T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı


Kur’an’ı Anlamada Bütüncül Yaklaşım (Münasebet/Tenasüb)



Yüklə 5 Mb.
səhifə412/740
tarix05.01.2022
ölçüsü5 Mb.
#63144
1   ...   408   409   410   411   412   413   414   415   ...   740
3. Kur’an’ı Anlamada Bütüncül Yaklaşım (Münasebet/Tenasüb)

"Münâsebet" ya da "tenâsüb" sözlükte yakınlık ve benzerlik anlamını ifade etmek­tedir. Terim olarak ise: "Birbirini takip eden kelime ve cümleler veya trdarda anlatılan hâdiseler arasındaki irtibat ve ilişki" demektir. Bu yüzdendir ki ez-Zerkeşî münasebeti, arzedildiği zaman akıl tarafından mâkul karşılanan bir iş olarak tanımlamıştır. Buna göre "münâsebet" ilmi konu itibariyle kelime veya cümleler arasındaki anlam benzerli­ğini, irtibat ve insicamı, bir usûl terimi olarak "münâsebâtu'l-Kur' ân" da âyet ve sûreler arasındaki mana ilişkisini ortaya koymaktadır.

Bilindiği gibi Kur'ân âyetleri çeşitli zaman aralıklarıyla muhtelif sebepler üzerine indirilmiştir. Ancak onların farklı zamanlarda indi­rilmiş olması, aralarındaki insicam ve irtibata engel teşkil etmemek­tedir. Aksine bu durum âyet ve sûreler arasındaki insicam ve yakınlığın tesisi için bir sebep bile sayılabilir. Hatta bundan dolayıdır ki, hem âyet ve sûreler, hem de âyet ve sûrelerin başları ile sonları arasında öyle bir mana irtibatı ve insicamı oluşmuştur ki, onlardan birini yerin­den oynatmak yahut kendi içlerinde bir tebdil ve tağyire gitmek sure­tiyle herhangi bir lafzın yerini değiştirmek asla mümkün değildir. Çünkü bu, Kur'ân'm tertibiyle alakalıdır. Tertib de Kur'ân'ın mucizevî yönlerinden biridir.

Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki, Kur'ân'ın içerdiği nasslar arasında mantıksal bir anlam ilişkisinin bulunması zaruridir. Bu ilişki hem âyetler hem de sûreler arasında söz konusudur. Hatta bazı âlimlere göre sûrelerin başlarıyla sonları, bir sûrenin sonuyla diğer sûrenin başı arasında da mana bakımından mâkul bir irtibat ve insicam mevcuttur. Meselâ, Fatiha Sûresi'nin başında hamdın, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsus olduğu ifade edilmekte, aynı sûrenin sonunda da doğru yolu ancak kendisine hamdedilen bu varlığın gösterebileceği vurgulanarak hidâyetin yalnızca O'ndan istenmesi dile getirilmektedir. Bakara Sûresinin başında da müminlerin istedikleri hidâyetin, Kur'ân olduğu açık bir şekilde zikredilmektedir. Sanki Fatiha Sûresinde "Bize doğru yolu göster" diyen müminlere cevap olarak, "İşte ulaşmak istediğiniz sırât/doğru yol, kendisinde asla şüphe olmayan şu Kur'ân'dan başkası değildir" denilmiş olmaktadır.

Ayrıca Bakara Sûresi'nin başıyla sonu arasında da Fahruddin er-Râzî'ye göre bir münâsebet bulunmaktadır. Şöyle ki: Yüce Allah Bakara

Sûresi'ne, gayba iman eden, namaz kılan ve Allah'ın kendilerine ver­diği rızıktan infak eden müminleri överek başlamış, sûrenin sonunda da sözü edilen bu müminlerin Hz. Muhammed'in ümmeti olduğunu zikret­miştir. Ayrıca sûrenin başında gayba imandan söz edip, sonunda da bu­nun, Allaha, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman etmek olduğu­nu açıklamıştır.

Aynı şekilde el-Vâkı'a Sûresi'nin sonuyla el-Hadîd Sûresi'nin başı arasında da aklî bir münâsebet söz konusudur. Zira el-Vâkı'a Sûresi,

"Öyle ise Ulu Rabbinin adını teşbih et" âyetiyle son bulmuş, müteakip sûrede de sanki Allah'ı teşbih etmesi konusunda insana delil teşkil etmesi için "Göklerde ve yerde bulu­nan her şey Allah'ı teşbih etmektedir" denilmiştir.

Kur'ân'ın ilk sûresi ile son sûresi arasında da diğer sûrelerde olduğu gibi bir irtibat ve münâsebet göze çarpmaktadır. Zira, Fâtiha'da Allah'ın sıfatları sayıldıktan sonra hidâyetten söz edilmiş, Nas Sûresi'nde de hidâyete ermenin ancak şeytanın şerrinden Allah'a sığın­makla mümkün olabileceği ifade edilmiştir.


Yüklə 5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   408   409   410   411   412   413   414   415   ...   740




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin