204
iddiasını, diğer dinlerde de yer alan beklenen kurtarıcı fikri
ile ilişkilendirmiş
ve her üç dinin beklediği mehdi olduğunu ileri sürmüştür.
Ahmedîyye mezhebinin temel görüşlerini açıklayabilmek.
Ahmedîlik, Hint alt kıtasında Sünni İslâm anlayışı ekseninde ve mehdilik
iddiaları çerçevesinde oluşmuş bir harekettir. K
lasik anlamda tam bir mezhep
hüviyeti taşımamaktadır; çünkü İslâm dininin doğrudan doğruya itikatla ilgili
konularına giren meseleleri hakkında değil, kıyamet
ve ahir zaman rivayetleri
ile ilgili ikincil derecedeki birtakım hususlar üzerinde durmaktadır. Hareketin
temel görüşleri, Mirza Gulam Ahmed'in mesihlik, mehdilik, nebilik gibi
iddiaları çevresinde şekillenmiştir. İmana ilişkin
görüşleri Sünni mezheplerin
yaklaşımıyla paraleldir. Buna göre iman Allah’a, peygamberlerine ve onun
Allah’tan getirdiklerine inanıp, dil ile ikrar, kalp ile tasdik etmek ve hayırlı
işler yapmaktan ibarettir. Ahmedîlik, İslâm'ın ibadet ve muamelat konuların-
da tamamen Hanefî mezhebinin yaklaşımını benimsemektedir. Ahmedîliğin,
Sünnî mezheplerle en önemli ayrılık konularından birisini cihat konusundaki
düşünceleri oluşturmaktadır. Buna göre silahla cihat devri geçmiştir. İslâm'ın
yayılması için cihat, kalem ve dua ile yapılmalıdır.
Bâbîlik-Bahâîliğin dini-kültürel arka planını ve oluşum sürecini
açıklayabilmek
Bâbîlik-Bahâîlik
İran’da daha çok Şiî İslâm anlayışı merkezinde gelişmiştir.
Şirazlı Mirza Ali Muhammed Bâb’ın kurucusu olduğu hareketin arka
planında İmâmiyye Şîası’nın tasavvufi bir yorumu niteliğindeki Şeyhîlik
tarikati yatmaktadır. Mirza Ali, Şeyhîlik tarikatının lideri olan Kazım
Reşti’nin ölümünden sonra geleceğini haber verdiği mehdi görüşünü merkeze
alarak üç aşamalı bir süreçte hareketini kurdu. O ilkin beklenen mehdiye
açılan kapı (bâb) olduğunu iddia etti. Daha sonra kendisinin beklenen mehdi
olduğunu ileri sürdü. En sonunda da yeni bir dinle gönderilen bir peygamber
olduğunu iddia etti. Onun ölümü üzerine Bâbîlik içerisinde bölünme yaşandı.
Ancak taraftarların pek çoğu Bahâullah olarak isimlendilen Mirza Hüseyin
Ali’ye tabi oldular ve hareket bundan sora Bahâîlik olarak anılmaya başlandı.
Bâbîlik-Bahâîliğin temel görüşlerini açıklayabilmek..
Bâbîlik-Bahâîlik İslâm sınırlarını zorlayan bir takım görüşlere ve yaklaşım
tarzlarına sahip olması sebebiyle İslâm kültüründen kaynaklanan ancak İslâm
dairesinden çıkan bir mezhep olarak görülmüştür. Ancak mezhebin
taraftarları, Bâbîlik-Bahâîliği yeni bir din olarak temellendirmeye
çalışmışlardır. Mezhebin esasları daha çok Bâb Mirza Ali’nin
görüşleri ve
düşünceleri üzerine kuruludur. O sırasıyla, mehdiye açılan kapı, mehdilik ve
peygamberlik iddialarında bulundu. En son aşamada yeni bir din getirdiğini
ve bu dinin kutsal kitabının el-Beyân olduğunu ileri sürdü. 19 sayısına kutsal
bir değer atfedildi ve bu sayı her şeyin temeli kabul edildi.
Mezhebin
Bahâîlik sürecinde de Bâb Mirza Ali’nin görüşleri varlığını korudu.
Bahaullah Mirza Hüseyin Ali tarafından yazılan el-Îkan ve el-Akdes isimli
kitaplar vahiy mahsulü olduğu iddiasıyla kutsal kitap olarak görüldü.
Bahâîliğe göre namaz ferdi olarak günde üç defa Allah’ı anmaktan ibarettir.
Oruç on dokuz gün olarak bir perhiz şeklinde ifa edilir. Hac, Bâb ile
Bahâullah’ın yaşadıkları mekanları ziyaret etmektir. Bahâîliğe göre,
Bahâullah’tan sonra da peygamber gelecek, ancak bu onun zuhurundan 1000
yıl sonra gerçekleşecektir.
Dostları ilə paylaş: