NOKTALAMA İŞARETLERİ (İMLERİ)
NOKTA (.)
1. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır:
“Eve tuz ekmek götürmeyi
Böyle havalarda unuttum.”
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.
*Cümle değerindeki kelimelerden sonra da kullanılır:
--Kim getirdi bunları? --Selim.
2. Sözcüklerin kısaltılarak yazılmasında kullanılır:
Prof. Doç. Dr. Mah.
c. (cilt) vb. vs. bkz.
Cad. Apt. İst. Ün. s. (sayfa)
yy.(yüzyıl) T.C. T. (Türkçe)
3. Rakamla yazılan tarihler arasında kullanılır:
14.09.2015 29.X.1923 vb.
4. Saat ve dakika arasında kullanılır:
Saat 11.50’de ders başlıyor.
5. Sıra sayı bildiren -ncı/-nci eki yerine kullanılır:
1. ders 2. kat 47. sayfa
6. Bir yazının alt başlıklarında kullanılan rakam ve harflerden sonra kullanılır:
1. a.
2. b.
3. c.
7. Sayılarda binler basamağını (sayı bölüklerini) göstermek için kullanılır:
13.465.000
8. Matematikte çarpma işareti olarak kullanılır:
9. Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlarda yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta kullanılır: 3,4 ve 7. Maddeler; XII-XIV. yüzyıllar arasında vb.
10. Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur:
Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları, Ankara, 1960.
11. Genel Ağ(İnternet) adreslerinde kullanılır: http: //tdk.org.tr
VİRGÜL (,)
1. Eş görevli kelime ve kelime gruplarını ayırmak için kullanılır:
Zayıf, uzun boylu, esmer bir adamdı. (sıfatları ayırmak için)
Evini, işini, arkadaşlarını umursamaz olmuştu. (nesneleri ayırmak için)
Orman, deniz, güneş buraya çekiyor insanları. (özneleri ayırmak için)
2. Anlamca karışan kelimeleri ayırmak için kullanılır:
Kız, kardeşini beklemeden gitmişti.
İhtiyar, dostlarından ayrılacaktı.
Kadın, elbiselerini valize koydu.
3. Ara sözlerin başında ve sonunda kullanılır:
İşçilerden biri, gözlüklü olanı, diğer işçileri kışkırtmış.
Eski dostlarımız, nedendir bilinmez, bize pek sıcak davranmadılar.
4. İçinde başka virgül bulunmayan sıralı cümleleri ayırmada kullanılır:
O gün erkenden uyanmış, kasabanın yolunu tutmuştuk.
Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma.
Çok öfkelenmiş, önüne çıkan her şeyi kırmıştı.
5. Cümle içinde ünlem bildiren kelimelerden sonra kullanılır:
Hadi be, çabuk ol!
Hişşt, gürültü yapmayın!
Yoo, öyle söyleme!
6. Seslenme bildiren sözcüklerden sonra kullanılır. Ayrıca mektuplarda hitaplardan sonra kullanılır:
Mesut, beni de bekle.
Dostlarım, size söyleyeceklerim var.
Saygıdeğer Dostum Murat Bey,
7. Cümlede başkasının sözünün bittiği yerde kullanılır: (Eğer bu söz tırnak içine alınmamışsa)
Şimdi kendisiyle görüşmemem ayıp olmaz mı, dedi.
Gerçek dost, kötü günde belli olur, diyordu.
8. Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur:
-- Bu akşam Datça’ya gidiyor musunuz, diye sordu.
9. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:
Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey’e,
--Bu anahtar köşkü de açar, dedi.
10. Onaylayan, reddeden, pekiştiren ve özetleyen “evet, hayır, yok, peki, öyle, haydi, elbette, hayhay, başüstüne, pekâlâ, tamam, olur” gibi kelimelerden sonra kullanılır:
Evet, söylediklerin doğru çıktı.
Hayır, ben öyle düşünmüyorum.
Peki, senin dediğin olsun.
Sonuç olarak, arkadaşları da onu bir bir terk etti.
11. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasında kullanılır:
Sokaklarda sel suları ağlaşır,
Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır.
Sor, sor ki seni de azarlasın.
Akşam, yine akşam, yine akşam…
Bir sırma kemerdir suya baksam.
12. Yüklemden uzak düşmüş özneyi ayırmada kullanılır:
Mutluluk, dünyayı ondan hiçbir şey beklemeden sevmektir.
Eleştirmen, tiyatro metninden uzun bölümler aktararak oyuna ilgi uyandırmış.
13. Parçalanmış tamlamalarda kullanılır:
Sanatın, insanın aklını ve yüreğini etkileme gücü vardır.
Dante’nin, herhangi bir dilde yazı yazmanın en evrensel üslubuna sahip olduğunu gördüm.
14. Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra kullanılır:
Ancak yemekte bir karara varıp, arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu.
UYARI: Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra kullanılmaz:
Cumaları mektepte buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu. (Halide Edip Adıvar)
15. Özne olarak kullanılan bu, şu, o zamirlerinden sonra kullanılır:
Bu, benim gibi yazarlar için hiç kolay olmaz.
16. Kitap, dergi vb.nin
künyelerinde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra kullanılır:
Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Yayınevi, İstanbul, 1958.
*** Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül kullanılır:
ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara,1958.
UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut, ya da bağlaçlarından önce de sonra da virgül kullanılmaz. Ayrıca tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra da virgül kullanılmaz:
Hem gider hem ağlar.
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin.
Gerek nazımda gerek nesirde yeni bir söyleyişe ulaşılamamıştır.
Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam.
Ne kızı verir ne dünürü küstürür.
UYARI: Metin içinde -ınca /-ince anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan mı/mi ekinden ve şart ekinden sonra da virgül kullanılmaz:
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.(Orhan Kemal)
Öyle zekiler var ki konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)
Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. (Reşat Nuri Güntekin)
17. Mektuplarda yer adıyla tarih arasında kullanılır: Gaziantep, 14.09.2015
18. Ondalık sayılarda kesirleri göstermek için kullanılır: 1,5
19. Lirayla kuruş arasında da kullanılır: 16,25 TL
NOKTALI VİRGÜL (;)
1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur:
Bağımlılığın inanç, umut, güven gibi olumlu; düşkünlük, tiryakilik, bel bağlama gibi olumsuz anlamları vardır.
Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; Ankara, Londra, Bakü.
Pazardan elma, portakal, mandalina; patates, soğan; karabiber ve tarçın alacaksın.
Hikâyede olay, yer, zaman, kişi; şiirde ölçü, uyak, redif vazgeçilmez unsurlardır.
2. Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri ayırmak için konur:
Kalp denize benzer; fırtınaları, sakin zamanları ve taşkınlıkları vardır; bazen de derinliklerinde inciler gizlidir.
Bu işten yarar görenler, talih yüzüme güldü diye sevinir; zarar görenler de haksızlığa uğradığını zanneder.
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
3. Öznenin diğer öğelerle karıştığı yerlerde özneyi ayırmak için kullanılır:(İkiden fazla eş değer öğeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül konabilir.)
Yeni usul şiirimiz; zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu. (Yahya Kemal Beyatlı)
Tecrübe; görgü, bilgi, çalışma ve deneme ile kazanılır.
İrfan; Ali, Tuncay, Mert ve Okan’ı çaya davet etti.
Güreş; boks, judo ve karateden tehlikesiz bir spordur.
UYARI: Bir bağlaçla birbirine bağlanan cümlelerde bağlaçtan önce kullanılmaz.
Hayatı seviyorsanız zamanınızı boşa geçirmeyin; çünkü zaman hayatın ta kendisidir. (noktalama yanlışı)
İKİ NOKTA (:)
1. Kendisiyle ilgili örnek verilecek veya açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur:
Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem.
Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim. (Falih Rıfkı Atay)
II. Balkan Savaşı’nın nedenleri:
Başarısızlığın üç sebebi var: düzensizlik, dikkatsizlik, güvensizlik.
Daha önemli şeyler de var: insanlık, özveri, dürüstlük vb.
2. Ses bilgisinde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır:
a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.
3. Karşılıklı konuşmalarda konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur:
Bilge Kağan: Türklerim, işitin!
Üstten gök çökmedikçe,
alttan yer delinmedikçe
ülkenizi kim bozabilir sizin?
Koro: Göğe erer başımız
başınla senin!
Bilge Kağan: Ulusum birleşip yücelsin diye
gece uyumadım, gündüz oturmadım.
Türklerim Bilge Kağan der bana.
Ben her şeyi onlar için bildim.
Nöbetteyim!(Turan Oflazoğlu)
4. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:
-- Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçı sayar:
-- Yulaf, pancar, zerzevat, tütün…(Falih Rıfkı Atay)
5. Genel Ağ (İnternet)adreslerinde kullanılır: http://tdk.org.tr
6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır.
Not: İki noktadan sonraki kısım bir cümle oluşturuyorsa büyük harfle başlanır.
UYARI:
Tırnak içindeki alıntılardan önce artık iki nokta kullanılmıyor.
Ceyhun Atıf Kansu “Benim en meşhur şiirim Kızamık Ağıdı’dır .” der.
*Kişi adıyla aktarılan cümle arasına başka kelimeler girerse o zaman iki nokta kullanılır:
Victor Hugo, adil olmanın önemini şöyle vurgular: “İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.”
ÜÇ NOKTA (…)
1. Herhangi bir nedenle bitirilmemiş cümlelerin sonunda kullanılır:
“Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm,
Bende sabır, sende naz…”
Yüzünde ızdırapların bıraktığı derin çizgiler…
Onu gördüm fakat…
2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur:
Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.
Arabacı B…’a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu.
Olayın gerçek boyutunu …’den öğrendim.
Köylüler N… kasabasına sürgün edilmişti.
3.Alıntılarda başta, ortada, sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine kullanılır:
…derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı…(Tarık Buğra)
M. Fuat Köprülü “…Edebiyatçılık farklıdır ancak edebiyat tarihçiliği çok çok farklıdır.” derdi.
4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümünün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz!
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini, medeni cihanda layık olduğu mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün daha ziyade takviye etmek…
5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:
Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
--Koca Ali … Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin)
UYARI: Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir:
Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha olmadan. (Tarık Buğra)
Nasıl da akşam oldu?.. Nasıl da yavrucaklar sustu?.. Nasıl da serçecikler yuvalarına sığındı?.. (Necip Fazıl Kısakürek)
6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:
-- Yabancı yok!
-- Kimsin?
-- Ali…
-- Hangi Ali?
-- …
-- Sen misin Ali usta?
-- Benim!..
-- Ne arıyorsun bu vakit buralarda?
-- Hiç…
-- Nasıl hiç? Suya çekici mi düşürdün yoksa!..
--!.. (Ömer Seyfettin)
UYARI: Üç nokta yerine iki nokta veya çok nokta kullanılmaz.
UYARI: “Benzer örneklerin sürdürülebileceğini göstermek için kullanılır.” hükmü TDK 2012 yazım kılavuzunda yer almamaktadır. Bunun yerine “vb.” kullanılmaktadır.
İnsanı ürküten şeyler vardı burada: bomboş sokaklar, yıkılmış binalar… (yıkılmış binalar vb.)
Türemiş sözcükler yapım eki almış sözcüklerdir: bilgi, yangın, suçlamışlar… (suçlamışlar vb.)
SORU İŞARETİ(?):
1. Soru anlamı taşıyan cümlelerin sonunda kullanılır.
2. Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur:
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
-- Adınız?
3. Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır.
Yunus Emre (1240?- 1320), Seyyid Nesimi(?-1404), Necati Bey (?-1509), (Doğum yeri: ?) vb. 1496 (?) yılında doğan Fuzuli…
Ankara’dan Antalya’ya arabayla üç saatte (?) gitmiş.
UYARI: Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar’dan mı, Hisar’dan mı, Kavaklardan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)
ÜNLEM İŞARETİ(!):
1. Ünlem bildiren sözcüklerden veya cümlelerden sonra kullanılır.
İmdat, hırsız var! Defol! Bu ne cüret! Bravo! Yuuh!
Hava ne kadar da sıcak! Ne kadar akıllı adamlar var!
2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra kullanılır:
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Atatürk)
Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir. (Necmettin Halil Onan)
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!(Y. Kemal Beyatlı)
UYARI: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna da konabilir:
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
3. Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç (parantez) içinde kullanılır:
İsteseymiş bir günde bitirirmiş(!) ama ne yazık ki vakti yokmuş(!).
Çok kibar (!) bir arkadaşın var.
Bu ne çalışkanlık (!).
KISA ÇİZGİ (-): Buna
Birleştirme Çizgisi ya da
Tire de denir.
1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonunda kullanılır.
2. Ara sözlerin ve ara cümlelerin başında ve sonunda kullanılır.
Bahçemizdeki ağaç -çınar ağacı- çocuklukta oyunlarımızın merkeziydi.
Akşama kadar işimiz biterse- sanmıyorum ya- sizinle geliriz.
3. Kelimelerin köklerini, gövdelerini ve eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır:
dur-ak, gör-gü-süz-lük, sanat-çı-lar vb.
4. Fiillerin kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: al-, dur-, gör-, ver-, okut-, taşla-, kana-, yönel-, başar- vb.
5. İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve sonuna konur:-ak,-gın,-l-, -ş- vb.
6. Heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma,
bi-le-zik, ku-yum-cu-luk, prog-ram vb.
7. Arasında, ve, ile, ila, …den …e anlamlarını vermek için kelimeler ve sayılar arasında kullanılır: Aydın-İzmir yolu, Türk-Alman ilişkileri, Ural-Altay dil grubu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 09.30-10.30, Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı’nda soy-dil-din üçgeni, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, Artuklular(1102-1409), Türkçe-Fransızca Sözlük vb.
UYARI: Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz:
On on beş yıl. Üç beş kişi geldi.
8. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50-20:30
9. Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır: -2 C
10. Batı imlasına uygun yazılan bazı kelimelerde kullanılır:
check-up, stand-up, e-mail, e-okul, e-reçete
UYARI: Osmanlıca tamlamalarda artık kullanılmıyor.
Tekalif-i Milliye (yanlış) > Tekâlifimilliye (doğru), Misak-ı Milli(Y) > Misakımillî (D)
Düyûn-ı Umûmiye (yanlış) > Düyunıumumiye(doğru), Kuva-yı Milliye(Y)>Kuvayımilliye(D)
Servet-i Fünûn (yanlış) > Servetifünun, (doğru), Fecr-i Ati (Yanlış) > Fecriati(doğru)
UZUN ÇİZGİ (---): Konuşma çizgisidir, konuşmaların başında kullanılır:
Frankfurt’a gelene herkesin sorduğu şunlardır:
-- Eski şehri gezdin mi?
-- Rothschild’in evine gittin mi?
-- Goethe’nin evine gittin mi? (Ahmet Haşim)
***Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da kullanılabilir:
Sıtkı Bey -- Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.
İslâm Bey -- Ben daha ölmedim. (Namık Kemal)
UYARI: Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz.
Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu:
“Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?” (Faruk Nafiz Çamlıbel)
EĞİK ÇİZGİ (/):
1. Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur:
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak/ Sönmeden yurdumun üstünde tüten
en son ocak/ O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak/ O benimdir, o benim milletimindir ancak. (Mehmet Akif Ersoy)
2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı No.:21/6 Kurtuluş/ANKARA
***Ülke adı yazılacağında ise:
Atatürk Bulvarı No.: 217
06680 Kavaklıdere/Ankara
TÜRKİYE
3. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için kullanılır: 18/11/1969, 15/IX/1994 vb.
4. Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -a/-e, -an/-en, -lık/-lik, madan/-meden vb.
5. Genel Ağ adreslerinde kullanılır: http://tdk.gov.tr
6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 70/2:35
7. Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik çizgi kullanılır:
g/s (gram/saniye)
TERS EĞİK ÇİZGİ ( \
):
Bilişim uygulamalarında art arda gelen dizinleri birbirinden ayırt etmek için kullanılır:
C:\Belgelerim\Türk İşaret Dili\Kitapçık.indd
TIRNAK İŞARETİ( “ ’’ ):
1.Cümlede başkasına ait sözler tırnak içinde yazılabilir:
Ulu önderin “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her Türk’ü duygulandırır.
Suut Kemal Yetkin “Eleştirmen, kendi ikliminden ayrı iklimlerde yaşayan romanlara yaklaşamaz.” demiştir.
2.Cümle içinde geçen kitap, dergi, gazete isimleri tırnak içinde yazılabilir.
*Tırnak içindeki kelimeye getirilen ekler tırnağın dışında yazılır ve eki ayırmak için ayrıca kesme işareti kullanılmaz:
Peyami Safa “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”nda aslında kendini anlatır.
Sait Faik’in “Dülger Balığının Ölümü” hikâyesini okudum.