin — Başġa ismin evvelinde kelib onu te'yin éden isim Ağaç ġaşıġ. Daş yol. Polad irade. Ġızıl adam. te'yinin ifade vasiteleri — Cümlede te'yin funksiyasında işlenen nitġ vahidleri. Buraya sifetler, saylar, evezlikler, isimler, fé'li sifet terkibleri,. te'yini söz birleşmeleri, müħtelif nitġ hisselerinden emele kelen terkibler ve bir sıra başġa vasiteler daħildir. hemcins te'yinler — Cümlede bir sözü (ve ya éyni sintaktik vezife daşıyan bir sözü) te'yin éden iki ve daha artıġ üzv. hemcins te'yinler ya tabésiz bağlayıcılarla, ya da birleşdirici pauza ile birbirine bağlanır ve sadalayıcı intonasiya ile déyilir. hemcins to'yinler esasen mübtedaya, tamamlığa, ismi ħebere ve ya bu vezifelerde işledilen te'yini söz birleşmelerinin ikinci terefine aid olur.

TE'YİN BUDAĠ CÜMLESİ—Baş cümlede isimle ve ya substantivleşmiş sözlerle ifade édilmii. oir üzve aid olan ve néçe? hansı? suallarına çavab véren budaġ cümle. Baş cümlede te'yinin (te'yin budaġ cümlesinin) korrélyatı (ġelibi) işlene de biler, işlenmeye de. te'yin budaġ cümlesinin üç tipi vardır: 1. Budaġ cümle baş cümleden evvel kelir ve onun terkibinde bağlayıcı sözlerden (nisbi evezlik) biri iştirak édir, baş cümlede ise te'yinlenen isim, onun ġarşısında ise te'yinin korrélyatı (ġelibi) ya işlenir, ya da nezerde tutulur. Ġıeım, üreyin kime yatsa, seni o adama erğ véreçeyem (Y. V. Çemenzeminli). 2. Budaġ cümle baş cümleden sonra kelir ve çoħ zaman ki bağlayıcısı ile ona bağlanır. Baş cümlede te'yin budaġ cümlesinin korrélyatı kimi o, bu, hemin, éle, bélğ, éle bir, béle bir, bir, néçe, ne çür evezlikleri işlenir, be'zen de korrélyat özünü köstermir. Ġrip éle bir ħestelikdir ki, adeten 5—6 kün çekir (Ġezétlerden). Éle vaħtlar olmuşdur ki, kéçe sehere ġeder oyaġlıġ zeherini dadmışam (M. Füzuli). 3. te'yinlenen isim daha ġabarıġ nezere çarpdırılmaġ üçün ön plana çekilir, ondan sonra ki bağlayıcısı ve budaġ cümle, daha sonra baş cümle işledilir. te'yinleien ismin evvelinde işlenen korrélyatlar (budaġ cümlenin korrélyatları), o, bu, hemin, haman, bir sözlerinden ibaret olur ve ya béle korrélyatlar héç işlenmir. Bir şé'r ki, ħoşuna keldi, mütleġ onu ezberleyeçek (S. Rehman). hemen şeħs ki, sğne bedħahlıġ étmişdi, indi senden kömek közleyir (M. S. Ordubadi).

TE'YİNÉDİCİ — te'yini söz birleşmeleri terkibinde birinçi yérde kelib ikinci komponénti te'yin éden (üzv); te'yin.

TE'YİNİ — te'yine aid olan, te'yinle elaġedar olan, te'yin funksiyasında işlenen. Birinci növ te'yini söz birleşmesi — her iki terefi héç bir sözdeyişdirici şekilçi ġebul étmeden düzelen te'yini söz birleşmesi. E'laçı telebe, üçünçü sinif, hemin adam. ĠéYri-müeyyenlik bildiren te'yini söz birleşmesi — Birinci terefi ġéyri-müeyyen yiyelik halında işlenen, ikinci terefi ise mensubiyyet şekilçili olan te'yini söz birleşmesi: sinif rehberi, ders saatı, ħalġlar dOstluğu, uşaġ évi, edğbiyyat derneyi. İkinci növ te'yini söz birleşmesi — Birinçi terefi şekilçisiz olub, ikinci terefi ise mensubiyyet şekilçisi ile işlenen te'yini söz birleşmesi: kolħoz sedri, uşaġ baġçası, heyat terzi, seadet arzusu, veten éşġi. Müeyyenlik bildiren te'yini söz birleşmesi — Birinci terefi müeyyen yiyelik halda işlenen, ikinci terefi mensubiyyet şekilçisi ġebul éden te'yini söz birleşmesi: mektebin ġapısı, telebelerin çoħu, kitabın maraġlısı, pionérin çalışġanlığı, közellerin közeli. te'yini mürekkeb söz — 1. Birinci komponénti ikinçinin te'yini kimi tesevvür édile bilen mürekkeb söz: Anköz, ġaradaban, sarıtél, sarısaç. 2. Birinci növ te'yini söz birleşmeleri esasında formalaşan mürekkeb söz: yaşılbaş, ġızılköz, yékebaş, ġarakün. 3. Ümumiyyetle te'yini söz birleşmeleri esasında (birinci ve ikinci növ te'yini söz birlöşmeleri, tekterefli söz birleşmeleri) formalaşan mürekkeb söz: eliaçıġ, keklikotu... te'yini söz birleşmesi — te'yin (te'yinlenen) ve te'yinlenenden ibaret ġéyri-prédikativ söz birleşmesidir ki, adeten te'yin birinci yérde (evvel), te'yinlenen ikinci yérde (sonra) işlenir. Yalnız tekterefli te'yini söz birleşmelerinde bu sıra eksine olur. Müġ. ét: şirin dillidili şirin, ağ saġġallısaġġalı ağ... tekterefli te'yini söz birleşmesi — Birinçi terefi nisbet şekilçili isim, ikinci terefi sifetden ibaret te'yiki söz birleşmesi: başı boş, saġġalı sarı, elleri uzun, dili ise çoħ ködek. Üçüncü növ te'yini söz birleşmesi — Birinci terefi yiyelik hal şekilçisi, ikinci terefi mensubiyyet şekilçisi ġebul étmekle düzelen te'yini söz birleşmesi. kolħozun sedri, telebenin kitabı, ananın öyüdü, heyatın meġsedi.

TE'YİNLENEN — te'yini söz birleşmeleri terkibinde ikinci yérde kelen ve birinçi komponént terefinden te'yin édilen üzv; te'yin édilen, te'yin olunan.

TEK — Kemiyyetin katéġorial forması olub, ya eşyanın tekliyini bildirir, ya da hal-hereketin tek-tek ferdlere (subyékte) aid olduğunu kösterir. tek isimler. Fé'lin tek forması. tek işlenen toplu isimler — tek formada işlendikde topluluġ, mücerredlik ve eşyavilik me'nası bildiren, lakin çem şekilçisi ġebul étmeyen isimler: insanlıġ, beşeriyyet, çamaat ve s. (A. Sehhetii işletdiyi çemaetler sözü ferdidir ve üslubi seçiyye daşıyır).

TEKKÉÇİDLİ NOVLU SAMİtLER — teleffüzü zamanı feal danışıġ üzvünün eıele ketirdiyi yarımçıġ manée ġéyrifeal danışıġ üzvlerinden birinde olan növlu samitler: f, v, s, z, y, ħ, ğ, h. Bu samitlerden f, v samitlerinin teleffüzü zamanı alt dodaġ üét dişlerde, s, z samitlerinin teleffüzü zamanı dilönü üst dişlerde, y samitinin teleffüzü zamanı dil ortası sert damaġda, ħ, ğ samitlerinin teleffüzü zamanı dilarħası yumşaġ damaġda, h samitinin teleffüzü zamanı dilkökü udlaġ boşluğunun arħa divarında yarımçıġ manée emele ketirir.

TEKME'NALILIĠ—Éyni söz ve ya ifadede özünü kösteren birce me'nanın mövcudluğu.

TEKME'NALI — Yalnız bir me'naya malik; bir me'nası olan. tekme'nalı söz — tekce bir me'nası olan söz. Adeten términler tekme'nlı sözler kimi seciyyelendirilir: katét, hipoténuz, kon-dénsator, réostat, kénérator, bataréya, tranzistor, sonor, meçaz, cümle ve s.

TEKRAR— 1. Éyni nitġ vahidinin (ses, héca, söz, sintaġm, cümle) éynile ve ya ġismen deyişdirilmiş terzde iki (be'zen de üç ve daha çoħ) defe işledilmesi. Fonétik tekrar. Morfoloji tekrar. Léksik tekrar. Sintaktik tekrar, Üslubi tekrar. 2. Söz kökünün, söz esasının ve ya bütünlükde söz-formanın tam ve ya yarımçıġ

şekilde tekrarlanması netiçesinde düzelen yéni söz, yéni forma, frazéoloji vahid: top-top, ħala-ħala, köy-köy, téz-téz, yanıb-yanıb (tökuldü), oyum-oyum (oymaġ). 3. Baħ: Répriz. Daħiliüzvlu tekrar—Éyni söz (ve ya éyni sözün dérivatları) hem tabé olan, hem de tabé éden üzv kimi işlenmekle méydana çıħan sintaktik vahidler. Daħiliobyéktli (tamamlıġlı) tekrar. Daħili te'yin. Daħili zerflik. Daħiliüzvlu ismi tekrar. Daħiliüzvlü fé'li tekrar. Elaveli tekrar — Cümle üzvlerinden birinin ve ya söz birleşmesinin birinci

komponéntinin elave kimi tekrarlanmasıidan ibaret ifade terzi. Déyerem, ġurbanın olum, hamısını déyerem (E. haġvérdiyév). Bu bir növ kelek idi. Ġız keleyi (V. Babanlı). Aħmağın biri aħmaġ. Zalım uşağı zalım. Yarımçıġ tekrar — Komponéntlerinden biri müeyyen fonétik deyişikliye uğramaġla baş véren tekrar. Sifetin

yarımçıġ tekrarı (ġap-ġara, yamyaşıl, ġosġoça). İsmin yarımçıġ tekrarı (mérméyve, yéryémiş). Klassik-poétik tekrar — Klassik poéziya üçün seçiyyevi olan tekrar. Léksik tekrar — Yéni léksik vahid o.mole ketiren tekrar: ġatar-ġatar, ġarış-ġarış, addım-addım, kal-kal, béş-béş. Morfém tekrarı—Éyni morfémin iki defe tekrarlanmasından ibaret ifade terzi Bunları men yazdırtdırmışam. Özünü bilmemezliye, körmemezliye ġoymaġ. Kimisi béle déyir, kimisi éle. Morfoloji tekrar—Morfolojn katéġoriyaların ifade terzi kimi özünü késteren tekrar. Meselen, fz'li bağlama forması emele ketiren tekrar: ġaça-ġaça, yaza-yaza: kele-kele. Obrazlı (yarımçıġ) tekrar — Ritm, ahenk, allitsrasiya, ġafiye ve s.-ye esasen tekrar olduğu bilinen, lakin komponéntlerinin héç biri ayrılıġda mövcud olmayan tekrar: heteren-peteren, çeren-peren, denkiş-dünküş, hellem-ġellem. Ritmik tekrar. — Yalnız ritmik funksiya daşıyan tekrar: Ağa Kerem, paşa Kerem, ħan Kerzm; Alış. Kzrem, tutuş Kerem, yan Kerem... Ses tekrarı — Saitlerin ve samitlerin bediilik yaratmaġ meġsedi ile tekrarı. Sinonim (ik) tekrar — Nitġde çoħlu sinonim söz ve ya ifadelerin bir yérde işledilmesi: Bes ki uşaġ olduğun anlamayır, ġanmayır (M. E. Sabir). Sintatik-konstruktiv tekrar — Komponéntleri tabélilik elaġesi esasında birbirine bağlanaraġ sintaktik vahidler (söz birleşmesi, cümle) emele ketiren tekrar. Sintaktik konstruktiv tekrarlar üzvlenmeyen söz birleşmeleri ve üzvlenmeyen cümleler teşkilinde muhüm rol oynayır. Yuħu yuħulamaġ. Ayın aydınlığında. Kelen keldi, kéden kétdi. Olar olar, olmaz olmaz. Sintaktik tekrar— her hansı söz ve ya birleşmenin cümle daħilinde tekrarı: Ağıl yaşda déyil, başdadır, başda (S. Rüstem). Amma men menem ki, menem (S. Rehimov) Anadan kim doyub, kim (R. Rza). Söz-formanın tekrarı — Sözün müeyyen formada tekrarından ibaret sözişletme üsulu: herden-herden kelib baħma üzüme («Aşıġlar»). Künde-künde bir söz déyir. Éller, éller, ay éller (E. Cavad). tekrar mürekkeb söz — Müħtelif nitġ hisselerine meħsus sözlerin tekrarı ile yaranan mürekkeb söz a) isi.m: aşıġ-aşıġ, top-top, ħala-ħala, mere-mere, sinif-sinif; b) sifet: sarı-sarı (sandıġlar), ġırmızı-ġır-mızı (almalar), inçe-inçe (metlebler); v) evezlik: menem-menem-lik, be'zi-ba'zi (işler); ġ) fé'l: dédi-dédi (év yıħar), yanıb-yanıb (töküliek), olmaya-olmaya (danışasan). tekrar samit — Söz ortasında ve sonunda (habéle tariħen morfémler hüdudunda) éyni samitin iki defe işleniesi: Amma, doġġuz, redd, ħett, vurr! Suss!

TEKRAR SÖZ — Éyni sözün iki defe tekrarlanması ile yaranan mürekkeb söz: Çemçem. Ġarġar. Ġamġam (ħüsusi isimler). tersine tekrar — Evvelki birleşmeni teşkil éden vahidlerin eks sıra üzre duzümündep ibaret bedii ifade terzi: Başdan ayağa, ayaġdan başa fesad! (S. Rehimov). O ğüldü ağladı, ağladı küldü (M. Müşfiġ). transformasion (yarımçıġ) tekrar — İkinci komponéntde birinci sözun ilk samitinin (söz samitle başlanırsa) m ile evezlenmesi ve ya birinci sözün evveline (söz saitle başlanırsa) m elave édilmesi neticesinde yaranan tekrar: doħtur-moħtur, ħan-man, çit-mit, éşġ-méşġ, iş-miş, üçün-müçün. Üslubi tekrar — Yalnız mueyyen üsluba meħsus olan ve yalnız o üslubda işlenen tekrar.

Folklor üslubuna meħsus tekrar (İçeri bir oğlan kirdi, bir oğlan kirdi, éle bil şekildi—«Nağıllar» Div éle ġezeblenib, éle ġezeblenib, dırnaġlarıynan yér éşir — «Nağıllar»). Fléktia (yarımçıġ) tekrar — Komponéntlerinden birinde saitlerin deyişmesi ile baş véren yarımçıġ tekrar: kağız-kuğuz, kendçi-kündçü, çarıġ-çuruġ, ağaç-uğaç. Calaġ tekrar—Evvelki sintaktik vahidin son sözünu sonrakı vahidin ilk sözü kimi işletmekden ibaret üslubi-poétik tekrar. 0 da bütün bunları izleyirdi. İzleyir ve düşünürdü ki... (E. Sadıġ) Ol dem keldi ki, keldi Adem (M. Füzuli).

TEKRAR CİNAS — Ġafiye kimi işlonen dil vahidinin ardıcıl sıra üzre iki defe tekrarlanmasından ibaret cinas növü. Meselen, S. E. Şirvaninin aşağıdakı şé'ri tekrar çinas esasında yazılmışdır.
Bir ehdine sen étmedin, éy bivefa, vefa, Ġıldı ferağın ile dili-binzva, neva.

Zemzem tek oldu kuyine revan, revan, Ol Ke'bd içre körmedi ehli-sefa, Sefa.

Dérdim leb üste ħal düşübdür ġelet, ġelet, Dérdim o çini-zülfüne müşki-Ħeta, ħeta.

Men sadelövhe ġıldı o rüħsari-al, al. Ġıldı künümü ol seri-zülfi-ġera, ġera,

Ġıl kuyi-yare keştini, éy çaresaz, saz, Yareb sene muin ola, éy naħuda, ħuda.

Mekr ile sallama deħi tehfül -henj, henek. Zahid, büsati-éşġdğdir buriya, riya.

Éy çerħi-keçmedar mene oldu yar, yar, Étmez o mahden meni növki -çida, çüda.

Étme şikeste Séyyidi, éy badeħar, ħar, Étsin sene hemişe bu ehli -dua, dua.

TEKTERKİBLİ VOKATİV CÜMLE — Esas ve yékane üzvü müraciet édilen şeħsin adından ibaret olan cümle: Şéyda! Balaş! Külüş! Musa, Musa!

TEKTERKİBLİ MÜEYYEN ŞEĦSLİ CÜMLE — Buraħılmış mübtedaları birinci ve ikinci şeħs formalarında ifade édilen ħeberler vasitesile konkrét şekilde tesevvür olunan cümle. Körürem, anlayıram, ölmeyvçeksen, bilirem. (S. Rüstem). Bu cümlelerin struktur esası ħeberlerden ibaretdir. tekterkibli müeyyen şeħsli cümleler ħeberler üzerinde ġurulur ve adeten bütün elave, ikinci dereceli üzvler de bu ħeberler etrafında merkezleşmiş olur. Seher tézden tarlaya kétmeli idik (h. Méhdi).

TEKTERKİBLİ ÜMUMİ ŞEĦSLİ CÜMLE — İş ve hereketin bütün şeħslere aid olduğunu kösteren, terkibinde mübteda işledilmeyen, yékane baş üzvü ħeberden ibaret tekterkibli cümle. Çüçeni payızda sayarlar. Buna da Koroğlu déyerler. Ümumi şeħsli cümlelerin esas vezifesi ümumi hökmleri, atalar sözleri ve zerbimeseller seciyyesi kesb étmiş obrazlı fikirleri ifade étmekden ibaretdir. tekterkibli ümumi şeħsli cümleler mezmunca müeyyen şeħsli cümlelerden ferġlenir. Müeyyen şeħsli cümlelerde mueyyen ve deġiġ fikirler, konkrét şeraitle elaġedar mülahizeler söylenirse, ümumi şeħsli cümlelerde ifade olunan fikirler kontsrét şeħslere déyil, hamıya aid olur, ümumileşmiş olur.

TEKTERKİBLİ CÜMLE —Yalnız bir müħteser ve ya kéniş üzvden ibaret olub, formaca ya mübtedaya, ya da ħebere müvafiġ kelen cümle. Béle cümlelerde subyékt ve prédikat ġrammatik cehetden ayrı-ayrı vahidlerde ifade édilmir, bunların her ikisi cümlenin yalnız bir baş üzvünde (ya mubteda, ya ħeber) ifade olunur.

Azerbaycan dilinde tekterkibli cümlelerin aşağıdakı növleri vardır: tekterkibli müeyyen şeħsli cümle, ġéyri-müeyyen şeħsli cümle, umumi şeħsli cümle, şeħssiz cümle, adlıġ cümle, söz-cümle, müħteser tekterkibli sade cümle, kéniş tekterkibli sade çümle butöv tekterkibli sade cümle, tekterkibli vokativ cümle.

TEKTERKİBLİ CÜMLENİN BAŞ ÜZVÜ — tekterkibli çümlenin struktur esası, ġrammatik merkezi. Bu cümlelerin be'zilerinde (müeyyen şeħsli, ġéyri-mueyyen şeħsli, ümumi şeħsli, şeħssiz; cümlelerde) baş üzv cütterkibli cümlenin ħeberine müvafiġ olur,. başġalarında ise (adlı cümle) hem mübteda, hem de ħebere müvafiġ kele biler.

TELEFFÜZ—1. Nitġ seslerinin meħreclerine meħsus ħususiyyetler. Sehv teleffüz. Düzkün teleffüz. 2. Dilin bu ve ya di~ ker tezahur növlerine meħsus orfoépiya normalarının meçmuyu.. Edebi teleffüz. Loru teleffüz.

TERZ — İş ve hereketin daħili seçiyyesini késteren ġrammatik fé'l katéġoriyası. Fé'lin ifade étdiyi iş ve hereketin baş vérme üsulu. Bitmiş terz. tekrarlılıġ terzi. Başlanğıç terzi, Çoħdefelilik terzi. İnténsiv terz. Uzunmüddetlilik terzi. Ani terz — İş ve hereketin çoħ ġısa bir zamanda, ani olaraġ baş vérdiyini kösteren terz (esasen sesteġlidi sözlerde). taħçadan düşdü «tapp» éledi. (tapmanadan). «Ġa» éderken henuz birçe kzre; Pén-diri dimdiyinden éndi yére (M. E. Sabir). Bitmemiş terz— İş ve hereketin bitmediyini, davam étdiyini kösteren terz. Dilimizde -maġda, -mekde şekilçileri fé'lin bitmemiş terzini emele ketiren morfoloji elamet kimi diġġeti celb édir: oħumada idi,teş-kil étmekde idik, yazmaġda imişler, kezmekdedir. Bitmiş terz— İş ve hereketin bitib ġurtardığını, sonunu, hüdudunu kösteren-terz. Azerbaycan dilinde bir sıra kömekçi fé'ller (çıħmaġ, két-mek, bitmek, ġurtarmaġ ve s.) analitik üsulla fé'lin bitmiş terz formasının teşkilinde muhüm rol oynayır. Kelib çıħdılar, ölüb kétdi, çıħıb kétdi, ġurtardı kétdi, yazıb bitirdi, öldü ġurtardı ve s. İnħoativ terz — İş ve hereketin başlanmasını kösteren terz. Azerbaycan dilinde analitik yolla (esas fé'lin yönlük halda işlenmiş mesder forması — kömekçi «başlamaġ» fé'li) düzelir. Oħumağa başlamaġ. Kezmeye başlamaġ. Uzunmüddetlilik terzi — İş ve hereketin uzun müddet erzinde baş vérdiyini, mövcud olduğunu késteren terz. Külüb-külüb uğunub kétdi. Aħdı, aħsinem üste köllendi (Vidadi). Çoħdefelilik terzi — İş ve herekatin bir néçe defe tekrarlandığını kösteren terz: Kédib-kédib ġayıdır. Şiddetlendirici terz — İş ve hereketin inténsiv şekilde baş vérdiyini kösteren terz. Sızım-sızım sızıldamaġ, Ezim-ezim ezmek.

TERZİ-HEREKEt BUDAĠ CÜMLESİ —Baş cümledeki hereketin icra terzini ve ya halveziyyetin méydana çıħma terzini bildiren budaġ cümle. terzi-hereket budaġ cümlesi baş cümleye müħtelif vasitelerle—en çoħ bağlayıcılar, bağlayıcı sözler, işare evezlikleri ve intonasiya ile bağlanır. Meġsed bildiren terzi-hereket budaġ cümlesi. — Baş cümledeki iş ve hereketin terzini bildirmekle yanaşı, hemin iş ve hereketin müeyyen meġsed izlediyini aydınlaşdıran budaġ cümle. hemin budaġ cümle, baş çümleden çıħan ne meġsedle, ne üçün, neden ötrü, niye suallarından birine cavab olur. Bu budaġ cümlenin ħeberi arzu-iltizam ve ya bu me'nanı bildiren emr şeklinde işlenmiş fé'lle ifade olunur. Ġoyunları éle kizlet ki, birini de tapmaġ mümkün olmasın (M. İbrahimov). İşimizi éle ġurmalıyıġ ki, dağlarda bir deġiġemiz de boş kéçmesin (E. Veliyév). Netice bildiren terzi-hereket budaġ cümlesi — Baş cümledeki hereketin terzini bildirmekle yanaşı, onlardan hasil olan netiçeni de kösteren budaġ çümlġ Be'zi vaħt éle boran ġopur ki, üç-dörd kün buruġda kéçelemeli olu ruġ. (M. hüséyn). Ana-bala bir anda éle ġuçaġlaşıb bir-birine sa-rıldılar ki, hamının nezeri onlara teref çévrildi (Mir Celal), Netiçe bildiren terzi-hereket budaġ cümleli tabéli mürekkeb cumlenin baş cümlesinde terzi-hereket zerfliyinin korrélyatı iştirak édir ve budaġ cümle ki bağlayıçısı ve intonasiya ile baş cümleye bağlanır. Müġayise bildiren terzi-hereket budaġ cümlesi — Baş cümledeki iş, hereket ve ya hal-veziyyetin terzini müġayise yolu ile bildiren budaġ cümle. Bu budaġ cümlelerin dilimizde iki növü vardır. 1. Baş cümleden ġabaġ kelen budaġ cümle. Budaġ cümlede néçe (habéle ne çür, ne teher, ne yolla) bağlayıcı sözü, baş cümlede bunun korrélyatı kimi éle (habéle: o çür, o ġayda, o ġayda ile) işlenir, be'zen de baş cümlede korrélyat işlenmir, ya bağlayıcı sözün yanında ki edatı, ya da budaġ cümlenin sonunda -ş/-sa/şekilçisi iştirak édir. Néçe ki, men yanıram; Éle de sen yanasan (Bayatıdan). Müdir néçe çalırdısa, işçiler de éle o ġay-da ile oynayırdılar (S. Dağlı). 2. Baş cümleden sonra kelen budaġ cümle. Baş cümlede éle (béle) işare evezliyi, budaġ cümlenin evvelinde éle bil, sanki, kuya modal sözleri, hemçinin déyesen, déyirsen, déyerdin modal fé'lleri iştirak édir. Fetullah indi éld hzves, éle bir éşġle kédirdi ki, déyerdin ġüdreti dağları titredeçi(Mir Celal).

TERKİB — Dilin ġrammatik ġanunları esasında nitġde birleşmeler şeklinde tezahür éden sintaktik vahid. Mesder terkibi. Fé'li sifet terkibi. Fé'li bağlama terkibi.

TERKİBİ — Bir néçe vahidin birleşmesindei ibaret. terkibi bağlayını. terkibi ad. — Bir néçesözden ibaret olub, éyni bir obyékti bildiren birleşme. haçı Hesen. Kerbelayı Fatma. Mehemmğd Mehemmed oğlu Mehemmedov. Hüséyn Ereblinski. Mikayıl Müşfiġ. Azerbaycan Dövlet Uiivérsitéti. terkibi say. — Bir néçe sayın birleşmesinden ibaret olub, müeyyen kemiyyeti (miġdarı) bildiren say. On doġġuz. Béş yüz otuz yéddi. Bir min doġġuz yüz seksen birinçi. terkibi modal söz — Sade modal söze bağlayıcı ve ya edatın yanaşması ile düzelen modal söz. Yeġin ki, doğrudan da, kim bilir, belke de, ola (biler) ki. Éy Füzuli, ola ki, rehm éde yar efğanıma (M. Füzuli).

TERKİBİ İSMİ ĦEBER — Adlara idi, imiş bağlaşlarının ġoşulması ile düzelen ħeber. terkibi ismi ħeberin revayet forması — Adlara imiş bağlaması ġoşmaġla düzelen ve revayet modallığı me'nası bildiren ħeber forması: adam imiş, yaħşı imiş, üç imiş, sen imişsen. terkibi ismi ħeberin hékaye forması — Adlara idi bağlaması ġoşmaġla düzelen ve şahndlik modallığı me'nası bildiren ħeber forması; adam idi, yaħşı idi, üç idi, men idim, terkibi ħeberin ad hissesi — terkibi ħeberin esas me'nasını ifade éden hissesi. Bu funksiyada ad nitġ hisselerinden her hansı biri müħtelif hallarda, fé'li sifetler, kéyfiyyet zerfleri, ġiymetlendirici nidalar, sintaktik cehetden üzvlenmeyen birleşmeler, frazéoloji terkibler çıħış éde bilir. O çoħ oħumuş. olar. Fikri-zikri kitabda idi. Allaha and olsun, budur déyirem... (Ü. hacıbeyov).

TERKİBİ FÉ'Lİ ĦEBER — Müħtelif nitġ hisselerine meħsus vahidlerin birleşmeéinden düzelen ħeber. Bunlar esasen aşağıdakı üsullarla düzelir: a) Ħeber rolunda işlenen fé'le müħtelif edatların ġoşulması ile: kel-kel körümdi bir kel körüm—di bir kel körüm ha! habéle: oħu körj, di yaz da\; b) her hansı fé'le idi, imiş bağlamalarının ġoşulması ile: kelir idi, kelğsi imiş, ġaçaçaġ imiş, ġaçmalı idi; v) olmaġ, étmek, élemek, ġılmaġ kimi kömekçi fé'ller vasitesile düzelen fé"li analitik konstruksiyalarla: köz olmaġ, söz élemek, söhbet étmek, nezer ġılmaġ; ġ) müħtelif fé'li idiomatik ifadelerden ibaret olanlar: başa salmaġ, elden düşmek, közü su içmemek, kvzünden kelmek. Sade fé'li ħeber — Fé'lin emr, vaçib, şert, iltizam, lazım, ħeber, mesder forması ile ifade olunan ħeber. terkibi fé'li ħeberin revayet forması — her hansı fé'l formasına imiş bağlaması elave étmekle düzelen ve revayet modallığı me'nası bildiren ħeber forması: yazmış imiş, yazaçaġ imşiem, yazmalı imişsen, yazar ikişik, yazası imşisiniz. terkibi fé'li ħeberin hékaye forması— hor hansı fé'l formasına idi bağlaması elave étmekle düzelen ve kéçmiş zamanla elaġedar modallıġ (kéçmişdeki işin içrası haġġında şahidlik yolu ile me'lumat vérme) me'nası bildiren ħeber forması: yazmış idi, yazar idim, yazır idin, yazaçaġ idi, yazmalı idim, yazası idik, yaza idin, yazsa idiniz, yazan idi, yazmaġ



idi, yazşġda idi.

TERCİ—1. Ardıçıl kelen cümlelerde éyıi mövġéde éyni ve ya yaħın me'nalı sözlerin işlenmesi.



Ġanı dövranda bir éelbi değelsiz,

Ġanı alemde bir ariçe dinar?

Ġanı dünyada iġrar éyleyzn kimi... (Nesimi).

Yüklə 4,99 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin