Tarımsal pazarlama sistemleri dört alt başlık altında incelenmektedir. Bunlar; üretim, dağıtım, tüketim ve düzenleme/denetleme sistemleridir. Bu sistemlerin aktörleri, üreticiler, aracılar, işleyiciler ve tüketicilerdir. Bu aktörler aynı zincirin bir parçası olmasına rağmen, kimi zaman birbiri ile çatışan çıkarlara sahiptirler. Çiftçiler yetiştirdikleri ürünün olabildiği kadar çok olmasını ve bu ürünlerden elde ettiği karın maksimum olmasını amaçlamaktadır. Ürünleri işleyen fabrika sahipleri ya da imalatçı kesim ise çiftçilerden aldıkları ürünü mümkün olan en az fiyata mal etmek ve alınan malların ürün kalitesinin yüksek olması için çalışmaktadır. Tüccar ve perakendecilerin amacı ise, mümkün olan en düşük fiyattan bu ürünleri alıp arz talep dengesi tarafından belirlenen fiyata satarak kar maksimizasyonu sağlamaktır. Tüketiciler de, bütün bu işlemlerden geçen ürünün en sağlıklı ve en kalitelilerini düşük fiyatlar ile alabilmeyi amaçlamaktadır. Bu zincirde çatışan çıkarların korunmasında uzun vadeli düzenlemeler yerine, kısa vadeli ve her çıkar grubunun anlık çıkarlarına hizmet eden bir sistem mevcuttur. Tarımsal piyasaların gelişmişlik düzeyi, grupların çıkarlarını koruma düzeylerini belirleyen ve etkileyen en önemli etmendir.
Pazara katılan kurum, kuruluş ve girişimler ve bu katılımcıların fonksiyonları pazarlamanın iki bileşenidir. Ancak pazarlama sistemleri fonksiyonlarına göre değişim fonksiyonları, fiziksel fonksiyonlar ve kolaylaştırıcı fonksiyonlar olmak üzere üç başlık altında incelenmektedir. Değişim fonksiyonları, alım, satım ve saklama faaliyetlerini, fiziksel fonksiyonlar, ulaşım, işleme ve standardizasyon süreçlerini, kolaylaştırıcı fonksiyonlar ise, finansman sağlanması, risk faktörü analizi ve pazarlama istihbarat süreçlerini kapsamaktadır.
Dünyada Tarımsal Pazarlama Kanalları
Kooperatifçilik:
Kooperatifçilik özellikle belli organize sanayi tabir edilen meslek gruplarının tek bir çatı altında birleşme esasına dayanmaktadır. Kooperatifçiliğin tarihçesine bakıldığında 1844 yılı ile tüketim kooperatifçiliğin de İngiltere ilk sırayı almaktadır. Bunu üretim kooperatifçiliğinde Fransa, Esnaf ve Tarım Kredi kooperatifçiliğinde ise Almanya takip etmektedir. İlk kooperatif hareketleri genellikle Avrupa ülkelerinde başlamıştır. 1920'lerden sonra ise kooperatif hareketleri hızlı bir gelişme göstermiştir. Bu nedenle az gelişmiş ülkelerdeki kooperatif deneyiminin henüz yeterlilik kazanamadığını söylemek mümkündür.
Kooperatiflerin esas amacı; yeteri derecede iktisadi güce sahip olmayan gerçek kişilerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmektir.
Üretici Birlikleri:
AB'de üretici birliklerinin varlık nedeni Ortak Tarım Politikasının kalbi sayılan Ortak Piyasa Düzenlerinin (OPD) iyi işlemesini sağlamaktır. Dolayısıyla üretici birliklerinin kuruluş amacı iyi işleyen, etkin bir tarım piyasasının temel aktörü olarak tarımda gıda güvenliğini sağlamak ve üretici gelirlerini makul bir düzeye çıkarmaktır.
Üretici birliklerinden beklenen yarar kaynakların iyi kullanılmasını sağlayan (Toprağın, tohumun, gübrenin, zirai ilaçların, emeğin, suyun ), ortak piyasa düzenlerinin amaçlarına uygun üretim yapan, üretimin, ticaretin iyileştirilmesi ve çevreye uygun üretim yapılmasını sağlayan, gönüllü üretici organizasyonu olmalarıdır. Buradaki gönüllülük esasının anlamı piyasanın etkin işleyişinin gerektirdiği doğal bir ihtiyaç olarak açıklanabilir.
Üretici birliklerinin kuruluşu tarım politikasının şekillendiği 1958 Stresa Konferansı' nda ele alınmış ve ilk üretici birlikleri tahıl sektöründe kurulmuştur. Tahıllar ortak piyasa düzeni en eski piyasa düzeni olarak sistem ve işleyiş olarak uygulamadaki ilk model olmuştur. Tüm ülkelerde tek biçimde piyasayı düzenlemiş, fiyatlandırma, pazarlama ve ürün kalite standartları getirmiştir.
Ticaret Borsaları:
Tarım sektöründe faal pazarlama etkinliğini sürdüren Ticaret Borsaları bir diğer önemli pazarlama kuruluşudur. Ticaret Borsaları aracılığıyla birçok alıcı ve satıcıya buluşma imkânı sağlanarak arz ve talep dengesine göre fiyatların belirlenmesi ve kamuoyuna açıklanması görevi yürütülmektedir. Ticaret borsalarının faydaları şu şekilde belirtilebilir:
-
Tarım ürünleri ve hayvansal ürünlerin alım satımının Borsaya tescili ile kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması sağlanır.
-
Ticaret borsaları, önceden tahmini mümkün dalgalanmaları da istikrara kavuşturur.
-
Borsalar üreticilerin, ürünlerini çok miktarda alıcı karşısında arz edebildikleri, böylece o günkü şartlar içinde, güvenle ve gerçek fiyatla satabildikleri bir piyasadır.
-
Borsalar üreticilerin, ürünlerini çok miktarda alıcı karşısında arz edebildikleri, böylece o günkü şartlar içinde, güvenle ve gerçek fiyatla satabildikleri bir piyasadır.
-
Ticaret Borsalarına sadece borsaya kayıtlı üyeler girebilirler ve borsada işlem yapabilirler. Bu sınırlamanın tek istisnası tarım üreticileridir. Bu sebeple, her borsada satıcıların önemli bir bölümünü tarım üreticileri oluşturur.
Toptancı Halleri:
Meyve – sebze üretiminin kayıt altına alınabilmesi için önem arz eden pazarlardır. Kayıt dışı meyve sebze üretiminin tercih edilmesi, kayıt altına alınan üretim ve pazarlamaya kıyasla maliyetin daha düşük olmasından ileri gelmektedir. Kayıt dışı üretim ve pazarlama faaliyetlerinin önüne geçmek için vergi ve harçların düşürülmesi ile meyve ve sebze satışının haller vasıtasıyla yapılması tavsiye edilmektedir.
Dünya’da kooperatifler sayesinde birçok ürünün pazarlama faaliyetleri yürütülmektedir. Örneğin, Avrupa Birliği ülkelerinde kooperatifler aracılığıyla pazarlanan yaş sebze – meyve oranı oldukça önemli seviyelerde seyretmektedir. Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) verilerine göre, dünyada yaklaşık 225.000 tarım kooperatifi bulunmakta, bu kooperatiflerin ortak sayısı 60 milyonu bulmaktadır.
Avrupa Birliği’nde (AB) yaş sebze ve meyve ticaretini düzenleyen ortak bir toptancı halleri mevzuatı bulunmadığı gibi, üye ülkelerde de hallerde toptan sebze ve meyve satışını düzenleyen bir yasa mevcut değildir. Ayrıca, prensip olarak AB ülkelerinde sebze ve meyvelerin toptan satışında toptancı hale kaydolma zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, tüketiciye taze, güvenli ve sağlıklı ürünler ulaştırılmasına büyük bir önemin verildiği Avrupa Birliği’nde sebze ve meyve üretimi ve ticaretinin kendine özgü yapısına uygun önlemler alınmaktadır. AB bünyesinde kurulan EUCOFEL (European Union of the Fruit and Vegetable, Wholesale, Import and Export Trade-AB Sebze ve Meyve Toptancı, İhracatçı ve İthalatçılar Birliği); AB fiyat mekanizması, ihracat teşvikleri, kalite standartları, hijyen kuralları, gümrük vergileri, ambalaj ve ambalaj atıkları, destekleme fonları, bilgi alışverişi konularında faaliyet göstermektedir. EUCOFEL, AB piyasasında taze ürünlerin tüketimini artırılması suretiyle, taze ürün tüketiminin sağlıklı yaşama olan katkısını geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Toptancı halleri, yaş meyve ve sebzelerin üreticiler ile tüketiciler arasındaki akışının en temel unsurlarından bir tanesidir. Toptancı hallerinin piyasada dengeleyici bir rolü bulunmakta, bu nedenle de dünya genelinde korunmaya çalışılmaktadır. Söz konusu dengeleyici rol hem üreticiler hem de tüketiciler açısından geçerlidir. Dünya genelinde tüketiciye ulaşan son aşama olan perakende sektörünün gitgide büyüdüğü ve çeşitli birleşmeler yolu ile piyasalarda hâkim durum yaratmaya başladığı bilinen bir gerçektir.
Lisanslı Depoculuk:
Lisanslı depolar “İç ve dış ticarete konu olan uzun süreli depolanmaya uygun niteliğe sahip tarım ürünlerinin depolanmasına yönelik hizmet veren kuruluşlar” olarak tanımlanmaktadır.
Lisanslı depoculuğun amacı; tarımsal ürünlerin ticaretini kolaylaştırmak, tarımsal ürünler için, yurt çapında yaygın bir depolama sistemi oluşturmak, mudilere mallarının emniyeti ve kalitesi ile ilgili güvenilir koruma sağlamaktır.
Lisanslı depoculuk sistemi, bir ülkenin tarım sektöründe ve tarım ürünleri ticaretinde köklü değişim ve dönüşümleri öngörmekte olup, başarılması kolay olamamaktadır.
Lisanslı depoculuk sistemi ile sağlanabilecek faydalar ana hatlarıyla aşağıda belirtilmektedir:
-
Hasat zamanı oluşan arz fazlasının regüle edilmesi,
-
Hububat desteklemeleri için gereken kamu finansman ihtiyacının zamana yayılması ve indirgenmesi,
-
Piyasa spekülasyonlarının önlenmesi, üreticinin ürününü en yüksek fiyattan satma imkânı elde etmesi,
-
Ülkede bulunan ürünün kalitesi ve miktarı hakkında net bilgi elde edilmesi,
-
İthalat kararlarına yardımcı olması,
-
Mümkün olduğunca fazla sayıda aktörün alım-satım işlemi yapabilmesi,
-
Nakliye ve depolama masraflarının azalması,
-
Hasat edilmiş ürünlerin sigorta altına alınması,
-
Tazmin fonu vasıtasıyla mudi menfaatlerinin güvence altına alınması,
-
Üretici ve tüccarın nakit ihtiyacını karşılaması ve/veya kolaylaştırması,
-
Üreticinin malını piyasaya sürmeden nakit ihtiyacını karşılaması imkânını vermesi nedeniyle doğabilecek arz fazlası sorununun engellenmesi,
-
Üreticinin kredi ihtiyacını Makbuz Senedi mukabili bankalardan karşılayabilmesi,
-
Ürünlerini lisanslı depolarda depolayan üreticilere gelir vergisi istisnası getirilmesi,
-
Sanayici için stok maliyeti düşük ve kaliteli ürün sağlama imkânı,
-
Borsaların spot piyasa işlemlerinden forward ve futures işlemlere geçişinin sağlanması.
Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsaları:
Vadeli ürün işlemleri ve bu işlemlerin yapıldığı piyasaların ortaya çıkması oldukça eskilere dayanmaktadır. İlk işlem 1679 yılında Japonya’da kaydedilmiştir. Bu dönemde daha çok kişisel işlemler olarak kalan bu tür işlemler için ilk piyasa sayılabilecek örgütlenme 1730 yılında Osaka’da kurulan Dojima Pirinç Ticaret Borsası’dır. Günümüzde bilinen anlamda modern vadeli işlem borsalarının oluşumu 1840’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşmiştir. Bu dönemde Chicago gerek ulaşım altyapısı gerek çevre eyaletler için bir pazar konumunda olması dolayısıyla tüccarların buluştukları bir merkez haline gelmiştir. Ancak pazarda zaman zaman oluşan arz-talep dengesizliği üreticileri ve tüccarları zor durumda bırakmıştır. Bu dengesizliğin önlenmesi amacıyla 1848 yılında Chicago Board of Trade (CBOT) olarak bilinen tahıl borsası kurularak pazar örgütlü bir yapıya kavuşturulmuştur.
Vadeli işlem piyasaları, bir malın taraflar arasında yapılan anlaşma sonucu belirli bir fiyattan ileriki bir tarihte teslim edilmek üzere alım satım sözleşmelerinin yapıldığı ve bu sözleşmelerin el değiştirdiği borsalardır.
Vadeli işlem piyasalarında yapılan işlemler 100 yıllık bir süre içinde tarım ve sanayi ürünlerinin konu olduğu mala dayalı işlemler şeklinde devam etmiştir. Ancak uluslararası ticarette 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren meydana gelen önemli gelişmeler karşısında finansman teknikleri yetersiz kalmış, piyasalarda oluşan tıkanmaların aşılması amacıyla vadeli işlem piyasalarında faiz, döviz, borsa endeksi, devlet tahvili ve hazine bonosu üzerine de vadeli işlem kontratları yazılmaya başlanmıştır. Vadeli işlem piyasaları 1980’li yıllardan itibaren faiz, döviz ve endeks enstrümanlarının da işlem gördüğü, trilyon dolarların çok kısa bir süre zarfında el değiştirdiği ve borsaların birleşerek 24 saat boyunca işlem yapabildikleri piyasalar haline gelmiştir.
Dostları ilə paylaş: |