2- “Uzak dur, şüphesiz sen hayır üzeresin” ifadesi
Avam b. Huşeb amcası oğlundan şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Babamla birlikte Ayşe’nin yanına vardır. Ben ona Ali (a. s.) Hakkında soru sordum, Ayşe şöyle dedi: “Benden Allah Resulü (s. a. a.) Nezdinde insanların en sevgilisini soruyorsun. Ali (a. s.), Peygamber’in kızı ve Peygamber nezdinde insanların en sevgilisi olan Fatıma’nın eşiydi. Allah Resulü’nü (s. a. a.) Bir defasında Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i çağırırken gördüm. Peygamber onların üzerine bir örtü örttü ve şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt’imdir. O halde pislikleri onlardan gider ve onları tertemiz kıl.” Ayşe şöyle devam ediyor: “Ben de onlara yakınlaştım ve şöyle dedim: “Ey Allah Resulü! Ben de Ehl-i Beyt’inden miyim?” Peygamber şöyle buyurdu: “Sen uzak dur! Şüphesiz sen hayır ve iyilik üzeresin.”1
3- “Peygamber onu elinden aldı” ifadesinin yer aldığı hadis
Ümmü Seleme’den rivayet edildiğine göre Peygamber (s. a. a.) Fatıma’ya şöyle buyurdu: “Eşini ve çocuklarını benim yanıma getir.” Hz. Fatıma (a. s.) Onları getirince Allah Resulü (s. a. a.) Fedek örtüsünü onların üzerine attı. Daha sonra ellerini havaya kaldırarak şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım! Bunlar Muhammed’in Ehl-i Beytidir. O halde Muhammed’in Ehl-i Beyt’ine bereketlerini ve selamlarını gönder. Şüphesiz ki sen övülensin ve büyüksün.”
Ümmü Seleme şöyle diyor: “Ben de onlarla birlikte örtünün altına içine girmek için örtünün bir köşesini kaldırdım. Ama Peygamber (s. A. A9 örtüyü elimden alarak şöyle buyurdu: “Sen hayır ve iyilik üzeresin.”2
4- “Peygamber, “şüphesiz sen Ehl-i beytimdensin” demedi” ifadesinin yer aldığı hadis.
Umre binti Ef’a’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Ümmü Seleme’den şöyle buyurduğunu işittim: “Şüphesiz Allah…irade eder” ayeti benim evimde nazil oldu. O zaman benim evimde yedi kişi bulunuyordu. Cebrail, Mikail, Allah Resulü, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a. s.).” Ümmü Seleme şöyle devam etti: “Ben de evin kapsının kenarında duruyordum. Şöyle dedim: “Ey Allah’ın Resulü (s. a. a.)! Acaba ben de Ehl-i Beyt’ten miyim?” Peygamber şöyle buyurdu: “Sen iyilik üzeresin ve Peygamber’in eşlerindensin.” Şüphesiz Peygamber, “sen Ehl-i Beyt’tensin demedi.”1
5- “Hayır ve şüphesiz sen hayır üzeresin.” İfadesinin yer aldığı hadis
Atiyye’den, o da Ebi Said’den o da Ümmü Seleme’den şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Peygamber (s. a. a.) Örtüyü Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in (a. s.) Üzerine attı ve şöyle buyurdu: “Ey Allah’ım! Bunlar benim ateşe doğru değil sana doğru gelen Ehl-i Beyt’imdir.” Ümmü Seleme şöyle devam ediyor: “Ben şöyle dedim: “Ey Allah’ın Resulü! Ben de Ehl-i Beyt’ten miyim?” Peygamber şöyle buyurdu: “Hayır ve sen şüphesiz hayır üzeresin.”2
6- “Allah’a yemin olsun ki, “evet” diye buyurmadı.” İfadesinin yer aldığı hadis
A’meş b. Hekim b. Saad’den naklen, Hz. Ali’nin de hazır olduğu bir zamanda Ümmü Seleme’nin şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Allah Resulü (s. a. a.) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i örtünün altına aldı ve ardından tathir ayeti nazil oldu.” Ben şöyle sordum: “Ey Allah’ın Resulü! Ben de Ehl-i Beyt’ten miyim?” Peygamber olumlu cevap vermeyince Ümmü Seleme rahatsız oldu ve bu rahatsızlığını şu cümleyle ifade etti: “Allah’a yemin olsun ki Allah Resulü (s. a. a.), “evet” demedi. Sadece Peygamber şöyle buyurdu: “Sen iyilik ve hayır üzeresin.”1
7- “Sen yerinde kal, şüphesiz sen hayır üzeresin” ifadesinin yer aldığı hadis.
Şehr b. Huşeb’in naklettiğine göre Ümmü Seleme şöyle demiştir: “Peygamber (s. a. a.), Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i bir örtünün altında karar kıldı. Daha sonra tathir ayetini kıraat buyurdu. Ben de onlarla birlikte örtünün altına girmek için gelince Peygamber şöyle buyurdu: “Sen yerinde kal, şüphesiz sen de hayır üzeresin.”1
Başka bir hadiste ise şu ifade yer almıştır: “Sen yerinde kal, şüphesiz sen hayra doğrusun.”2 Başka bir ifadeye göre ise şöyle buyurmuştur: “Sen yerinde otur, şüphesiz sen hayır üzeresin.”3
8- “Şüphesiz ben Peygamber’in, “evet” demesini isterdim” ifadesinin yer aldığı hadis
Umre Hemdani’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Ümmü Seleme’nin yanına vardım, ona selam verdim. Bana, “Sen kimsin?” Dedi. Ben, “Umre Hemdaniyye’yim” dedim. Daha sonra Umre Ümmü Seleme’ye şöyle dedi: “Ey Müminlerin Annesi! Bana bir müddet önce öldürülen şu kimse (Ali bin Ebi Talib) hakkında bir şeyler söyle, zira bazı kimseler onu sevmekte diğer bazı kimseler ise ona düşman kesilmektedir. Ümmü Seleme ise şöyle dedi: “Sen onu seviyor musun yoksa ona düşman mısın?” Umre şöyle dedi: “Ben ne onu seviyorum ve ne de ona düşmanım.” (zahiren burada tathir ayetinin nüzulüyle ilgili birkaç cümle düşmüştür. Bu ifadeler şöyle devam etmektedir: “Allah-u Teala, “şüphesiz Allah irade etmiştir ki…” ayetini nazil buyurdu. Bu ayet evde nazil olurken Cebrail, Allah Resulü, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’den başka hiç kimse yoktu. Ben şöyle dedim: “Ey Allah Resulü! Ben de Ehl-i Beyt’ten miyim?” Peygamber şöyle buyurdu: “Senin için Allah katında hayırlı ve iyi bir mükafat vardır.”
Ben (Allah Resulüne Ehl-i Beyt’ten olup olmadığımı sorduğumda) Peygamber’in, “Evet” demesini isterdim. Bu benim için üzerine güneşin doğduğu ve battığı her şeyden daha iyiydi.” 1
9- “Kalk ve Ehl-i Beyt’imden uzak dur” ifadesinin yer aldığı hadis
Ebi Muaddil Atiyye Tefavi babasından, Ümmü Seleme’nin şöyle dediğini nakletmiştir: “Allah Resulü, benim evimdeyken hizmetçi gelip şöyle dedi: “Ali ve Fatıma kapının önünde duruyorlar.” Peygamber (s. a. a.) Şöyle buyurdu: “Kalk ve Ehl-i Beyt’imden uzaklaş.” Daha sonra Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a. s.) İçeri girdiler. Peygamber (s. a. a.) Onlar hakkında şöyle dua buyurdu: “Ey Allah’ım! Ehl-i Beytimi sana doğru karar kıl; ateşe doğru değil.” Ümmü Seleme şöyle dedi: “Ey Allah Resulü! Ben de mi?” Peygamber şöyle buyurdu: “Sen de.” “ 2
Açıkça görüldüğü gibi Peygamber (s. a. a.) Apaçık bir ifadeyle önce Ümmü Seleme’yi Ehl-i Beyt’in karşısında karar kılmış ve Ehl-i Beyt’ten hariç olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir. Ardından onu da ateşten uzak kalmalarını ifade buyurduğu duasında Ümmü Seleme’yi de onlara katmıştır.
Dostları ilə paylaş: |