Ahlâk-İman İlişkisi
Îman-ahlâk ilişkisini vurgulayan bazı hadis-i şerifler:
“Îman, yetmiş küsûr şûbedir. En üstünü “Lâ ilâhe illâllah” demektir (Allah’tan başka ilâh olmadığına inanmaktır); en alt derecesi ise başkalarına eziyet/zarar veren bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Hayâ (utanmak) da îmanın bir şûbesidir.”
“Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu (zarar görmediği) kimsedir.”
“Îman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de îman etmiş olmazsınız. Size, onu yapınca birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”
Sizden biriniz, kendi nefsi için isteyip arzu ettiği bir şeyi (mü’min) kardeşi için de isteyip arzu etmedikçe iman etmiş olmaz.”
Bu hadislerden de anlaşılacağı üzere iman, kişinin Yüce Yaratan’a bağlanması, güvenmesi ve O’nun katında hem de insanlar nezdinde güven kazanmasıdır. İmanla emniyet, emân aynı kökten gelen kelimelerdir. İnanmak, aynı zamanda kişinin kendini Yaratana kendine ve diğer insanlara güvenle ve sevgiyle bağlanabilmesi demektir. Demek ki ortak değerlerimiz olan ahlâkî değerleri benimseyip yaşatmayı gerektiren şey, öncelikle imandır.
-
Dostları ilə paylaş: |