MADDE 45 - (Değişik: 1696 - 5.3.1973) Tanıklar davetiye ile çağrılır. Davet üzerine gelmemenin kanunî neticeleri davetiyede gösterilir.
(Değişik 2. fıkra: 3206 - 21.5.1985) Tutuklu veya acele işlerde, mahkeme davetiye tebliğ ettirmeksizin tanıklar için ihzar müzekkeresi verebilir. Şu kadar ki müzekkerede bu yoldan getirilmenin sebepleri gösterilir ve bunlara mahkemece davetiye ile gelen tanıklar hakkındaki işlemler uygulanır.
Davetiye fiilî hizmette bulunan askerlere bulundukları yerlerdeki askerî makamlar vasıtasiyle tebliğ olunur.
MADDE 43. - (1) Tanıklar çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Tutuklu işlerde tanıklar için zorla getirme kararı verilebilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır.
(2) Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.
(3) Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir.
(4) Cumhurbaşkanı kendi takdiri ile tanıklıktan çekinebilir. Tanıklık yapmayı istemesi halinde beyanı konutunda alınabilir ya da yazılı olarak gönderebilir.
(5) Bu madde hükümleri, kişinin ancak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme önünde tanık olarak dinlenmesi halinde uygulanabilir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Tanıklık, Bilirkişi İncelemesi ve Keşif
BİRİNCİ BÖLÜM
Tanıklık
Tanıkların çağrılması
Madde 45- Tanıklar davetiye ile çağrılır. Telefon, telgraf, faks gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de davet yapılabilir. Bu çağrılarda gelmemenin sonuçları bildirilir ve görevlilerce gerek çağrının yapıldığı, gerek yasal sonuçların bildirildiği belgelendirilir.
Tutuklu veya ivedi işler ile mahkemece gerekli görülen diğer hâllerde, yukarıdaki çağrı usullerine başvurulmaksızın tanıklar için ihzar müzekkeresi verilebilir. Müzekkerede bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır.
Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir.
Cumhurbaşkanı tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılamaz. Cumhurbaşkanının tanık sıfatıyla beyanı konutunda alınır. Cumhurbaşkanı bu beyanını yazılı olarak gönderebileceği gibi, beyanı hâkim tarafından tutanağa geçirilmek suretiyle de alınabilir.
Başbakan ve bakanlar ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri tanık sıfatıyla Ankara mahkemelerinde de dinlenebilirler.
AÇIKLAMA
ÇAĞRIYA UYMAYAN TANIKLAR
MADDE 46 - (Değişik 1. fıkra: 3206 - 21.5.1985) Usulü dairesinde çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu masraflar ile beraber beşbin liradan onbin liraya kadar hafif para cezasına mahkûm edilirler.
Mazereti kabul olunarak yeniden davetiye ile çağrılması tensip olunan tanıklara para cezası ve masraf hükmolunmaz.
Zorla getirilen tanık, evvelce gelmemesini mâzur gösterecek sebepleri sonradan bildirir ve bu mazeretin doğruluğunu ispat eder delil ve vesikaları gösterirse aleyhine hükmedilmiş olan ceza ve masraflar kaldırılır.
(Değişik 4. fıkra: 3206 - 21.5.1985) Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin tatbikine istinabe olunan hâkim ve naipler ile hazırlık tahkikat esnasında sulh hâkimleri dahi yetkilidir.
Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki ihzar müzekkeresi askerî makamlar vasıtasıyle infaz olunur.
Çağrıya uymayan tanıklar
MADDE 44. - (1) Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.
(2) Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur.
Çağrıya uymayan tanıklar
Madde 46- Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin neden olduğu giderler ile beraber yüzmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar hafif para cezasına mahkûm edilirler.
Mazereti kabul olunarak yeniden çağrılmasına karar verilen tanıklara para cezası ve gider hükmolunmaz.
Zorla getirilen tanık, gelmemesini haklı gösterecek nedenleri derhâl bildirir ve bu mazeretinin doğruluğunu ispat ederse, hükmedilmiş olan ceza ve giderler kaldırılır.
Bu kararlara itiraz edilebilir.
Birinci fıkra gereğince hükmolunan para cezaları kesinleştiğinde derhâl infaz olunur.
Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin uygulanması konusunda istinabe olunan mahkeme ve naip hâkimler ile soruşturma sırasında sulh ceza hâkimleri de yetkilidir.
Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki ihzar müzekkeresi askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur.
AÇIKLAMA
ŞAHİTLİKTEN ÇEKİNME HALLERİ
MADDE 47 - Aşağıdaki kimseler şahitlikten çekinebilirler:
1 - Maznunun nişanlısı,
2 - Evlilik bağı kalmasa bile karısı veya kocası,
3 - Maznunun nesepten veya sebepten usul ve füruu yahut üçüncü dereceye kadar (Bu derece dâhil) nesepten veya kendisiyle sıhriyet hâsıl olan evlilik bağı kalmasa bile ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sebepten civar hısımları ve maznun ile aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.
Yukarda yazılı kimselere dinlenmezden evvel şahitlikten çekinmek hakları olduğu bildirilir. Bu hakkı istimalden vazgeçenler dinlenirken dahi vazgeçmelerini geri alabilirler.
Tanıklıktan çekinme
MADDE 45. - (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir:
a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.
b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.
c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.
d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları.
e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.
(2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.
(3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.
Tanıklıktan çekinme
Madde 47- 1. Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilirler:
a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı,
b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın karısı veya kocası,
c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy ve altsoy veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlığından veya kayın hısımlığından yansoy hısımları ve şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.
2. Yaş küçüklüğü veya akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, yasal temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Yasal temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.
3. Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.
AÇIKLAMA
MESLEK İCABI ŞAHİTLİKTEN ÇEKİNME HALLERİ
MADDE 48 - Müdafiler bu sıfatları ve hekimler ile ebeler sanatları icabında vâkıf oldukları sırlar hakkında şahitlikten çekinebilirler. Ancak sır sahibi muvafakat ederse şahitlikten çekinemezler.
Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme
MADDE 46. - (1) Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır:
a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler.
b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler.
c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler.
(2) Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez.
Meslek ve sürekli uğraşıları nedeniyle tanıklıktan çekinme
Madde 48- Meslekleri ve sürekli uğraşıları nedeniyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır:
1. Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi nedeniyle öğrendikleri sırlar,
2. Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri sırlar,
3. Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri sırlar,
4. Kolluk mensupları ile soruşturmaları sırasında, kendisinin veya yakınlarının hayat ve sağlıklarını korumak amacıyla kimliklerini açıklamayı reddetmiş bulunan tanıkların ve suçu ihbar etmiş olup aynı nedenle kimliklerinin açıklanmasını istemeyenlerin veya suçlar ve suçlular hakkında kolluğa sürekli bilgi veren kimselerin kimlikleri.
Yukarıdaki fıkrada (1) ilâ (3) numaralı bentlerde yer alan konularda ilgilinin rızası olsa da, bu bentlerde sayılan kişiler tanıklıkta bulunamazlar. (4) numaralı bentte yazılı hâlde rıza varsa çekinme zorunlu değildir.
Kanunların, bilginin verilmemesini suç olarak tanımladığı hâllerde, tanıklıktan çekinilemez. Ancak, avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi nedeniyle öğrendikleri suçlar hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz.
AÇIKLAMA
DEVLET ESRARI HAKKINDA ALAKADARLARIN ŞAHİTLİĞİ
MADDE 49 - Devlet memurları memuriyetten çekildikten sonra bile, saklamakla mükellef oldukları vakıalar hakkında sırrın ait olduğu makam âmirinin izni olmaksızın şahit sıfatiyle dinlenemezler.
Bu gibi hallerde İcra Veklilleri âzası hakkında Reisicumhur ve Büyük Millet Meclisi âzası hakkında Meclis tarafından izin verilir.
Şahitlik, Devletin selâmetine zarar verecek derecede olmadıkça bu izin verilir.
Reisicumhur mahremiyeti kendisi takdir eder ve şahitlikten çekinebilir.
Bu hüküm, reisliği zamanında hâdis veya reisliği sebebiyle malûmu olan vakıalardan dolayı eski Reisicumhurlar hakkında dahil caridir.
Devlet sırrı niteliğindeki bilgilerle ilgili tanıklık
MADDE 47. - (1) Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Açıklanması, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, Devlet sırrı sayılır.
(2) Tanıklık konusu bilgilerin Devlet sırrı niteliğini taşıması halinde; tanık, sadece mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından zâbıt kâtibi dahi olmaksızın dinlenir. Hâkim veya mahkeme başkanı, daha sonra, bu tanık açıklamalarından, sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgileri tutanağa kaydettirir.
(3) Bu madde hükmü, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır.
(4) Cumhurbaşkanının tanıklığı söz konusu olduğunda sırrın niteliğini ve mahkemeye bildirilmesi hususunu kendisi takdir eder.
Devlet sırları hakkında ilgililerin tanıklığı
Madde 49- Devlet memurları ve diğer kamu görevlilerinin, görevlerinden ayrıldıktan sonra da, saklamakla yükümlü oldukları Devletin güvenliği veya temel dış yararlarına ilişkin sırlar hakkında tanıklık yapabilmeleri, sır ile ilgili makam âmirinin yazılı iznine bağlıdır. Hâkim veya mahkeme, bu tanıklığın davanın sonuçlandırılabilmesi için zorunlu olduğu gerekçesiyle âmirin olumsuz beyanına karşı ilgili bakana başvurabilir.
Birinci fıkrada açıklanan hâllerde bakanlar hakkında Bakanlar Kurulu; milletvekilleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı tarafından izin verilir. Cumhurbaşkanı, gizliliği kendisi takdir eder ve tanıklıktan çekinebilir.
Yukarıdaki fıkra hükümleri, adı geçenler hakkında, görevleri sona ermiş olsa da uygulanır.
AÇIKLAMA
ŞAHİDİN KENDİ VEYA TAALLUKATI ALEYHİNE ŞAHİTLİKTEN ÇEKİNMESİ
MADDE 50 - Bir şahit, kendisine sorulan ve vereceği cevap ile kendisini veya 47 nci maddenin 1, 2, 3 üncü fıkralarında gösterilen taallûkatından birinci ceza takibine uğratabilecek suallere cevap vermekte çekinebilir.
Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme
MADDE 48. - (1) Tanık, kendisini veya 45 inci maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.
Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme
Madde 50- Tanık, kendisini veya 47 nci maddenin (1) numaralı fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.