Neleri GÖremiyoruz


ENERJİ VE DÜNYA EKONOMİSİ



Yüklə 1,29 Mb.
səhifə4/27
tarix25.10.2017
ölçüsü1,29 Mb.
#13027
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27

1.2. ENERJİ VE DÜNYA

EKONOMİSİ

1970'li yılların petrol krizi, sanırım kriz olmaktan çok, çevre sorunlarının ve alternatif enerji kaynaklarının sorgulanmaya başlandığı "bilinç miladı" olarak tarihe geçecektir. Belki de "enerji devrimine yakılan yeşil ışık" olarak anılacaktır.


"Odunun, yani biyokütlenin başat enerji kaynağı olarak kullanımı 19.yüzyılın ortalarına dek yaklaşık bir milyon yıl boyunca sürmüş, ve 1850'lerde yerini kömüre bırakmak zorunda kalmıştır. Kömür ise egemenliğini ancak bir yüzyıl sürdürebilmiş ve 1950'lerde sahneyi petrole devretmek zorunda kalmıştır. Bu yıllar, petrol bağımlılığının uç noktalarına ulaştığı bir dönem olmuştur. Yaygın kullanımı hala sürse de, 1973 petrol krizi ile birlikte alternatif, yani dönüşümlü ve temiz enerji kaynakları ve enerjinin verimli kullanımı, içinde bulunduğumuz döneme damgasını vurmuştur.1980'li yıllar; gelişmiş ülkelerin, daha fazla enerji temininden daha verimli enerji kullanımı stratejisine geçiş dönemi olmuştur."

9

Avrupa Güneş Enerjisi Birliği "Eurosolar" Başkanı

Hermann SCHEER'in10 tanımlamasına göre "Ekolojinin bilincinde olmadığımız sürece uygarlığımız kendi geleceğini garanti altına alamayacaktır. Yerkürenin yalnızca birkaç yerinde görülen hammaddelerin tüketilmesi ile, bunlara hayati denecek derecede bağımlılık doğar. Bu malzemelerin miktarlarındaki sınırlılık ise ekonomik ve politik buhranlara yol açar."

"Bu yüzden enerji üretiminde özel ve bölgesel değil evrensel kaynaklara yönelmek, insanlığın geleceği açısından en doğru karardır."
İktisatçı ve sosyolog, 1999 Alternatif Nobel ödülü sahibi ve aynı zamanda Almanya Federal Parlamento üyesi olan Scheer'in saptamasına göre; "Enerji biçimleri ve üretim yöntemleri, tarih boyunca sanayi ve ekonominin belirleyici başat faktörü olmuştur." Bir başka deyişle enerji tarihi ile ekonomi tarihi daima eşzamanlı ve eşgüdümlü yaşanmıştır.

İlk sanayi merkezlerinin kurulduğu yerler, ilk buhar makinelerinin enerji kaynağı olan taşkömürü havzaları idi. Almanya'da Ruhr, İngiltere'nin büyük çoğunluğu, Fransa'nın kuzeyinde Silezya ve Amerikanın orta batısı buna örnektir. Fosil kaynaklara bağımlı hale gelen sanayi, yerel olanaklar yetersiz kalınca yabancı ülke kaynaklarının transferi ile, ilk "global şirketler" olan enerji yatırımcılarını doğurdu. Bu şirketler arasında, taşkömüründen başlayıp, petrol, doğalgaz ve nükleer yakıtlara kadar olan yelpazedeki güç savaşı halen sürmektedir. Kapitalizmin vahşi yüzü diyebileceğimiz bu acımasız pay savaşının temelinde "enerji" yatmaktadır.



1.3. ENERJİNİN OLUŞUM

SÜRECİ

1.3.1. KAYNAKLAR


"Enerji kaynaklarını iki ana gruba ayırmak mümkün :

1-Kömür, petrol, doğalgaz, uranyum gibi kaynak

sorunu olan fosil veya madensel "sınırlı

kaynaklar",

2-Su, rüzgar, güneş ya da bitkisel kökenli, yani

kaynak sorunu olmayan dönüşümlü ve "sınırsız

kaynaklar". Bunlara "alternatif" veya

"yenilenebilir" temiz kaynaklar diyoruz.."

1.3.2. YAKITLAR


"İki gruptaki kaynaklar da belirli bir teknoloji kullanılarak sıvı, gaz, elektrik, ışınım gibi "yakıt" haline gelirler."

1.3.3. REAKSİYON


"Ve yapılarına uygun reaksiyonlar sonucu "enerji"ye dönüşürler.."

1.3.4. ATIKLAR


"Fosil yakıtlardan bu dönüşüm ve iş eldesi sırasında bir yandan da CO2, CO, NO2, H20, S02 gibi gaz atıklar, buhar, is ve küller açığa çıkar. Nükleer yakıtlardan ise radyasyon yayan kanserojen atıklar..
İkinci grup kaynakların atıkları, ya ihmal edilecek kadar küçüktür ya da toksik etkisi olmayan ve genellikle sera gazı doğurmayacak özelliktedir."

1.3.5. DEPOLAMA


"İki grubun da enerji biçimleri, belirli koşullara bağlı olarak uygun depolarda, akümülatörlerde, ısı depolayan sıvı ya da katı malzemelerde, daha sonra kullanmak üzere saklanabilir. Veya çağdaş bir yakıt olmaya aday hidrojene çevrilip depolanabilir."

1.3.6. İŞ


"Bütün bu işlemlerin amacı; ısı pompası, motor, jeneratör gibi dönüştürücülerle enerjiyi gereken yerde ısıya, ışığa, harekete dönüştürüp "iş" yani fayda elde etmektir.." diyor Makine Mühendisi Mehmet BURSA 11

1.4. ÜÇ TEMEL UNSUR

Anlaşılmaktadır ki; bu güne kadar fosil kaynaklara bağımlı olan dünya ekonomisi, bundan böyle üç temel unsurun etkisi altında olacaktır. :


1.4.1. KAYNAKLAR VE KAPASİTELER
Günümüzün yıllık tüketiminden yola çıktığımızda

dünya enerjisinin % 40'ını temin eden fosil yakıtlardan "petrolün 42, doğal gazın 62 ve kömürün 224 yıl içinde tükenmeye başlayacağı bilinmektedir." 12 Bu yüzden orta vadede petrol fiyatının sürekli artması ile bir ekonomik krizin doğma tehlikesi gün geçtikçe artmaktadır. Bu politik gerginlikler her an enerji savaşlarına yol açabilecektir. Bu ihtimalin en kuvvetli delili olarak, 1991 de Nato ittifakı yeni stratejisini şöyle belirlemiştir; "gelecekteki görevimiz; dünya çapındaki hammadde kaynaklarından yararlanmanın emniyet altına alınmasıdır !."


Rusya'nın havlu atmasından sonra bu karar ile işsiz kalmaktan kurtulan "Nato", böylece, kendisini oluşturan orduların beslenmesi için gereken korkunç bütçeye de kendince bir kulp bulmuştur.. Halbuki savaş ekonomisinin doğayı koruma amaçlı ekonomilere dönüştürülebilmesi yepyeni istihdam sahaları yaratacaktır.
Mevcut "kara" düzenin korunmasını sürdüren "saadet zincirinin" enerji tabanlı olduğunu fark etmeliyiz. Bu bilinçle elde edeceğimiz kazancın, enerjiyi diğer konulardan soyutlayarak basit tasarruf tedbirleri ile ulaştığımız rakamların çok ötesinde olacağını artık görmeliyiz. Gereksinim kalmadığında, orduya ayrılan bütçenin sadece yarısının bile eğitime ve sağlığa yönlendirilmesinin yaratacağı olanakları düşünmek, mutluluk sınırlarımızı zorlayacaktır..
1.4.2. EKOLOJİK ETKİLEŞİM
Sadece 1999 da gündeme gelen 700 büyük ekolojik felaketin büyük çoğunluğu, enerji atık ve artıkları nedeni iledir. Bu ekolojik yıkımlar her zaman ekonomik musibetleri de beraberinde getirmiştir. Fosil kaynakların tükenmeyeceğini düşünsek bile, bu kaynakların sadece enerjiye dönüşümü sırasındaki artık ve atıkların, insanların hayati ihtiyaç dayanaklarını tehlikeye düşürdüğünü görmemek mümkün değildir.
1.4.3. MERKEZİ VE DÖNÜŞÜMSÜZ YA

DA EVRENSEL VE DÖNÜŞÜMLÜ

OLMAK
Fosil kaynaklar ve nükleer yakıtlar, dünyanın yalnızca belirli yerlerinde bulunmaktadır. Küresel bir sanayi zinciri içinde üretilmektedirler. Üretim; "merkezi" fakat tüketim; "gayrı merkezidir". Bu endüstrinin altyapısı, şirket şekilleri, stokları, nakliyesi, dönüştürülmesi ve dağıtım biçimi insanlığı iktisadi bir prangaya vurmuştur. Bu küresel stokları işleyen sanayi daima, merkezileşme ve monopolleşme baskısı altında olmuştur.


Yüklə 1,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin