4. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Ekonomik Sistem İçindeki Rolleri ve Sisteme Katkıları
Bu bölümde küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonomik sistem içinde oynadıkları rol ve katkılar üzerinde durulmaktadır.
4.1. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Ekonomik Sistem İçindeki Rolleri
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin özellikle sanayi sektörüne dinamik bir yapı kazandırdıkları yaygınlaşmış bir kanıdır. Ancak bunun böyle olup olmadığını anlamak için en azından, bu işletmelerin ekonomi içinde faaliyette bulundukları sektöre, bölgeye ve dış ticaretteki paylarına göre değerlendirilmeleri gereği açıktır (Uludağ ve Serin, 1991: 24).
4.1.1. Sektörel Açıdan
Sektörel açıdan küçük ve orta ölçekli işletmeler;
-
Geleneksel sanayi sektörlerinde faaliyet gösterenler ve,
-
Teknoloji yoğun sektörlerde faaliyet gösterenler olmak üzere başlıca iki şekilde gruplandırılabilirler.
Birinci gruba giren firmalar daha çok gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde görülürken, teknoloji yoğun sektörlerdeki küçük ve orta ölçekli firma sayısının gelişmiş ülkelerde fazla olduğu dikkati çekmektedir. Bu firmaların modern sanayi dallarında faaliyette bulunmaları, yeni teknolojilere ulaşabilmeleri ile yakından ilgilidir. Bu konuda içinde yaşadıkları ülkenin teknolojik gelişmişlik düzeyi önem kazanmaktadır. Teknoloji üreten bir ülkede firmaların yeni teknolojilere ulaşmaları oldukça kolaylaşmakta, teknoloji ithal eden ülkelerde ise güçleşmektedir.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler bir başka sınıflamaya göre;
-
Üretim Sektöründe faaliyet gösteren,
-
Ticaretle Uğraşan KOBİ’ler ve
-
Hizmet Arzeden KOBİ’ler olarak da gruplandırılabilir.
Üretim Sektöründe Faaliyet Gösteren KOBİ’ler: Üretim, temel hammaddelerin, yarı mamullerin toplumun ihtiyaç duyduğu ve talep ettiği mamullere dönüştürülmesi işlemidir. Üretimin amacı kişilerin taleplerini karşılamaktır ve üretim işletmeleri bu amaca yönelik çalışmalarda bulunurlar. Bütün sanayileşmiş ve sanayileşme yolundaki ülkelerde sanayinin temelini küçük sanayinin oluşturduğu, makinelerin sanayi yapısına girmediği yüzyıllarda sanayi alanındaki gereksinmelerin küçük işletmeler tarafından karşılandığı tarihi bir gerçektir (Alpugan, 1988: 25).
Değişik türde küçük ve orta ölçekli üretici firmalar bulunmaktadır. Matbaalar, dondurma imalatçıları, ayakkabıcılar, oyuncak imalathaneleri, mobilya üreticileri, makine aksamını torna ve tezgahlarında üretenler, konfeksiyon üretimi, tezgah halısı üretimi, el sanatları üretimi, marangoz ve demir atölyeleri gibi çok sayıda örnek verilebilir (Baumback, 1988: 4).
Bugün KOBİ’ler iki yönde üretim bantlarını yürütmektedirler. Üretici KOBİ’lerden bir grup diğer üreticiler için, diğer bir grup ise yerel piyasalardaki tüketiciler için üretim yapmaktadır.
Ticaretle Uğraşan KOBİ’ler : Ticaretle uğraşan KOBİ’ler, mal alıp satan işletmelerdir. Dolayısıyla dağıtım sistemi içinde yer alan aracılardır. Bu KOBİ’lerin bir kısmı ürünleri doğrudan doğruya nihai tüketiciye satan perakendeciler veya diğer perakendecilere satmak üzere mal alan toptancıdırlar. Üreticiden son tüketiciye kadar uzanan dağıtım zincirinin aracıları arasında komisyoncu, simsar, dış alımcılar ve dış satıcılar olarak yer alırlar (Baumback, 1988: 5).
Üretim ve hizmet sektöründeki işletmelerle kıyaslandığında ticaret sektöründeki toptancı işletmelerle kıyaslandığında perakendeciler daha az başlangıç sermayesi ile kurulabilmektedir. Bakkallar, gıda marketleri, otomobil galerileri, benzin istasyonları, mobilyacılar, konfeksiyon mağazaları tipik perakendeci KOBİ’lerdir.
Toptancılıkla uğraşan KOBİ’ler daha fazla sermayeye gerek duyduğu için perakendecilere oranla sayıca azdır. Diğer yandan günümüzde yığın üretimde bulunan kimi büyük işletmelerin kendi dağıtım sistemlerini oluşturmaları veya bayiler (acentalar) aracılığı ile ürünlerini pazarlamayı tercih etmeleri küçük işletmelerin toptancılık alanındaki çalışma olanaklarını eskiye oranla daraltmıştır (Alpugan, 1988: 24).
Hizmet Arzeden KOBİ’ler : Son yıllarda herhangi bir ürünün üretimi ile uğraşmayan, çeşitli alanlarda hizmet arzeden KOBİ’lerin sayılarında ciddi anlamda artışlar görülmektedir. Bu artışın bir sebebii dünyada hizmet sektörünün ön plana çıkması kadar, ortalama tüketicinin satın alma gücündeki yükseliştir. Bu sektörde faaliyet gösteren KOBİ’ler yüzlerce hizmeti tüketicilere, başka işletmelere, kamu kuruluşlarına ve kar amacı gütmeyen işletmelere sunarlar (Siropolis, 1982: 53). Söz konusu hizmetlerin çoğunluğu kuru temizleyiciler, berber ve kuaför dükkanları, lokantalar, oyun salonları, avukatlık ve sağlık hizmetleri gibi kişisel hizmetler niteliğindedir (Kargül, 1997: 2).
Hizmet işletmelerinin çoğunluğu konularında mesleki eğitim görmüş profesyonel kişileri ve teknik elemanları istihdam ederler ve tüketiciler bu kişilerin hizmetlerini satın alırlar. Ayrıca bu kişiler eğitimlerini küçük bir işletme kurarak değerlendirme şansına kavuşabilirler (Alpugan, 1988: 27).
Hizmet arzeden KOBİ’lerin büyük çoğunluğu piyasada tek başına hareket eden ve büyük işletmelerle bağımlılık ilişkisi olmayan işletmelerdir (Bozkurt, 1993: 72).
4.1.2. Bölgesel Açıdan
Küçük ve orta ölçekli firmaların bulundukları bölgenin gelişmişlik ve bölgesel talep düzeyine bağlı olarak ürettikleri çeşitli kalitelerdeki ürünlerle bölgesel gelişme farklılıklarını azaltmada etkin bir rol oynadıkları kabul edilmektedir. Gelişmiş bölgelerde üretim yapan küçük firmaların gelişmişliğin sağladığı içsel ve dışsal tasarruflarla maliyet ve kalite yönünden avantajlı olmaları yanında, yeni pazarlara daha kolay ulaşma şansları yüksektir.
4.1.3. Dış Ticaret Payları Açısından
Gelişmekte olan ülkeler, sanayileşmenin ilk aşamasında ithal ikameci politikalar uygulamakta ve öncelikle iç talebi karşılamaktadırlar. Aynı zamanda hammadde, makine-teçhizat ve diğer girdiler için gerekli olan döviz ihtiyacını karşılamak için de bir sonraki aşamada ihracat yapmak durumunda kalmışlardır. Sanayileşmenin ilk aşamalarında işletme büyüklüklerinin küçük ve orta boy olduğu bir gerçektir.
KOBİ’ler, gelişmekte olan ülkelerde düşük bir ihracat payına rağmen, büyük sermaye şirketlerinin ihraç ettiği küçük işletmelerin mamul ya da yarı mamul niteliğindeki ürünleriyle önemli bir paya sahiptirler. Bu işletmelerin yeni ürün fikirlerini ürüne dönüştürebilmeleri için ürün ve pazar testleri yapmaları ve pazar/müşteri koşullarına göre ürün uyarlamasına yönelmeleri, teknoloji, insangücü ve finansman konularındaki yetersizlikleri nedeniyle çoğu zaman mümkün olamamaktadır (Oktav vd., 1990: 81).
İhracat sektörü, ihracat yapacak firmanın bilgi birikimine sahip olması yanında rekabet edebilir mallar üretmesini de gerektirdiğinden, ancak geleneksel pazar ve alıcılara sahip küçük ve orta ölçekli firmaların ihracatla uğraşabildikleri görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar, küçük boy işletmelerin ülke ihracatının gelişimine katkılarının olduğunu ortaya koymuştur.
Kuşkusuz bu durum GSMH’nın en büyük payının dış ticaretten sağlandığı ülkelerde farklı bir görünüm almakta ve çok sayıda küçük işletme, modern teknoloji içinde ihracata yönelik üretim gerçekleştirmektedir (Çınar, 1998: 15).
Dostları ilə paylaş: |