4. ETTİRGEN ÇATILI EYLEM: Geçişli eylemlerin “-r- , -t- , -dır-” ekleriyle bir kat daha geçişli yapılmış şeklidir.
*Bunda, işi başkasına yaptırma anlamı vardır.
Bu eski duvarı yıktıracağız.
Yazıları uzman birine okutalım.
Odunların hepsini taşıttık.
Size bir not yazdırayım.
İlaçları düzenli içirmelisin çocuğa.
Kendime bir kazak ördürüyorum.
*Geçişli bir eylem iki kere ek alırsa bu eylem için “Geçişlilik derecesi fazla olan eylem” ifadesi kullanılır.
Bir gazete aldırtalım. (al-dır-t-) ,
oku-t-tur-, tanı-t-tır-
*Geçişsiz bir eylem ettirgen yapılmak istenirse önce oldurgan, sonra ettirgen yapılır.
Yemekleri erkenden pişirttim. (piş-ir-t-)
Seni öldürtecekmiş. (öl-dür-t-)
B. ÖZNE-YÜKLEM İLİŞKİSİ
1. ETKEN ÇATILI EYLEM: Öznesi gerçek ya da gizli özne olan eylemdir.
Gidiyorum gurbeti gönlümde duya duya.
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.
Karlar yavaş yavaş eriyor.
Ben hayatta en çok babamı sevdim.
Her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğren
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin.
2. EDİLGEN ÇATILI EYLEM: Öznesi sözde özne olan eylemdir. Sözde özne işi yapmaz, yapılan işten etkilenir. Fiiller -l- ,-n- ekleriyle edilgen yapılır.
Yazıdaki hatalar hemen fark ediliyor.
Tatilin uzatıldığı açıklandı.
Bu kitap fotokopiyle çoğaltılamaz.
Kalifiye eleman aranıyor.
Listeler panoya asılmış.
Masalar temizlenmemiş henüz.
*-l-, -n- edilgenlik ekini alan her eylem edilgen değildir, etken (dönüşlü) de olabilir.
Ayrımı şöyledir: Yükleme sorulan “kim tarafından” sorusuna “başkası tarafından” cevabını veren eylemler edilgendir, vermiyorsa etken yani dönüşlüdür.
Derece alan sporculara madalyaları takıldı. (edilgen)
Çocuk da onların peşine takıldı. (dönüşlü)
Etler satırlarla parçalandı. (edilgen)
Tüm olumsuzluklara rağmen parçalanmadık. (dönüşlü)
Bir kol saati bulunmuştur. (edilgen)
O toplantıda ben de bulundum. (dönüşlü)
Yaralının kolu sarıldı. (edilgen)
İki dost birbirine sarıldı. (dönüşlü)
Araçlar otoparka çekildi. (edilgen)
Maçtan çekiliyoruz. (dönüşlü)
*Kendiliğinden olan eylemler -l-, -n- edilgenlik ekini alsa bile dönüşlü sayılır.
Adamın saçları erken dökülmüş.
Güneş tepeye dikilmişti.
Yemeğin suyu çekilmiş.
Toprak yağmurlarla yıkandı.
Çiçeklerden güzel kokular yayılıyor etrafa.
*Geçişsiz eylemler edilgen yapılırsa cümlede hiçbir özne bulunmaz.
Okula bu yoldan gidilir.
Şu kanepede ne güzel uyunur şimdi.
Düşmana hınçla saldırıldı.
Bu yaştaki bir çocuğa bağırılmaz.
3. DÖNÜŞLÜ ÇATILI EYLEM: Yüklemde bildirilen işten öznenin doğrudan etkilendiği eylemlerdir. Fiiller -n- ekiyle dönüşlü yapılır.
Sık sık yıkanırım.
Bu hayvan niye tepiniyor?
Başka semte taşınacağız.
Düşmemek için demirlere tutundum.
Bunları söylemeye çekiniyormuş.
Bu adam da sürekli övünüyor.
*Dönüşlü eylemler: bakın-, dövün-, tıkın-, taran-, süslen-, sevin-, takın-, sürün-, kaşın- vb.
*-n- eki alan her eylem dönüşlü eylem değildir.
Saatlerce süslenmişsindir.(dönüşlü)
Gelin arabası süslenir.(edilgen)
*-l- ve -ş- ekleri dönüşlü eylem oluşturabilir.
Siz aradan çekilin.
Çocuklar kamyonetin arkasına asılıyordu.
Hasta konuştukça açılıyordu.
Çocuk havuzda boğuluyordu.
Kalabalığa karıştım.
Böyle olaylara bulaşmayın.
Anlamca dönüşlü eylemler: utan-, usan-, gücen- yelten-, darıl-, beğen- vb.
4. İŞTEŞ ÇATILI EYLEM: İşin birlikte veya karşılıklı yapıldığı eylemdir. Birden fazla özne gerektirir. Fiiller -ş- ekiyle işteş yapılır.
Her zaman tartışıyoruz bu konuyu. (karşılıklı)
Patlamanın etkisiyle insanlar kaçıştı. (birlikte)
Karşılıklı: dövüş-, buluş-, atış-, selamlaş-, boğuş- vb.
Birlikte: uçuş-, meleş-, ağlaş-, gülüş- vb.
Çocuklar bağrışıyor. (birlikte)
Karı koca bağrışıyor. (karşılıklı)
Not: Bazı kaynaklarda nitelikte eşitlik ve bir durumdan bir duruma geçiş bildiren eylemler işteş kabul edilmektedir ancak bunlar işteş değil etkendir.
Bu yaz iyice bronzlaşmışsın.
Elleri nasırlaşmış.
Anlamca işteş eylemler: yarış-, barış-, güreş-, savaş- vb.
NOT: Yükleminde çatı özelliği aranmayan cümleler, İSİM CÜMLELERİDİR.
CÜMLE ÇEŞİTLERİ
Bir hüküm ya da dilek bildiren söz grubuna cümle denir.
A. YAPISINA GÖRE CÜMLELER:
1. BASİT CÜMLE: Bütün ögeleriyle tek hüküm ya da dilek bildiren cümledir.
Basit cümlelerde yüklem dışında eylem ya da eylemsi bulunmaz.
Bir müjde taşır her gün uzaktan bana rüzgâr.
Ölümle yaşam arasında ince bir çizgi var.
Bina sakinleri eski yöneticiden memnun değildi.
Çocukluk anılarını anlatmış bazı öykülerinde.
Onun için önemli bir kavramdı arkadaşlık.
2. BİRLEŞİK CÜMLELER: Birden fazla hüküm ya da dilek bildiren cümledir.
*Birleşik cümlelerde temel yüklem ve yan cümlecik vardır.
*Birleşik cümlelerde bir cümle ötekinin bir ögesi olur.
*Bunlar birden fazla çekimli eylemle elde edilebileceği gibi eylemsiler yardımıyla da elde edilebilir.
*Birleşik cümleler dörde ayrılır:
a. İÇ İÇE BİRLEŞİK CÜMLE: Bir cümlenin ötekinin içinde kalmasıyla oluşan cümledir.
*Yan cümlecik içte kalan cümledir.
Konfüçyüs “Karanlığa küfredeceğine bir mum yak.” diyor. (yan cümle bsiz nesne)
Gönülden gönüle yol gider, derler. (yan cümle bsiz nesne)
Dediler “Cehennemde odun bulunmaz, yolcu yakacağını kendi götürür.” (yan c. bsiz nesne)
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar. (yan cümle bsiz nesne)
“Bugün hiç ders çalışamadım.” cümlesinde birleşik iki sözcük vardır. (yan cümle dolaylı tüm.)
b. ŞARTLI BİRLEŞİK CÜMLE: Yan cümleciği şartlı cümle olan birleşik cümledir.
* Şartlı birleşik cümlelerde -se/-sa şart ekinin kullanılması zorunludur.
Havalar biraz ısınırsa doğa canlanır. (yan cümle zarf tümleci)
Sana bir şey söyleyeceğim eğer kızmazsan. (yan cümle zarf tümleci)
Söylenenler doğruysa başınız ağrır. (yan cümle zarf tümleci)
Bugün onu okulda görebilirsem konuşacağım onunla. (yan cümle zarf tümleci)
*Şart anlamı taşıyan her cümle yapıca şartlı birleşik cümle değildir.
Dışarı çıkabilirsiniz ama uzaklaşmayın bahçeden. (bağlı cümle)
Başkalarına zarar vermediğiniz sürece özgürsünüz. (girişik birleşik cümle)
*Her “ise” şart eki değildir, şartlı birleşik cümle oluşturmaz.
Mesai arkadaşları ise ondan hiç memnun değildi. (basit cümle)
c. ki’li BİRLEŞİK CÜMLE (İLGİ CÜMLESİ): Yan cümleciğin temel cümleye “ki” bağlacıyla bağlandığı birleşik cümledir.
* Yan cümlecik ki’den sonraki kısımdır.
Sen de biliyorsun ki bu işin sonu yoktur. (yan cümle bsiz nesne)
Sonra anlaşıldı ki adam yalan söylüyor. (yan cümle sözde özne)
Bir gün dedim ki sen artık dostum değilsin. (yan cümle bsiz nesne)
*“ki” içeren her cümle ki’li birleşik cümle değildir.
Bu sanatçı ki yüzlerce ödül almıştır. (basit cümle)
Çiğ yemedim ki karnım ağrısın. ( bağlı cümle)
Çok çalışmalısın ki başarılı olasın. ( bağlı cümle)
d. GİRİŞİK BİRLEŞİK CÜMLE: Temel yüklem dışında eylemsi içeren cümledir.
*Yan cümlecik eylemsinin içinde bulunduğu ögedir.
*Eylemsi yan cümleciğin yüklemidir.
Dün evde sana söylenenleri başkalarına anlatmamalısın. (yan cümle bli nesne)
Günün birinde eski bir dostunun onu bir çiçekle anması ihtiyarı hayli mutlu etmişti.(Y.C özne)
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini. (yan cümle bli nesne)
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde. (yan cümle özne)
İstediğim kadar getirmemişsin. (yan cümle zarf tüm.)
Düşünmeden konuşunca rezil oldu. (yan cümle zarf tüm.)
Artık kızarmış ekmek kokusundan hoşlanmıyorum. (yan cümle dolaylı tüm.)
Söylediğin sözlere dikkat et. (yan cümle dolaylı tüm.)
Konuşmalarınız ders çalışanları rahatsız ediyor. (yan cümle özne/ bli nesne)
3.SIRALI CÜMLELER: Birden fazla yüklemi bulunan ve virgüllerle sıralanan cümledir.
a. BAĞIMLI SIRALI CÜMLE: Ögelerinin biri veya birkaçı ortak olan sıralı cümledir.
Gözyaşların yağmurdu, ıslatırdı içimi. (öznesi ortak)
Adam adamdan korkmaz, utanır. (öznesi ve dolaylı tümleci ortak)
Pencereyi ben açıyorum, sen kapatıyorsun. (nesnesi ortak)
Bu, dört mısra değildi, sanki dört damla kandı. (öznesi ortak)
Kimi konuşmaktan hoşlanır, kimi susmaktan. (yüklemi ortak)
Namluna dayanır, yola dalarsın. (sen/ gizli öznesi ortak)
Şairler her sabah bu çınarlı kahvede toplanır, kahve içer, sohbet ederlerdi. (öznesi, zarf
tümleci ve dolaylı tümleci ortak)
b. BAĞIMSIZ SIRALI CÜMLE: Ögelerinin hiçbiri ortak olmayan sıralı cümledir.
Unut beni, kalbimdeki hicranla yalnız kalayım.
Ferman padişahın, dağlar bizimdir.
Dinmiş denizin şarkısı, rüzgâr uyumakta.
Körfez düşünür, Kanlıca mahzundur uzakta.
Senin de yolun biter, diner gözünde yaşlar.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Hava çok soğuktu, donmak üzereydik.
4. BAĞLI (BAĞLAÇLI) CÜMLELER: Bir bağlaçla birbirine bağlanan cümlelerdir.
a. BAĞIMLI BAĞLI CÜMLE: Ögelerinin biri veya birkaçı ortak olan bağlaçlı cümledir.
Çok çalıştım ve sonunda başardım. (öznesi ortak)
Kitabı sana vereceğim ama karalamayacaksın. (nesnesi ortak)
Kasabaya yaklaşacak ancak girmeyecektik. (biz/ gizli öznesi ve dolaylı tümleci ortak)
İstediğim elbiseyi aramışlar fakat bulamamışlar. (onlar/ gizli öznesi ve nesnesi ortak)
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin. (sen/ gizli öznesi ortak)
b. BAĞIMSIZ BAĞLI CÜMLE: Ögelerinin hiçbiri ortak olmayan bağlaçlı cümledir.
Yine boşboğazlık yapıyordu ama kimse ona kızmıyordu.
Senin için o kadar uğraştım fakat değmezmişsin.
Sizinle gelemem çünkü çok işim var.
Ne ben onu aradım ne de o beni aradı.
Ya sen konuş ya ben konuşayım.
B. YÜKLEMİNE GÖRE CÜMLELER:
1. İSİM (AD) CÜMLESİ: Yükleminde isim (ad) soylu bir sözcük bulunan cümledir.
*Ad soylular ek eylemle yüklem yapılır.
*İsim cümlelerinde olumsuzluk “değil, yok” kelimeleri ve “-sız/-siz” ekiyle elde edilir.
*“değil” tek başına yüklem olmaz.
Bir sevdadır böylesine yaşamak.
Uzun bir yolculuktan sonra İncesu’daydık.
Sizdiniz bunları söyleyen.
Gökyüzünün başka rengi de varmış.
Ben dört duvar arasında değilim.
Onun da bu konuda hiçbir fikri yok.
*Yükleminde eylemsi olan cümleler de isim cümlesi sayılır.
Sanatçının görevi topluma ışık tutmaktır.
O, içimizde en çok çalışandı.
*İsim cümleleri nesne almaz ancak yükleminde eylemsi varsa nesne alabilir.
Amacım sizi yormamaktı.
Başarımı sana borçluyum. (istisnai bir cümle)
2. FİİL (EYLEM) CÜMLESİ: Yükleminde çekimli bir eylem bulunan cümledir.
“Seversin dünyayı doludizgin,
Ayrılmak istemezsin dünyadan;
Ama o senden ayrılacak.” (Nazım Hikmet)
Beni al kollarına, uyut sonsuza değin.
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne.
C. ÖĞE DİZİLİŞİNE (KURULUŞUNA/ YÜKLEMİNİN YERİNE) GÖRE CÜMLELER:
1. DÜZ (KURALLI) CÜMLE: Yüklemi sonda bulunan cümledir.
“Ben sana mecburum, bilemezsin.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.”
“İki gün diyardan diyara uçtum
Kayseri yolundan Niğde’ye geçtim.”
Vatan borcu biter bitmez ordayım.
2. DEVRİK CÜMLE: Yüklemi sonda bulunmayan cümledir.
“Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi,
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.”
Yolcuyum bir kuru yaprak misali,
Rüzgârın önüne katılmışım ben.
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
3. EKSİLTİLİ CÜMLE: Yüklemi söylenmemiş cümledir. Böyle cümlelerde yüklemin ne olduğu okuyucunun yorumuna bırakılır.
Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden…
Her tarafta sessizlik, her tarafta ıssızlık…
Yalnız arabacının dudağında bir ıslık…
Aramızda karlı dağlar...
Hasretin bağrımı dağlar.
Ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yüzü...
Elinde divit kalem...
Katlime ferman yazar.
Bir sarsıntı… Uyandım uzun süren uykudan.
Ya devlet başa ya kuzgun leşe...
Haydi limon bir buçuk...
*Konuşmalarda da eksiltili cümle kullanılır.
-Kaç kişi gidecek?
-İki.(eksiltili cümle)
*Ek fiil eksikliği eksiltili cümle oluşturur.
“Benim bildiğim Atatürk,
Camdan çerçeveden uzak…” (1994/ ÖYS)
4. PARANTEZ CÜMLESİ: İçinde ara söz ya da ara cümle bulunan cümledir.
Okuyucu, kitap hakkındaki hükmü verecek insan, eleştirmenlerce yönlendirilmemelidir.
Kendisi -hangi alanda olursa olsun- hep en iyiyi hedeflemiştir.
D. ANLAMINA GÖRE CÜMLELER:
1. OLUMLU CÜMLE: Eylemin gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini bildiren cümledir. (Eylemin iyiliği ya da kötülüğü fark etmez.)
*İsim cümlelerinde ise varlık bildiren cümledir.
Bir sabah evden çıktım, sokaklar ışıl ışıldı.
Dört yanım günlük güneşlik…
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.
Dağ başı yalnızlığı ölümden beter…
Sen haklısın.
Sen suçlusun.
Bu çorba çok lezzetli.
Bu çorba çok tuzlu.
Adam yaşıyor.
Adam öldü.
Onu döveceğim.
Yalancının biridir o.
2. OLUMSUZ CÜMLE: Eylemin gerçekleşmediğini veya gerçekleşmeyeceğini bildiren cümledir. İsim cümlelerinde ise yokluk bildiren cümledir.
*Fiillerde olumsuzluk -me/-ma ekiyle; isimlerde “değil, yok” kelimeleri ve “-sız/ -siz” ekiyle sağlanır.
Bazı insanlar doğuştan şanssızdır.
Buralarda fırın yok.
Çözememiş soruların çoğunu.
Orası uzak değil.
Bu çay şekersiz.
Adam yaşamıyor.
Sen suçsuzsun.
Adam ölmedi.
Sen haksızsın.
BİÇİMCE OLUMLU ANLAMCA OLUMSUZ CÜMLELER:
“Ne ölümden korkmak ayıp
Ne de düşünmek ölümü.”
Orada ne doktor var ne de hemşire.
O kadar yolu yürüyecek hâlimiz mi var?
Bu gürültüde çalışabilirsen çalış.
Gideli bizleri aramaz oldun.
Sen sanki çok biliyorsun.
Gel de sabret.
BİÇİMCE OLUMSUZ ANLAMCA OLUMLU CÜMLELER:
Bunları bilmiyor değiliz.
Sana konuşma demedik.
Ben seni bilmez miyim?
Kim istemez böyle bir arabayı?
Bizi de davet etmeli değil miydin?
3. SORU CÜMLESİ: İçinde soru unsuru bulunan ve soru anlamı taşıyan cümledir.
Nereye gittin kimseye bir şey söylemeden?
Niye üzgünsünüz?
Bugün kaç soru çözebilmiş?
Kaç kilo elma alayım?
*Cevap beklemeyen soru cümleleri SÖZDE SORU CÜMLELERİ ‘dir.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Ben seni bilmez miyim?
Gecenin bu saatinde sokağa mı çıkılır?
4. EMİR CÜMLESİ: Yüklemi emir kipinde olan cümledir.
Beni daha fazla bekletmeyin.
Sen de gel.
Kimse ayrılmasın sınıftan.
5. ÜNLEM CÜMLESİ: Şaşkınlık, acıma, hiddet, özlem gibi duyguları anlatan cümledir.
Kes artık, konuşma!
Tuh senin kalıbına!
Defol!
Bravo!
Yıkıl karşımdan!
A, a! Ne garip bir hayvan!
ANLATIM BOZUKLUKLARI
Cümlenin sağlıklı anlaşılmasını engelleyen yanlışlıklara ANLATIM BOZUKLUĞU denir.
Bunlar anlama ve dil bilgisine dayalı bozukluklar diye ikiye ayrılır:
A. ANLAMA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI
1. GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANIMI: Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bir daralma veya anlatımında bir bozukluk meydana getirmeyen kelimeler gereksizdir. Bunlar da ikiye ayrılır.
a. Aynı Anlama Gelen Kelimelerin Cümlede Bir Arada Kullanılması:
Sayın katılımcılara teşekkür ve şükranlarımı sunarım.
Bir ay dinlenip istirahat etmezsen iyileşemezsin.
Sizinle aynı ortak zevkleri paylaşıyoruz.
Bu çetin ve zor işi de başaracağınızdan eminim.
Kendini yorgun, yalnız ve tek başına hissediyordu.
Tiyatro da güçlü bir sanat ama ne var ki meraklısı az.
Buraya kadar gelmemizin amacı senin hâlini hatırını sormak içindi.
Kendisine kızmamın nedeni beni hiç dinlememesindendir.
Bir gün adanın kıyı sahilinde bir tekne gördük.
Bu koşullarda ve bu şartlarda gerçekleşebilecek bir şey söyleyin bana.
Yaklaşık elli kadar gösterici tutuklandı.
Bundan böyle artık sana da güvenmem.
Gösterilen ilgi ve alakadan memnun kaldık.
Bu monoton ve tekdüze hayat beni bıktırdı.
Bu ilacı günaşırı iki günde bir içeceksin.
Çok müsrif ve savurgan bir öğrencidir o.
Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.
b. Bir Kelimenin Anlamının Cümlede Başka Bir Kelimede Bulunması:
Kendisiyle ilk defa bir veli toplantısında tanıştık.
Beklenmedik bir sürprizdi çıkıp gelmesi.
Senin bu haksız iftiraların beni canımdan bezdirdi.
Kaç yıldır karşılıklı mektuplaşırız.
Dün aldığım elbiseyi geri iade edeceğim.
Eve kadar yaya yürümek zorunda kaldık.
Arkadaşının kulağına alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
Merdivenlerden aşağı hızla indi.
Siren sesini duyunca evin yanan lambalarını tek tek söndürdü.
Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı giderek artıyor.
Kızınca duvarları ayaklarıyla tekmeliyordu.
“Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikâr etme.” (Âşık Veysel)
2. ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLER: Cümlede çelişkili kelimelerin bir arada kullanılmasıdır.
Oyun için aşağı yukarı tam kırk gün hazırlandık.
Bu konuda eminim hepiniz bir şeyler biliyor olmalısınız.
Kesinlikle bizim düşündüklerimizi o da düşünüyor olmalı.
Mutlaka onlarla birlikte Hüseyin’in de geleceğini sanıyorum.
Bu çocuk hepimize düpedüz yalan söylüyor galiba.
Söylediklerimin kesinlikle doğru olduğunu iddia edebilirim.
Krizi aşmak için mutlaka bir plan yapılmış olmalı.
Yaklaşık olarak tam 10 yıl kalmışlar o şehirde.
3. MANTIK YANLIŞLIĞI: Cümlenin anlatılmak istenen düşünceyi vermekten uzak olmasıdır. Buna MANTIKSAL SIRALANIŞ YANLIŞLIĞI da diyebiliriz.
Bu tür iş kazaları ölüme hatta ağır yaralanmalara yol açabilir.
Bu çocuk değil sınıf geçmek takdir bile alamaz.
Bırakın kapıcılığı yöneticilik bile yapamaz o.
Seninle değil şehir içinde gezmek dünya turuna bile çıkılmaz.
Mumumuz bir yana, gaz lambamız hatta elektriğimiz bile yoktu.
Tasarı yirmiye karşı on iki oyla kabul edildi.
Gülme, düşünmenin fonksiyonudur; gülmeden düşünülemez.
Bu çadırda uyurken yıldızları seyrediyordum. (uyurken yıldız seyredilmez/ üstelik çadırda yıldızın ne işi var?)
4. YANLIŞ ANLAMDA KULLANILAN KELİMELER: Cümlede kullanılan bazı kelimelerin anlatılmak istenen düşünceyi vermekten uzak olmasıdır.
Ben onun sayesinde düşük puan aldım. (yüzünden)
Politikacılar ülkenin bunalıma girmesine hizmet ediyorlar. (yol açıyorlar)
Hastalığın erken teşhisi hastanın ölümden kurtulmasına yol açıyor. (-ı sağlıyor)
Erken gitmemiz felaketten kurtulmamıza neden oldu. ( -ı sağladı)
Adam, komşusunun hırsızlık yaptığını savunuyor. (iddia ediyor)
Giderken çok endişeliydi çünkü reddedilme imkânı vardı. (ihtimali)
Olay 15 Temmuz 2009 yılında olmuş. (tarihinde)
Zamanında ekilmeyen fidanların tutması zordur. (dikilmeyen)
Kitabı kitaplığımda nereye koyduğumu bir türlü bulamadım. (hatırlayamadım)
Bu elbisenin ücreti oldukça yüksek. (fiyatı)
Koltuk takımının fiyatı çok pahalı. (yüksek)
İnsanlar bu duruma olumlu tepki gösterdi. ( karşıladı)
5. BİRBİRİYLE KARIŞTIRILAN KELİMELER: Söylenişi yakın, anlamı farklı kelimelerin birbiri yerine kullanılmasıdır.
Tevfik Fikret, yaşantısının son dönemini bunalım içinde geçirmiştir. (yaşamının)
Uzun yıllar Avrupa’da öğretim gördü. (öğrenim)
Deneme sınavındaki sorular tüm konuları kaplıyor. (kapsıyor)
Röportaj ile sohbet arasındaki ayrıcalığı kısaca belirteyim. (ayrımı)
Başbakan, petrol zammının dolara bağımlı olduğunu söyledi.(bağlı)
Gördüğüm kadarıyla çok sessiz ve çekimser bir çocuktu.( çekingen)
Anne, baba ve öğretmenlerin tüm uyarılarına karşılık çocuklar açıkta satılan yiyecekleri almaya devam ediyor. (karşın)
Çok çalıştı, buna karşın kazandı. (karşılık)
Öğrenimini tamamlayanların iş bulma güvenliği var mı? (güvencesi)
Projelerimiz çevreye zararı olmayan akıllı projelerdir. (akılcı)
Sosyal etkenlikler yönünden zayıf bir yer burası. (etkinlikler)
O yıl Marmara’ya inanılmaz çoğunlukta balık akını oldu. (çoklukta)
Yazarın son romanı da yayınlandı. (yayımlandı)
Dostları ilə paylaş: |