"Etnik çekirdekler" ve milletlerin oluşumu
Dinî reform, kültürel ödünç alma, halk katılımı ve etnik
seçilmişliğe dair mitler; bunlar, coğrafî yer, özerklik, çok-
dillilik, ticarî beceriler ve örgütlü dinle birlikte belli etnik
toplulukların, toplumsal bileşim ve kültürel içeriklerinde
yaşanan onca değişikliğe rağmen yüzyıllar içinden geçerek
bugüne gelmelerini sağlayan mekanizmalardan bazılarıdır.
Yine bunlar bizi bütün çıplaklığıyla etnikliğin ana para-
doksuyla keskin bir şekilde karşı karşıya getirirler; akışkanlık
ve kalıcılığın, farklı toplumsal ve kültürel parametreler içinde
her daim değişen bireysel ve kültürel dışavurumun birarada
bulunması. Bu ikinci özellik bir nesile bir başka nesilden geçen
bir miras ve gelenek biçimini alır. Ama bu biçim, topluluğun
görünümünü ve kültürel görüşlerini sınırlayan az ya da çok
değişmiş bir biçimdir. Belli olaylar, kahramanlar, peysajlar
(*) Amharalar: Etopya'daki en kalabalık halk topluluğu. Amharca konuşan, erken
bir tarihte Monofizist Hıristiyanlığı benimseyen Amharalar, merkezî krallıkları
sayesinde Etopya'daki öbür topluluklara siyasal egemenliklerini kabul ettirdiler.
Amharca: Etyopya'nın resmî dili olan Amharca, yeni imparatorluğun 1270 yılında
kuruluşundan beri yönetim ve devlet dili durumundadır. Yazı dili geleneği oldukça
yenidir. Güney kümesinin (ya da Etopya'nın) Sami dilidir. -ç.n.
44 Bu konuda bir başlangıç girişimi için O' Brien'a (1988) bakın; karşılaştırın
Armstrong (1982).
67
ve değerlerin yanısıra imajlardan, kültlerden, ayinlerden ve
sanat eserlerinden oluşan belli bir gelenek, etnik kültürü
ayırdedici kılan özelliklerin toplandığı ve topluluğun nesil
lerinin seçici bir biçimde sonuçlar çıkardığı bir ambar biçimi
almaya başlar.
Bu gelenekler sonraki nesilleri nasıl etkilemektedir? Modern
öncesi toplumlarda gelenekleri nakleden, yeniden derleyen
ve kodifiye eden, çoğunlukla lonca ve kastlar şeklinde ör
gütlenmiş din adamları, kâtipler ve ozanlardır. Yegâne
okuryazar tabaka oldukları için ve ilahi güçlerin şefaati de
zorunlu olduğundan din adamları, kâtipler ve ozanlar pek
çok toplulukta önemli nüfuz ve saygınlığa sahiptiler. Kardeşlik
birliklerinde, tapınaklarda ve kiliselerde örgütlenmiş olan
bu tabaka, büyük kentler ile -örgütlenme düzeylerine ve
topluluğun ülkesi üzerinde kurdukları zihinsel tekele bağlı
olarak- kentin taşra muhitlerinin büyük bölümünde bir
toplumsallaşma şebekesi oluştururlar. Aslında eski ve Ortaçağ
imparatorluklarının çoğunda rahipler, tapınak ve onların
(tekelindeki) yazıcılık altyapıları, özellikle eski Mısır ve Sasani
İran'ında, yönetimin ve/ya da Saray ve bürokrasiye karşı rakip
güç merkezlerinin vazgeçilmez ortakları olmuşlardır.
4 5
Diasporadaki topluluklarda bile, geniş bir mahkeme ve
istişare ağı oluşturacak ve en uzaklardaki yerleşim bölgelerini
düşman bir çevre karşısında dinî, yasal ve kültürel bir birlikle
donatacak şekilde, az çok merkezî biçimde örgütlenmiş rahip,
haham ve hukukçular görmekteyiz. Armstrong'un da işaret
ettiği gibi özellikle Yahudiler ve Ermeniler arasında din gö
revlileri ve kurumlarından oluşan bu son derece gelişmiş ağ,
topluluğun öznel birlik ve bekasını, tarihî ve dinî geleneklerini
45 Rahipliğin ve dinîn imparatorluklardaki rolü hakkında Coulborn ve Strayer'e
(1962) ve Eisenstadt'a (1963) bakın; etnik rollerine ilişkin de Armstrong'a (1982,
bölümler 3,7) ve A. D. Smith'e (1986a, özellikle bölümler 3,5) bakınız.
68
teminat altına alabilmiştir.
4 6
Bizim "etnik çekirdek" adını
verdiğimiz şey, bu tür birleştirici ve kapsayıcı mekanizmalar
aracılığıyla yavaş yavaş oluşur, kurulur. Bu "çekirdek"ler,
Dostları ilə paylaş: |