Tefsir-İ Meraği’nin Açıklaması
“Allah’a iman; hak karşısında teslimiyet ve tağutlara isyanın nedenidir. Kıyamete iman ise geniş ufukların ve yüce himmetin nedenidir. Meleklere iman tabiat ötesi düzene imanın göstergesidir. Bu cümleden vahiy ilahi tedbir ve benzeri gaybi işlere imanın ifadesidir. Peygamberlere iman tarih boyunca varolan hidayet ve doğru yola imanın ifadesidir ve insanın bu dünyada başı boş bırakılmadığının delilidir.
“Sevdiği halde mal veren” cümlesinden de yardımlaşma ve insanseverlik anlaşılmaktadır. “Namaz kılın”cümlesi Allah’la direkt ilişkiyi, “Zekat verin” cümlesi toplumsal sorunları halletmenin programını, “Ahde vefa” ilişkilerin güçlenmesi ve sabır ise insanın tecrübeli olmasının en büyük etkenini beyan etmektedir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلَى الْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالأُنثَى بِالأُنثَى فَمَنْ عُفِيَ لَهُ مِنْ أَخِيهِ شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ وَأَدَاء إِلَيْهِ بِإِحْسَانٍ ذَلِكَ تَخْفِيفٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَرَحْمَةٌ فَمَنِ اعْتَدَى بَعْدَ ذَلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ (178)
178- “Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: Hür ile hür insan, köle ile köle ve kadın ile kadın. O halde eğer birisi (dini) kardeşi tarafından bağışlanırsa (ve kısas hükmü diyete dönüşürse) iyiliğe uymalıdır (diyet hususunda karşı tarafın maddi durumunu göz önünde bulundurmalıdır. ) Katil de iyilikle (öldürülenin velisine) diyet ödemelidir. Bu, Rabb’inizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem verici azab vardır. ”
Tefsir
Her toplumda bazen bir cinayet olayı gerçekleşmektedir. İslam gibi tam ve kapsamlı bir dinin bu gibi konularda adilane ve mantıklı bir düşünce ortaya çıkarması gerekir ki böylesine olaylar gerçekleşmesin, gereksiz intikamlara engel olunsun, katiller küstahlaşmasın ve mazlumun kanı zayi olmasın. Hakeza gereksiz şiddetlerin, batıl inançların diktatörlüklerin önüne geçilsin.
İslam kanunu bu hedefe ulaşmak için şöyle demektedir: “Ey iman edenler, öldürülenler hakkında adil bir şekilde kısas1 etme hakkınız vardır. Özgür kimselerin cinayeti hususunda özgür, köleler karşısında köle, kadınlar karşısında da kadınlar öldürülür. Elbette bu tek yol değildir. Kan sahipleri başka bir yolu da tercih edebilirler; yani kan parası/diyet alarak katili af edebilirler. Ama bu hususta da beğenilmiş ve bilenen yolun takip edilmesi gerekir. Kan parası almak için sınırı aşmamak ve borçluyu aciz bırakmamak gerekir. Katil de diyet ödemede gevşek davranmamalıdır. Cinayet konusunda hem kısas, hem de kan parası söz konusu edilmiştir. Elbette iki tarafın da rızayeti gereklidir. Bu olay Allah’ın bir indirimi ve rahmetidir. Aksi halde katil kan parasını ödemez veya az ödemek ister. Öldürülenin yakınları fazla para isterse bu karşı taraf için büyük bir azap olur. Bu adil düzenleme halkın kanının korunması için yapılmıştır. Cahiliye döneminde de bir kişi öldürüldü diye bir kabilenin kanının döküldüğü olmuştur. Uzun süreli savaşlar yapılmış veya kan parasını aldıktan ya da af ettikten sonra bile yine intikam alınmış, katil öldürülmüştür.
Mesajlar ve Nükteler
1- Kısas kanununda eşitlik ve adalet ölçüsüne dikkat edilmiştir.
2- Metanet ve merhamet yanyana zikredilmiştir. Kısası kesin bir hüküm olarak kabul ettiği halde yine de “kardeşi” tabirini kullanarak öldürülenin velilerinin, katili kardeşleri olduğu ifade edilmiştir.
3- İslam Yahudilik gibi tek yolu kısas kabul etmemektedir. Hakeza Hıristiyanlık gibi en iyi yolun af olduğunu da söylememektedir. İslam her üçünü de söz konusu etmiştir: Kısas, kan parası veya af.
4- Küstahlık, sınırı aşmak ve şartlardan kötü istifade etmek yasaklanmıştır. 1
5- Eğer bir kanunda indirim yapılacaksa kötü istifadelerin de önünün alınması gerekir. “Bu bir hafifletmedir... kim haddi aşarsa”
وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيَاةٌ يَاْ أُولِيْ الأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ (179)
179- “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Artık, umulur ki takva sahibi olursunuz. ”
Tefsir
Ayet adeta kısas hükmüne aydınlarca yöneltilmesi muhtemel itirazlara cevap teşkil etmektedir. Kur’an hükmünce kısas toplum için hayat ve yaşamın garantisidir. Kısas şahsi bir intikam ve tutum değildir; toplumsal emniyeti sağlayan bir etkendir. Saldırganın cezalandırılmadığı bir toplumda adalet ve emniyet ortadan kalkar ve o toplum adeta ölü bir hale gelir. Tıp, tarım ve hayvancılıkla ilgili ilimlerde tehlikeli varlıkları kaldırmak, ilmi bir olay olarak kabul görmektedir. Katilin ruhsal heyecana kapıldığını iddia edip bırakılmasının daha iyi olduğunu söylersek, sonraki bütün cinayetlerde de söz konusu bahanenin ileri sürülmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur. Zira bütün cinayetkarlar ruhi ve fikri açıdan sağlıklı oldukları bir zamanda bu cinayetleri işlememektedirler. Dolayısıyla bütün suçluların serbest bırakılması gerekir. Böylece sağlıklı bir toplum da savaşçı bir toplum haline gelir. Herkes ruhsal heyecanları sebebiyle istediği yapabilecek hale düşer. Hiç kimse bugünkü dünyanın; kanun ve duygu dünyası olduğunu söyleyip kısasın dünyadaki duygusal kültürlerde yerinin olmadığını iddia edemez. Zira bugün verilen cinayet istatistik rakamları tüm dünyada bir önceki güne oranla artış kaydetmiştir. Ayrıca İslam af ve diyet gibi çeşitli kapıları da açık tutmuştur. İsteyen onu tercih edebilir. Suçluların ceza evlerinde çalıştırılıp toplumun ekonomisine katkıda bulundukları gibi yorumlar kabul edilemez. Zira bu programlar genel güvenliği garanti edemez. İnsanlık ve toplum makamının temeli adalettir; katillerce her gün daha da kötü hale getirilen tehlikeli bir dünya değil.
Velhasıl kısas kanunu toplumsal güven ve adaleti sağlayan ve hayatın sırrı olan bir kanundur. Bu yüzden ayetin sonunda söyle buyurulmuştur: “Umulur ki takva sahibi olursunuz. ”Yani kısas hükmünü uygulamak takvanın sırrıdır ve diğer cinayetlerin önünü almaktadır.
Mesajlar ve Nükteler
1- Toplum hakkının fert hakkından önceliği esasınca toplumsal güvenliği sağlamak için cinayetkar insan idam edilmelidir.
2- Tehlikeli unsurları ortadan kaldırmak akli bir gerçektir.
3- Merhamet ve şiddet dengeli olmalıdır. Her surenin başlangıcında “Rahman ve Rahim”sloganını atan bir din toplumu korumak için kısası hayatın sırrı kabul etmektedir.
4- Bütün İslami programlarda bir bağlılık ve ortak bir hedefin takibi göze çarpmaktadır. Orucun felsefesi hakkında da, “umulur ki takva sahibi olursunuz” buyurulmaktadır. İşte burada da kısas hükmünün felsefesini beyan ederken de “Umulur ki takva sahibi olursunuz. ”buyurmaktadır.
5- Çabuk hüküm vermeyiniz. Yüzeysel ve şahsi tutumlarınız neticesinde kısası iyi görmeyebilirsiniz. Ama akıl ve ilim sahibi insanlar derin düşünceleriyle kısasın hayatın bir sırrı olduğunu derk ve kabul etmektedirler.
كُتِبَ عَلَيْكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ إِن تَرَكَ خَيْرًا الْوَصِيَّةُ لِلْوَالِدَيْنِ وَالأقْرَبِينَ بِالْمَعْرُوفِ حَقًّا عَلَى الْمُتَّقِينَ (181)
180-“Birinize ölüm geldiği zaman, eğer hayır (mal) bırakıyorsa, ana babaya, yakınlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi muttakilere bir hak olarak size yazıldı/takdir edildi. ”
Tefsir
1- Vasiyet yazmayı kötüye yorumlamamak gerekir. Nitekim bazıları vasiyet yazmayı erken ölümün bir göstergesi saymaktadırlar. Halbuki vasiyet yazmak bir tür uzak görüşlülüktür. Ölüm anında vasiyet edilmesinin emredilmesi de o lahzaların son fırsatlar olması hasebiyledir. Yoksa insan ölüm gelip çatmadan yıllar önce de vasiyetnamesini yazabilir. Bazıları vasiyet yazmayı farz kabul etmişlerdir. Ama “muttakilere bir hak olarak” cümlesinden de anlaşıldığı üzere bu amel müstahabdır. Aksi taktirde, “müminlere bir hak olarak” demesi gerekirdi.
2- Ayette mal yerine hayır kelimesi kullanılmıştır ve bu vesileyle malın da hayır olduğu beyan edilmiştir. İslam’da kınanmış olan mal; haram, aşırı ilgi duyulan, ferdi kemallere veya toplumsal ihtiyaçlara tercih edilen ve elde edilmesi için insanların sömürüldüğü maldır.
3- Ayette de açıkça beyan edildiği gibi vasiyet uygun ve aklın beğeneceği bir tarzda olmalıdır; kin, intikam ve aşırı/gereksiz ilgiler üzere değil. Zira miras kanunundan insanın sadece bazı yakınları istifade edebilir. Hem de belli ve tayin edilmiş bir ölçü çerçevesinde. İşte bu yüzden İslam insana, mirastan mahrum olan yakınlara veya mirastan payı az olanlara da vasiyet yoluyla ihsanda bulunma imkanı vermektedir.
4- Vasiyet insanın öldükten sonra da belli bir miktar mal hususundaki malikiyetinin devamının göstergesidir.
5- Vasiyet serveti dengeleme aracıdır. Vasiyet sebebiyle insan bir takım eksiklikleri giderebilir. İnsanın salih ameli devam bulmuş olur. Rivayetlerde de vasiyet etmek önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: “Eğer insan vasiyetsiz dünyadan giderse, cahiliye üzere ölmüş olur. ”1
Dostları ilə paylaş: |