6. ANLAM BELİRSİZLİĞİ: Tamlayan eksikliği anlam belirsizliğine yol açabilir.
Bu olaydan sonra uslanacağını sanmıştım. (senin/ onun)
İşine karışmak istemiyorum. (senin/ onun)
Başının üstünde sonsuz bir gök görüyorum. (senin/ onun)
Kızı alabilmek için babasına çok yalvardı. (kendi/ kızın)
*Karşılaştırma anlamlı cümlelerde de belirsizlik görülebilir.
Ben kardeşimi babamdan çok severim.
1. Ben kardeşimi babamın onu sevdiğinden çok severim.
2. Ben kardeşimi çok, babamı ona nispeten az severim.
Bu arkadaş için yaptıklarımızın hiçbir önemi yok.
1. Bu arkadaş için yaptıklarımızın bizce hiçbir önemi yok.
2. Bu arkadaş için yaptıklarımızın ona göre hiçbir önemi yok.
Ali Bey’i İstanbul’da öğretmenlik yaparken tanıdım.
(Öğretmenlik yapan ben miydim, o muydu?)
Hasan’ı pazarda dolaşırken gördük.
(Pazarda dolaşan biz miydik, o muydu?)
Leyla Hanım’ı bütün kadınlar adına tebrik ettim.
1. Leyla Hanım’ı, bütün kadınları tebrik etmek yerine tebrik ettim.
2. Bütün kadınların tebriklerini Leyla Hanım’a sundum.
Annem Zehra Hanım’dan çok zarar gördü.
1. Annem, Zehra Hanım’a oranla çok zarar gördü.
2. Annem, Zehra Hanım’ın şahsından çok zarar gördü.
Çocuğun gözyaşlarını mendille sildi.
1. Birisi bir çocuğun gözyaşlarını mendille sildi.
2. Senin çocuğun kendi gözyaşlarını mendille sildi.
3. Senin çocuğun senin gözyaşlarını mendille sildi.
4. Senin çocuğun onun gözyaşlarını mendille sildi.
NOT: Anlam belirsizliği noktalama işaretleriyle giderilebilir.
Yabancı, esnafla konuşmak istemiyordu.
Kadın, güvenlikçilere kızıyordu.
Büyükannemin elmasını kim çaldı? (elma’sını, elmas’ını)
Ünlü Fransız yazarı, Montaigne’i okumadığını söylüyor.
7. DEYİM VE ATASÖZÜ YANLIŞLARI: Deyim ve atasözünün kelimelerinin değiştirilmesi anlatım bozukluğu olduğu gibi bunların yanlış anlamda kullanılması da anlatım bozukluğudur.
Devlet yağmasının elebaşlarına sırt çıkanları belirlemek lazım. (arka çıkanları)
Sabah sabah yine yüzünden dökülen bin parça. (düşen)
Çok sevinmiş olacak ki ağzını bıçak açmıyor. (ağzı kulaklarına varıyor)
Seni çok seviyor, adını diline dolamış adeta. (dilinden düşürmüyor)
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. ( el sallanmaz)
Çocuğunu dövmeyen dizini döver. (kızını)
B. DİL BİLGİSİNE DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI
1. ÖZNE EKSİKLİĞİ: Cümlede özne bulunmaması ve özneliğe uygun olmayan kelimelerin özne gibi düşünülmesidir.
Ali’nin sezgisi güçlüdür,* bazı şeyleri hepimizden iyi görür. (* Ali)
Mahallede herkesin yüzü soluktu, *romatizmadan şikâyet ediyordu. (* herkes)
Sana ne olmuş Roza, *bir derde tutulmuşsun. (* sen)
Ayşe’yi görürsen *söyle, **kütüphaneye gelsin.(*Ayşe’ye -Dol. Tüm.- /**Ayşe-Özne-)
Buna kılıç derler, *aralar açar. (* bu)
Çalışmalarınızı gururla izliyorum, *gençliği yönlendirecektir. (*çalışmalarınız)
“Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?
*Dar geliyor, dar geliyor kardeşim.” (*bu hudut)
Zavallı kadında hiçbir iyileşme belirtisi yoktu,*gittikçe zayıflıyordu. (*zavallı kadın)
Televizyonun fişini çek de * biraz dinlensin. (televizyon)
Adamın sakalları bembeyazdı ve *oldukça yorgun görünüyordu. (*adam)
Çayı biraz daha kaynatırsan *zehir gibi olacak. (*çay)
Kitaptaki yanlışlar düzeltilip * yeniden basılacak. (*kitap)
Kâğıtları yerden kaldır da* ıslanmasın. (*kâğıtlar)
Üniversitelerimizin içinde bulunduğu durum düzeltilmedikçe* çağdaş üniversite olma niteliğini büsbütün kaybedecektir. (*üniversitelerimiz)
Şirketin kuruluşu 31 Mayıs’a kadar tamamlanacak, *1 Haziran’da faaliyete başlayacak. (*şirket)
2. NESNE EKSİKLİĞİ: Cümlede nesne bulunmaması ve nesneliğe uygun olmayan kelimelerin nesne gibi düşünülmesidir.
Hepinize teşekkür ediyorum ve* sevgiyle kucaklıyorum. (*hepinizi)
Hayvanlarına çok iyi bakar, *sürekli veterinere götürür. (*onları)
Şoför, çok konuşan yolculara kızıp *otobüsten indirmiş. (*onları)
Çocuğun elinden tutup *okula götürmüş. (*onu)
Ataç, genç sanatçılara önem verir;* sürekli ön plana çıkarmaya çalışırdı. (*genç sanatçıları)
Bir süre önce annesine mektup yazıp *yanına çağırdı. (*annesini)
Çılgın âşık sevdiğinin başına üç kurşun sıkarak* öldürdü. (*sevdiğini)
Bazı devrik cümleler yazıya renk katar,* monotonluktan kurtarır. (*yazıyı)
Başkaları için de olsa çalışmak bize zarar getirmez, *aksine yüceltir. (*bizi)
3. TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ: Cümlede tümleç bulunmaması ve tümleçliğe uygun olmayan kelimelerin tümleç gibi düşünülmesidir.
Bizi çok sıcak karşıladılar üstelik* birçok ikramda da bulundular. *(bize/ Dol.Tüm.)
Para insanı ya mutlu eder ya da* hükmeder. (*insana/ Dol.Tüm.)
Özürlüleri anlamak, topluma kazandırmak ve* iş bulmak lazım. (*onlara/ Dol.Tüm.)
Çayı tatlandırmak için *üç kaşık şeker attı.(*çaya/ Dol.Tüm.)
Kitabı senden aldım ama* bir türlü yararlanamadım. (*kitaptan/ Dol.Tüm.)
Kimseyi küçük görmemeli, *iyi davranmalıyız. (*herkese/ Dol.Tüm.)
Her insan böyle durumlarla karşılaşmış ve *çözüm bulmaya çalışmıştır. (*bunlara/ Dol.Tüm.)
Bu sokağa giriş ve* çıkış yasaktır. (*bu sokaktan/ Dol.Tüm.)
Elbise, kadını güzelleştirmez; sadece *yardımcı olur. (*kadının güzelleşmesine / Dol.Tüm.)
Babası ona istediği kadar para verir ama* hiç ilgilenmezdi. (*onunla/ Edat Tüm.)
Arabayı çalıştırıp *iki tur attı. (*arabayla/ Edat Tüm.)
Benim için söyledikleri yüzünden ona darıldım, *uzun müddet konuşmadım.(*onunla/ Edat Tüm.)
Seni görmeyi ve *dertleşmeyi çok istiyordum. (*seninle/ Edat Tüm.)
Onlar içeri girmeye çalışırken biz de* çıkmaya çalışıyorduk. (*dışarı/ Zarf Tüm.)
4. ÖZNE-YÜKLEM UYUŞMAZLIĞI: Öznenin tekillik-çoğulluk, olumluluk-olumsuzluk ve şahıs bakımından yüklemle uyuşmamasıdır.
*Özne sayı sıfatı almışsa veya belgisiz bir sözcükse yüklem tekil olur.
Diğer sınıftan üç kişi seninle görüşmek için bekliyorlar.(bekliyor)
İki kardeş sırt sırta vermişlerdi. (vermişti)
Öğrencilerin hepsi bu durumdan memnunlardı. (memnundu)
Bu adamların hiçbiri sana yardım etmezler. ( etmez)
Birçok şair ve yazar, fuarda kitap imzalayacaklardı. (imzalayacaktı)
*İnsan dışı varlıklar çoğul özne olduğunda yüklem tekil olur.
Nisan yağmurları sellere sebep oldular. (oldu)
Elektrik direkleri yol boyunca sıralanmışlardı. (sıralanmıştı)
Bu düşünceler geçerliliğini çoktan yitirdiler. ( yitirdi)
Hayvanlar ormana doğru kaçıyorlardı. (kaçıyordu)
*İnsanlar çoğul özne olduğunda yüklem tekil de olabilir, çoğul da olabilir.
Çocuklar bahçede oynuyorlar.
Çocuklar bahçede oynuyor.
*Topluluk isimleri özne olduğunda yüklem tekil olur.
Köy halkı onu köyde görmek istemiyorlardı. (istemiyordu)
*Sıfatlar çoğul anlamda ise isimler tekil olur.
Çok sayıda şirketlerin katılımı bekleniyor. (şirketin)
Birçok sorunlarım var benim. (sorunum)
**Yüklem olumluysa özne de olumlu, olumsuzsa özne de olumsuz olmalıdır.
Olumlu Özneler: herkes, hepsi, her şey, hepimiz
Olumsuz Özneler: kimse, hiç kimse, hiçbiri, hiçbir şey, hiçbirimiz
Hiçbiri okulu bırakmadı, *birer büyük adam oldu. (*hepsi)
Kimse toplantıda konuşulanları dinlemiyor, *bir an önce toplantının bitmesini istiyordu. (*herkes)
Hepimiz onun durumunu biliyor ama *ona müdahale edemiyorduk. (*hiçbirimiz)
Hiçbir lider ve hiçbir grup bu sorumluluğu taşıyamaz,* bu sorumluluğun altında kalır.(*her lider ve her grup)
***Özne birden fazla kişiden oluşuyorsa yüklem bu kişilerin birleşimine göre çekimlenir.
Bu durumdan sen ve Erkan sorumludur. (sorumlusunuz)
Olaylardan ben ve ekibim sorumlu tutulamaz. (tutulamayız)
Evin ihtiyaçlarıyla bir ben bir de abim ilgileniyordu.( ilgileniyorduk)
Bizim gibi yazarlar memlekete yön verdiğimizi sanırız.(verdiklerini sanırlar)
5. YÜKLEM YANLIŞLARI: Yüklemin çatı, şahıs, kip, eylemsi, yardımcı eylem ve ek eylem gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesidir.
Roman gerçeklerden yola çıkarak yazılır. (çıkılarak/ çatı uyuşmazlığı)
Edebî eserlerin halkça benimsenmesi ve değerlendirmesi kolay değildir.( değerlendirilmesi / çatı uyuşmazlığı)
Aynı niteliği taşıyan eserlerden örnekler alınarak bunları birçok yapıtta kullandı. (alarak/ çatı uyuşmazlığı)
Dizeleri sadeleştirerek dizelerdeki söz sanatları bulundu. (-nı buldu/ çatı uyuşmazlığı)
Okuyucu bir eseri değerlendirirken eserin yazıldığı şartlar da göz önüne alınmalıdır.(almalıdır/ çatı uyuşmazlığı)
Limana doğru yapılacak kısa bir yürüyüşle birbirinden leziz balıkların tezgâhlarda sıralandığı lokantaları görebilirsiniz. (yapacağınız/ çatı uyuşmazlığı )
Binanın inşaatı yakında bitecek, hepimiz o binada oturacaktık. (bitecekti/ şahıs)
Pastanın yarısını ben*, yarısını Ahmet yedi.(*yedim/ şahıs)
Ne onlar beni aldattı ne de ben onları.* (*aldattım/ şahıs)
Ne sen kimseden kork ne de kimse senden.* (*korksun/ şahıs)
Suyunu biz*, sevgisini siz verin. (*verelim/kip + şahıs)
Biz onu yatıştırmak için uğraşmış, o ise bize bağırmıştı.(uğraşmıştık/ şahıs)
Bunları geçmişte de* gelecekte de savunacağım.(*savundum/ kip)
Beyaz eti az*, kırmızı eti hiç yemem.(*yerim/kip)
Yaşadım ben de orada kaç senedir.(yaşıyorum/ kip)
Günlerimi dağlarda yürüyüş yaparak, radyo* ve televizyon izleyerek geçiriyorum. (*dinleyerek/ eylemsi/ yan yüklem eksik)
Dilimize gereken ilgi* ve önemi vermek zorundayız.(*-yi göstermek/ eylemsi )
Soruları yanıtlarken nelere dikkat etmenizi bir kez daha hatırlatacağım.(etmeniz gerektiğini/ eylemsi)
Bütün geceyi şarkılar* ve masallar anlatarak geçirdik.(*söyleyerek/ eylemsi)
Başkan oturumun akıcı, izlenebilir* ve bazı sorunların çözümüne katkıda bulunmasını sağlar. (*olmasını/ yardımcı eylem)
Eserlerini incelediğimizde şiirlerinin güncel*, romanlarının ise güncel olmadığını görürüz. (*olduğunu/ yardımcı eylem)
Kuzu eti sağlıklı* ve yaşlı olmayanlarca yenmelidir. (*olan/yardımcı eylem)
Önce biraz sohbet*, sonra ders çalışırız.(*eder/ yardımcı eylem)
Fikirlerinde ısrarlı* ama tutarsız değildi. (*idi/ek eylem eksik)
Kendisi başarılı, çalışkan* ancak dürüst değildi. (*idi/ek eylem eksik)
Her türlü elektrik arızası* ve elektrikli ev eşyası tamir edilir.(*giderilir/ yüklem eksik)
Çıkan kavgada eşyalar etrafa saçılmış, tüm camlar* ve duvar kâğıtları yırtılmıştı.(* kırılmış/ yüklem eksik)
Ziraat mühendisi bu bitkinin hormonsuz*ve zehirli olmadığını söyledi.(*olduğunu/yrd. eylem)
Futbolcunun durumunun iyi* ve antrenmanlara çıkabileceği söylendi. (*olduğu/ yrd. eylem)
6. TAMLAMA YANLIŞLARI: İsim veya sıfat tamlamasında tamlayan ile tamlananın yanlış kullanılmasıdır. (İki tamlayanın aynı tamlanana bağlanamamasıdır.)
Kurumda tanıtım* ve parasal işlere ben bakıyorum. (*işlerine)
İkili* veya grup sohbeti için ideal bir mekân burası. (*sohbet)
Tüm özel* ve kamu kuruluşları eylem kararı aldı. (*kuruluşlar)
Büyük şair, şiirlerinin çoğunu serbest* ya da hece ölçüsüyle yazmış. (*ölçüyle)
Toplumsal geleneklere ve* kurallarına bağlı olduğu söylenemez. (*toplum)
Fen* ve askerî liselere hazırlık kursları açılmış. (*liselerine)
7. EK EKSİKLİĞİ, FAZLALIĞI, YANLIŞLIĞI:
Zekâ kadar hırçınlığıyla da dikkatleri çekiyordu. (zekâsı/ iyelik eki eksik)
Bu sanatçının, yazarların nasıl öykü yazdıklarını inceleyen bir deneme var. (denemesi/ iyelik eki eksik)
Ahmet Bey derneğimizin üye ve ikinci başkanıdır.(üyesi /iyelik eki eksik)
Varlık dergisi okurlara hediye ettiği kitapları herkes beğendi. (dergisinin / ilgi eki “tamlayan eki” eksik)
Hayatta rastladığım her insan bir yönden bana üstün olan tarafını düşünürüm. (insanın / ilgi eki “tamlayan eki” eksik)
Yönetmelikteki kurallar, bu gibi durumlarda titizlikle uygulanması gerekiyor. (kuralların / ilgi eki “tamlayan eki” eksik)
Neşe verici şeylerle uğraşalım, gülmesini bilelim. (gülmeyi / iyelik eki fazla)
Sergideki resimlerimin hepsi kendi eserimdir. (resimlerin / iyelik eki fazla)
İsmimle sürekli alay ediliyorum. (ediliyor/ şahıs eki fazla)
İnsanların kötülüğü, arzuları kuvvetli olduğu için değil, vicdanları zayıf olduğu için yaparlar.(insanlar / ilgi eki “tamlayan eki” fazla)
Sanatçının bütün resimlerini zaman diye bir kavramın olmadığını doğrulamak içindir. (resimleri / hâl eki fazla)
Günlük yaşamda hepimizin sorumluluğumuz var. (sorumluluğu/ yanlış iyelik eki)
Bizi endişelendiren, senin geç kaldığındır. (kalmandır/ yanlış eylemsi eki)
Deniz hayvanları üzerinde birçok araştırması var. (üzerine/ yanlış hâl eki)
8. TAMLAYAN EKSİKLİĞİ: Cümlede tamlayan kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açabilir.
Bu topluma ümit vermek, *moralini yükseltmek lazım. (* toplumun)
Arkadaşıma bir kitap hediye ederek *gönlünü almaya çalıştım. (* onun)
Ülkemizde kaza sayısının azalması ve* önlenmesi için tedbir alınmalı. (* kazaların)
Kitapları raflara dizerek *yıpranmasına engel oldum. (* kitapların)
Bu adamla ilgili soruşturmanın 20 gün içinde tamamlanacağı ve *Türkiye’ye iade edileceği söyleniyor. (* adamın)
Herkese başarılarını anlatır, *kendine hayran olmasını isterdi. (* herkesin)
9. YAPISI YANLIŞ OLAN KELİMELER: Kelimelerin Türk dil bilgisi kurallarına uygun türetilmemesidir.
Adam bu semtte yıllardır manavcılık yapıyor. (manavlık)
Sen de kendini tanıştırsana. (tanıtsana)
Öğrencilere bu konuda çeşitli ödüller verilebilinir.(verilebilir)
Ünlü yazar sözlerinin çarptırıldığını söylüyor. (çarpıtıldığını)
Başkasıyla oynayan çocuk ister istemez hoşgörülük kazanır. (hoşgörülülük)
Polisiye filmlerden hoşlaşmıyorum. (hoşlanmıyorum)
Bu otlar yenilmez. (yenmez)
10. YANLIŞ YERDE KULLANILAN KELİMELER: Kelimenin, cümlenin anlam ve akışına uygun olmayan bir yerinde kullanılmasıdır.
Hastanelerde ücretsiz hastalara bakılacakmış. (Hastanelerde hastalara ücretsiz bakılacak.)
Kısaca bildiklerimi size anlatayım.(Bildiklerimi size kısaca anlatayım.)
Bu servisteki hastalar çok ameliyattan korkuyor.(Bu servisteki hastalar ameliyattan çok korkuyor.)
Tüketici en etkili televizyonla yönlendirilir.( Tüketici televizyonla en etkili yönlendirilir.)
Soruları en iyi evde çözebiliyorum.( Soruları evde en iyi çözebiliyorum.)
Yorgun işten dönüyordum.( İşten yorgun dönüyordum.)
Geçen hafta kaybolan Kemal’in kitabı bulundu.( Kemal’in geçen hafta kaybolan kitabı bulundu.)
Gaziantep Valiliğince şehre kaçak getirilen 2300 baş koyun ele geçirildi.( Şehre kaçak getirilen 2300 baş koyun Gaziantep Valiliğince ele geçirildi)
Polis, dün gece çok sayıda evden kaçmış çocuk yakaladı.( Polis, dün gece evden kaçmış çok sayıda çocuk yakaladı.)
Sen de çok başımızı ağrıtıyorsun.( Sen de başımızı çok ağrıtıyorsun.)
İlk şiirlerinde Faruk Nafiz’in dili, daha çok hayattan sözlüğe bağlı bir dildir. (İlk şiirlerinde Faruk Nafiz’in dili, hayattan daha çok sözlüğe bağlı bir dildir.)
Sorular kolay olduğu için sınavdan çıkan öğrenciler çok sevinçliydi.( Sınavdan çıkan öğrenciler sorular kolay olduğu için çok sevinçliydi.)
SES BİLGİSİ
TÜRKÇENİN BAZI SES ÖZELLİKLERİ:
1. Uzun ünlü içeren kelimeler Türkçe değildir.
ha:kim, su:ret, za:lim, a:lim, haki:kat, Nu:ri, mecbu:ren vb.
2. İki ünlünün yan yana geldiği kelimeler Türkçe değildir.
koalisyon, fuar, saat, saadet, ziraat, kooperatif, şiir, şair, iade, aile, iddia vb.
3. İlk hecesi dışında o/ ö geniş ünlüsü bulunan kelimeler Türkçe değildir.
salon, limon, balon, balkon, jeneratör, operatör, profesör, röportaj, televizyon, motor vb.
4. Çift ünsüzle başlayan kelimeler Türkçe değildir.
plastik, psikoloji, prestij, plaj, plak, star, strateji, stres, staj, stadyum, dram, tren, trajedi, kronik, krom, krem, kral vb.
5. Kelime kökünde aynı iki ünsüzün yan yana geldiği kelimeler Türkçe değildir.
millet, minnet, şiddet, hiddet, zillet, teşekkür, madde, teessüf, teşebbüs, sarraf, okka, temenni vb. (anne ve elli kelimeleri istisna)
6. “f, h, j” ünsüzlerinden birini içeren kelimeler Türkçe değildir. (yansımalar hariç)
sınıf, fark, hak, silah, tuhaf, fiyat, jilet, bagaj, garaj, jandarma vb.
7. m, r, n, ğ, z, c, l ünsüzleriyle başlayan kelimeler Türkçe değildir. (yansımalar hariç)
miras, merak, mal, ruh, rahat, rakip, nur, nar, naz, namaz, gayret, garip, gurbet, zekâ, zeki, zira, zekât, zarar, zaman, zor, cesaret, can, cin, cennet, liman, limon, lale vb.
8. Kalın ve ince ünlülerin bir arada kullanıldığı kelimeler Türkçe değildir.
kitap, miras, sahip, cihan, mektup, takip, cahil, serum vb.
ÜNLÜ ŞEMASI
DÜZ
|
YUVARLAK
|
GENİŞ
|
DAR
|
GENİŞ
|
DAR
|
KALIN
|
a
|
ı
|
O
|
u
|
İNCE
|
e
|
i
|
Ö
|
ü
|
BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU (KALINLIK-İNCELİK UYUMU/ DİL BENZEŞMESİ):
Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü varsa diğer hecelerinde de kalın ünlüler bulunur. İlk hecede ince bir ünlü varsa diğer hecelerde de ince ünlüler bulunur.
tanıdıklarımıza, sorularınızdan, bilinmeyen, gördüğümüzde, seçmişler vb.
*Tek heceli sözcüklerde, birleşik sözcüklerde ve yabancı sözcüklerde uyum aranmaz.
*-yor, -ken, -ki, -leyin, -mtırak, -daş, -gil ekleri uyum bozan eklerdir.
*Türkçe olduğu hâlde uyum dışı kalmış kelimeler de vardır.
inanmak, kardeş, anne, elma, hangi, şişman
KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU (DÜZLÜK-YUVARLAKLIK UYUMU/ DUDAK BENZEŞMESİ):
Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü varsa diğer hecelerinde de düz ünlüler bulunur. İlk hecede yuvarlak bir ünlü varsa ondan sonraki hecede ya düz-geniş ya yuvarlak-dar ünlü bulunur. Düze geçildikten sonra düz devam edilir.
yoğurtçularımızdan, söylediklerinize, üzüleceğinizi, unutulur, sorulunca, görüşünüze, bulmaksızın, sayıları, etkisini vb.
*Türkçe olduğu hâlde uyum dışı kalmış sözcükler de vardır: tapu, kabuk, kavun, avuç, avunmak, savunmak, savurmak, yağmur, kavuk, tavuk, soruyor vb.
ÜNSÜZ BENZEŞMESİ (ÜNSÜZ SERTLEŞMESİ / ÜNSÜZ UYUMU):
Türkçede ünsüzler yumuşak ve sert ünsüzler diye ikiye ayrılır.
Sert ünsüzler: f, s, t, k, ç, ş, h, p Bunların dışındaki ünsüzler yumuşaktır.
Bir sözcük sert bir ünsüzle bitiyor ve ona c, d, g ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getiriliyorsa bu ekin başındaki ünsüz sertleşir.(yani ç, t, k olur) Buna ÜNSÜZ BENZEŞMESİ (ÜNSÜZ SERTLEŞMESİ ) denir.
kitap-da: kitapta
heyet-ce: heyetçe
tut-dur-mak:tutturmak
sınıf-dan:sınıftan
kes-gin:keskin
git-dik-imiz: gittiğimiz
git-di:gitti
seç-gin:seçkin
kap-dır-mış-dı: kaptırmıştı
gel-miş-dir:gelmiştir
as-gı:askı
Türk-ce: Türkçe
oku-y-acak-dı:okuyacaktı
balık-cıl:balıkçıl
iş-ci: işçi
saat 15.00’de: saat 15.00’te
2014’de:2014’te
kitap-cık: kitapçık
*Özel isimlerde de aynı kural geçerlidir.
Kars’da: Kars’ta
Mehmet’den: Mehmet’ten
ÜNSÜZ DEĞİŞİMİ (ÜNSÜZ YUMUŞAMASI): İki ünlü arasında kalan p, ç, t, k sert ünsüzleri b, c, d, g, ğ ‘ye dönüşür. Buna ÜNSÜZ DEĞİŞİMİ (ÜNSÜZ YUMUŞAMASI ) denir.
git-ecek -im:gideceğim
kulak-cık-ı:kulakçığı
kitap-ım:kitabım
karanlık-a: karanlığa
ilaç-ınız:ilacınız
kitap-cık-ı:kitapçığı
kâğıt-ı-n-da:kâğıdında
arz et-er-im:arz ederim
yemek-i:yemeği
yut-um-la-dı:yudumladı
ak-ar-mış-dı:ağarmıştı
git-er-di-ler:giderdiler
*Tek heceli kelimelerin bir bölümünde yumuşama görülür.
tek-i:teki
suç-u:suçu
göç-ü:göçü
saç-ı:saçı
sap-ı:sapı
kat-ı-n-da:katında
çok-u: çoğu
uç-u:ucu
güç-ü:gücü
taç-ı:tacı
kap-ı:kabı
tat-ı-n-da:tadında
*Yabancı kökenli sözcüklerde yumuşama genellikle görülmez.
iş hukuku, sanatımız, saadetin, ticarete, milletin, devlete, suretini, suratına vb.
*Bazı kelimelerde iki ünlü arasında kalma şartı olmadan yumuşama görülür.
kalp-im: kalbim
denk-iniz:denginiz
dört-üncü:dördüncü
dert-i:derdi
harç-ı:harcı
art art-a: art arda
*Özel isimlerin yazımında yumuşama gösterilmez.
Bilecik’e, Zonguldak’ın, Ahmet’e...
SES DÜŞMESİ
a. Ünlü Düşmesi(Hece Düşmesi): Sözcüğün aslında bulunan bir ünlünün sözcüğe ek gelmesiyle düşmesidir. Genellikle son hecede bulunan dar ünlüler düşer.
*Çekim ekleri ünlü kaybı oluşturur:
akıl-ım:aklım,
devir-i-n-de:devrinde,
sabır-ınız:sabrınız
gönül-ünüz-ce:gönlünüzce,
asıl-ı-n-da:aslında
*Yardımcı eylemler ünlü kaybı oluşturur: kahır olmak:kahrolmak, kayıp olmak:kaybolmak, sabır etmek:sabretmek
devir etmek: devretmek
*Türetilirken ünlü kaybına uğrayan kelimeler:
devir-il-mek:devrilmek
savur-ul-mak:savrulmak
çevir-il-mek:çevrilmek
oyun-a-mak:oynamak
koku-la-mak:koklamak
besi-le-mek:beslemek
uyu-ku:uyku
çevir-e:çevre
kavuş-ak:kavşak
ayır-ıntı:ayrıntı
ayır-ım:ayrım
devir-im:devrim
beniz-e-r:benzer
yumurta-la-mak:yumurtlamak
Dostları ilə paylaş: |