127
Rivayete göre Hızır’ın, Ali’ye dönerek ona, Hz. Muhammed’in vasîsi ve
ümmetin
halifesi olduğunu, daha sonra onun yerine geçecek haleflerinin
sırasıyla Hasan, Hüseyin, Ali b. Hüseyin, Muhammed b. Ali, Cafer b.
Muhammed, Musâ b. Cafer, Ali b. Musâ, Muhammed b. Ali, Ali b.
Muhammed, Hasan b. Ali ve son olarak da, zulüm ve zorbalıkla
dolan
yeryüzünü adalet ve doğruluğa kavuşturacak olan el-Kâim el-Muntazar
olduğunu söylediği ifade edilmektedir. Bu ve buna benzer rivayetlerden, on
iki imam rivayetlerinin gaybetten önce de gündeme gelmiş olabileceği,
ancak
on iki imamın her birinin isimleriyle anıldığı rivayetlerin, ilk olarak hicri
290’lı yıllarda tedavüle girdiği anlaşılmaktadır. İmâmî rivayetlerin büyük
bölümü Kum ve çevresinden çıktığı için, uzak bölgelere ulaşması hayli
zaman almış olabilir. On iki imamla ilgili rivayetler, Küleynî’nin Usûlü’l-
Kâfî adlı eseriyle karar bulmuştur. Küleynî ve kısmen de Ali b. İbrahim el-
Kummî, kendilerine göre imamların sayısının şüpheye yer bırakmayacak
şekilde on iki olduğunu her yönüyle ele almışlardır. Bu kitapta
on iki imam
teorisiyle ilgili bütün temel malzemeleri bulmak mümkündür. Aynı rivayetler
daha sonra Numânî, Sadûk ve Tûsî gibi alimler tarafından
tekrar kayda
geçirilmiştir (Hakyemez, s. 187-192).
Durum bu merkezde olmasına rağmen, İmamiyye Şîası, Hz. Ali’nin Hz.
Peygamber tarafından imam olarak tayin edildiği iddiası ile yetinmeyip, Hz.
Peygamber’in on iki imamı da bildirdiğine dair, Sünnî ve hatta ilk Şiî
kaynaklarda yer almayan bir rivayetten söz eder. Buna göre İmâmiyye, Hz.
Peygamber’e vasîleri sorulduğu zaman, onun,
“Ali kardeşim, vârisim, vasîm,
benden sonra da her insanın velîsidir; sonra oğlu Hasan, sonra Hüseyin,
sonra da Hüseyin evladından dokuz kişidir; Kur’ân onlarladır, onlar
Kur’ânla; onlar, (cennetteki) havz kıyısında bana ulaşıncaya dek birbirinden
ayrılmazlar” buyurduğunu, hatta onları adlarıyla yazdığını söyler (Gölpınarlı,
1969).
Bu arada Sahîh-i Müslim’de, Câbir b. Semure’den
rivayet edilen bir
hadise göre Hz. Peygamber, İslam dininin on iki halifeye kadar aziz olmaya
devam edeceğini söylemiştir. Şîa, Sünnî orijinli
bu hadisin on iki imama
delalet ettiğini ileri sürerken, Ehl-i Sünnet meseleyi farklı şekilde ele almış ve
bunu on iki imamla ilgili görmemiştir. Çünkü hadiste söz konusu edilen
husus, fiilen hilâfet işidir, ümmetin idaresini üstlenmedir. Oysa on iki imam
arasında, Hz. Ali ve kısa süreliğine de olsa Hz. Hasan’ın dışında hilâfet
mevkiine gelmiş olanı yoktur. İmâmiyye, bu çeşit rivayetleri esas alarak
imamların sayısını on ikide durdurur. On iki imam, sırasıyla şu şahsiyetlerdir:
Dostları ilə paylaş: