Hükümet
Kusayy Ibn-i Kilab, "Mekke şehrini kurduktan sonra, maddi ve manevi reisliği bir araya getirdi. Kabe'nin yakınında kapısı Kabe'ye dönük olmak üzere kendisi için bir konak yaptırdı. Bunun bir odası kabile meclisinin toplantısına tahsis edilirdi. Umuma ait olmayıp Ku-sayy'ın idaresi altında kalan bu odanın gördüğü işlev, Arap toplumunda her halde önemli bir yere sahiptir.
"Darü'n-Nedve" adı verilen bu yerde, kabileler meclisi toplanır, muayyen günlerde hacıları tavaf ettirmek, dini merasimleri yaptırmak ve Mekke dışına taşan nüfûzuyla Haram ayları tesbit etmek Kusayy'm reisliğinde yapılırdı."134
Buna ilaveten bir de "Meşure Meclisi" vardı ki, bu daha da önemli kan rlarm alındığı bir meclis hüviyetİndeydi.135
Kureyş'Iilerin yürüttüğü, bir nevi hükümet yetkilerine sahip, Nedvei 136 (şura meclisi)'de hacc işlerinin tüm organizasyonu, harp işlerinin düzen ve hazırlığı, diyet takdir ve borçları tesbit vazifesi, putlar için topıanan para ve süs eşyasının muhafazası işleri yürütülürken, Peygamber (s.a.v.)'in îslâm tebliğiyle birlikte, fesat ehli ve elebaşlarmın toplandıkları bir yer haline geldi.137
islâm öncesi dönemde Arapların idari yapılanmalarının, kendi şartları içerisinde oldukça organize bîr seyri vardı. Öyle ki fantazi gibi gözükse bile kendi aralarında, tarihi meselelerle ilgili olarak özel bir bakanlık oluşturmuşlardı. 138
Ticaret
Putperest Arapların yaşamlarının bütün cephelerine sirayet eden fesat, ticari faaliyetlerde de, ticaret putçuluğu şeklinde gözüküyordu. Materyalist bir mantıkla alışveriş yapılıyordu. Aldatmak hüner, sömürü ise becerebilenin güç ve zenginliğinin karşılığı hak halini almıştı.
Mezat şeklindeki pazarlarda bir malı satın aldıklarını göstermek İçİn, malın üzerine çakıl taşı atıyorlardı. Bu davranış konuşmaya gerek kalmadan malın alınması olarak kabul edilirdi. Karşılıklı rızaya dayan-' mayan bir ticaret yapılmış olurdu.
Önceden bir başkasıyla anlaşılarak göstermelik yüksek fiyat vermesi sağlanırdı. Bunu da müşteri nezdinde malın fiyatını yükseltmek için reklam olarak kullanırlardı. Allah Resulü (s.a.v.) buyurdu ki;
"...Ticarette birbirinize hile yapmayanız!"139
Ebu Hureyre (r.a.) rivayet ettiği bir hadiste de "Resûlüllah (s.a.v.) "Dokunup atma ve gizli memurlarla hileli satış yapma yasaktır!"140 diye buyurduğunu belirterek menedilen iki tür satıştan bahseder.
islâm ile birlikte ticaret helal, faiz ve aldatmak temeli üzere kurulu çıkar sistemleriyse haram ve yasak kılındı. 141
Kız Çocukları
Şereflerine, so^-soplarma leke gelir, düşmanlarına savaş esiri düşüp cariye olurlar endişesi, kendilerine yük olmaları ve başkalarına ge-Hn gitmesini istememeleri yüzünden kız çocuklarını ve nafakasını temin kaygısı, tanrılarını memnun etmek gibi gerekçelerle de kız ve erkek çocuklarını diri diri öldürürlerdi. Toprağa gömerek ölmesini sağlamak meşhurlaşan vahşiliklerindendi.
Yine oğlanlar ve kızlar cahiliyye Arapları tarafından putlara kurban edİHrdi.142
Kızlarının dünyaya geldiğini haber verenlere karşı buğz eder, haya eder, insanların haberi olmadan gömmeye çaba sarfederlerdi.
"Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!"(Nah\! 58-59)
"Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir. Süs içinde yetiştirilip sa-vaşamayacak olanı mı istemiyorlar?,."(ZuhYuff]7,]8) Peygamber (s.a.v.)'den Ubâde b. Samît şöyle rivayet ediyor; "Resûlüllah (s.a.v.) etrafında sahabilerinden bir cemaat mevcut olduğu halde buyurdu ki; "Allah'a (ibadette) hiçbir şeyi ortak kılmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek... üzere bana bey'at ediniz!.. "143
Allah (c.c.) çocukların yoksulluk endişesiyle öSdürülmemesini ve zinanın pisliğinden uzaklaşılmasını istiyor;
"Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın! Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları Öldürmek gerçekten büyük bir suçtur. Zinaya yaklaşmayın! Zİra o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur, "(lsrâ/31,32)
Kız çocuklarının kimisi altı yaşma geldiğinde öldürülürdü. Kimisine de henüz dünyaya gelmeden hazırlanılan kuyuya yakın doğum yaptırılırdı. Şayet kız ise hemen gömülür, erkek ise alınıp götürülürdü. "A4evWe"denilen bu vahşilik en yaygın olanlanndandı.
Ebu'l Ala el-Mevdûdi'nin Sünen-i Dârimi'den naklettiği bir hadis şöyledir;
"Bir defasında, bir şahıs Resûlüllah (s.a.v.)'e başından geçen şu olayı anlattı: "Benim bir kızım vardı. Ben onu çok severdim. Ben onu çağırınca bana koşa koşa gelirdi. Bir gün onu yanıma çağırdım ve alıp dışarıya çıktım. Yolda bir kuyu vardı. O kuyuya yavrumu attım. Son defa duyduğum haykırışlar! hala kulağtmdadır. Zavallı yavrum; "Baba beni buradan kurtar. Babacığım beni kurtar" dîye bağırıyordu." Bu vakayı duyunca Resûlüllah (s.a.v.)'in gözleri doldu ve ağlamaya başladı.
Toplantıda bulunanlardan biri*dedi ki; "Arkadaş sen Resûlüllah (s.a.v.)'i üzdün." Peygamber (s.a.v.) de buyurdu ki; "Bırakın kabahatini anlatsın, böylece kendisi de biraz rahatlayacak." Bunun üzerine o adanı olayı tekrar anlattı. Bunu duyunca Peygamber (s.a.v.) o kadar ağladı ki, sakalı gözyaşlarıyla ıslandı. Resûlüllah (s.a.v.) daha sonra o adama dedi ki; "Cahiliyye devrinde ne olmuşsa olmuş, Allah günahlarını affetsin. Sen artık hayata yeniden başlamalısın. "144
Kendi bebeklerini kendi elleriyle öldürecek kadar kalpler taşlaşmıştı. Kendi uydurageldikleri adet ve gelenekler, böylesine insan tabiatına aykırı pislik ve çarpıklıklar taşıyordu. Her icat ettikleri, onları bağlayan bir put, mutlak emrine itaat ettikleri ilahları konumundaydı. Ve uydurageıdiklerİ adetleri, kendi heva ve hevesleriyle koydukları kuralları din edinmişlerdi. 145
Dostları ilə paylaş: |