Perspektifler ve Değerlendirmeler (Not 2: Dipnotlar yazıda kullanılan yere parantez içinde küçük puntolarla eklenmiştir.)



Yüklə 1,42 Mb.
səhifə84/98
tarix01.08.2018
ölçüsü1,42 Mb.
#64731
növüYazı
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   98

Bizim Ekim'de yeniden yayınladığımız "Solda Üç Reformist Odak" yazısında bu akımların bu karakterine çok belirgin bir biçimde işaret ediliyor. Bunu bilmemiz ve teşhir etmemiz gerekiyor. Siyasal mücadele içinde yıldığı, yorulduğu ve devrim konusunda umutsuzluğa düştüğü için reformizme kayan bir akım, her zaman yapısal-içsel bir zayıflık taşır. Oradan gelen bir kofluğu vardır.(309)

Mesela batıdaki sosyal-reformist akımlar böyle değildir, bunların şekillenmesi çok doğal bir biçimde reformist bir çizgide oluşmuştur. Alman SPD'si gibi partiler bir zamanlar militan devrimciydiler de sonradan bozulmaya uğradılar diyebileceğimiz partiler değil. Zaten barışçıl, yumuşak, çok büyük ölçüde sendika bürokrasisine, işçi aristokrasisine dayanan, parlamenter biçimler içerisinde bu karakterini geliştiren akımlar. Ama genel planda, söylem planında devrimci bir iddia taşıyorlar: bu devrimci iddia ve söylemle gerçek pratik arasındaki çelişkiyi devrimci bunalımın olgunlaşması açığa çıkarınca, Rosa Luxemburg’un dediği durum, yani “kokmuş ceset” gerçekliği ortaya çıkıyor. O iddialara, o söyleme yabancılaşma anlamında bir kokuşmuşluk bu. Yoksa onların reformist kimliği, Lenin’in 2. Enternasyonal tahlillerinde de çok açıkça var; Paris Komünü sonrası barışçıl gelişme döneminin ürettiği legal çalışmanın, sendikal çalışmanın, parlamenter çalışmanın uzun yıllar içinde ürettiği ve olgunlaştırdığı, bozduğu ve kokuşturduğu bir kimlik.

Türkiye’nin bugünkü sosyalizm söylemli sosyal-reformist akımlarının durumu ise daha farklı. Bunlar zamanında az-çok devrimciydi, bunların hepsi silahlı mücadele yanlısıydı, illegal örgütlenme yanlısıydı, bunlar legaliteye geçmek bir yana, legal bir devrimci partinin legal uzantısını yaratmaya kalkmanın bile tasfiyecilik olduğunu söyleyen akımlardı... Bütün bu inançlarını bunlara çiğneten ne oldu? Yeni ideolojik açılımlar mı? İdeolojik olgunlaşmalar mı? Biz önden ortaya hiçbir konuda hiçbir ciddi bir fikir koyamadıklarını biliyoruz. Bunlar karşı-devrimin devrimci kimlik ve devrimci örgüt konusunda yarattığı yıldırıcı etkinin sonuçlarını yaşadılar. Bunlar pratiğini yaşayamayacakları fikirlerini sessizce terkettiler. Yeni fikirler, yeni ideolojik kimlik ardından bunu tamamladı. Böyle-akımlar bunlar.

İşçi Partisi bu açıdan farklı mesela. Perinçek’in partisi demin SPD üzerinden örneklediğim türden bir parti. Bu açıdan farklı, doğal bir politik reformizmi var onun. Doğrusunu isterseniz ordan gelen bir gücü de var. Otuz yıllık Perinçek’in bu ülkede sürekliliği temsil eden “sol” bir lider olmasının, partisinin her dönem siyasal(310)yaşamda belli bir yer tutmasının gerisinde de bu aynı olgu var. İstediğiniz kadar lanetleyin, herkes döne döne bu çevreye saldırma ihtiyacı duyuyor mu? Bu onun politik bir güç olduğunu gösteriyor. Bu doğallıktan gelen onun kendine özgü güçlü bir yanı var. Ötekilerden farkı burada.

Reformist akımlardaki güçlenmenin gerisinde ne var? Kuşku yok ki bu akımlar kendi tarzlarında politika yapıyorlar, çalışma yürütüyorlar; ama başarıyı temelde buna borçlu değiller. Onlar ne anlamlı bir politika üretiyorlar, ne de çok anlamlı, kararlı bir çalışmaları var. Ortada koca bir devrimci alternatif boşluğu var ve onlar tam da bu boşluk üzerinden güç kazanıyorlar. Utanç verici konuma, kimliğe, platforma sahip bu akımları büyük bir açmaza, büyük bir sıkıntıya düşürecek bir devrimci alternatifin yokluğu var, burdan kazanıyorlar. Artı geleneksel devrimci grupların hamlıkları, çocuklukları, ciddiyetsizlikleri bu akımlara ayrıca güç kazandırıyor. Mevcut devrimci hareket kitlelere güven veremediği ölçüde, kitleler sol ve sosyalist bir söylem kullanan bu akımları ciddiye alabiliyor. Çünkü bunlar tüm samimiyetsizliklerine rağmen, bir ciddiyet, bir olgunluk görüntüsü verebiliyorlar kitleler önünde. İnandırıcı olabiliyorlar.

İşte bu ortamda, herşeye rağmen sola akan bir takım kesimlerin, ciddiyeti tartışmalı, hamlıkları bol, inandırıcılıkları zayıf geleneksel devrimci akımlar yerine reformist partilere yönelmesinin bir mantığı var. Parti adımı ile birlikte ciddi bir siyasal kimlikle kitlelerin karşısına çıkabildiğimiz ölçüde kitlelere farklı bir alternatif sunmuş oluruz. Kitlelerin ileri kesimlerini, bu sola, sosyalizme açık kesimlerini kastediyorum. Bir an önce parti kimliği ile ortaya çıkmamızı gerektiren temel nedenlerden biri de budur. Bunu biz, bu ilkel, bu ciddiyetsiz, gelinen yerde bu sorumsuz küçük- burjuva devrimci akımlarla araya daha belirgin bir mesafe koymakla mutlaka birleştirmek durumundayız. Kitleler bizim hareketimizi onlarla karıştırmamalıdırlar. Gürbüz işçi sınıfı devrimciliği ile yıpranmış ve bozulmuş küçük-burjuva devrimciliği arasındaki farkı kitleler kendi gözlemleri ile açıkça görebilmelidirler. Reformizme karşı başarılı ve sonuç alıcı bir mücadelenin temel önkoşullarından(311)biri de bugün için budur. Bu konuda söyleyeceklerim bundan ibaret değil. Fakat önce kısaca reformist cephenin kendine özgü bir akımı olarak SİP üzerine de bir kaç şey söyleyip, sol hareketin genel tablosundan çıkarmamız gereken bazı sonuçlara bunun ardından geçmek istiyorum.

SİP konusunda söylenecekler çok fazla değil. Daha önceki değerlendirmede de var. Söyleminde sosyalizme yakın görünen, oysa gerçek pratiğinde, reformizıne yakın demeyeceğim, reformist konumu belirgin olan bir parti. Peki bu durumda söyleminde sosyalizme yakınlığını belirtmenin bir anlamı var mı diye sorulabilinir. Kuşkusuz var. Çünkü bu söylem bir takım devrimci unsurları etkileyip kendine çekebiliyor. Komünist hareketin henüz yeni yeni pratik yerini dolduruyor olması nedeniyle, demek oluyor ki bugüne kadarki ciddi boşluk ortamının da sağladığı avantajla, bu söylem işe yarayabilmiştir. Normalde komünist hareketin kazanabileceği bazı güçleri bu çevre kazanmış ve sonuçta reformist-legalist bir zeminde kötürümleştirebilmiştir.

Sol hareketin bugünkü tablosu genel çizgiler içinde bu. Peki bu tablodan çıkarılması gereken güncel siyasal sonuçlar nedir?


Yüklə 1,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   98




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin