Müslim İbni Abbastan tahric etti. Peygamber (sav) Ruhu olan hiçbir şeyin okla hedef kılınmasını nehyetti.
İmam Ahmed’in müsnedinde Ebu Hudeyre’den rivayet edildi: Peygamber (sav) öldürme ve boğazlamanın güzel yapılmasını emretmiştir, bıçağın keskinletilip, hayvanın rahatlatılmasını emretti. Bununla kesin aletin ruhunun çabuk çıkmasını kolaylaştırdığı için hayvanı rahatlacağına işaret etti. Kesilecek hayvana keserken şefkatli davranmak hakkında da emir vardır.
(S: 300) İbni Mace Ebu Saidi Hudri’nin şöyle dediğini tahric etti: Rasullullah (sav) kulağından bir koyunu çeken adama rastladı, Resullullah (sav) buyurduki: Kulağını bırak boynunun ön kısmından tut” (3)
Hallal ve Taberani, İkrime’den tahric etti, oda İbni Abas’tan şöyle dediğini rivayet etti: Rasululalh (sav) ayağını koyundan tarafına koyup bıçağını keskinleştiren bir adama rastladı, koyunda ona gözüyle bakıyordu, rasullullah (sav) buyurduki: Bunda önce yapsan olmaz mıydı?, sen hayvanı birkaç kere mi öldürmek istiyorsun?
İkrime’den Mürsel olarak rivayet edildi, Abdurrazzak ve başkası tahric etti, onda şu ziyade var: Onu yatırmadan önce bıçağını keskinleştirseydin ya”
İmam Ahmed dedi ki: Kesilme yerine kadar, yumuşak, şefkatli olarak götürülür, bıçak gizlenir, bıçak ancak kesme anında ortaya çıkarılır. Rasulullah (sav) bu şekilde bıçakların gizlenilmesini emretti.
Boyun damarlarının kesilmesi emredilmiştir. Ebu Davud’un İkrime’den tahric ettiği ve onunda İbni Abbas’ ve Ebu Hureyre (r.a)’den rivayet ettiği gibi: Peygamber sav) şeytan şeridinde nehyetmiştir. Oda derini kesilip damarların kesilmemesidir.
İbni Hibban sahihinde tahric etti, onun rivayetinde: İkrime dedi ki: Hayvadan az bir şey kesiyorladı, ölene kadar öyle bırakıyorlardı, ve damarları kesmiyorlardı ,bu yasaklandı. Abdurrazzak Musannefinde Muhammed bin Raşid’den, Oda Vadinbin Ata’dan şöyle dediğini rivayet etti: (S: 301) Bir kasap bir koyunu kesmek için bir çukur açtı, koyun adamın eline kaçtı ,ta peygamber (sav)’e geldi, adam peşinden geldi, ve ayağından çekip sürüklemeye başladı, peygamber (sav) koyuna buyurduki: Allah’ın emrine sabret, sen de ey kasap ölüme yumuşak, merhametlice götür.”
İbni Sirin’e varan isnatla yine tahric etti: Ömer (r.a) kesmek için koyunu ayağından sürükleyen bir adam gördü ve ona dedi ki: Sana yazıklar olsun, ölüme kadar güzelce sevket.”
Muhammed bin Ziyad,İbni Ömer’in koyunu ayağıdan çeken bir adamı görüp ona şöyle dediğini rivayet etti: Ölüme kadar güzelce götür. Bunun üzerine kasap bıçağını çıkardı ve: Ben onu güzelce götürmek istemiyorum,onu şu an kesmek istiyorum, dedi. İbni Ömer: Hayvanı güzel götür, dedi.
İmam Ahmed’in müsnedinde Muaviye bi Kurra’dan rivayet edildi, Oda babasından rivayet etti: Bir adam peygamber (sav)’e dedi ki: Ey Allah’ın rasulü ben koyunu kesiyorum ve ona acıyorum. Peygamber (sav) buyurduki: Sen koyuna acıyorsan Allah’ta sana acır.” (1)
Mutarrif bin Abdullah dedi ki: Ey Allah serçeye acımaktan dolayı insana merhamet eder” Nevf el Bükali dedi ki: Bir adam annesinin yanında buzağıyı kesti ve arkasından adamın organları hastalıktan dolayı kuvvetten düştü. Birgün yuva bulunan bir ağacın altındayken bir yavru yere düştü, ve adam ona acıdı ve geri yuvasına koydu, Allah’ta ona eski kuvvetini geri verdi.
Peygamber (sav)’den bir çok vecihlerle anneyi yavrusundan ayırmayı yasakladığı rivayet edildi. Bu insan oğlu ve diğerleri için geneldir.
Peygamber (sav)’den bir çok vecihlerle anneyi yavrusundan ayırmayı yasakladığı rivayet edildi. Bu inkar onu ve diğerleri için geneldir.
Ebu Davud’un sünnetinde rivayet edildiki:Peygamber (sav) ayırmayı yasakladığı rivayet edildi. Bu insan oğlu ile diğerleri için geneldir.
Ebu Davud’un sünnetinde rivayet edildiki: Peygamber (sav) yavru devenin kesilmesi) hakkında soruldu: (S: 302) Peygamber (sav) buyurduki: O haktır, eğer onu iki veya üç yaşına kadar bıraksanız da bir dul kadına verseniz veya Allah yolunda (savaşta) üzerine binseniz, onu kesmenizden etinin kılına yapışmasından (zayıf, az etli olmasından), ve kabını az doldurmadandan ve yavruyu deveden ayırmandan daha hayırlı olur”
Manası: Devenin yavrusu küçükken kesilirse etinden faydalanılamaz (az olur), devesinin sütünden de zarar görür (süt azalır), ve deve yavrusundan ayrılmış olur.
______
(1) Buhari, Tirmizi, Ebu Davud ve Hakim İbi Abbas’tan tahric etti. (2) İmam Ahmed’in müsnedindedir, hadisin senedi zayıftır. (3) Hadis zayıftır, senedinde Musa bin Muhammed bin İbrahim et Teymi var, O zayıftır.
On sekizinci Hadis
(TAKVA VE İNSANLARA MUAMELE)
Ebu Zer: Cündeb bin Cünade, ve Ebu Abdurrahman: Muaz bin Cebel (r.a)’den rasulullah (sav)’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: Nerede olursan Allah’tan kork, kötülüğün arkasından iyilik yap ki onu imha etsin, ve inlara güzel ahlakla muamele et.” Bunu Tirmizi rivayet etti, ve Hadis hasendir, dedi. Bazı nüshalarda da Hasen, sahihtir, dedi.
Bu hadisi Tirmizi Süfyanı Sevri rivayetiyle tahric etti. Oda Habib bin Ebi Sabit’ten Oda Meymun bin Eşi Şebib’ten, Oda Ebu Zer’den rivayet etti.
Yine bu isnatla Meymun’dan, Oda Muaz’dan tahric etti, ve şeyhi Mahmed bi Gaylan’ın şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Zer’in hadisi daha sahihtir.
________
53(1) Hadisin isnadı sahihtir. Ahmed müsnedde tahric etti.
Bu hadisin isnadında ihtilaf edildi.Onun hakkında denildiki: Habib’ten, Oda Meymun’dan rivayet ettiki: Peygamber (sav) bunu mürsel olarak tavsiye buyurdu. Darekutni bu mürseli terci etti.
Tirmizi bu hadisi güzel gördü, bazı nüshalarda sahih görülmesi uzak bir görüştür.Fakat bunu Hakim’de tahric etti ve: Şeyhaynin şartı üzere sahihtir, dedi. Bu iki cihetten vehimdir. (S: 304) Birincisi: Meynun bin Ebi Şebib-İbni Şebib’te denilir-Buhari sahihinde odan hiç bir hadis tahric etmedi, Müslim’de ancak mukaddimesinde Mugire binŞu’be’den rivayet edilen hadisi tahriç etti.
İkincisi: Meymun bin Şebibin sahabenin hiç birinden işittiği doğru değildir. Fellas dedi ki: Sahabeden rivayetinden hiç birinde: İşittim,diyebirşey yoktur. Hiç kimsede de oun peygamber (sav)’in ashabından işittiğini zannettiği haberini almadım.
Ebu Hatim er Razi dedi ki: Onunebu Zer ve Ayşe’den rivaeyti mutasıl değildir.
Ebu Davud dedi ki: Ne Ayşe’ye yetişti, nede Ali’i gördü. O halde Muaz’ı hiç görmemiştir.
Buhari, Şeyhi Ali İbnil Medini, Ebu Zür’a ve Ebu hatim’e göre hadis ancak karşılaşmış olmakla muttasıl olur. İmam Ahmed’in sözü de buna işaret ediyor, Şafii’de Risalede bunu ifade etti bütün bular Müslimin görüşüne muhaliftir.
Peygamber (sav)’de bu vasiyyeti Muaz ve Ebu Zer’e yaptığı diğer vecihlerle rivaeyt edildi.
Bezzar İbni Lehia’dan tahriç etti, Oda Ebuz Zübeyr’den Oda ebut Tufeyl’den, Oda Muaz’dan rivayet ettiki: Peygamber (sav) Onu bir kavme gönderdi, ve Muaz dedi ki: Ya rasulullah bana tavyi et. Buyurduki: Selamı yay, yemek dağıt, ehlinden heybetli bir adamdan haya ettiğin gibi Allah’tan haya et, kötülük yaptığın zaman iyilik yap, gücün yettiği kadar ahlakını güzelleştir.
Taberani ve Hakim Abdullah bin Amr bin El As’tan tahric etti: Muazbin Cebel yolculuk yapmak istedi ve dedi ki: Ya rasulullah bana tavsiyede bulun. Buyurduki: Allah’a ibadet et ve onu hiçbir şeyi ortak koşma” dedi ki: Ya rasullullah biraz (taviyeyi) artır. Buyurdu ki: Kötülük yaptığın zaman iyik yap. dedi ki: Ya rasullulalh bir az tavsiyeyi) artır Buyurdiki: Doğrusu, ol ahlakın güzel olsun (1)
(S: 305) İmam Ahmed Derrac’ta tahric etti, Oda ebul Heysem’den Oda Ebu Zer’den rivayet ettiki: Rasululah (sav) onu buyurduki: Sana işlerinin gizlisinde ve açığında Allah’tan sakınmanı (takvayı )tavsiye ediyorum, kötülük yaptığın zaman iylik yap, hiç asan bile yere düşse kimseden bir şey isteme, emanet alma, iki kişi arasında hüküm verme.” 54Yine başka bir rivayette Ebu Zer’den şöyle dediği rivayet edildi: dedimki: Ey Allah’ın rasülü, beni cenneti yaklaştıracak cehennemden uzaklaştıracak bir ameli bana öğret. Buyurduki: Ey Allah’ın rasulü (La ilahe illallah)’ta iyiliklerden midir? Buyurduki: O iyiliklerin en güzelidir”
İbni Abdil Ber Temhid’de Nazar olan isnatla, Enes (r.a)’ın şöyle dediğni rivayet etti: Peygamber (sav) Muaz’ı Yemen’e gönderdi ve buyurduki: Ey Muaz Allah’tan sakın, insanlara güzel ahlakla muamele et, bir kötülük yaptığı zaman, peşinden iyilik yap” Dedi ki: Dedim ki: Ey Allah’ın rasulü (Lailahe illallah)’ta iyiliklerden imidir? Buyurduki: O iyilikleri en güzelidir.
Peygamber (sav)’in Muaz’a tavsiyesi İbni Ömer ve başkasında da birçok vecihlerle uzunca rivayet edildi ve içerisinde zayıflık vardır.
Bu manaya Ebu Hureyre (r.a)’in peygamber(sav)’den rivayet ettiği şu hadistegiriyor. Peygamber(sav)’e:İnsanları en çokcennete girdiren şeyin ne olduğu soruldu. Buyurdiki: “Allah’tan sakınmak ve güzel ahlaktır. Bunu İmam Ahmed, İbni Mace ve Tirmizi tahric etti ve ibni Hibban hadisi doğrulada.
54(1) Hadis sahihtir, Hakim tahric etti ve doğruladı. (2) Nisa ayet:131 (3) Maide, ayet: 96 (4) Haşr ayet: 18
Bu tavsiye Allah’ın ve kullarının haklarını toplayan büyük bir tavsiyedir. Çünkü Allah’ın kullara haklarından:Ondan hakkıyla korkmalarıdır. Takva Allah’ın öncekilere ve sonrakilere tavsiyesidir. Allah teala buyurduki: Sizden nice kendilerine kitap verilenlere ve size Allah’tan korkun” diye emrettik.) (2) (S:306) Takvanın aslı: Kulun kendisiyle sakındığı ve korktuğu şey arasında kendini ondan koruyacak bir engel kılmasıdır. Kulun Rabbi için takvası: Kendisiyle Rabbinin azabı, gazabı arasına ondan koruyacak bir engel kılmasıdır. Kulun Rabbi için takvası: Kendisiyle Rabbinin azabı, gazabı arasına ondan koruyacak bir engel kılmasıdır.
oda taatını yapmak, ve yasaklarından kaçımaktır.
Takva bazan Allah’ın ismine izafe edilir, Allah tealanın şu kavli gibi: Huzuruna toplaacağınız Allah’tan korkun) (3) ve Allah teala buyurduki: Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve her nefis yarın için ne göderdiğine baksın, Allah’tan korkun. Muhakak ki Allah işlediğinizden haberdardır. (4)
Takva Allah’a izafe edilirse manası: Onun gazabından ve öfkesinden korkun demek olur. Bu korkulanların en büyüğüdür, bundan dünyevi ve ührevi cezalara ortaya çıkar. Allah teala buyurduki: Allah kendisine karşı gelmekten sizi sakındırıyor (1) ve buyurduki: Sakınılmaya layık olan da, mağfiret sahibi de odur. (2) O korkulmaya, kullarını gönlünde büyütülmeye ehildir, ta ki ona tapsınlar ve itaat etsinler. Çünkü o büyültmeye, büyüklük sıfatlarına ve şidtdetli yakalama ve şiddetli yakalama ve şiddetli azab etme kuvvetine müstehaktır.
Tirmizi Enes’ten (Sakınılmaya layık olan da, mağfiret sahibi de odur.) ayeti hakkında peygamber (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: Allah teala buyuduki ben korkulmaya ehilim, kim benden korkar ve benimle birlikte başka bir ilah tutmazsa, onu bağışlamaya de ehilim .” (3) Takva bazan Allah’ı azabına veya azap mekanına (cehennem gibi), veya (azap) zamanına (kıyamet gibi) şeylere izafe edilir. Allah teala buyurduki: (Kafirler için hazırlanmış olan cehennemden sakının) (4) Ve buyurduki: Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakınnı. O kaafirler için hazırlanmıştır.) (5) (S: 306) Ve buyurduki: (Allah’a döndürüleceğiniz günden sakını.) (6), (Öyle bir günden kokkun ki, üç günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödeme bulunamaz.) (7)
55Kamil takvaya farzları yapmak, haramlar ve şüphelileri terkte, ve belki daha sonra mendupları yapmak ve mekrupları terk etmek te girer. Bu takvanın en yüksek derecesidir, Allah teala buyurduki: Elif, Lam. Mim. O kitap (kuran) onda asla şüphe yoktur. O, müttakiler için bir yol göstericidir. Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirelene iman ederler, ahiret gününe de kesinkes inanırlar.) (8) Ve buyurduki: (Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a ahiret günüe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Yakınları, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır.) (9)
Muaz bin Cebel dedi ki: Kıyamet günü nida edilirki: Müttakiler nerede?Rahmanın himayesi altında ayağa kalkarlar ve onlardan gizlenmez. Ona derlerki: Müttakiler kimlerdir? Derki (münadi) şirkten ve putlara tapmaktan sakınan ve İbadeti Allah için halis yapanlardır. İbni Abbas dedi ki: Onlar hidayetten bildikleri şeyi terk etme hususunda Allah’ın azabından sakınan ve getirdiğini tasdik etme husuunda da rahmetini ümit eden kimselerdir.
Hasan dedi ki:Müttakiler: Allah’ın kendilerine haram kıldığı şeyden sakınan ve farzk kıldığını eda edenlerdir. Ömer bin Abdul Aziz dedi ki: Gündüz oruç tutmak, gece namaz kılmak, ve bu ikisini beraber yapmak takva değildir. Fakat takva. Allah’ın haram kıldığını terk etmek, farz kıldığını yerine getirmektir. Kim bundan sonra bir hayırla rızıklanırsa o hayır
_______
(1) Ali İmran ayet: (2) Müddessir, ayet: 56 (3) Ahmed, Darimi, Tirmizi, Nesai, İbni Mace, Bezzar,Ebu Yala,Begavi,İbni Cerir, Münzir, ibni ebi Hatim İbni Adiy ve Hakim tahric etti, ve doğruladı. (4) Ali İmran, ayet: 131 (5) Bakara, ayet: 24 (6) Bakara, ayet: 281 (7) Bakara, ayet: 48-123 (8) Bakara, ayet: 1-4 (9) Bakara, ayet: 177 (10) Zelzele suresi, ayet: 7-8
üstüne hayırdır. Talk bin Habib dedi ki: Takva Allah’tan sevabını ümit ederek, Allah’tan bir nur ile Allah’ın taatını işlemen ve Allah’ı azabından korkarak, Allah’tan bir nur ile Allah’ın masiyetini terk etmendir.
(S: 308) Ebud Derda’dan şöyle dediği rivayet edildi: Takvanın tamamını, bir zerreden bile sakınır derecede kulun Allah’tan korkmasıdır, hatta haram olma korkusuyla bazı helal gördüğü şeyleri bile terk etmesidir, Allah teala kulları için olacak durumu açıklamıştır. (Kim zerre ağırlığınca hayır işlerse onu görür, kim de zerre ağırlığınca şer işlerse onu görür.) (1) Hayırdan hiçbirşeyin yapılmasını, şerden de hiçbirşeyin sakınılmasını küçük görme. Hasan dedi ki: Müttakilerde takva o derce olduki harama muhalefet olsun diye helaldan çoğunu terk ettiler.” Sevri dedi ki: Onlar, sakınılmayacak şeyde de sakındıkları için müttaki ismi verilmiştir. Musa bin A’yan dedi ki: Müttakiler harama düşme korkusu helal şeylerden de uzak durduar. Allah’ta oları müttakiler diye isimlendirdi. Şu hadis daha önce geçti: Kul sakıncalı olması korkusuyla sakıncalı olmayanı terk edinceye kadar müttakilerden olamaz.” Ve kim ki şüphelerden sakınırsa, dinin ve ırzını temize çıkarmış olur. Meymun bin Mihran dedi ki: Müttaki cimri ortağın ortağana karşı yaptığı hesaptan daha fazla nefsini hesaba çeker.”
İbni Mesud: (Allah’tan hakkıyla korkun) ayeti hakkında dedi ki: İtaat edilmesi , asi olunmaması, zikredilmesi, unutulmaması, şükredilmesi veya körlük edilmemesidir.
Bunu Hakimmerfu olarak tahric etti, fakat mevkuf daha sahihtir. Onun şükrüne bütün taat fiileri girer.
Onun zikredilip unutulmamasının manası: Hareketlerinde, duruşlarında ve konuşmasında kalbiyle Allah’ın emirlerini hatırlayıp onları yerine getirmesi, yasaklarını hatırlayıp onlardan kaçınmasıdır.
Ebu Hureyre’nin dediği gibi takvanın kullanımı genellikle haramlardan sakınma olarak kullanılır. (S: 309) Ebu Hureyre takvadan soruldu ve dedi ki: Sen hiç dikeli yolda yürüdün mü? Adam: Evet, dedi. Nasıl yaptın?, dedi. Diken gördüğüm zaman başka dikensiz tarafa giderdim veya atlar geçerdim, dedi. İşte takva budur, dedi.
İbnil Mu’tez bu manayı aldı ve dedi ki:
Günahların küçüğünü büyüğünü terk et o takvadır.
Gördüğünden sakınan dikenli yerde yürüye gibi yap.
Küçüğü küçük görme dağlar çakıltaşlarındandır
Takvanın aslı: Kulun sakınılacak olanı bilmesi, sonra sakınmasıdır.
Avn bin Abdullah dedi ki: Takvanın tamamı: Bilmediğini öğrenmeyi istemendir.
Marufu Kerhi dedi ki: Sen takvayı güzel yapmazsan, faizi yersin, takvayı güzel yapmazsan bir kadınla karşılaşınca gözünü haramdan kapamazsın ,sen takvayı güzel yapmazsan kılıcı kendi boynuna koyarsın. Peygamber (savW7 MuhammedbinMesleme’ye buyurduki:Sen ümmetimi ihtilaf etmiş görürsenkılıcını al onunla Uhud’a vur.” (1)
Sonru Maruf dedi ki: Herhalde benim bu meclisimden de sakınmamız gerekir. Sonra dedi ki: Sizin mecsidden buraya gelişinizden sakınmamız gerek. Hadiste tabi olunan için fitne tabi olan için zillet olduğu ifadesi gelmedi mi, yani insanların bir adamın arkasından yürümesi? Fil cümle: Takva Allah’ın bütün yaratıklarına, Rasulullah (sav)’in de ümmetine tavsiyesidir. Peygamber (sav) bir seriye üzeride birini emir olarak gönderdiği zaman, ona kendi nefsi açısından Allah’tan korkması, yanındaki müslümanlara da hayır tavsiye ediyordu. (2)
(S: 310) Rasulullah (sav) veda haccında kurban günü insanlara verdiği hutbede Allah’tan sakınmalarını ve imamlarını dileyip onlara itaat etmelerini tavsiye buyurdu. (3) İnsanlara öğüt verince, onlar deki: Bu sanki veda edenin öğüdü gibi, bize tavsiyede bulun. Buyurduki: Size Allah’tan sakınmayı, ve dinleyip, itaat etmeyi tavsiye ediyorum.”
İbni Hibban ve başkasının tahric ettiği Ebu Zer hadisinde Ebu zer dedi ki: Dedim ki: Ya Rasulullah bana tavsiye et. Buyurduki: Sana Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum, çünkü o bütün işlerin başıdır.
İmam Ahmed Ebu Saidi Hudri’den şöyle dediğini tahric etti: Ey Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum, çünkü o bütün işlerin başıdır.”
İmam Ahmed Ebu Saidi Hudri’den şöyle dediğini tahric etti: Ey Allah’ın Rasulü bana tavsiye et, dedim. Buyurduki: Sana Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum çünkü o herhayrın toplayıcısıdır.
Tirmizi’de Yezid binSelem’den rivayet edildi: O rasululullah (sav)’e sormuş ve deniş ki: Ey Allah’ın rasulü ben senden çok hadis duydum, sonuncusunun öncekisini unutturmasından korkuyorum, bana bir cümle bahset ve benim için kapsamlı bir şey olsun. 56
Buyurduki: Bildiğin şeyler hususunda Allah’tan sakın Selefi salih bunu tavsiye ededer dururlardı. 57
(S: 311) Ebu Bekir Sıddık (r.a) hutbesinde şöyle diyordu: Size Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum, ona ehli olduğu şekliyle sana (övgü) etmenizi, korkup ümit etmenizi, (Allah’tan) isterken ısrarlı olun, çünkü Allah zekeriyya ve ailesi övdü ve buyurduki: Onlar hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarar bize yalvarırlardı; onlar bize karşı derin saygı içindeydiler.(1)
Ebu Bekir (r.a)’in vefatını gelince Ömer (r.a)’e söz aldı, onu çağırdı ve onu vasiyyet etti. Ona ilk söylediği şuydu: Ey Ömer Allah’tan sakın” ömer oğlu Abdulla’a yazdıki: Ben sana Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum, çünkü kim ondan sanırsa onu korur, kim ona ödünç verirse mükafatını verir, kim şükrederse (nimetini) artırır. Takvayı iki gözünün arasına al ( çok önem ver) ve onu kalbini cilası kıl”
alibin ebi Talib (r.a) adamın birini bir seriyyenin başına emir tayin etti ve dedi ki: Mutlaka huzuna çıkacak olduğun Allah’ın tavasını sana tavsiye ediyorum. Sonun mutlaka onadır, ve o dünya ve ahirete sahiptir. Ömer bin Abdul Aziz bir adama şöyle yazdı: Sana Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum ki, Allah’tan başkasını kabul etmez ve ancak (takva) ehline merhamet eder ve ancak onun üzerine sevap verir; onunla öğüt verenler çoktur, fakat onunla amel edenler, azdır, Allah bizide senide müttakilerden etsin.”
Halife yapılınca hutbe okudu. Alllah’a hamdetti ve onu sena etti ve dedi ki: Size Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum, çünkü Allah’ın takvası her şeyin yerine gelir, takvanın yerine hiç bir şey gelemez. Bir adam Yunus bin Ubeyd’e dedi ki: Bana tavsiye et. dedi ki: Sana Allah’ın takvasını ve ihsanıtavsiye ediyorum, çünkü Allah takva sahipleri ve ihsan sahipleriyle beraberdir.” Hac yapmak isteyipte bana tavsiye et diyen adama dedi ki: Allah’tan sakın; kim Alla’tan sakınırsa onun için yalnızlık yoktur” Tabilerle birlikte ölüm anında bir adama: Bize tavsiye et denildi. dedi ki: Size nahl suresinin sonun tavsiye ediyorum: (Allah, sakınanlar ve ihsan sahipler ile beraberdir.)
Seleften bir adam kardeşine yazdıki: Sana Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum; çünkü o senin gizlediğin şeyin en değerli, açığa vurduğunun en süslü, biriktirdiğinin en üstün olanıdır.
Allah takva ehli için korktuları hususta kurtuluşa ve ummadıkları yerden de rızıklarını vermeye kefil olmuştur.”
___
58(1) Ebu Nuaym Hilyede’de tahric etti. 8/365, yine hadisi sahih bir isnatla ibni Ebi Şeybe ve İbni Mace, Ahmed ve İbni Sa’d tabakatta tahric etti. (3) Tahric taha önce geçti. Müslim ibni Mesud’dan tahric etti. (3) Talak, ayet: (4)Hadis munkatı’dır, Ahmed ve ibni Mace tahric eti, çünkü senedindeki Ebus Selil Ebu Zer’i görmemiştir. (5) Nesainin tahric ettiği hadisin bir kısmıdır. İbni Hibban doğruladı.
Şube dedi ki: Bir tarafa çıkmak istediğin zaman Hakem’e: Senin bir ihtiyacın varmı?, derdim . Orda: Sana peygamber (sav)’in Muaz bin Cebel’e yaptığı tavsiyeyi yapıyorum: Nerede olursan Allah’tan kork, kötülüğün peşinden iyilik yap ki (5 ) kötülüğü) imha etsin, ve isanlara güzel ahlakla muamele et” derdi. Peygamber (sav)’in duasında şöyle dediği sabittir. Allah’ım senden hidayet, takva, iffet ve zenginlik istiyorum.” (2)
Ebu Zer dedi ki: Rasululah (sav) şu ayeti okudu: (Kim ki Allah’tan korkarsa Allah onun için bir çıkış kapısı kılar.) (3) Sonra buyurduki: Ey Ebu Zer eğer insanların hepsi bu ayeti alsa tatbik etse) kendilerine yeterdi” (4)
Peygamber (sav)’in “Nerede olursan Allah’tan korkar sözünden muradı: Gizli deve açıkta, insanların gördüğü ve görmediği yerde. Ebu Zer hadisinde peygamber (sav)’in şöyle buyurduğunu zikretmiştik. İşinin açığında ve gizlisinde Allahın takvasına sana tavsiye ediyorum.
Peygamber (s.a.v) duasında şöyle diyordu: Allah’ım gıyabta ve görünürde senin korkunu istiyorum (5)
Daha öne Ebut Tufeyl’in Muaz’dan rivayet ettiği hadis geçmişti, peygamber (s.a.v) Muaz’a şöyle buyurdu: Ehlinden heybet sahibi birinden haya ettiğin gibi Allah’tan haya et”
Bu gizlide Allah’tan korkmayı gerekli kılan sebeptir, çünkü nerede olursa Allah’ın kendini gördüğünü bilen kimse, gizlisine ve açığına vakıf olduğunu bilen ve bunu yalnızlığı anında hatıran getiren kimse gizlidede masiyetleri terk eder. Bu manaya kıranda Allah tealanın şu kavliyle işaret edildi: (Adını kullara birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir (1)
(S: 3137) Seleften bazısı arkadaşlarına diyorduki: Allah bizi de sizi de yalnızlıkta gücü yettiği halde haramdan uzaklaşmayı, ve kendisini gördüğünü bilip korkusundan dolayı (haramı) terk edenlerde kılsın.
Şafii dedi ki: En zor şey üçtür: Azlıkta cömertlik, yalnızta vera (şiddetli takva) ümit edilip korkuların yanına hak söz)
Vaiz İblis Semmak (2) kadeşine şöyle yazdı: Sana Allah’ın takvasını tavsiye ediyorum, O öyle Allahki gizli anında seninlegizli konuşan,açık anında seni görendir, herhalinde, gecede, güdüzünde Allah’ı hatırında tut. Sana yakınlığı ve sana olan kudreti kadar Allah’tan kork. Bilki sen onun saltanatından başkasının saltanatına çıkamazsın, ve mülkünden başkasının mültküne çıkamazsın, onun azami sakın, ondan titremen çok olsun, vesselam.”
Ebul celed dedi ki: Allah peygamberlerden birine şöyle vahyetti: Kavmine de ki: Sizin haliniz nedir, günahı benim yaratıklarımdan gizliyorsunuz da , bana karşı açıkça işliyorsunuz? Eğer benim sizi görmediğim görüşündeyseniz, o halde siz bana şirk koşmuş olursunuz, eğer benim bildiğim görüşündeyseniz beni niçin size bakanların en basiti kılıyorsunuz?” Vebib bin el Verd diyorduki: Allalh’ın sana olan kudreti miktarınca Allah’tan kork,sana yakınlığı mikkatırınca da odan haya et”
Bir adam ona bana öğüt ver, dedi. Ona dedi ki: Sana , Allah’ın bakanların en basiti olmasından kork” Selefin bazısıdiyorduki: Masiyetinle gözünü aydınlatmadığın kimsenin sana merhamet edeceği görüşünde misin?Bazı da dedi ki: Ey Adem oğlu kimse sana bakmazken bir masiyet işlesen Allah’la başbaşa olduğun halde yaratıklarından birinde haya ettiğin gibi haya etmesen sen ancak iki adamdan birisi olursun: eğer sen onun seni görmediğini zannediyorsan, kafir olursun, eğer Onun gördüğünü biliyorsan, yaratıklarını en zayıfına karşı engel olan şey, ona karşı engel olmuyorsa, o halde sen ona karşı cesaret etmişsindir.”
____
(1) Nisa, ayet: (1) (2) O zahid, örnek, vaizlerin efendisi, Ebul Abbas Muhammed bin Subeyh el İcli (Siyari alamin Nübela: 8/328, 330 (3) Mülk Suresi,ayet:14 (S: 314)Seleften biri bir sulak, ağaçlı bir yere girdi ve dedi ki: Burada yalnızca bir isyan işlesem, beni kim görür? O sulak ağaçlıyeri doltduran bir ses işitti. (Yaratan bilmez mi? O en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyde haberdardır.) (3)
Birisi Bedevi arap bir kadın azina için meylettive kadına dedi ki: Bizi yıldızlardan başka gören yok. Kadın: Onları yıldız olarak yapan nerede, dedi.
Dostları ilə paylaş: |