1.2. Kavrama
Tıplı yüz yüze eğitimde olduğu gibi çocuklar dikkat göstermedikleri herhangi bir konuyu anlayamazlar. Televizyondan eğitimsel işlev bekleniyorsa televizyonun anlatısı içinde eğitsel mesajların yedirilmesi önemlidir.
1.3. Tekrar
Televizyonun niçin bu kadar güçlü bir öğretici olduğuna verilen cevap elbette onun mesajı tekrarlama kapasitesinde aranmalıdır. Öğretilecek mesajın programda ve farklı programlarda aynı biçimlerde yada farklı biçimlerde tekrarlanması öğretmenin temel yoludur.
1.4. İzleyicinin özelliği
Kimi çalışmalar zeka, sosyoekonomik statü, toplumsal cinayet gibi özelliklerin televizyonun öğrenme üzerine ve akademik yeterlilik üzerine etkisini belirlediğini ortaya koymuştur. Bunlar arasında sosyo-ekonomik statü önemlidir.gelir seviyesi ve kültürel sermayeye erişimi az olan çocukların akademik gelişmeleri için televizyondan destek almak önemli sonuçlara yol açmaktadır, şiddet programlarını izleyen erkek çocuklara eğitsel programları izleyen kız çocuklar arasındaki fark da önemlidir. Araştırmalar kızların genellikle eğitsel programları izlemeye, erkek çocukların ise macera ve şiddet programları izlemeye yönlendirildiğini ve sonunda ortaya çıkan akademik yeterliliğin kızlar lehine farklılık gösterdiğini bulgulamaktadır.
1.4.1. Ailenin sosyo-ekonomik statüsü
Gelir ve eğitimle televizyon izleme arasında pozitif bir ilişki bulgulanmıştır. Dar gelirli ve eğitim düzeyi az olan ailelerin çocukları diğerlerine oranla daha çok televizyon izlemektedir. Gelir seviyesi yüksek eğitimli aileler televizyon izlemeyi programlandırma ve kontrol eğilimin sahipken diğerleri bir sınır koymamaktadır. Eğitim seviyesi yüksek aileler televizyonu birlikte izleme ve program tercihini belirleme konusunda da belirleyici olmaktadır.
1.4.2. Ebeveynle birlikte izleme
Ebeveynle birlikte izleme eğitsel medyanın etkisini artırmaktadır. Birlikte izleme halinin yarattığı ortak paylaşım duygusu üzerine az sayıda araştırma olmasına karşılık bunun güçlü bir etkisinin olduğu kişisel gözlemlerimize dayalı olarak söylenebilir. Ancak asıl önemlisi araştırma bulguları yetişkin yorumda bulunma, sürece aktif olarak davet etme açılarından çocuklara olulu katkısının olduğunu göstermiştir.
1.4.3.Ailedeki çatışma
Uyumlu ve mutlu ailelerin çocukları çatışma içindeki ailelere oranla daha az televizyon izlerken, uyumsuz ailelerin çocukları daha fazla televizyon izlemekte, televizyonu içinde bulunulan olumsuz koşullardan bir kaçış olarak kullanmaktadırlar. Benzer biçimde yalnız anne ya da babadan oluşan ailelerde çocuklar televizyon karşısında daha fazla vakit geçirmektedir. Anne babanın birlikte olduğu ailelerde çocuğun zamanını paylaşma konusunda bir işbirliği yaşanırken, ailenin birlikte vakit geçirdiği zamanlar fazladır..
Erkekler kızlardan daha fazla televizyon izlemekte, daha çok macera ve şiddet izlemekte, daha çok video oyunları oynamaktadır. Çalışmalar bunun doğal bir tercih olmadığın toplumsal cinsiyet kalıpyargılarına dayalı yetiştirmenin bir sonucu olarak erkekler ve kızlar için programlar hazırlandığını, programları izlemenin de buna göre değerlendirildiğini ortaya koymaktadır.
1.4.5. Aile ile birlikte izleme
Televizyonun tıpkı bir kitap okur gibi bir yetişkinle birlikte izlenmesi hem anlaşılmayanların yorumlanmasında hem de istenmeyen mesajların denetlenmesinde önemlidir. Televizyon üzerine konuşmak televizyon içeriğinin etkisi artırma ya da azaltma yönünde işlev görmektedir.
1.4.6.Yaşam çevresi
Yaşanılan çevrenin giderek artan oranda kentleşmesi, mahalle ve oyun alanlarının ortadan kalkması, arkadaşlık çevresinin azalması evin iletişim araçlarıyla donanmasına neden olmakta , ev dışarıya karşı bir sığınağa dönüşmektedir. Ev ve toplumsal dünya arasındaki aracı televizyon halini almaktadır. Ev içi yaşamın artmasına paralel olarak çocukların zamanları medya tarafından doldurulmaktadır.
1.4.7. Alternatif iletişim ortamları
Çocukların v oyun alanları arttıkça televizyon ve bilgisayardan uzaklaştıkları ve arkadaşları ile oynadıkları görülmektedir. Toplumsal yaşamın medya merkezli değil, çocuk merkezli tasarlanması medyanın etkilerine ilişkin olumsuzlukları ortadan kaldırabilecektir.
1.TELEVİZYON ve BİLGİSAYARIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Televizyon ve bilgisayar gelişen ihtiyaçlarımız doğrultusunda hayatımızda daha fazla yer kaplamaktadır. Anne-babaların en çok sordukları sorulardan biri de "televizyonun çocuğumuzun üzerindeki etkisi nedir?" sorusudur. Dünyaya gözlerini yeni açan bir çocuk, ilk günden itibaren anne-babası dışında televizyonla da bir anlamda iletişime girmektedir. Hiç şüphesiz televizyonun her yaş üzerinde etkileri farklıdır, Bizleri bile zaman zaman etkileyen televizyonun en büyük etkisi okul öncesi dönemde olmaktadır.
Bu yaş grubunda çocuğun gelişimi ile ilgili önemli adımlar atılır ve hızlı değişimler görülür. Bu dönemde anne baba, arkadaş ve sosyal çevre ile etkileşim ve iletişim belirgin olarak artmış ve artık erişkinlerle birlikte uyum sağlanmıştır. Gerek dil gelişimi, gerek motor gelişimde önemli aşamalar kaydedilir. Çocuklar kişiliklerinin oturmaya başladığı bu dönemde çevrelerindeki uyaranlardan çok fazla etkilenirler ve bu etkilenmeler çocuğun ileriki hayatında da izler bırakabilir.
Televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri günümüzde pek çok ülkede tartışılmaktadır. Algılama biçimleri, algıladıklarını benimseme hızları ve hayata geçirme istekleri açısından bakıldığında televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini sadece şiddetle sınırlamak yanlıştır. TV’nin bu dönemde çok aşırı izlenmesi, çocuğun dil ve sosyal gelişiminde bazı sıkıntıların ve eksikliklerin oluşmasına neden olabilir.
Televizyon bilinçli kullanılmadığında çocuklar üzerindeki etkileri:
1.1.1.Davranışlarına Etkisi: Oyalanıyor düşüncesi ile sesimizi çıkartmadığımız çocuklarımız, televizyon başında saatlerini geçirmekteler. Böylece, küçük yaştan itibaren hızlı hareket eden objelere odaklanmayı öğrenmekte, bu durum da hareketsiz nesnelere odaklanmalarını olumsuz etkilemektedir. Reklamlar, kısa süreli ve hareketli oldukları için çocukları cezp etmekte ve dakikalarca gözlerini ayırmadan televizyon izlemelerine neden olmaktadır.
1.1.2.Cinsiyet Rol Tanımları ve Benlik Algısına Etkisi: Pek çok çizgi filmde cinsiyet rol tanımlamaları yer almaktadır. Bu tanımlamalarda çocuklar, kız ya da erkek olarak nasıl olmaları gerektiğine ilişkin oluşturulmuş ideal tipleri görmektedir. Aynaya baktıkları zaman o ideal tipe olan yakınlıkları ya da uzaklıkları ölçüsünde benlik algıları etkilenmektedir.
1.1.3.Anne-Baba İle Kurulan İlişkiye Etkisi: Televizyonda ideal anne-baba rol tanımları da yer almaktadır. Çocuğunun sağlığını ve mutluluğunu düşünerek hangi ürünleri kullanması gerektiğine karar veren, onu mutlu etmek için en sevdiği oyuncağı alan anne ve babalar televizyonda sıklıkla gördüğümüz modellerdir. Bu anlamda “satın alma” eyleminin çok kolay olduğunun lanse edildiği reklamları görüp de kendi anne-babası istediklerini almayan çocuk hayal kırıklığı yaşayabilir.
1.1.4.Şiddet Eğilimlerine Etkisi: Araştırmalar, televizyonun tek başına Şiddete yöneltmediğini, ancak özendirdiğini ve arttırdığını göstermektedir. Şiddet, haberlerden filmlere, dizilerden çizgi filmlere dek her an her yerde hayatın bir parçası olarak yer almaktadır. Bu da Şiddetin normalize edilmesine neden olmaktadır. Hatta çizgi filmlerde “sempatik şiddet ” var bile denebilir. Gerçek bir Şiddet karşısında çocuk koruma kalkanı olarak gözlerini kapatır. Fakat çizgi filmlerdeki bazı sahnelerde çocukların, gördükleri onca Şiddetten sonra ayağa kalkabilen karakterlere kahkahalarla güldüklerini görmekteyiz. Daha da kötüsü izlediklerini birbirleri üzerinde denemeye kalkmalarıdır. Bu yüzden bu dönemde şiddet içeren ve aşırı abartılı konulardan oluşan çizgi filmler oldukça sakıncalı olabilir. Bilinçaltı şiddet duygularının yerleşmesine neden olabilir. Aynı zamanda çocuğun bu dönemde izleyeceği gerilim, korku veya aşırı şiddet içeren görüntülerden çocuklar oldukça aşırı etkilenebilir, bu durum onları akla gelen görüntüler ve düşünceler ile günlerce rahatsız edebilir. Ek olarak çocukta uyku bozukluğu, yalnız kalmak istemememe, korku ve endişe duyguları yerleşebilir. O nedenle anne babaların bu dönemde izlenen programlara özellikle dikkat etmesi gerekir.
1.1.5.Sosyal Gelişimine Etkisi: Televizyon izlemeye alışmış olan çocuk başkalarıyla iletişim kurmaya gerek görmeyip çevreye uyum sağlamada gecikebilir ve sosyal gelişimi olumsuz etkilenir. Özellikle konuşmaya yeni başladığı dönemde insanlarla iletişime geçmediğinde dil gelişimi olumsuz etkilenir, beden dilini kullanır ve konuşmak için çaba harcamaz.
Ayrıca çok fazla televizyon izleme çocukları arkadaş ortamından uzaklaştırdığı için sosyalleşme istenen seviyede olmamakta, anne ve baba ile de iletişim ve birlikte paylaşılan zaman azalmaktadır ki bu dönemde çocuğun en çok ihtiyacı olan şey anne ve babası ile kaliteli zaman geçirmek, onların davranışlarını model almaktır. Çocuğun sosyalleşmesi, yakınları ile diyalog kurması, sosyal adaptasyonu, dil gelişimi ve buna benzer konular TV izleme ile eksik kalabilir.
1.1.6.Fiziksel Gelişimine Etkisi: TV karşısında yemek yemek alışkanlık yaptığında hareket etmediği için obezite riski ve düzenli olmayan bir yemek alışkanlığı oluşabilir. Gereğinden fazla televizyon izleme ile bu yaş için gerekli olan fiziksel hareketlilik ile enerji atımı eksik kalmakta ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları yerleşebilmektedir.
1.1.7.Zihinsel Gelişimine Etkisi: Okul öncesi dönem her alandaki gelişimin en üst düzeyde olduğu dönem fazlaca tv ve bilgisayara maruz kalma beyni yeterince kullanamamaya ve tek yönlü bir algı kullanılması sebebiyle algılama problemlerini yanında getirebilir.
Önemli olan ve yapılması daha basit olan şey çocukların ruh sağlığı bozulmadan koruyucu önlemlerin alınması gerekliliğidir.
Unutulmamalıdır ki çocukluk çağında görülen her görüntünün, duyulan her sesin, karşılaşılan her iyi ve kötü muamelenin mutlaka ileriki yıllarda bir yansıması olacaktır. Bu nedenle TV gibi iletişim araçları eğitim amaçlı olarak kullanılmalı, eğlence amaçlı ise belli sınırlarda kullanılmalıdır. Özellikle anne babalar, aile olarak birlikte izledikleri programlar konusunda oldukça seçici davranmalıdırlar. Bütün bunlara ek olarak, aşırı ve uygunsuz TV izleme durumunda, daha çok geç saatlerde izlenmesine izin verilen programlar ile çocukların uyku ritmi bozulmakta, vakit ve motivasyon eksikliğinden dolayı çocukların oyunlar ve değişik aktiviteler ile kazanacakları motor beceriler yetersiz kalmakta, çocukların arkadaş ortamlarında kazanacakları sosyal adaptasyon yeteneği istenen seviyede olmamakta, ince motor becerilerin gelişimine anne babanın desteği için gerekli vakit azalmakta, bu yaş için gerekli olan fiziksel hareketlilik ile enerji atımı eksik kalmakta, TV’nin çocuklar için bir miktar katkısı olsa bile, genel olarak dil, sosyal ve motor gelişimde sıkıntılar gözlenmektedir.
Bilgisayar kullanımı da çocuklar arasında yaygınlaşan araçlar arasında yerini aldı. Okulöncesi dönem ve çocuğun okula başlamasıyla kullanımı daha çok yaygınlaşan bilgisayarın, çocuklarımızın gelişimleri açısından faydaları olduğu kadar zararlarını da görüyoruz.
Televizyon belli bir zaman sürecinde ve kontrollü bir şekilde izlendiğinde elbette ki faydaları da vardır. Özellikle yaş grubuna uygun olarak izlenen belgesellerin, eğitici programların çocuklarımızın genel kültürünü arttırıcı özellikleri vardır. Bilgisayarların birçok yararları olduğu ve ebeveynler tarafından kullanımının denetlendiği düşünülürse, bu teknolojinin çocukların gelişiminde olumlu bir etkisi olduğu söylenebilir. Ancak bilgisayarların, çocuğun ihtiyaç duyacağı tüm deneyimleri sağlayamayacağı, aşırı kullanımı durumunda çocuğu sosyallikten uzaklaştırıp çevreden koparabileceği unutulmamalıdır.
1.1.8.Bilgisayar kullanmak okul öncesi yaştaki çocukların gelişimini nasıl destekliyor?
Yapılan araştırmalara göre bilgisayar kullanan okul öncesi yaştaki çocukların okula hazır olma durumlarının daha yüksek ve gelişim açısından daha iyi olduğunu gösteriyor. Bilgisayar çocuğa rakamları ve sayıları öğreterek, özgüvenin artmasını da sağlayabiliyor.
Bilgisayar oyunlarını oynayan çocukların el-göz koordinasyonunu (farenin kullanımı, boyama, çizim çalışmaları vb.), problem çözme ve hızlı karar verme yeteneklerinin diğer çocuklara göre daha fazla geliştiğini de söyleyebiliriz. Çocuk günlük yaşamında ve eğitimi sırasında öğrendiği pek çok kavramı bilgisayar oyunları ile pekiştirebilir. Dikkatini yoğunlaştırmada güçlük çeken aşırı hareketli çocuklar ilgi çekici bir program karşısında daha uzun süre kalabilirler.
Bu nedenle bilgisayar kullanımı, çocuğun dikkatini yoğunlaştırmasına yardım ederek eğitime katkı sağlayabilir.
Çocukların yaşlarına uygun, şiddet ve saldırganlık içermeyen daha çok zekâ gelişimini destekleyen bilgisayar oyunlarını, anne-babaların denetiminde ve onların uygun gördükleri süre içinde oynamasının, çocukların zihinsel gelişimine olumlu destek verdiğini söyleyebiliriz. Özellikle okul çağında çocukların oyunun yanı sıra ödevlerini internet'ten araştırması onların araştırmacı ruhunu geliştirir. Ancak bilgisayar kullanımının denetlenmemesi durumunda yararlarından çok zararlarının da olduğu bir gerçektir.
Bilgisayar karşısında çok fazla zaman geçirilmesi çocukların fiziksel, sosyal, duygusal gelişimlerini oldukça olumsuz etkilemektedir. Yaşıtlarıyla ve aile üyeleriyle zaman geçirmedikleri için sağlıklı sosyalleşmelerini engeller. Bilgisayar da TV. gibi etkileşimi engelleyen bir araç olduğundan dolayı çocukların kendini ifade etme ve paylaşımlarını azaltacağından dolayı duygusal gelişimlerini de olumsuz etkileyebilir.
Bilgisayarın resim, kum, su, kitap, yazma materyalleri gibi çocukluk döneminin vazgeçilmez materyallerinin sadece destekçisi olduğu daima akılda tutulmalıdır. Başka bir deyişle, bilgisayar okuma, problem çözme ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek için bir araçtır. Kum, yap boz ve boyama kalemleri ile yaşanan somut deneyimlere, bilgisayar değişik bir boyut katar. Yine de çocuğun bu deneyimleri, akran ve arkadaşlarıyla yaşamasının önemi unutulmamalıdır.
1.1.9.Bilgisayar kullanmak okul öncesi yaştaki çocukların gelişimini nasıl engelliyor?
Bilgisayar, küçük çocukların günlük programında çok sınırlı bir yere sahip olmalıdır, çünkü çocukların büyümek ve gelişmek için harekete, konuşmaya, arkadaşları ile oyun oynamaya, hatta bazen de çatışmaya ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların ise bilgisayar ile karşılanması mümkün değildir.
Sosyalleşme ve serbest oyunların, taklit ve canlandırma oyunlarının çocuklara empati kurmayı öğrettiği, yaratıcılık ve hayal gücünün gelişmesine katkıda bulunduğu ve sosyal gelişimi desteklediği bilinmektedir. Ancak ekran başında çok fazla zaman geçirmesi ve bilgisayarı “en iyi arkadaşı” haline getirmesi de zihinsel ve sosyal açıdan zarar görmesine neden olarak, gerçek anlamdaki oyun faaliyetleri ve çocukların sosyal gelişimleri olumsuz yönde etkilenmektedir. Bilgisayar, aktif ve sosyal deneyimlerin yerine geçmemelidir. Örneğin çocuk altında – üstünde gibi kavramları öğrenirken, kendisi masanın altına girerek, üstüne oturarak ya da oyuncağını koyarak daha iyi öğrenir. Ancak alfabe, sayı vb. öğretimi gibi alanlarda bilgisayar kullanmak daha eğlenceli olabilir.
Bilgisayar çocuğun sosyal aktivitesini azaltıyor, depresyon, uyku problemi ya da ev ödevlerini yapmasını engelliyorsa çocuğun davranışlarını olumsuz etkilediğini düşünebilir ve bilgisayarı kapatmamız gerekebilir.
1.1.10.Okul öncesi çocuğunuzun iyi bilgisayar kullanma alışkanlıklarını geliştirmesine nasıl yardımcı olabilirsiniz?
-
Kullanacağınız programları dikkatli seçin.
-
Programın çocuğunuzun yaşına uygun olmasına ve öğrenme deneyimi sunmasına özen gösterin.
-
Çocuğunuz bilgisayar kullanırken ona sorular sorun. “Bu oyun nasıl oynanıyor?”, “Buraya geldiğin zaman ne oluyor?”, “Hangi karakter konuşuyor?” gibi sorular sorarak ekranda gördükleri üzerinde düşünmesini sağlayın.
-
Bilgisayarı çocuğunuza paylaşma ve sıra beklemeyi öğretecek bir araç olarak kullanın.
-
Oyun seçimlerine ya da oyunun oynanmasında hakimiyet kurmasına izin vermeyin.
-
Çocuğunuzun önceden inceleyip onay vermediğiniz hiçbir oyun sitesine girmesine izin vermeyin.
1.1.11.Televizyon ve bilgisayar bilinçli kullanılması için:
-
Televizyonu en çok 1 saat, bilgisayarı en çok 40 dakika kullanılmalı.
-
Yemekleri tüm aile fertleri birlikte keyifle sohbet ederek teknolojik aletlerden uzak yapmalı.
-
Çocukların yaşlarına uygun, şiddet ve saldırganlık içermeyen daha çok zekâ gelişimini destekleyen bilgisayar oyunlarını, anne-babaların denetiminde ve onların uygun gördükleri süre içinde oynamasının, bunun yanında ev işlerine yardım, arkadaşlarıyla olabileceği etkinlikler ve boyama çalışmaları çocukların zihinsel gelişimine olumlu destek verdiğini söyleyebiliriz.
-
Okul öncesi dönemde bilinçli TV izleme davranışı kazandırılabilirse daha sonra ihtiyacı olan kitap okuma alışkanlığı kazanılmış ve okuma ve yazma etkinliklerinde başarının yakalanması daha kolay olur.
Ailenin diğer üyeleri de televizyona aşırı bağımlı hale gelmişlerse, bu durum okul öncesi çocuğunu, bozulan aile içi iletişim yolu nedeniyle de olumsuz olarak etkileyebilir. Herkesin, üstelik evde farklı mekanlarda televizyon izlemeyi tercih ettiği, birbirleriyle konuşmaya daha az vakit ayırdığı bir ev ortamında, çocuğun sağlıklı gelişimi bakımından önemli olan aile içi iletişim de sıklık ve içerik olarak fakirleşmektedir. Bu nedenle yalnızca çocuk için değil, evdeki yetişkinler için de televizyonun bilinçli kullanımı önem kazanmaktadır. İçeriği, saati ve süresi önceden incelenerek seçilmiş olan programların izlenmesi, çocuğa kitap okuma, onunla birlikte müzik dinleme, oyun oynama gibi daha "sosyal" etkinliklere zaman ayrılması tüm ailenin sağlıklı iletişimi açısından ve özellikle okulöncesi çocuğun zihinsel ve sosyal gelişimi bakımından yararlıdır. Televizyon karşısında çocuğu yalnız bırakmak yerine, anne babadan hiç değilse birinin onunla birlikte televizyon izleyerek, çocuğun, izledikleri hakkında algı ve düşüncelerini anlaması, eğer izledikleri ile ilgili yanlış ya da abartılı yargılara ulaşmışsa, çocuğa açıklama yaparak onu bilgilendirmesi mümkün olabilir. Eğer bazı programlar çocukla birlikte izlenemiyorsa, daha sonraki bir zamanda çocukla diyalog kurularak, izlediklerini nasıl algıladığı anlaşılabilir. Ve ona gerekli açıklamalar yapılabilir.
Dostları ilə paylaş: |