Kalabalık caddelerde
oyuncak satan esmer adam, kemer
satan ve olduğundan yirmi yaş fazla gösteren adam ve kü-
çük şişelerde ne olduğu anlaşılmayan bir sıvı satan ve sarası
yüzünden sık sık kaldırımlara düşen adam ve meyhaneler-
de fıstık satan gözlüklü genç adam ve gene meyhanelerde
kasap oyunu oynayarak hayatını kazanan Koço ve artık
yaşlandığı için rakı isteyince şarap getiren garson Tanaş, bu
zavallı durumlarından kurtarılacaktır.
Herkes istediği mesleği seçecektir. Ressam olmak isteyen-
ler reklamcı, yazar olmak isteyenler mühendis,
mimar ol-
mak isteyenler iktisatçı, meyhaneci olmak isteyenler hu-
kukçu, hukukçu olmak isteyenler tezgâhtar, adam olmak
isteyenler uşak ve dilediği gibi yaşamak isteyenler rezil ol-
mayacaklardır.
Delilerle alay edilmeyecektir. Mahalle çocukları
böyleleri-
nin peşine takılmayacaktır.
Para kazanamayanlara serseri denilmeyecektir.
Babalar, kızlarını her çeşit insana vereceklerdir.
Sokak köpeklerinin durumu düzeltilecektir.
Çocuklar, masallarla ve Allah’ın vereceği cezalarla korku-
tulmayacaktır.
Taşradan gelenler, şehirde doğmaktan başka meziyetleri
olmayanlar tarafından hor görülmeyecektir.
Kurnazlık ortadan kalkacaktır. Bu konuda sıkı
tedbirler
alınacaktır.
Yüreğimizi ezen bu sıkıntı, başımızdaki bu ağırlık kalka-
caktır.
O zaman, bin yıllık saltanat başlayacaktır. Bin yıl daha
sürecektir. Bin yıl daha sürecektir. Bin yıl daha sürecektir.
Bin yıl daha sürecektir. Bin yıl daha, bin yıl daha...
241
Mısra 595
: Çare yok dünyadan gideyim gayrı
Çare.......... bulunacaktır.
Açıklamalar burada bitiyor. Gerek şarkılarda, gerek açık-
lamalarda sözü geçen insanlar, yerler, tarihî ve günlük olay-
lar, gösterilen kaynaklar, ileri sürülen düşünceler, yapılan
benzetmeler, anlatılan şehirler, ispat edilen nazariyeler, va-
zedilen kanunlar tamamen hayal mahsulüdür. Uydurmadır.
Bunların içinde gerçek hayattaki yerlere, insanlara ve olay-
lara
benzeyenler varsa, tesadüften ibarettir ve kimsenin
üzerine alınmaması gerekir. Yalnız, yazar, bu satırların mü-
ellifi olduğuna göre, istese de istemese de vardır ve gerçek
hayatta mevcuttur. Fakat, içinde bulunduğumuz gerçek ha-
yatta yaşayıp yaşamadığı ve başına gelenlerin gerçekten
olup olmadığı hususunda bir şey söylenemez. Belki, yaşadı-
ğını sandığı hayat bir rüyadan ibarettir ve uyandığı
zaman o
da bütün gerçekleri görecektir; ya da herkes uyumaktadır
da onun yaşadıkları gerçektir. Yazar da bir gün onlar gibi
uyuduğu zaman herkesin gerçek sandığı rüyaları
görecek-
tir. Belki dün rüya görüyordu, belki bugün rüya görüyor,
belki yarın rüya görecek. Belki dün yaşıyordu, belki bugün
yaşıyor, belki hep yaşayacak.
Dostları ilə paylaş: