SöZCÜk düzeyinde anlam gerçek anlam



Yüklə 1,11 Mb.
səhifə8/14
tarix21.08.2018
ölçüsü1,11 Mb.
#73705
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   14

OLUP BİTME EYLEMİ(fiil+ gitti): Tüm eşyaları sattım gitti.

SONUÇLAMA EYLEMİ(-e gör-, -e görsün): Bir kere sevdaya tutulmaya gör

Ateşlere yandığının resmidir.



KELİME GRUPLARI(SÖZCÜK ÖBEKLERİ)

En az iki sözcükten oluşan kelime grubudur. Bir varlığı, bir kavramı, bir durumu veya bir eylemi karşılamak için belli kurallara göre oluşan kelime topluluğuna KELİME GRUBU (SÖZCÜK ÖBEĞİ) denir.



1. TAMLAMA GRUPLARI:

A. İSİM TAMLAMALARI: Aralarında anlamca ilgi bulunan iki ismin oluşturduğu söz grubudur.

sınıfın başarısı, fabrika işçileri, kiraz ağacının yapraklarına, selvi boy, plastik şişe…



B. SIFAT TAMLAMASI:

beyaz gömlek, uzak semtlerde, ılık hava, üç kişi, yalan yanlış ifadeler, her yıl, bu kitap,

üçer soru, hangi öğrenci…

2. EDAT GRUBU(EDAT ÖBEĞİ): Bir edatla bir veya birkaç ismin oluşturduğu söz grubudur. Bu öbekler cümlede sıfat veya zarf görevinde kullanılır.

Buz gibi ayranlar içerdik yaylada. (edat öbeği sıfat görevinde)

Kendisini bugüne kadar hiç üzmedik. (edat öbeği zarf görevinde)



Saatler süren bir çalışmadan sonra buldular arızayı. (edat öbeği zarf görevinde)

Okul bahçesinde otuz kadar öğrenci vardı. (edat öbeği sıfat görevinde)



İngilizce öğrenmek için yurt dışına gidecekmiş. (edat öbeği zarf görevinde)

3. ZARF GRUBU: Birden fazla kelimeden oluşan zarflardır.

Kırk yılda bir söz dinle. Yarın akşam sınıfça tiyatroya gideceğiz.

4. SIFAT GRUBU: Sıfat görevinde bulunan söz öbeği kendi içinde isim tamlaması, sıfat tamlaması, ikileme, pekiştirilmiş sıfat, derecelendirilmiş sıfat gibi özellikler taşıyorsa, bu sıfata “birleşik sıfat” ya da “sıfat grubu” denir.

Uzun boylu bir öğrenci seni sordu. Çok çalışkan bir kadındır o.

Güzel mi güzel bir şiir yazmış. İrili ufaklı evler dağın yamacına dizilmişti.

Roman daha etkili bir türdür. Kırk yıllık komşumuzdur onlar.



5. BAĞLAMA GRUBU(BAĞLAÇ GRUBU): Bir bağlaçla birbirine bağlanan iki veya daha fazla isim unsurundan meydana gelmiş kelime gruplarıdır. Bağlama grupları cümlede isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.
Kırmızı ve Siyah, babalarla oğulları, olmak veya olmamak, Ayaşlı ve Kiracıları,

çalışkan fakat şanssız, hem annem hem babam hem de kardeşim, eli de ayağı da,
ne sevinç ne üzüntü, ya bunu ya şunu ya da onu...
* İçinde ikiden fazla isim bulunan bağlama gruplarında “ve” bağlacı son iki ismin arasında yer alır. 
Okumak, anlamak ve uygulamak
Ufak tefek, sinirli ve inatçı
Dağ, deniz ve ova...
 *Bu grupta isim unsuru, kelime grubu olabilir. 
Ne gülen ne el sallayan ne de bir çift lâf eden oldu.
İçeri girmek ve annesinin niçin kovulduğunu sormak istedi.
Gelenekler, arkasından başkaları geldiği için ve kendilerine ihtiyaç kalmadığı için giderler. (Beş Şehir)
6. ÜNLEM GRUBU: Bir ünlemle bir isim unsurundan oluşan kelime gruplarıdır.
Ey Türk gençliği! A canım!, be kardeşim!, bre yalan dünya!, hey çocuklar!

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü!; Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?


7. UNVAN GRUBU: Bir kişi ismiyle bir unvan veya akrabalık isminden meydana gelen kelime gruplarıdır.
Bilge Kağan, Bayındır Han, Osman Gazi, Hasan Paşa, Ali Bey, Şinasi Efendi, Kemal Ağa, Nigâr Hanım...

 Zafer yolunda unutamayacağım yüzlerden biri, Hatice Nine'nin yüzüdür.  


8. BİRLEŞİK FİİL GRUPLARI:

a. KURALLI BİRLEŞİK FİİLLER: İki eylemin birleşmesiyle oluşur.

* Yeterlik Eylemi(-ebil-): taşıyabilirler, gidebilirim, alabilirsin…

* Tezlik Eylemi(-iver-): çalıştırıvermiş, getiriver, uçuverdi…

* Yaklaşma Eylemi(-eyaz-): düşeyazdım, boğulayazmış…

* Sürerlik Eylemi(-edur-, -ekal-, -egel-): bakakalırım, bekleyedurun, süregelmiş…

b. YARDIMCI EYLEMLE KURULAN BİRLEŞİK FİİLLER(et-,ol-,eyle-,kıl-,buyur-):

teşekkür ettim, kaybeder, hapsolursunuz, razı olmaz, terk eyledik, karar kılarız, kabul buyurdular…



c. ANLAMCA KAYNAŞMIŞ BİRLEŞİK FİİLLER: başvurmalısınız, vazgeçmeyin, ileri sürdüler, ağzını aradık, tepemi attırdılar…

9. EYLEMSİ GRUPLARI:

a. İSİM-FİİL GRUBU: Bir isim-fiil ile ondan önce gelen ve ona bağlı olan sözcüklerin veya sözcük gruplarının oluşturduğu yeni gruptur.

Her sabah parkta biraz yürümeye karar verdim.

Ünlü sanatçının, ödül törenine gelmemesine çok kırıldık.

Küçük çocuk, buradan trenlerin geçişini seyrederdi.



Yoldaki çukurların kapatılmayışı trafiği felç etti.

b. SIFAT-FİİL GRUBU: Bir sıfat-fiil ve bu sıfat-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına sıfat-fiil grubu denir.

Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun.

Ocağın sönmeye yüz tutan ateşine baktı.
Rakibi, yenir yutulur lokma değildi.
Akla sığmaz başarılar elde ettiler.
Adam olacak öğrenci, çalışmasından bellidir.
Akla gelebilecek tüm soruları hesaba kattık.
Ele alınmadık sorun kalmadı.

Kör olası hastalık belimi büktü.

c. ZARF-FİİL GRUBU: Bir zarf-fiil ve bu zarf-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına zarf-fiil grubu denir.

Gürültüye aldırmadan işiyle meşgul oluyordu.

Gün ağarırken düştük tarla yollarına.

Ankara’ya tüm belgeleri tamamlayıp gideceksin.



Gün ağarır ağarmaz yola çıktılar.

Gördükçe seni tazelenir sanki hayatım.


10. SAYI GRUPLARI: Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur.

* Genellikle ara sayılar sayı grubudur.
Bir, beş, on, yüz, bin, milyon…   (sayı ismi)
İki yüz, beş bin, otuz milyon…    (sıfat tamlaması)
On bir, doksan iki, yüz elli dört…(sayı grubu)

*Sayı grupları en az iki kelimeden oluşur. İkiden fazla kelime bulunduran sayı gruplarında her unsur kendi içinde bir kelime veya kelime grubudur.
Yedi / yüz                (sıfat tamlaması)
Yedi yüz / elli          (sayı grubu)
Yedi yüz / elli iki     (sayı grubu)

Yedi yüz elli iki / bin            (sıfat tamlaması)


Yedi yüz elli iki bin / altı            (sayı grubu)
Yedi yüz elli iki bin / altı yüz     (sayı grubu)
Yedi yüz elli iki bin / altı yüz / on dört (sayı grubu)

11. TEKRAR GRUPLARI(İKİLEMELER): Cümlede anlamı pekiştirmek amacıyla kurulan söz öbekleridir.

Çocuklar uslu uslu oturuyorlar.

Dağ yolunda yavaş yavaş ilerledik.

Kimseden ses seda çıkmıyor.

Adam ezile büzüle odayı terk etti.



Aşağı yukarı on yıldır ondan haber alamıyoruz.

Başkaları hakkında ileri geri konuşmak doğru değildir.



Kap kacakla doldurmuş tüm dolapları.

Yine abuk sabuk konuşmaya başladı.

Arabalar yanımızdan vızır vızır geçiyordu.

Suyun  şırıl şırıl akışı dinlendiriyor.



12. AİTLİK GRUBU: -ki aitlik ekiyle yapılan bu grup, cümlede zamir veya sıfat görevinde bulunur: çalışkan öğrencininki, sizinki, tarihten önceki, üniversite ile çarşı arasında gidip gelen dolmuşlardaki vb.

13. DEYİM GRUBU: Anlatıma güç kazandırmak için bir araya getirilmiş söz grubudur. Genellikle mecaz anlam içerir.

Akla karayı seçmek, acısını çıkarmak, açık kapı bırakmak, aklına esmek, bam teline basmak, beyninden vurulmuşa dönmek, canıma değsin, damdan düşer gibi, dananın kuyruğu kopmak, ekmeğini taştan çıkarmak, fasulye gibi kendini nimetten saymak, galeyana gelmek, kabak başına patlamak, laf aramızda, meteliğe kurşun atmak…



CÜMLE ÖGELERİ

Temel Ögeler: Yüklem, Özne
Yardımcı Ögeler:
Nesne, Dolaylı Tümleç, Zarf Tümleci, Edat Tümleci

1.YÜKLEM: Asıl hükmü (yargıyı) bildiren ögedir. Yüklem eylem de olabilir, ad soylu bir sözcük de olabilir.

“Akşam pembeleşiyor bembeyaz tepelerde,

İstediğim bu değil.
Eğiliyor bulutlar engine perde perde.”

Dün hasta gibiydin.


Dünyada şereftir yaşatan milleti, ferdi.

Yetkili kişi benim.


Kireçli bir toprağa dikilen bir ağacım.

Kapıyı çalan kim?


Bizim senden istediğimiz de budur.

İşteşlik eki -ş’dir.


En sevdiği içecek portakal suyuymuş.

Şakayı da tadında bırakın.


Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır.

Kiraladıkları yer şu eski binaymış.


Her gün gönül ufkumda doğan mavi sabahtın.
Çağdaş insan, okulda öğrendikleriyle kalmayan, bunları özümseyen, hayata geçiren; sürekli
çalışan, üreten ve başarıdan başka bir şey düşünmeyen azimli insandır.
2.ÖZNE: Yüklemde bildirilen işi yapan ya da bir oluş içinde bulunan ögedir.

*Özne tanımı yapılan kavramdır.

*Yükleme sorulan “KİM” ve “NE” sorularına cevap verir.

*Özne hâl eklerini almaz, iyelik ve çoğul eklerini alabilir.

3 türlü özne vardır:

a. GERÇEK ÖZNE: Yüklemde bildirilen işi yapan ve cümlede bulunan öznedir.

Sen gittin, yaslara büründü cihan
Soluyor dallarda gül dertli dertli

Karacaahmet’in ıssızdır yolu

Ve içi tabut kadar serin


Sanatçı, yaşadığı toplumu en iyi anlayan kişidir.
Tilkiler diktiğimiz bağlara sahip çıktı,
Kargalar topladı hep döktüğümüz taneleri.

Not: Soru anlamı taşıyan kelimeler sorduğu ögenin kendisidir.

Koliden ne çıktı? (özne)



Kim getirdi bunları? (özne)
b. GİZLİ ÖZNE: İşi yapan ancak cümlede bulunmayan öznedir. Gizli özne, yüklemdeki kişi eklerinden çıkarılır.

Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi. (ben)
Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda? (siz)
İstanbul’da, Boğaziçi’nde bir fakir Orhan Veli’yim. (ben)
Not: Seslenmeler, ara sözler ve bağlaçlar cümle dışı unsurdur.
Çağır Karac’oğlan çağır (sen: Gizli Özne/ Karac’oğlan: Cümle Dışı Unsur )
Taş düştüğü yerde ağır
c. SÖZDE ÖZNE: Edilgen fiillerin öznesidir. Sözde özne işi yapmaz, yapılan işten etkilenir.

İlk senin ismin okunmuş listeden.

Bu tatlıya süt katılmaz ki.

Sonuçlar açıklanacak birazdan.

Perdeler yıkanmadı henüz.

Kapıya bir duyuru asılmıştı.


** “tarafından” kelimesi ve “-ce/-ca” ekiyle ÖRTÜLÜ ÖZNE oluşturulur.

Görevliler kurulca belirlendi.

Suçlular polis tarafından yakalandı.
* Takımdan atılmışsın. (sen/ gizli sözde özne)
3.NESNE (DÜZ TÜMLEÇ): Cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen ögedir.

kimi, neyi soruları BELİRTİLİ NESNEYİ; ne sorusu BELİRTİSİZ NESNEYİ buldurur.

Mağazadan iki metre yünlü kumaş almış. (Belirtisiz Nesne)
Bana bir kitap seti hediye ettiler. (Belirtisiz Nesne)

Kuş yem yemiyor. (Belirtisiz Nesne)



Bardakları kutudan çıkar hemen. (Belirtili Nesne)

Bu adamı tanımıyoruz. (B.li Nesne)

Siz ne olup bittiğini bilmiyorsunuz. (Belirtili Nesne)

Gemi yük taşır. (Belirtisiz Nesne)

Sanatçı içinden çıktığı toplumu ihmal etmemelidir. (B.li Nesne)

Senden ne istedi arkadaşın? (Belirtisiz Nesne)

Hangisini getirelim? (Belirtili Nesne)

Haritada nereyi arıyorsun? (Belirtili Nesne)



Kimi bekliyorsunuz? (Bli Nesne)

*Biz sütü yoğurt yaparız genellikle. (B.li nesne/ B.siz nesne)



4.DOLAYLI TÜMLEÇ (YER TAMLAYICISI): -e, -de, -den hâl eklerini alarak cümleyi yer anlamıyla tamamlayan ögedir.

*Yükleme sorulan -e, -de, -den hâlindeki sorulara cevap verir.

kime, kimde, kimden / neye, neyde, neyden / nereye, nerede, nereden…”

Bir kuş sesi gelir dudaklarından.



Bu maçta ben yokum.
Karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin.

İçme suyuna mikrop karışmış.
Kumaşı pamuk ve polyesterden yapmışlar.

Nereye gönderdin çocukları?
İnsanları gerçeğe bilimsel çalışmalar götürür.

Kimden gelmiş bu davetiye?
Fakültede araştırma görevlisiymiş.

Denizler hayran olur gözlerine bir çocuğun.



** -e, -de, -den hâl ekleri zarf tümleci de oluşturabilir.

Son günlerde iyi şeyler olmuyor.

Haftaya görüşelim.
Yorgunluktan adım atamıyorum.

Dünden hazırdı her şey.
5. ZARF TÜMLECİ: Yüklemin zamanını, miktarını, durumunu, sebebini, yönünü ve şartını bildiren ögedir.

*Yükleme sorulan “ne zaman, ne kadar, nasıl, niçin, nere, ne şartla” sorularına cevap verir.

Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.

Senelerce bu anı bekledim.
Ben her akşam dolaşırdım bu yeşil sahilde.

Hiç konuşmuyorsun.
Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer.

Bilginiz yoksa konuşmayın.
Kurşunlar sıkılır göklere doğru.

Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı.


Korkumuzdan bir şey söyleyemedik.

Niçin ikide bir dışarı bakıyorsun?
6. EDAT TÜMLECİ (İLGEÇ TÜMLECİ): Yüklemin ne ile, kim ile, ne için, kim için, neye göre, kime göre yapıldığını bildiren öğedir.

Bahçeyi betonla kapladılar.



Senin için sakar diyorlar.

Cebini taşlarla doldurmuştu.



Başarılı olmanız için çalışıyorum.
Seninle hiçbir yere gidilmez.

Bizim için yemek hazırlamış.
Onunla dalga geçmeyin.

Bu oda diğerine göre sıcak.


Babama göre biz çok duyarsızız.
ÖGE BULDURMAYA YÖNELİK SORULAR:

Arkadaşın nerede? (yüklemi buldurmaya yönelik)


Arkadaşın nerede çalışıyor? (dolaylı tümleci buldurmaya yönelik)
Kim bu adam? (yüklemi buldurmaya yönelik)
Kim bu adamı kızdırdı? (özneyi buldurmaya yönelik)
ARA SÖZ / ARA CÜMLE: Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında veya anlatımında bir daralma yapmayan söz grubudur.

*Ara söz, ögelerden birini açıklayıcı niteliktedir; ara cümle hiçbir ögeyi açıklamaz.

*Ara söz ve ara cümle ya iki virgül ya iki kısa çizgi arasında yazılır.

Yapılan araştırmalar, tıpla ilgili olanlar, bu dergide yayımlanacak. (ara söz özneyi açıklıyor )


Bu yaşlı adama, Halil Dede’ye, akıl danışırdık hep. (ara söz dolaylı tümleci açıklıyor )
Öğrencilerin bir bölümünü, üçte ikisini, bütünlemeye bırakmış. (ara söz nesneyi açıklıyor )
Taner, iki arkadaşıyla -Tolga ve Erkan’la- tatile çıkmış. (ara söz edat tümlecini açıklıyor )
O dağ gibi adam, çok kısa sürede -üç günde- yıkıldı. (ara söz zarf tümlecini açıklıyor )
* Gençler, bu dönemlerde -gerçi siz daha iyi bilirsiniz- bunalımlı olur. (ara cümle)

*Bazı öğrenciler, nedendir bilinmez, sanat müziğini pek sevmez. (ara cümle)


CÜMLE VURGUSU:

1. Yükleme en yakın öge (yüklemden bir önceki) vurgulu ögedir.

Bu kitabı bana dün bir arkadaşım verdi. (vurgulu öge özne)


Dün verdi bu kitabı bana bir arkadaşım. (vurgulu öge zarf tümleci)
Dün bana verdi bu kitabı bir arkadaşım. (vurgulu öge dolaylı tümleç)
Bana dün bir arkadaşım bu kitabı verdi. (vurgulu öge belirtili nesne)
2. Vurgu soru anlamı taşıyan sözcük üzerindedir.

Kitabımı niye başkalarına veriyorsun? (vurgulu öge zarf tümleci)


Kim seni böyle hırpaladı? (vurgulu öge özne)
Nereye gidiyor çocuklar? (vurgulu öge dolaylı tümleç)
Nasıl böyle bir teklifi reddedersin? (vurgulu öge zarf tümleci)
3. Soru edatı “mı/ mi” vurguyu kendinden bir önceki kelimeye kaydırır.

Sen bu adamdan para mı istedin? (vurgulu öge belirtisiz nesne)


Sen bu adamdan mı para istedin? (vurgulu öge dolaylı tümleç)
Sen mi bu adamdan para istedin? (vurgulu öge özne)
** “de” bağlacı da böyledir.

Ben de bu çocuğu tanımıyorum. (vurgulu öge özne)
Ben bu çocuğu da tanımıyorum. (vurgulu öge belirtili nesne)
ÖGE BULMA ÇALIŞMASI

1. Sanat, benim için tek başına tadı çıkarılan bir şey değildir.


2. Gölgenin ve ışığın uyumunu yakalamaya çalıştığınız sırada, küçük bir çocuğun size yolun kenarından
el salladığını görürsünüz.
3. Oradan geçen bir yolcu olarak onların dünyasında nasıl bir umut olduğunuzu bütünüyle
bilemezsiniz.
4. Bilgisayar teknolojisiyle yetişen kuşaklarda ekrandan kitap okumanın yaratacağı hazzı, bilgisayarla
ileriki yaşlarda tanışan insanlar tadamayacaktır.
5. Servetifünun temsilcileri içinde Tevfik Fikret’ten sonra “en büyük şair” olarak nitelendirilen Cenap
Şahabettin ile okul kitaplarında ilk karşılaşmam hançer gibi keskin bir Erzurum kışına rastlar.
6. Yaşadığı günün acıları ve felaketleriyle görkemli bir geçmişin şanlı hayalini ve o hayali
gerçekleştiren kahramanları karşılaştırmak, Akif’in fikrini allak bullak etmişti.
7. Havaalanının geniş pencereleri ardından bu sahneyi seyreden yaşlı çift, birbirine tedirgin bakışlarla
bakıyordu.
8. Mahkeme, öldürülenin de bıçak çekip çekmediğini anlamak üzere suçlunun gösterdiği şahitlerin
dinlenmesine karar verirken salonu terk ettim.
9. Dülger balığı, denizlerin, görünüşü pek dehşetli fakat kendisi pek uysal ve pek zavallı bir yaratığıdır.
10. Saat kulesi, bir hoş minare, şehrin, eteğine kurulup genişlediği kale, yoldan geçen insanlar, havada
uçuşan koku hatta o şehrin kuşları bile nereye varmakta olduğumuzun işaret taşlarıydı.
11. Gece yarısından beri yağan karın parkları, sokakları ve evleri örttüğü, soğuk ve dondurucu bir kış
günüydü.
12. Tarihin solunduğu ve gezmenin insana derin zevkler verdiği gözde İstanbul semtlerinden biridir
Eminönü.

13. Evimiz dayımlarla karşı karşıyaydı.


14. Murat Bey, dünkü toplantıda, fark ettiniz mi bilmem, çok dalgındı.
15. “Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece.”
16. “Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünürüm İstanbul.”
17. “Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim.”
18. Vatan toprakları üzerinde yaşayan hiç kimse "Vatan sorunlarından bana ne?" diyemez.
19. Karanlığa ve umutsuzluğa karşı çıkmak sanatın, edebiyatın doğasındadır.
20. Türk sinemasında toplumsal içerikli filmler ilk olarak köylülük ve göç sorunlarının işlenmesiyle
ortaya çıkmıştır.
21. Ahmet Cemil ölçüsünde bir romanın sayfaları arasından fırlayarak sokaklarda dolaşmaya başlayan
pek az roman kişisi vardır.
22. Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak, yapayalnız kalmak iskelelerde.
23. Kitaplar başarıya ulaşmak için gidilen yolda en iyi iz sürücülerdir.
24. Milletlerin dilleri üzerinde söz sahibi olacakların; dili, milletten ve millî geçmişten ayrı bir varlık
gibi görmemeleri gerekir.


EYLEM ÇATISI (FİİL ÇATISI)

Eylemi özne ve nesneyle ilişkisi bakımından görev ve anlamca tamamlayan biçime EYLEM ÇATISI denir. Bu ilişkiyi tamamlayan da bazı eklerdir.

Eylem çatısı iki ana grupta incelenir:

A. NESNE-YÜKLEM İLİŞKİSİ

1. GEÇİŞSİZ ÇATILI EYLEM: Nesne almayan eylemdir. Geçişsiz çatılı eylemlerde öznenin yaptığı iş bir nesneye geçmez yani diğer varlıkları etkilemez. Bu fiiller, durum ve oluş fiilleridir.

*“kimi, neyi, ne” sorularına cevap vermez.

* Bu fiillerden önce “onu” sözcüğü kullanılamaz.

Yemek iyi pişmemiş.

Bugün çarşıdan erken dönmüşsün.

İlaç almak için eczaneye uğradım.



Sarardı yeşil yaprak, dal koptu, fidan düştü.

Ankara’da bir gün kaldık.

Yine ağlamışsın sen.

Çayı doldurunca bardak çatladı.

İyi bakmadığınız için çiçekler kurumuş.

Bu kuşlar uzaklardan geliyor.



Geçişsiz eylemler: git-, öl-, gül-, bak-, sol-, kızar-, utan-, gücen-, kız-,büyü-, tüken-, ağar-,

doy-, doğ-, uyu-, uyan-, kaç-, uza-, düş-, kop- vb.



2. GEÇİŞLİ ÇATILI EYLEM: Nesne alabilen eylemdir yani başka varlıkları etkileme özelliği olan eylemdir.

*“kimi, neyi, ne” sorularına cevap verir.

* Bu fiillerden önce “onu” sözcüğü kullanılabilir.

Parkın içindeki ağaçları kesmişler.

Sen bu olanakları başka bir yerde bulamazsın.

Şiirleri yayımlayacağınızı bilmiyordum.

Şu kitabı bana verir misin?

Çocuklarını kimseye muhtaç etmemişti.

Bir kola aldım.

Kahvaltıda börek yemiş, süt içmişler.



Geçişli eylemler: gör-, yaz-, sor-, oku-, yık-, taşı-, duy-,kaz-, kazı-, yak-,yol-,it-, bil-,kır- vb.
*Bazı eylemler kullanıldığı cümlelere göre geçişli veya geçişsiz olur.

Kapıya yumrukla vurdu. (geçişsiz)

Akşamları böyle yürürüz sahilde.(geçişsiz)

Bu kuşları kim vurdu? (geçişli)

O kadar yolu yürüyemem. (geçişli)

İki gündür bu semtin sokaklarında dolaşıyoruz. (geçişsiz)

İki gündür bu semtin sokaklarını dolaşıyoruz. (geçişli)

*Yüklemi geçişli bir eylem olduğu hâlde nesne kullanılmamış cümleler de vardır.

Ben de senin gibi bilmiyorum. Sabahtan beri burada bekliyoruz.

İyi bakmazsan göremezsin. Ne kadar aradıysam da bulamadım.

3. OLDURGAN ÇATILI EYLEM: Geçişsiz durumdayken “-r- , -t-, -dır-“ ekleriyle geçişli yapılmış eylemlerdir.

Çiçekleri birer birer kopardım.

Çocuğunu erkenden uyutmuş.

Bu bardağı sen mi çatlattın?

Adam, saatini düşürmüş.

Bizi utandırmayasın.

Olayları sen büyütüyorsun.

Çantasından bir mendil çıkardı.

Anlattıklarıyla bizi çok güldürdü.

Şu kâğıtları yerden kaldır.(kalk-tır kaldır)

Bana bir kitap getir. (gel-dir getir)

GEÇİŞSİZ OLDURGAN GEÇİŞSİZ OLDURGAN

öl- öldür- piş- pişir-

doğ- doğur- doy- doyur-

bık- bıktır- ağar- ağart-

belir- belirt- uza- uzat-


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin