Peşaver geceleri


Hz. Fatıma (a.s) Son Nefesine Kadar Ebu Bekir ve Ömer’den Razı Olmadı



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə130/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   126   127   128   129   130   131   132   133   ...   185

Hz. Fatıma (a.s) Son Nefesine Kadar Ebu Bekir ve Ömer’den Razı Olmadı


Davetçi: Eğer durum dediğiniz gibi olmuş olsaydı, o zaman neden büyük ve değerli alimleriniz bunun tam aksini yazmışlardır. Örneğin: Buhari ve Müslim gibi iki güvenilir aliminiz kendi Sahih’lerinde şöyle yazmışlardır:

“Hz. Fatıma Ebu Bekir’i gazaplı haliyle terk etti; öfkeli kaldı ve ömrünün sonuna kadar onunla konuşmadı. Vefat edince Hz. Ali (a.s) Fatıma’nın cenaze namazını kıldırdı ve geceleyin defnetti. Ebu Bekir’i haberdar etmediler ve onun cenaze namazına katılmasına izin vermediler.” 172

Muhammed bin Yusuf-u Genci eş-Şafii Kifayet’ut- Talib’in 99. babında bu rivayeti nakletmiştir. Hakeza İbn-i Kuteybe de El İmamet’u ve’s- Siyase kitabının 14. sayfasında şöyle nakletmiştir: “Fatıma (a.s) ölüm döşeğinde Ebu Bekir ve Ömer’e şöyle dedi:

Allah’ı ve meleklerini şahit tutuyorum ki, sizin ikiniz beni öfkelendirdiniz, beni hoşnut etmediniz, eğer Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’i görecek olursam, ikinizi de şikayet edeceğim.”

Yine aynı kitapta şöyle yazmıştır: “Hz. Fatıma ölünceye kadar da Ebu Bekir’den hoşnut olmadı ve ondan uzak durdu.”

Bu ve sizin diğer muteber kitaplarınızda yazılan sayısız rivayetler ışığında lütfen tarafsızca ve insaflıca hüküm verin. Bu rivayetlerin telfik yolunu bana da söyleyin.


Fatıma’yı İncitmek, Allah’ı ve

Peygamber’i İncitmektir


Örneğin: İmam Ahmed Müsned’de, Süleyman Kunduzi Yenabi’ul- Mevedde’de, Ali Hemedani Meveddet’ul- Kurba’da, İbn-i Hacer Savaik’da (Tirmizi, Hakim ve benzerlerinden naklen) çok az bir tabir ve lafız farklılıklarıyla Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in defalarca şöyle buyurduğunu rivayet etmektedirler:

Fatıma benim bir parçamdır, gözümün nurudur, kalbimin meyvesidir ve ruhumdur; onu inciten beni incitmiştir, beni inciten Allah’ı incitmiştir; Onu gazaplandıran beni gazaplandırmıştır, ona eziyet den bana eziyet etmiştir.”

İbn-i Hacer İsabe’de Fatıma (a.s)’ın biyografisini anlatırken Buhari ve Müslim’den naklen Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

Fatıma benim bir parçamdır, ona eziyet eden bana eziyet etmiştir, onu rahatsız eden beni rahatsız etmiştir.”

Muhammed bin Talha eş-Şafii Metalib’us- Süul, s. 6’da, Hafız Ebu Naim İsfahani Hilyet’ul- Evliya, c. 2, s. 40’da ve imam Nesai Hesais’ul- Alevi’de Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedirler:

Fatıma benim kızım ve bir parçamdır; onu rahatsız eden beni rahatsız etmiştir, ona eziyet eden bana eziyet etmiştir.”

Ebu’l- Kasım Hüseyin bin Muhammed (Rağib-i İsfahani) Muhazarat’ul- Udeba, c. 2, s. 214’de Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’den şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

Fatıma benim bir parçamdır; öyleyse onu gazaplandıran beni gazaplandırmıştır.”

Hafız Ebu Musa bin el Müsenna Basri (Ö. H. 252) Mucem’inde, İbn-i Hacer Askalani İsabe c. 4, s. 375’de, Ebu Ya’la Musuli Sünen’inde, Taberani Mu’cem’inde, Hakim Nişaburi Müstedrek c. 3, s. 154’de, Hafız Ebu Naim İsfahani, Fezail’us- Sahabe’de, Hafız bin Asakir Tarih’uş- Şam’da, Sibt bin Cevzi Tezkire s. 175’de, Taberi Zahair s. 39’da, İbn-i Hacer-i Mekki Savaik, s. 105’de ve Ebu’l- İrfan es-Sebban İs’af’ur- Rağibin, s. 171’de, Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in Hz. Fatıma’ya şöyle buyurduğunu rivayet etmektedirler:

Ya Fatıma, Allah-u Teala senin gazabın için gazap eder, senin hoşnutluğun için hoşnut olur.”

Muhammed bin İsmail-i Buhari, Sahih’inMenakıb-i Karabet-i Resulullah” babında, s. 71’de (Mesur bin Muhzime’den naklen) ve hakeza, s. 75’de Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

Fatıma benim bir parçamdır; onu gazaplandıran beni gazaplandırmıştır.”

Buhari ve Müslim’in Sahih’inde Ebu Davut ve Tirmizi’nin Sünen’inde, Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde, İbn-i Hacer’in Savaik’inde, Şeyh Süleyman Belhi’nin Yenabi’sinde ve daha birçok muteber kitaplarınızda Hz. Fatıma’nın faziletleri hususunda birçok benzeri rivayetler nakledilmiştir. Bunları, Hz. Fatıma’nın onlardan hoşnut olmadan vefat ettiğini bildiren hadislerle nasıl değerlendirebiliyorsunuz?

Şeyh: Bu rivayetler doğrudur. Ama Hz. Ali’nin hakkında nakl olunmuştur. Zira Hz. Ali Ebu Cehl’in kızını almak isteyince Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ona kızdı ve şöyle buyurdu: “Her kim Fatıma’yı incitirse beni incitmiştir; beni inciten de Allah’ın gazabına uğramıştır.” Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in bu sözlerden maksadı, Hz. Ali idi!!!

Davetçi: İnsan ve diğer hayvanlar arasında birçok fark vardır. İnsanı hayvandan ayıran iki önemli güç akıl ve fikirdir. Yani hayvandan üstün olanlar, hayatlarını akıl ve fikir önderliğinde şekillendirenlerdir. İnsan duyduğu her şeyi hemen kabul etmemelidir, akıl ve fikriyle değerlendirmelidir, aklı kabul ediyorsa kabullenmeli, aksi takdirde reddetmelidir. İşte bu yüzden Kur’ân şöyle buyuruyor:

Sözü işiten ve en iyisine tabi olan kullarımı müjdele. İşte onlar Allah’ın kendilerini hidayete eriştirdikleridir ve onlar temiz akıl sahipleridir.”173

Geçmişlerinizin nakletmiş olduğu rivayetleri akıl tezgahında cerh-u tadil etmeden, üzerinde durup düşünmeden, bu akşam yaptığınız gibi hemen kabul diyor ve tekrarlıyorsunuz. Bu yüzden kısa olarak bir cevap vermek zorundayım.

Önceden de söylediğim gibi alimlerinizin de onayladığı üzere Hz. Ali (a.s) Tathir ayetinin muhatabıdır ve zati bir temizliği vardır. Yani her türlü rics, pislik, lehv ve kötü ahlaktan münezzehtir. Hakeza Mübahele ayetinde de önceki akşamlar bahsettiğim gibi Allah-u Teala Hz. Ali’yi Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in nefsi olarak kabul etmiştir. Diğer taraftan Hz. Ali (a.s) Resulullah (s.a.a)’in ilim kapısıdır; Kur’ân’dan ve onun ahkam ve düsturlarından haberdardı. Allah-u Teala’nın şöyle buyurduğunu da çok iyi biliyordu:

Allah’ın Resulüne eziyet etmeniz, sizin için câiz değildir.”174

Hz. Ali (a.s) gibi birisinin Resulullah (s.a.a)’e eziyet edecek, O’nu hoşnutsuz kılacak bir amel veya söze bulaşmasını akıl nasıl kabul edebilir? Büyük ahlak abidesi olan Resulullah gibi bir insanın Allah-u Teala’nın sevgilisine, hem de Kur’ân-ı Kerim’in istisnasız helal kıldığı bir işte gazaplanması mümkün müdür? Allah-u Teala bu hususta bir fark gözetmemiştir. Nikah meselesi şu ayetin hükmüne göre geneldir:

...Size helal olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın...”175

Bu ayetin hükmü, bütün enbiya, evsiya ve tüm ümmet arasında geneldir. Eğer farzen Hz. Ali (a.s) böyle bir şey isteseydi şer’i açıdan câiz olduğu için Resulullah (s.a.a) helal olan bir şey hususunda O’na gazaplanmaz ve bu kelimeleri O’na söylemezdi.176

O halde akıl ve fikir sahibi herkes biraz araştıracak olursa, bu hadisin de Emeviler’in uydurması olduğunu kolayca anlayabilir; nitekim büyük ve değerli alimleriniz de bunu itiraf etmişlerdir.


Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   126   127   128   129   130   131   132   133   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin