Süperegonun İşlevi: İdden gelen içsel tepkileri bastırmaktır.
Benliği gerçekçi amaçlar yerine törel amaçlara yöneltmeye ikna etmeye çalışır.Kusursuz olmaya çabalar.
Biyofiziksel Yaklaşım
Bu yaklaşıma göre ruhsal ve davranışsal bozuklukların temelinde kalıtımın ya da genlerin belirleyici olduğu vurgusu yapılmıştır(örneğin, down sendromunu kalıtsal olarak geçtiği bulunmuştur.). Biyofiziksel kuramcılar davranışların en az bir bölümünde biyofiziksel yapının işleyişini engelleyen zedelenmelerin sorumlu olduğunu düşünürler. Bu kurama göre zihinsel engel, duygusal ve davranışsal bozukluklar, öğrenme güçlükleri, görme, işitme, ve dil-konuşma bozukluklarının tamamında veya en azından bir bölümünde biyofiziksel ve biyokimyasal yapının bozukluğundan etkilenmiştir. Bazı araştırmacılar, bedende belli maddelerin fazla miktarda yada yeterince bulunmamasının bazı davranışların oluşmasına yol açabileceğini ileri sürmüştür. Yiyeceklerde bulunan yapay tat- renk vericiler ve küf önleyicilerin hiperaktiviteyi etkilediği ileri sürülmüştür. İncelemeler sonucu beyin zedelenmesi gözlenmemesine rağmen hiperaktif, dikkatleri dağınık, dikkat süreleri kısa, algı bozukluğu ve hızlı duygu değişikliği gösteren yada durgun olan kişilerin beyin zedelenmesi geçirmiş olacağı sonucuna varılmıştır.
Beyin zedelenmesinden etkilenmiş çocuklarla kullanılan öğretim materyallerini geliştirmede, öncü rolü olan Werner öğrenme güçlükleriyle nörolojik yetersizlikleri ilişkilendirmiştir. Beyin zedelenmesiyle öğrenme güçlükleri ve algısal yetersizlikler arasında kurulan ilişkilerden hareketle, eğitim ortamlarının yeniden düzenlenmesinin gereğine işaret edilmiş ve çok uyaranlı ya da uyaranlardan arındırılmış eğitim ortamları önermiştir.
Dostları ilə paylaş: |