13 Alman Büyükelçiliği’nden Başbakan Bülow’a telgraf, Tarabya, 20 Ağustos 1908, PA, AA, Türkei 158, no. 176, A. 13760.
14 Aynı belge.
15 Marschall’dan Bülow’a, Tarabya, 4 Eylül 1908, PA, AA, Türkei 158, no. 197, A. 14518.
16 Metternich’den Bülow’a, Londra, 6 Mart 1908, PA, AA, Türkei 154, A. 3561, Alfred Stead’ın Fortnightly Rewiew’deki yorumlarından.
17 Aynı belge.
18 PA, AA, Türkei 154, 25. 8. 1908, A. 1356.
19 F. Ahmed, İttihaçılıktan Kemalizme, (Çev.: Fatmagül Berktay), İstanbul 1986, 2. baskı, s. 176-177.
20 Feroz Ahmad, İttihat ve Terakki, 1908-1914 (Çev.: Nuran Yavuz), İstanbul 1986, s. 54.
21 Yine 19 Nisan 1909 Osmanlı-Bulgar anlaşmasıyla da Bulgaristan’ın bağımsızlığı onaylandı. Bulgaristan’ın bağımsızlık girişimleri üzerine Kazım Bey’ın yorumları için bakınız, PA, AA, Türkei 158, 29 Eylül 1908, A. 15996.
22 F. Ahmed, İttihat ve Terakki, s. 54.
23 Kamil Paşa, hükümeti kurduktan sonra, yaptığı röportajda, Türkiye’nin Alman dostluğunun kendisine hiçbir faydasının olmadığını söylemişti. Alman Büyükelçi Marschall, bu açıklamayı akılsız ve itiraz edilecek mahiyette bulur. PA, AA, Türkei 158, no. 197.
24 J. Lepsius, Die Große Politik der Europäischen Kabinette 1871-1914 (GP), Berlin, cilt 27/2, no. 9958.
25 PA, AA, Türkei 154, 25 Ağustos 1908, A. 1356.
26 Grey’den Lowther’e, özel, Londra 31 Temmuz 1908, Public Record Office-İngiliz Resmi Arşivi-(F. O.) 800/78, aktaran F. Ahmad, İttihatçılıktan Kemalizme, s. 176-177.
27 F. Ahmad, İttihatçılıktan Kemalizme, s. 187.
28 İkdam, 14 Şubat 1909.
29 Lowther’den Grey’e, no. 53, İstanbul 15 Şubat 1909, F. O. 371/760/6275, aktaran F. Ahmad, İttihatçılıktan Kemalizme, s. 21.
30 PA, AA. Türkei 134, 08 Mayıs 1909. A. 8276.
31 Bakınız, Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, İstanbul 1987, s. 138-141.
32 PA, AA, Türkei 159, no. 2, 04 Eylül 1908.
33 Mehmet Beşirli, Die europäische Finanzkontrolle im Osmanischen Reich in der Zeit von 1908 bis 1914, Berlin 1999, s. 129.
34 Miquel’den Hollweg’e, İstanbul, 27 Temmuz 1910, PA, AA, Türkei 110, no. 350 ve Hüseyin Cahid, Tanin, 09 Eylül 1909.
35 Bakınız, Tanin, 17 Haziran 1910; Yeni İkdam, 17 Haziran 1910.
36 Bakınız Adip Roumani, Essai Historique et Technique la Dette Publique Ottomane, Paris 1927, s. 268. Ayrıca Sadrazam Hakkı Paşa’nın yeni Parlamento ve giderler üzerindeki görüşleri için bakınız, Miquel’den Hollweg’e, İstanbul 14 Temmuz 1910, PA, AA, Türkei 110, no. 233.
37 Helfferich’ten Dışişleri Bakanlığı’na rapor, Berlin 28 Haziran 1913, PA/AA, Türkei 110, cilt. 67, A. 12930.
38 Frankfurter Zeitung, no. 158, 9. 6. 1909, akşam baskısı.
39 Hüseyin Cahid’in yeni rejimin kredi potansiyeli ve mali bağımsızlığı konusundaki yorumları için daha ayrıntılı bilgi için bakınız, Tanin, 09 Eylül 1909.
40 Hamburgischer Correspondent, no. 480, 21. 9. 1910.
41 Cavit Bey, çoğu defa Fransız basınıyla Türkiye’nin mali durumu ve sermaye ihtiyacı konusunda polemiğe bile girmekte idi. Fransa’nın, Türk mali politikasının yanlışlığı üzerine Cavit Bey Tanin’de görüşler ileri sürüyordu. Tanin, 29 Eylül 1910. Cavit Bey’in Tanin’deki suçlamalarına karşı, Times’ten de cevaplar verildi. Bu yorumlar için bakınız Geheimes Staatsarchiv Berlin-Dahlem (GStA), Sig. I, HA, REP 151, no. 1405.
42 Miquel’den Dışişleri Bakanlığı’na (Auswärtiges Amt), İstanbul 21 Haziran 1910, PA, AA, Türkei 110, cilt. 58, no. 124, A. 10794.
43 İttihatçıların yabancı sermayeye karşı tutumları karşısındaki Fransa’nın görüşlerini içeren yazışmalar için bakınız, Documents Diplomatiques Français, 2. Seri, cilt. XI, no. 643, s. 1068-69, aktaran F. Ahmad, İttihat ve Terakki, s. 137.
44 F. Ahmad, İttihat ve Terakki, s. 138.
45 Aynı eser, s. 138; Edward Mead Earle, Bağdat Demiryolu Savaşı (Çev.: Kasım Yargıcı), İstanbul 1972, s. 245.
46 F. Ahmad, İttihat ve Terakki, s. 138.
47 Bakınız, Peter W. Reuter, Die Balkanpolitik des französischen Imperialismus 1911-1914, Frankfurt am Main/New York 1979, s. 173-174. Karşılaştırınız, PA, AA, Türkei 110, 28 Eylül 1910, R. 12487, Kölnische Zeitung’dan alıntı.
48 PA, AA, Türkei 110, no. 404, 26 September 1910. Bu aşırı isteklere karşı Türkiye’de gerek basında ve gerekse kamuoyunda önemli ölçüde tepkiler geldi. Türk devletinin resmi cevabını Maliye Bakanı Cavit Bey açıkladı. Türkiye, kısım kısım Fransa’nın mali koruyuculuğundan ve bilhassa Osmanlı Bankası’nın mali kontrolünden kurtulacaktır. Gelecekte Osmanlı Bankası’nın “devlet içindeki devlet rolüne” bütünüyle son verilecektir. P. Reuter, aynı eser, s. 174. Alman Büyükelçi Marschall, Cavit Bey’in Osmanlı Bankası’na karşı tavrını ve bankanın dikte ettirmek istediği şartlara karşı çıkışını kendisine aktardığını, Alman Dışişlerine bildirmektedir. Bakınız Marschall’dan Hollweg’e, İstanbul 21 Eylül 1910, PA, AA, Türkei 110, no. 299, A. 16714.
49 Frey’den Hollweg’e, İstanbul 29 Ağustos 1910, PA, AA, Türkei 110, no. 401, A. 15687.
50 Aynı belge.
51 F. Ahmad, İttihat ve Terakki, s. 140-141.
52 PA, AA, Türkei 158, 8 Kasım 1910.
53 Von Gewinner’den çok gizli, Berlin 18 Ağustos 1910, PA, AA, Türkei 152, cilt 51.
54 Ş. Akşin, a.g.e., s. 177.
55 Anlaşmanın orijinal metni için bakınız Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), İrade-i Meclis-i Mahsus, 58, 09 R. ahir 1331; Mertens’ten Hollweg’e, İstanbul 23 Mart 1912, PA, AA, Türkei 110, cilt. 64, no. 144, A. 5988.
56 Tyrrell’den L. Mallet’e, İstanbul 02 Aralık 1913, G. P. Gooch ve H. Temperley (yayınlayanlar), Die Britischen Amtlichen Dokumente über den Ursprung des Weltkrieges 1898-1914 (BD), cilt 10/I-1, no. 41.
57 Magyar Nemzet Gazetesi’nden alıntı, 02 Ekim 1910. PA, AA, Türkei 110, cilt 58.
58 Tevfik Çavdar, Osmanlıların Yarı Sömürge Oluşu, İstanbul 1970, s. 140.
59 Marschall’dan Hollweg’e, İstanbul (Tarabya/Büyükelçilik), 7 Ekim 1909, PA, AA, Türkei 198, cilt. 6, no. 310, A. 16690.
60 Miquel’den Hollweg’e, İstanbul (Tarabya/Büyükelçilik), 26 Ağustos 1910, PA, AA, Türkei 158, no. 273, A. 14667; P. Reuter, a.g.e., s. 175. Türkiye’nin Alman Krupp firmasından iki savaş gemisi almaya yönelmesi, emperyalistlerarası mücadeleyi yeniden kızıştırdı ve diplomatik tepkiler oluşmaya başladı. Karşılaştırınız O’Beirne’den Grey’e, St. Petersburg 30 Ağustos 1910, BD, cilt 9/I-1, no. 363, A. A. 371/980 32 988/32 988/10/38. Diğer taraftan Rusya Dışişleri Bakanı Sasanow, özellikle hem savaş gemisi probleminden hem de Türkler’in Orta Asya’daki Pan-İslamizm faaliyetlerinden şikayet ediyordu. Pourtalés’ten Hollweg’e, St. Petersburg (Büyükelçilik) 16 Ocak 1911, PA, AA, Orientalia Generalia 9, cilt 4, no. 19, A. 989. Türkiye’nin Almanya’dan gemi sipariş etme girişimleri üzerine bakınız, GP, 27/I, s. 287-315.
61 Miquel’den Hollweg’e, İstanbul (Tarabya/Büyükelçilik) 26 Ağustos 1910, PA, AA, Türkei 158, no. 273, A. 14667.
62 İstanbul’dan Pallavicini’nin haberi, 07 Ocak 1910, no. 1B, Ludwig Bittner/Hans Übersberger (yayınlayanlar), Österreich-Ungarn Außenpolitik von der Bosnischen Krise 1908 bis zum Kriegsausbruch 1914. Diplomatische Aktenstücke des Österreich-ungarischen Ministeriums des Äußeren, (ÖUAP), cilt. II, no. 1937, s. 640.
63 1910 yazında Başbakan Hakkı Paşa’nın Romanya ile Türkiye arasında bir askeri ittifak anlaşması yapmak için Bükreş’e gitmesi, bu ittifak arayışlarının başlangıcı olarak kabul edildi.
64 PA, AA, Türkei 158, no. 346, 08 Kasım 1910.
65 Saunier’den Hollweg’e, Bombay 16 Eylül 1912, PA, AA Orientalia Generalia, 9. cilt 5, A. 17150; Lichnowsky’den Hollweg’e, Londra 15 Temmuz 1913, PA, AA, Orientalia Generalia 9, no. 413; Luxburg’dan Hollweg’e, Simla 07 Ağustos 1913, PA/AA, Orientalia Generalia 9, cilt 5, A. 15731.
66 Hüseyin Kazım Kadri, Türkiye’nin Çöküşü. II. Meşrutiyet’in Perde Arkası, Makedonya, Arnavutluk, Suriye ve Ermenistan’ın Elden Çıkışı, (Hazırlayan: Yılmaz Daşçıoğlu) İstanbul 1992, s. 99-123. Karşılaştırınız PA, AA, Türkei 198, cilt. 7, Selanik 22 Ocak 1912, A. 1821.
67 Wangenheim’den Hollweg’e, Korfu (Başkonsolosluk) 02 Nisan 1912, PA, AA, Türkei 134, cilt 30, no. 4, A. 6382; PA/AA, Türkei 198, cilt 7, Selanik 22 Ocak 1912, A. 1821.
68 Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılabı Tarihi, cilt II, Kısım I, Ankara 1991, 3. baskı, s. 197-230.
69 Schmidt’den Hollweg’e, Zanzibar (Konsolosluk) 02 Aralık 1911, PA, AA, Orientalia Generalia 9, cilt. 4, A. 21368.
70 PA, AA, Orientalia Generalia 13, 10 Eylül 1911. no. 1, A. 14591.
71 Y. H. Bayur, a.g.e., cilt II, Kısım I, s. 97-98.
72 Wangenheim’den Hollweg’e, Korfu (Başkonsolosluk) 02 Nisan 1912, PA/AA, Türkei 134, cilt 30, no. 4, A. 6382. İtalya’nın Trablusgarb’ta bocalaması ve kıyılarda sıkışması, bölgedeki yerli kabilelerin gayretleri ve bilhassa Türk komutanlarla -Mustafa Kemal ve Enver Bey- birlikte mücadele eden Sünusi tarikatının büyük bir rolü olmuştur.
73 Mutius’dan Hollweg’e, İstanbul 06 Haziran 1912, Geheimes Staatsarchiv preussischer Kulturbesitz Berlin (GStA), Finanzministerium, “Der Krieg und die türkischen Finanzen”, A. 10054.
74 Aynı belge.
75 Dering’den Grey’e, Roma 15 Ekim 1912, BD, cilt 9/I-1, gizli, tel. no. 134, A. A. 43 408/4/12/44.
76 PA/AA, Türkei 198, cilt 7, Selanik 22 Ocak 1912, A. 1821.
77 Sultan’ın düşmesinden sonra Balkan devletleri İttihatçıların yanlış politikaları sayesinde aralarında birer birer anlaşarak ittifak kurmaya başladılar. Bu çalışmalar ve diplomatik yazışmalar için bakınız, BD, cilt. 9/I-2, bölüm LXXVI, “die Bildung des Balkanbundes”, 23 Ekim 1911-22 Ağustos 1912, s. 829-995.
78 PA, AA, Türkei 155, 30 Mayıs 1910, A. 9650.
79 Balkan devletlerinin anlaşmaları için bakınız, Georg W. Hallgarten, Imperialismus vor 1914. Die sozialen Grundlagen der Außenpolitk europäischer Großmächte vor dem Ersten Weltkrieg, München 1963, 3. baskı, cilt, II, s. 318.
80 Miquel’den Hollweg’e, İstanbul 26 Ağustos 1910, PA, AA, Türkei 158, no. 273, “Zur auswärtigen Lage”, A. 14667.
81 H. Kazım Kadri, a.g.e., s. 71.
82 İstanbul’dan Pallavicini’nin haberi, 31 Ocak 1912, ÖUAP, cilt. 3, no. 3258, s. 802-803.
83 17 Ekim 1912’de Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan Türkiye’ye savaş ilan ettiler. Gennadius’dan Grey’e, Londra (Yunan Başkonsolosluğu) 18 Ekim 1912, BD, cilt. 9/I-2.
84 Grey’den Bertie’ye, Dışişleri Bakanlığı, 11 Ekim 1912, BD, cilt. 9/II-1, No. 500, A. A. 42 632/33 672/12/44.
85 Y. Wallach, aynı eser, s. 119.
86 Aynı eser, s. 90-91.
87 Hatta Aralık sonu 1913’te Paris’te Türkiye Büyükelçisi Rifat Bey ile Fransız Başbakanı Doumergue’nin görüşmeleri, Türkiye’nin ittifak arayışı olarak değerlendirildi. Alman Büyükelçiliği’nden Hollweg’e, İstanbul 29 Aralık 1913, PA/AA, Türkei 110, cilt 70, no. 379, A. 13.
88 Lichnowsky’den Hollweg’e, Londra 22 Nisan 1914, PA, AA, Türkei 110, cilt. 72, no. 223, A. 79.
89 Türkler uzun süre Üçlü İtilaf’a girmek için mücadele ettilerse de, İngiltere tarafından devamlı surette oyalandılar. Uzun süredir küçümsenen Osmanlı İmparatorluğu, 02 Ağustos 1914’de Almanya ile yaptığı anlaşma ile Üçlü İttifak’a katılarak, Avrupalı bir devlet tarafından eşit şartlarda tanınıyordu. Daha geniş bilgi için bakınız, Ulrich Trumpener, Germany and the Ottoman Empire 1914-1918, 1968.
I. Dünya Harbinin Başlangıcında Rus Saldırısı Karşısında
İhtiyat (Hamidiye) Süvari Alayları
Prof. Dr. S. Selçuk GÜNAY
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye
Bilindiği üzere 1890 yılında kurularak faaliyete geçirilen Hamidiye Hafif Süvari Alayları Doğu Anadolu’nun sosyo-ekonomik ve tarihî gelişmeleri üzerine oldukça etkili olmuş bir müessese olarak tarihimizdeki yerini almıştır. Özellikle konumuz açısından II. Meşrutiyet Dönemi ile I. Dünya Savaşı arasındaki devrede bu alayların geçirdiği gelişmeler önem taşıdığından bu dönemi ana hatlarıyla incelememiz gerekmektedir.
II. Sultan Abdülhamid’in 1909 yılında tahttan uzaklaştırılması onun kurmuş olduğu bu müesseseyi derinden etkilemiştir.1 Ancak 1909’dan sonra işbaşına geçen Babıalî Hükûmetleri alayları tamamen ortadan kaldırmaktansa yeni düzenlemelere girişmeyi uygun bulmuştur. 1910 yılında başlayan bu düzenlemede alaylar iki grupta toplanır. Bunlardan birincisi Rus hududu civarında bulunan kuzey grubu, diğeri ise güneydoğudaki çöl grubu idi. Nitekim bu iki grubun tensik edilmesine sebeb olarak Rusya’nın kuzeyden, İngiltere’nin ise güneyden tehdid unsuru olması gösteriliyordu. Bu dönemde alayların yeniden teşkilatlandırılmasında görev yapan Fahrettin Altay şunları söylemektedir:
“Kısa bir zaman sonra beni Doğu’da ve Güney’de yeni teşkil edilen Aşiret Süvari Alaylarının sancakları ve fermanlarını ve subay buyrultularını padişah adına merasimle teslim etmeye memur ettiler. Trabzon ve Erzurum’a gittim. Hınıs, Varto, Eleşkirt, Karaköse, Tutak, Erciş ve Cizre’den Nusaybin, Mardin, Viranşehir’e kadar bu merasim yapılırken Balkan Savaşı patlak verdi. Viranşehir’e geldiğimde Ordumuzun Çatalca ve Bolayır’a çekildiği ve Rumeli’nin elden çıktığı haberini alınca çok üzüldüm. Karakeçili ve Milli aşiretleri viran şehirde toplanmış merasim yapılırken, Savcı, Karakeçi aşireti reisi Dırii Bey’in mahkum ve kaçak bir eşkıyâ olduğunu ve tutuklanması lazım geldiğini söylüyor. O ise bir deve kurban etmek isterken ben bırakıyorum. Bir elinde padişah fermanı bir elinde sancağı tutmuş, binbaşı üniforması giymiş olarak alayın başında geçit resmi yapıyor ve Balkan Savaşı’na katılmak istediğini bildiriyordu. Milli Aşiret Reisi Binbaşı Halil Bey’de buna katılıyor. Ben de telgrafla bakanlığa durumu intikal ettiriyorum. Karakeçili aşiretinin aslının Türk olduğu isminden belli. Urfa’da vazifem bitmiş olduğundan İstanbul’a hareket ettim. Bu iki alayla diğer bir alay silah altına alınarak ikisi Çatalca hattına birisi de Bolayır’a gönderildi ve Doğu Trakya’nın kurtuluşu ileri harekâtına katıldılar. (daha sonra I. Cihan Savaşı’na katılan bu aşiret Süvari Alaylarının artık Cumhuriyetimizin silahlı kuvvetleri yanında yerleri olamazdı. Onun içinde tarihe karışmışlardır.” Nitekim 1910 yılında bu yeni düzenlemeye paralel olarak, aşiret alayları efradının yeni kayıtları çıkarılmış, bu suretle gerçek kuvvet miktarı tayin edilmeye çalışılmıştır. Zamanın Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa’nın tensibiyle alayların adı, “Aşiret Süvari Alayları”na çevrilmiştir.2 Bunu takiben alayların herhangi bir savaş anında gerilla savaşı yapmaya muktedir birlikler olarak görülmesi düzenlemelerin bu yolda yapılmasına imkân vermiştir. Bu gayeyle 1910 ve 1912 yıllarında iki nizamnâme neşredilerek kıyafete varıncaya kadar yeni düzenlemelere girişilmiştir.3 Bütün bu düzenlemelere göre, Aşiret alaylarının görevleri ve askerî faaliyetleri şöyle tesbit edilmiştir:
1. Savaş esnasında keşif yapılması,
2. Düşman keşif kollarına müşkülât çıkarılması,
3. İcra edilecek askerî manevrayı düşman nazarından gizlemek,
4. Düşmanın umumî suretle hakiki hedefler gizlenerek hatalı hareket yapmaya zorlaması ve gizli kuvvetlerle ani darbelere maruz bırakılması.4
Üçüncü nizamnâmeyle, Nizamiye Ordusu dahiline alınan Aşiret Alayları, ordu merkezlerinin değişmesiyle büyük bir yekûn
olarak, merkezi Erzincan olan III. Orduya bağlı birlikler haline getirilmişti. III. Nizamnâmeyi takiben daha önce sayıları 64 olan alaylar, 24 adede indirilmiş bulunmaktaydı. 1911 yılında alaylar ve merkezleri şöyledir:
I- III. Ordu 1. Aşiret Süvari Tümeni (Erzurum).
1. Aşiret Süvari Alayı (Erzurum)
2. Aşiret Süvari Alayı (Kığı)
3. Aşiret Süvari Alayı (Varto)
4. Aşiret Süvari Alayı (Hınıs)
5. Aşiret Süvari Alayı (Hasankale)
6. Aşiret Süvari Alayı (Sivas)
II- III. Ordu II. Aşiret Süvari Tümeni (Karakilise).
7. Aşiret Süvari Alayı (Eleşgirt)
8. Aşiret Süvari Alayı (Karakilise)
9. Aşiret Süvari Alayı (Karakilise)
10. Aşiret Süvari Alayı (Karakilise)
11. Aşiret Süvari Alayı (Karakilise)
12. Aşiret Süvari Alayı (Tutak)
13. Aşiret Süvari Alayı (Diyadin)
14. Aşiret Süvari Alayı (Doğu Anadolu)
III- III. Ordu III. Aşiret Süvari Tümeni (Erciş).
15. Aşiret Süvari Alayı (Bulanık)
16. Aşiret Süvari Alayı (Erciş)
17. Aşiret Süvari Alayı (Erciş)
18. Aşiret Süvari Alayı (Saray)
19. Aşiret Süvari Alayı (Başkale)
IV- III. Ordu IV. Aşiret Süvari Tümeni (Mardin).
20. Aşiret Süvari Alayı (Cizre)
21. Aşiret Süvari Alayı (Mardin)
22. Aşiret Süvari Alayı (Mardin)
23. Aşiret Süvari Alayı (Viranşehir)
24. Aşiret Süvari Alayı (Siverek).5
1913 yılında ise, Aşiret Süvari Alayı’nın “İhtiyat Süvari Alayları” adı altında toplandığını görüyoruz. Esasen, 24 Mart 1914 tarihiyle yayınlanan ve son nizamnâmeye ek olarak yürürlüğe konan kanun maddesinde; “İhtiyat Süvari Alaylarına münkalib olan Aşiret Süvari Alaylarına mütedair 29 Rebiyü’l Evvel 1330 tarihli nizamnâmeye müzeyyel madde-i nizamiye” denilerek, bu hususun gerçekleştirildiği anlaşılıyor. İhtiyat Süvari Alaylarının 1914 yılındaki teşkilat ve merkezleri ise şöyledir:
I- IX. Kolordu’ya Mensup İhtiyat Birinci Hınıs Süvari Fırkası.
1. Alay (Hınıs)
2. Alay (Hınıs)
3. Alay (Hınıs)
4. Alay (Hınıs)
5. Alay (Pasinler)
6. Alay (Pasinler)
25. Alay (Hınıs)
II- IX. Kolordu’ya Mensup İhtiyat İkinci Karakilise Fırkası.
7. Alay (Karakilise)
8. Alay (Karakilise)
9. Alay (Karakilise)
10. Alay (Karakilise)
11. Alay (Karakilise)
12. Alay (Karakilise)
13. Alay (Bayezid)
14. Alay (Bayezid)
III- IX. Kolordu’ya Mensup İhtiyat Üçüncü Erciş Süvari Fırkası.
15. Alay (Malagird)
16. Alay (Erciş)
17. Alay (Bargiri)
26. Alay (Malazgird)
27. Alay (Erciş)
28. Alay (Bargiri)
IV- XI. Kolordu’ya Mensup İhtiyat Van Müstahkem Süvari Livâsı.
18. Alay (Mahmudi)
19. Alay (Alpak)
29. Alay (Mahmudi)
30. Alay (Van)
V- XI. Kolordu’ya Mensup İhtiyat Viranşehir Süvari Fırkası.
20. Alay (Cizre)
21. Alay (Mardin)
22. Alay (Mardin)
23. Alay (Viranşehir)
24. Alay (Siverek).6
1913 yılında merkezleri Erzurum Karakilise, Erciş ve Mardin olan 14 adet alay bu tarihten itibaren yeni bir düzenlemeye tâbi tutuldular. Buna göre:
1. 9. Kolorduya Mensup İhtiyat, 1. Hınıs Süvari Fırkası
2. Aynı Kolorduya Mensup İhtiyat, 2. Karakilise Süvari Fırkası
3. II. Kolorduya Mensup İhtiyat, 3. Erciş Süvari Fırkası
4. Aynı Kolorduya Mensup İhtiyat, Van Müstahkem Süvari Tugayı
5. II. Kolorduya Mensup İhtiyat, Viranşehir Süvari Fırkası
I. Dünya Savaşı öncesi bu alaylar ayrı bir süvari kolordusu teşkil edilerek III. Ordu’ya bağlanmışlardır.
Esasen şurasını belirtmek gerekir ki, alayların başlangıçtan kuruluş sebeplerinin başında Doğu Anadolu’ya yapılacak herhangi bir Rus hücumu karşısında bölge şartlarına uyabilecek birliklerin meydana getirilmesi gelmektedir. Çünkü Doğu Anadolu, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra çıkabilecek herhangi bir savaşta Ruslar için stratejik ilk hedef olarak özel bir önem arzediyordu. Gerek bu sebepten ve gerekse Ermeni Meselesindeki ehemmiyetlerinden dolayı, Rusya başlangıçtan beri çeşitli vesilelerle Hamidiye Alaylarının ilga edilmesi için çalışılacaktı. Nitekim 1913’teki son Rus reform istekleri arasında Hamidiye Alaylarının ilgası da yer almaktaydı.
Hamidiye Alaylarının Rus ordusuyla yaptığı mücadeleye geçmeden önce, Kuzeydoğu Anadolu’daki Rus sınırı hakkında bilgi vermek faydalı olacaktır. Bilindiği üzere Doğu’daki Osmanlı-Rus sınırı 1878 Berlin Kongresi’nde tesbit edilmişti. Kars, Batum ve Ardahan şehirleri ve çevreleri Rusya’ya bırakılmıştı. Hudud hattı Batum’un güneyinde Çoruh nehrinin aşağı mecrâsının 16-18 km. güneydoğusundan Artvin’in aşağısında Çoruh istikametinde gidiyor ve Oltu çayına paralel olarak uzanıyordu. Oltu Kasabası Rusların elindeydi. Oltu’dan Narman’a, buradan Gürcü Boğazı yoluyla Erzurum’a giden yol çok mühimdi. Kars kesimindeki sınır ise aşağı yukarı Soğanlı Dağlarından geçmekteydi. Soğanlı Dağları müdafaa bakımından eski önemini kaybetmişti. Bu yüzden Türk Tahkimatı Aşağı Pasin’de Köprüköyünde meydana getirilmişti. Bayezid tarafındaki sınırımız ise, Berlin Kongresi’nde buraların bize verilmesiyle Aras nehrini geçip Köse Dağa ve Ağrı Dağı’ndan güneye İran sınırına uzanıyordu. Bu bölgede Eleşgird Vadisi Murat Vadisi’ne ulaşması sebebiyle çok büyük stratejik önemi haizdir.7
Ruslar bu saha dahilinde 1878-1914 yıllarında askerî mahiyetde birçok yol inşa etmiştiler. Tiflis’ten Gümrü’ye giden demiryolunu Kars ve Sarıkamış’a kadar uzatdılar. Ayrıca Arpaçay’ını takiben inşa edilen bir demiryolu da Nahcivan ve Culfa üzerinden Tebriz ve Urmiye’ye kadar uzatılmıştı. Ayrıca yine Ruslar Alagöz bölgesinden Kağızman’a kadar uzanan muntazam bir şose inşa etmiş, diğer tarafdan Bakü-Tiflis demiryolunu Batum’a ulaştırmışlardı. Böylece Ruslar herhangi bir askerî hareket esnasında Osmanlı ordusuna göre oldukça avantajlı bir duruma gelmişti. Buna karşılık demiryollarımız Ankara’nın 100 km. doğusundaki Yahşıhan’a kadar ancak gelebilmişti.
Her yönüyle Osmanlı Ordusu’na üstün bir vaziyetde bulunan Rus Ordusu’nun Kafkaslar’da mahdut sayıda kuvvetler bırakması mecburi idi. Çünkü Ruslar asıl kuvvetlerini Doğu Avrupa Cephesi’ne Almanların karşısına dikmişlerdi. Doğu Cephesi’nde Ruslarla mücadele edecek III. Ordu IX., X. ve XI. Kolordulardan meydana geliyordu. X. Kolordu Sivas ile Karadeniz arasında IX ve XI. Kolordular da Erzurum çevresindeydiler. III. Ordunun başında Hasan İzzet Paşa gibi ihtiyatlı ve tedbirli bir kumandan bulunuyordu.8
Kafkas Cephesi’ndeki I. Kafkas Rus Ordusu 100.000 piyade ve 15.000 atlı Kazak’tan meydana geliyordu. Ayrıca harpten daha önce Ermeni gönüllülerinden meydana gelen dört alay (druzina) da bu kuvvetlere ekleniyordu. General Mışlayevski komutasındaki I. Kafkas Rus Ordusu’nun asıl kumandası muktedir bir general olan Yudeniç’e tevdi edilmişti. Yundeniç’in hazırladığı plana göre Ruslar hücuma geçerek Türk kuvvetleri karşısında müstahkem Kars Kalesi’ne dayanarak müdafaa savaşı yapacaklardı. Fakat harp başladığı takdirde muhtemel bir Osmanlı Ordusu ve Hamidiye Alayları hücumlarını önlemek için Eleşgirt ovasının Ruslar tarafından işgali de bu planın diğer parçasıydı.
Karargâhı Erzurum’da bulunan III. Ordu Kumandanı Hasan İzzet Paşa ordusunun Ruslara karşı taarruza
geçecek kadar kuvvetli olmadığını ileri sürerek X. Kolordu’yu Sivas ile Karadeniz arasına, IX. Kolordu’yu Çoruh üzerinde İspir’e yerleştirmiş ve XI. Kolordu’nun bir tümeni Murat Çay’ı üzerindeki Tutak’a göndermişti. Muhtemel bir Rus taarruzu Hasan İzzet Paşa’ya göre Erzurum hattında durdurulabilecekti.
Bu plan dahilinde Eleşgirt Vadisi’ni koruma görevi Hamidiye Alaylarına veriliyordu. Özellikle 4 fırka birleştirilerek bir süvari kolordusu meydana getirilmiş ve bu kuvvetlerin başına Dağıstanlı Ferik Mehmed Paşa tayin olunmuştu. I. Dünya Savaşı’nın başlamasından kısa bir müddet evvel 20.000 atlıyı bulan İhtiyat Süvari Fırkalarının konuş vaziyeti şu şekilde idi.
III. İhtiyat Süvari Fırkası, I. Hudud Bölgesinde (Karakilise’nin Şarkı, Bayezid Bölgesinde),
II. İhtiyat Süvari Fırkası, II. Hudud Bölgesinde (Karakilise Bölgesinde),
IIV. İhtiyat Süvari Fırkası, (Kösedağ-Aras Nehri arasında),
I. İhtiyat Süvari Fırkası, (Aras Nehri-Güllüdağ Bölgesinde).9
Osmanlı Devleti’nin İtilâf Devletlerine karşı İttifak Devletleri safında harbe katılmasıyla Devletin Doğu sınırlarında bir Rus taarruzu beklemeye başlamıştı. Savaşın başlamasından önceki dönemlerde alaylarda talim, terbiye ve disiplin iyileştirilmesi yolunda birçok faaliyetlerde bulunmuştur. İlk olarak 29 Ağustos 1914 günü Rus Kazaklarının Karakilise’nin doğu kısmı ve Bayezid bölgesinde Osmanlı sınırlarını geçmesiyle muharebele-
rin başladığı görülüyordu. Bu sırada bütün İhtiyat Süvari Fırkalarının sınır bölgesi ve arkasının korunması gayelerini taşıdığı göze çarpıyordu. Ancak bölgede asıl sorumluluk II. İhtiyat Süvari Fırkası’na düşmüştür. Esas olarak bu fırkanın görevi Ağrı İli’nin kuzeyinde bulunan sınır bölgesini korumaktı. Ancak Rus Kazaklarının ani hücumu III. İhtiyat Süvari Fırkası’nın karargâhını daha gerilere nakletmesine sebep oldu.
Dostları ilə paylaş: |