180–Müşteki Özkan ÖZÇELİK 13/03/2013 tarihli şikâyetinde özetle;
1995 ve 2001 yılları arasında Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Daire Başkanlığına bağlı 1 Nolu Koruma Karakolunda bina iç ve dış güvenliğinde polis memuru olarak görev yaptığını, 28 Şubat süreci ile anılan olaylar zincirinde yine burada görevli olduğunu, burada yaşadığı olaylar ve kendisi ile birlikte birçok arkadaşına yapılan baskı, dolaylı yollardan verilen idari cezalar ve imzalatılan bir kısım evraklarla ilgili olarak 28 Şubatı gerçekleştiren veya bu sürecin içerisinde yer alan kişilerden şikâyetçi olduğunu, açılan davaya mağdur tanık sıfatıyla katılmak istediğini bildirmiştir. (249. klasör, sayfa 307)
181–Müşteki Fatih ÇOLAK 24/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1999 yılında Malatya'da faaliyette bulunan Radyo Selam isimli radyoda Harman isimli program yaptığını, hakkında TCK'nın 312. maddesinden dava açıldığını, Malatya DGM'de yargılandıktan sonra 20 ay ceza aldığını, 6 ay cezaevinde kaldığını, yasal değişikliklerden faydalanarak cezaevinden çıktığını, ortopedik engelli tekerlekli sandalyeye bağımlı bir kişi olduğunu, kendisinin mahkûm olduğu ceza ile ilgili olarak 28 Şubat sürecinin etkili olduğunu düşündüğünü, 28 Şubat darbe sürecinde etkili olan sivil ve askeri bürokraside görevli tüm kişilerden davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 54)
182–Müşteki Mahmut BALÇI, Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Malatya Şube Başkanı bila tarihli şikâyetinde özetle;
5 çocuk babası olduğunu, çocuklarının dördünün İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunu, birinin Ortaokulu İmam Hatip Lisesinde, Liseyi Malatya Anadolu Lisesinde bitirdiğini, çocuklarından birinin 28 Şubattan önce başarılı bir şekilde İmam Hatip Lisesini bitirip Eczacılık Fakültesine girdiğini ve Eczacılık Fakültesini bitirdiğini, diğer çocuğunun da Anadolu Lisesinden sonra Eczacılık Fakültesini başarı ile bitirdiğini, şu an mesleklerini başarılı bir şekilde sürdürdüklerini, ancak diğer çocuklarının en az ağabey ve kardeşleri kadar başarılı olmalarına rağmen İmam Hatip Lisesi mezunu olduklarından önlerine konulan engellemelerden dolayı yüksek öğrenime devam edemediklerini, çocuklarından birinin sıkıntılardan dolayı depresyonlar geçirdiğini, halen ağır psikolojik ve psikiyatrik hasta olduğunu, 10 yıldan beri tedavisinin devam ettiğini, ancak sonuç alınamadığını, yine kız çocuklarının kılık kıyafetleri bahane edilerek okullarından atıldığını, sürgün edildiğini, sınavlara alınmadıklarını, eğitim haklarının engellendiğini, bu 3 çocuğunun 28 Şubat uygulamaları sebebiyle telafisi imkânsız mağduriyetler yaşadığını, kendi çocukları gibi bu dönemde yüzlerce öğrencinin binlerce gencin bu mağduriyetleri yaşadığını,
28 Şubat sürecinde Malatya İmam Hatip Lisesinde öğretmen olarak çalıştığını, okuldaki başörtülü öğrencileri okuldan atmadığı gerekçesiyle okul müdürünün görevden alındığını, okula başörtülerle girmesinler diye okulun haftalarca polis panzerleriyle kuşatıldığını, yeni atanan müdürün yukarıdan gelen baskılarla öğrencileri hukuka aykırı bir şekilde okuldan uzaklaştırdığını, Anayasal hak olan öğrenim hakkının engellendiğini, birçok öğretmen arkadaşının kılık kıyafet bahane edilerek görevlerine son verildiğini, okulda bu idari ve psikolojik baskılardan dolayı sayının 7000 öğrenciden 200 öğrenciye indiğini, getirilen kat sayı zulmü ile İmam Hatip Lisesi mezunlarına başörtüsü yasağı ile de binlerce kız öğrencinin üniversiteye girişinin engellendiğini, bu sebeple pek çok gencin mağdur edildiğini, psikolojik sıkıntılar yaşadıklarını, bu dönemde İmam Hatip Liselerini bitirmek amacıyla getirilen kat sayı engeli ile İmam Hatiplilerle beraber ülkenin mesleki eğitimine büyük darbe indirildiğini,
28 Şubat sürecinin ülkemizde millete ve milletin değerlerine karşı bir savaşa dönüştüğünü, o dönemin baskı ve uygulamalarından Malatyalıların da nasibini aldıklarını, yüzlerce insanın gözaltına alındığını, görevinden atıldığını, işini kaybettiğini, o dönem ekonomik durumu iyi olan bir vakfın da başkanlığını yapan İsmail ÖZER'in bir akşam evinin kapısının önünden kaçırıldığını, günlerce kendisinden haber alınamadığını, günler sonra Ankara'da tanınmaz bir halde akli dengesini kaybetmiş şekilde bulunduğunu, iddialara göre kendisine mahiyeti bilinmeyen bir iğne yapıldığını, ondan sonra da kendisine gelemediğini, bu sıkıntılara dayanamayarak intihar ettiğini, o dönemde kendilerine ve millete sıkıntıları yaşatan siyasi, askeri, idari ve medyadaki sorumlulardan hesap sorulmasını istediklerini belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 55-56)
183–Müşteki Muhammed Said ÇELİK 25/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
İlköğretimden sonra 2 kızının 4 yıllık Malatya İmam Hatip Lisesinde eğitimlerine devam ettiklerini, 2002-2003 yıllarında o dönemin Milli Eğitim ve İmam Hatip Lisesi müdürü marifetiyle temel haklar ve kıyafet konusunda kız öğrencilere yapılan baskı, yıldırma ve başörtüsü yasağı uygulandığını, polis panzerleri gölgesinde yapılan baskılarla kız çocuklarının psikolojik olarak yıpratıldığını, o günkü okul yöneticilerinin polisle tutuklama ile tehdit edilerek gencecik çocuklara terörist muamelesi yapıldığını, bunun sonucunda 2 kızının başörtüsü yasağının dayatılamadığı Diyarbakır İmam Hatip Lisesine gitmek zorunda kaldığını, orada 1 yıl eğitim aldığını, Malatya Anadolu İmam Hatip Lisesine dönmek istediğinde dönemediğini, büyük kızının Anadolu Lisesinde hakkından mahrum bırakılarak Yeşilyurt İlçesi normal İmam Hatip Lisesine kayıt yaptırmak zorunda kaldığını, diğer kızının ise açık öğretim lisesine devam etmek zorunda kaldığını, kat sayı uygulaması nedeniyle çocuklarının İlahiyat dışı fakültelere giremediğini, bu durumun çocuklarında ailelerinde psikolojik travmalar oluşturduğunu,
Toplumsal olarak ise naylon tarikat ve cemaatler ihdas edilerek bunların ahlaksızlık ve suç işleyebilecekleri ortamlar oluşturulup suçüstü yapılması sonucunda dindar halkın onuru ile oynandığını belirttiği, aynı tarihli ifadesinde de 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ile medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 63-64)
184–Müşteki Faruk PALULUOĞLU 26/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat döneminde 2000 yılında Mayıs ayı içinde Malatya'da gözaltına alındığını, 5 gün nezarette kaldığını, işkence görmediğini ancak başka arkadaşlarının gayri insani muamelelerle karşılaştığını, umut isimli operasyon çerçevesinde gözaltına alındıklarını, herhangi bir terör örgütü ile bağlantısının olmadığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisini haksız yere gözaltına alan kişilerle 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 77)
185–Müşteki Sami CENGİL (Mazlumder Malatya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Şube Sekreteri) 26/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat sürecinde Malatya Şube Başkanı ve Yardımcılarının hiçbir gerekçe gösterilmeden gündüz iş yerlerinden alınarak TEM'e götürüldüğünü, alınma gerekçesi olarak “başörtüsü mağduru öğrencilere hukuki yardım sağlamaları” şeklinde ifade edildiğini, şube başkan yardımcılarından Özkan HOŞHANLI hakkında idam istemiyle dava açıldığını, daha sonra da 2911 sayılı gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefetten 18 ay hapis cezası ile cezalandırıldığını, Mazlumder Malatya Şubesinin mahkeme süresince faaliyetten men edilmesine karar verildiğini, mahkeme kararında “suçun işlenmesinin önlenmesi” gibi hiçbir hukuk devletinde rastlanmayacak bir gerekçeye, yani işlenmemiş suçun cezalandırılması gerekçesine dayanıldığını, dernek tüzüğünde mağdur ve mazlumlarla dayanışmak amacıyla her türlü hukuki yardımda bulunmak ilkesi gereği hareket edildiğini, 28 Şubat sürecindeki tüm suç faillerinin tespiti ile cezalandırılmasını istemiştir. (193. klasör, sayfa 218)
186–Müşteki Kerem YILDIRIM (Eğitim Birsen Malatya Şubesi Başkanı) 27/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat dönemi ve sonrasında kendilerine haksız ve hukuksuz şekilde baskı yapılan eğitim hakları ellerinden alınan öğrenciler ile bu öğrencilere destek verip halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yargılanan kişilerin sendikaya müracaat ederek haklarını savunmasını istediklerini, kılık kıyafetinden dolayı okuldan atılan öğretmen arkadaşları ve İnönü Üniversitesinde başı kapalı olarak okumak isteyen ve okuldan atılan öğrencilerin sendikalara müracaat ederek haklarını savunmalarını istediğini, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 226)
187–Müşteki Ahmet ATAM (Taşemder Yönetim Kurulu Başkanı) 27/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
Derneklerine çeşitli konularda mağduriyetini dile getiren vatandaşların müracaat ettiğini, özellikle 28 Şubat dönemi ve sonrasında kendilerine haksız ve hukuksuz şekilde baskı yapılan eğitim hakları ellerinden alınan öğrenciler ile bu öğrencilere destek verip halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yargılananlar olduğunu, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 230)
188–Müşteki Mahmut DULKADİR 27/09/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
2000 yılında Malatya Sigara Fabrikasında çalıştığını, Fazilet Partisi taraftarı olduğu gerekçesiyle işine son verildiğini, 28 Şubatın etkisiyle işten attıklarını, o tarihten beri çalışamadığını, mağdur olduğunu, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 244)
189–Müşteki Talat KAKIZ 19/10/2012 tarihli şikâyet dilekçesinde özetle;
Bosna Hersek'te srebrenitssa katliamında 8000 kişinin katledildiğini, Sırp zalimlerini telin etmek amacıyla 1994 yılında mitinge katıldığını, miting alanında yaka paça alarak emniyete götürdüklerini, bir hafta hücrede tuttuklarını, sonra mahkemeye çıktığını, 2.5 ay mahkemenin sürdüğünü, mahkeme süresince içeride kaldığını, davacı olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 283)
190–Müşteki Ali KARAKAŞ 19/10/2012 tarihli şikâyet dilekçesinde özetle;
28 Şubat döneminde 26, 27, 30 Nisan ve 7 Mayıs 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığı gerekçesiyle Anayasal düzeni değiştirmek suçundan yargılandığını ancak toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan hatırladığı kadarıyla 2 yıl 3 ay ceza aldığını, 1 yıl kadar cezaevinde kaldığını, yargılanmasına neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 300)
191–Müşteki Bayram VURMAZ 31/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat döneminde 26,27,30 Nisan ve 7 Mayıs 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığı gerekçesiyle Anayasal düzeni değiştirmek suçundan yargılandığını ancak toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan hatırladığı kadarıyla 1 yıl 3 ay ceza aldığını, 6 ay cezaevinde kaldığını, yargılanmasına neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 299)
192–Müşteki Mehmet NOĞAY bila tarihli şikâyet dilekçesinde özetle;
28 Şubat süreci olarak adlandırılan süreçteki tüm faillerin tespiti ve cezalandırılmasını istemiştir. (193. klasör, sayfa 290)
193–Müşteki Cumali ÇAKAR 19/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat döneminde 1999 yılında Malatya Akpınar Meydanında bir toplantı ve gösteriye katıldığını, konusunu tam olarak hatırlamadığını, ancak dini içerikli olduğunu, Malatya DGM'de yargılandığını, cezaevinde 1 ay kadar kaldığını, 3 yıl ceza aldığını, Yargıtay aşamasından sonra dosyanın akıbeti hakkında bilgi sahibi olmadığını, kendisinin cezaevine girmesine neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 292)
194–Müşteki Vedat UZUN 22/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat döneminde 30 Nisan 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığını, bundan dolayı toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet suçundan yargılandığını, 2 yıl 3 ay ceza aldığını, 11 ay cezaevinde kaldığını, o yüzden maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisinin cezaevine girmesine neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 294)
195–Müşteki Ömer ÇELİK 23/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat döneminde 30 Nisan 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığını, bundan dolayı toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet suçundan yargılandığını, 25 gün gözaltı ve tutuklulukta geçtiğini, neticede beraat ettiğini, o yüzden maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisinin cezaevine girmesine neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 296)
196–Müşteki Arif KOYUN 01/11/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat döneminde Malatya Akçadağ Çok Programlı Lisesinde Müdür olarak görev yaptığını, aynı lisede Milli Güvenlik dersine giren Üsteğmen olup Askerlik Şube Başkanlığı yapan kişinin kendisinin Batı Çalışma Grubundan olduğunu belirterek, başörtülü öğretmenleri koruduğu gerekçesiyle okuldan sürdüreceğini söylediğini, bu olaylar sonucunda disiplin soruşturması geçirdiğini, Malatya Yunus Emre Endüstri Meslek Lisesine öğretmen olarak atandığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisini haksız yere görevden uzaklaştıran kişilerle 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 341)
197–Müşteki Abdullah AYDOĞMUŞ 12/11/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
28 Şubat döneminde Malatya Milli Eğitim Müdürlüğünde Müdür Yardımcısı olarak atama işlerinden sorumlu olduğunu, Hürriyet Gazetesinde çıkan bir haber üzerine hakkında soruşturma başlatıldığını, gazetenin haberinde Malatya'daki irticai faaliyetlerin baş sorumlusu olarak gösterildiğini, disiplin soruşturması nedeniyle Konya Hadim'e tayininin çıktığını, 7 yıl süre ile Malatya dışında görev yapmak zorunda kaldığını, bu olay nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (193. klasör, sayfa 343)
198–Müşteki Kadir TOPRAK 04/12/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1996 yılı Aralık ayında girdiği sınavla o zamanki adıyla Sosyal Sigortalar Kurumuna memur olarak girdiğini, 1997 yılı Ocak ayında Ankara İhtiyarlık Sigorta Müdürlüğünde göreve başladığını, o dönem hükümeti devirmek üzere kurulmuş Batı Çalışma Grubu adı altındaki yapılanmanın hazırlamış olduğu Batı Çalışma Grubu Konsepti başlıklı raporun 9. sayfasının (n) bendinde alınan karardan da anlaşılacağı üzere Refahyol hükümeti döneminde işe alınan kişileri görevden uzaklaştırmak için faaliyete başladığını, daha sonraki gelişmelerden öğrendiğini, o dönem SSK Genel Müdürünün kazandıkları sınavın iptaline ilişkin Ankara 1. ve 7. İdare Mahkemelerinde davalar açtığını, açılan bu davaların reddedildiğini, Başbakanlık Teftiş Kurulunun yaptığı inceleme ile kişilerle ilgili iddiaların detaylı şekilde araştırılması, mağdur edilmemesi yönünde rapor verilmiş olmasına rağmen Çalışma Bakanlığı ve SSK Müfettişlerinin bir rapor hazırlayıp İdare Mahkemelerinin kararının temyiz aşamasında bulunduğu Danıştay'a gönderdiğini, bunun üzerine Danıştay'ın mahkeme kararını bozduğunu, İdare Mahkemelerinin kararların bir kısmına direndiklerini, ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun bu direnme kararlarını bozduğunu, öyle ki Ankara 4. İdare Mahkemesi Başkanı olan kişinin mahkemede lehine karar verdiğini, ancak Danıştay'a seçilince bu sefer aleyhine karar verdiğini, yapılan haksızlıklarla ilgili AİHM'ye başvurduğunu, kendisinin 09/07/1998 tarihinde işten çıkarıldığını, kendilerinin mülakata girişine ilişkin tutanak dışında başka bir sahte tutanak düzenlenip karşısına da kendilerinin sahte imzalarını attıklarını, SSK ve Çalışma Bakanlığı Müfettişlerinin o tutanağı kendilerine göstererek sınava girmedikleri halde girmiş gibi gösterildiklerine sözde bu delille kendilerini görevden attıklarını, o dönem hükümete karşı kurulan ve sonunda da hükümeti baskı ve tehditle görevden uzaklaştıran, toplumun tümünü baskı altına alan Batı Çalışma Grubu ve ona yardım eden kişilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (192. klasör, sayfa 170-171)
199–Müşteki Ahmet YAĞMUR 12/02/2012 tarihli şikâyet dilekçesinde özetle;
Mart 1994 seçimlerinde Refah Partisinden Diyarbakır Bağlar Belediye Başkanı seçildiğini, 28 Şubat sürecinde psikolojik baskılar, tehditler v.b yöntemlerle bazı kesimleri yıldırmaya çalıştıklarını, o dönem Diyarbakır Belediye eski başkanının kendisi ile ilgili devamlı şikâyetlerde bulunduğunu, o dönem belediye başkanlığı ile ilgili müfettişlerin suç bulamayınca faturadaki rakamı değiştirip düzenledikleri raporla haklarında iştirak halinde nitelikli zimmetten dava açıldığını, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda beraatlerine karar verdiğini, suçun unsurları oluşmaması ve somut delil bulunmamasına rağmen 8 ay 21 gün tutuklu olarak yargılandıklarını, o dönem yapılanların tek amacının siyasi hayatına leke düşürmek, halk nazarında kendilerini karalamak olduğunu, zamanın egemen güçlerinden, 28 Şubatın aktörleri olan İsmail Hakkı KARADAYI, Çevik BİR ve diğer yetkililer hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (192. klasör, sayfa 199-201)
200–Müşteki Şükran BOZ 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 30/06/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 4 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açmış olduğu davayı kazandığını, davayı kazandıktan sonra 5 ay çalıştığını, asaletinin tasdik olmadığını, Danıştay'ın mahkemenin vermiş olduğu kararı bozarak sınavı kazanmış olmasına rağmen mağdur olduğunu, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 103)
201–Müşteki Sait AYAN 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 30/06/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 4 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açmış olduğu davayı kazanamadığını, Danıştay'ın da temyiz talebini reddettiğini, sınavı kazanmış olmasına rağmen mağdur olduğunu, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 109)
202–Müşteki Hüsni ÖZDEMİR 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 30/06/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 3 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açmış olduğu davayı kazandığını, ancak Danıştay'ın mahkemenin vermiş olduğu kararı bozduğunu, sınavı kazanmış olmasına rağmen görevinden çıkartılarak mağdur edildiğini, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 115)
203–Müşteki Meryem UZAMAZ 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 30/06/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 3.5 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açmış olduğu davayı kazandığını, ancak Danıştay'ın mahkemenin vermiş olduğu kararı bozduğunu, sınavı kazanmış olmasına rağmen görevinden çıkartılarak mağdur edildiğini, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 121)
204–Müşteki Mahmut KAYA 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 30/06/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 4.5 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açmış olduğu davayı kazandığını, ancak Danıştay'ın mahkemenin vermiş olduğu kararı bozduğunu, sınavı kazanmış olmasına rağmen görevinden çıkartılarak mağdur edildiğini, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 133)
205–Müşteki Naim BUZRUL 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 30/06/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 4 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açmış olduğu davayı kazanamadığını, Danıştay'ın temyiz talebini reddettiğini, sınavı kazanmış olmasına rağmen görevinden çıkartılarak mağdur edildiğini, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 139)
206–Müşteki Bilal DÖNMEZ 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 30/06/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 4.5 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açmış olduğu davayı kazandığını, ancak Danıştay'ın mahkemenin kararını bozduğunu, sınavı kazanmış olmasına rağmen görevinden çıkartılarak mağdur edildiğini, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 145)
207–Müşteki Hadi KAYINTU 15/10/2012 tarihli şikâyetinde özetle;
1997 yılında Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün açmış olduğu sınavı kazanarak 01/07/1997 tarihinde hizmetli olarak atandığını, 4 ay boyunca çalıştığını, maaşını aldığını, o dönem Batı Çalışma Grubunun baskısı ile istifa ettirilen hükümetin istifasından sonra yeni kurulan hükümet zamanında SHÇEK Teftiş Kurulu Başkanlığının sınavlarda usulsüzlük olduğu iddiasıyla yaptığı teftişten sonra görevine son verildiğini, İdare Mahkemesine açtığı davayı mahkemenin reddettiğini, avukatının temyiz etmeyi unuttuğunu, sınavı kazanmış olmasına rağmen görevinden çıkartılarak mağdur edildiğini, 28 Şubat sürecini gerçekleştiren, cuntacı yapılanma olan BÇG görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. (134. klasör, sayfa 151)
Dostları ilə paylaş: |