1- Halkın sözlerimizi daha iyi dinlemesi için biz de halkın doğru inançlarını kabul etmeliyiz. “Elinizde bulunan Tevrat'ı tasdik ederek”
2- Bir bölümde var olan tahrif ve zayıf noktalar diğer bölümleri ve güçlü noktaları kabule engel olmamalıdır.
3- Alimlerin sapması diğerlerinin de sapmasına neden olur. “ilk küfredenler siz olmayın”
4- Alimlerin yersiz sessizlikleri onların maddi tutkularından kaynaklanmaktadır. “ayetlerimi az bir değere karşılık değiştirmeyin”
5- Dünya metası az olduğu için tüm dünya menfaatlerine ulaşmak pahasına bir an bile sapmak doğru değildir. “az bir değer”
6- Mal ve makam endişesi içinde olmak yerine Allah’ın gazabından çekinmek gerekir. “Yalnız benden korkun”
وَلاَ تَلْبِسُواْ الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُواْ الْحَقَّ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ (42)
42- “Hakkı batıla karıştırmayın ve bile bile hakkı gizlemeyin. ”
Tefsir
İnsanın değeri bilgi ve epistemolojik değeri ile orantılıdır. Şek, vesvese ve şeytanlığıyla hakkı insanlardan gizleyen ve halkın bilinçlenmesine engel olanlar gerçekte onların insani değerlerini almaktadırlar. Bu en büyük zülümdür.
Mesajlar ve Nükteler
1- Ne hakkı batıla karıştırın, ne de onu değiştirin. Hakeza batılı hak elbisesiyle de sergilemeyin.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Eğer batıl halis şekliyle sunulursa korkuya gerek yoktur. (çünkü insanlar uyanır ve onu terkederler) eğer hakkı da halis şekliyle sunarsanız muhaliflerin ağzı kapanır. Ama hak ve batıl birbirine karıştırılır ve her birisi şeytanın dostlarına hakimiyet ortamı sağlarsa o zaman tehlikelidir. ”1
2- Sizin vicdan ve fitratınız da bu fikri ve kültürel ihanete şahittir. “Bile bile”
وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ وَارْكَعُواْ مَعَ الرَّاكِعِينَ
43- “Namazı kılın, zekâtı verin, rüku edenlerle birlikte rüku edin. ”
Mesajlar ve Nükteler
1- Namaz ve zekat İsrailoğulları’nda da vardı.
2- İmana davetten sonra, salih amele davet gelir.
3- Namaz vasıtasıyla Allah‘la ilişki kurmak, zekat vasıtasıyla Allah’ın kullarına yardım etmek ve başkalarıyla birlikte olmak mukaddes bir üçgeni andırmaktadır.
4- Namaz da asıl olan cemaattır, dinin temeli toplum ve ictimadır. İnziva ve köşesine çekilmek reddedilmiştir.
5- Önceki ayette iman emredildikten sonra hemen namaz emredilmektedir.
6- Kafirler de görevlerini yapmakla sorumludurlar.
أَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنسَوْنَ أَنفُسَكُمْ وَأَنتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ (44)
44- “Kitabı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyiliği emredersiniz? Akletmez misiniz?”
Tefsir
Yahudi bilginleri İslam Peygamberi’nin (s.a.a) bi’setinden önce insanları imana davet ediyorlar ve onun zuhurunu müjdeliyorlardı. Ama peygamber zuhur edince bizzat kendileri iman etmediler. Mecme’ul-Beyan’da şöyle yer almıştır: “Bazı Yahudi alimleri kendileri iman etmedikleri halde yakınlarına iman etmeyi tavsiye ediyorlardı. ” 1
Mesajlar ve Nükteler
1- Alimin cezası ve azabı daha çoktur. Rivayette şöyle yer almıştır: “başkalarını cennete davet eden, ama kendisi cehennem ehli olan alim en büyük ziyana uğrayacaktır. 2
2- Eğer unutkanlığın gereklerini bizzat hazırlarsak özrümüz asla kabul edilmez. Sadece suçsuz unutkanlıkların özrü kabul edilecektir.
3- Semavi kitabı sadece tilavet etmek yeterli değildir; düşünmek de gerekir.
4- Kendini unutmak akılsızlıktır: “Akletmez misiniz?”
5- Tilavetin hakkı ameldir. İmam Sadık şöyle buyurmuştur: “İnsanları amellerinizle davet edin; dilinizle değil. 1 Hz. Ali ise şöyle buyurmuştur: “Allah’a andolsun bizzat amel etmediğim hiçbir şeye sizleri davet etmedim ve terketmediğim hiçbir şeyden sizleri sakındırmadım. ”2
Hakeza Nehc’ul Belağa’da şöyle yer almıştır: “Her kim başkalarına imamlık iddiasında bulunursa önce kendini eğitmelidir. ”3
İmam Kazım şöyle buyurmaktadır: “Sözleriyle amel eden alimlere ne mutlu. Sadece konuşan alimlere eyvahlar olsun. ”
Amelsiz Alim Hakkındaki Benzetmeler
1- Kur’ani Teşbih: “Amelsiz alim kitap taşıyan eşekler gibidirler, ondan asla istifade etmezler. ”
2- Rivayet teşbihleri:
-
“Amelsiz alim kendisi yanan; ama insanları aydınlatan bir kandil gibidir. ” (Peygamber)
-
“Amelsiz alim oksuz ok atıcısına benzer. ” (Peygamber)
-
“Amelsiz alim dam üstünde duran, ama bahçeyi ve odaları ayadınlatmayan bir kandil gibidir. ” (Hz. İsa)
-
“Amelsiz alim meyvesiz ağaç ve infak edilmeyen bir hazine gibidir. ” (Hz. Ali)
-
“Amelsiz alimin öğütleri taşa yağan yağmur gibidir, asla kapleri etkilemez. ” (İmam Sadık)
3- Bilginlerin Teşbihleri: Amelsiz alim:
-
Hazine üzerinde yatan aç kimse gibidir.
-
Su ve denizin kenarında duran susuz kimse gibidir.
-
Acı içinde kıvranan eczanedeki kimseye benzer.
-
Sürekli reçeteyi okuyan, ama amel etmeyen hastaya benzer.
-
Oturmaya ve ekmeye yaramayan toprağa benzer.
-
Bir tür nifaktır.
-
Ruhsuz bedendir.
-
Giriş kartı vardır, ama girecek ayağı yoktur.
-
Silahı vardır, ama savunmasızdır.
-
Bavulu vardır, ama anahtarını kaybetmiştir.
وَاسْتَعِينُواْ بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلاَّ عَلَى الْخَاشِعِينَ (45)
45- “Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin; huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir. ”
Tefsir
Gerçi bu ayet Yahudilere hitap eden ayeterin hemen akabinde yer almıştır; ama tüm insanlara hitap etmektedir. Rivayetlerde de yer aldığı üzere Hz. Ali ne zaman önemli bir olayla karşılaşsa hemen namaza duruyor ve bu ayeti okuyordu.
Peygamber bir rivayette şöyle buyurmaktadır: “Sabır üç kısımdır. Musibetlere sabır, günahlara sabır, ve ibadetlerde sabır. ”
Rivayetlerde sabırdan maksadın oruç olduğu söylenmişse de bu sabrın kıstaslarından birine işarettir. Şüphesiz sabır zalim ve zülüm karşısında teslim olmak manasına değildir. Aksine zulüm ve baskılara karşı mukabelede bulunmak ve direnmek manasınadır. Namaz peygamber için “göz nuru”dur. Ama huşu sahibi olmayanlar için namaz ağır bir yüktür. Huşu kalp ve ruhla ilgilidir, huzu ise bedenin organlarıyla...
Mesajlar ve Nükteler
1- Sabır ve namaz sorunlar karşısında birer maniveladır.
Dikkatle kılınan namaz insana sonsuz kudreti hatırlartır ve ondan gayri ne varsa her şeyi küçük gösterir. Kalbinde O’nun sevgisini çoğaltır, tevekkül ruhunu güçlendirir. İnsanı maddi tutkulardan kurtarır. Bütün bunlarda insanların karşılaştığı sorunlarda kendisine en büyük desteği sağlar.
2- Namazın ağır gelmesi Allah karşısında tekebbürün göstergesidir.
3- Allah’ın huzurunda ne kadar fazla kulluk ve acziyet izharında bulunursak o kadar yardımlarını görür ve sorunlara galip geliriz.
4- “Sadece senden yardım dileriz” ayetinde Allah’tan dilenen yardımla, onun emri üzere dilenilen “sabırla yardım dileyin” arasında hiçbir aykırılık yoktur. Sabır ve mukavemet, bütün ibadetlerin anahtarıdır. Melekler cennet ehline namaz, hac ve zekatları için değil; mukavemet ve direnişleri için selam vermektedirler. “Sabrettiğiniz için sizlere selam olsun. ” Zira mukavemet ve direniş olmazsa ne cihad, ne hac, ne zekat, ne de başka hükümler var olur.
Hatta Kur’an rehberlik makamına ulaşmayı bile sabır ve direniş sayesinde mümkün görmektedir. “Sabredip ayetlerimize kesin olarak inanmalarından ötürü, aralarından, onları buyruğumuzla doğru yola götüren önderler yaptık. ”1
Dostları ilə paylaş: |