T. C. Firat üNİverstiESİ aleviLİK İnançlari ve teolojik temelleri (tunceli Örneğİ) Prof. Dr. Erkan Yar son rapor



Yüklə 1,26 Mb.
səhifə39/47
tarix27.12.2018
ölçüsü1,26 Mb.
#87120
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   47

c. Mirasın Yasaklanması


Bir kimseye ölen bir kimseden kalan her türlü nesneyi ifade eden mirasın dağıtılmasında hukuksal düzenlemeler kaçınılmazdır. Mirasın kan bağıyla yakınlık esasına bağlı olarak paylaştırılması, genel olarak dünya üzerinde kabul edilen bir anlayıştır. Mirastan pay alacakların ve oranların belirlenmesi ise, mirasın oluşuna katkıları dikkate alarak zaman ve mekana göre değişmesi mümkündür. Kur’an’daki miras hakkındaki genel ilke, bu oranların düzenlenmesinin ötesinde yakınların mirastan mahrum edilemeyecekleri ile ilişkilidir. Kur’an’ın miras hakkındaki etraflı açıklamalarının olgusal bir değeri vardır. Bu olgusal değer de, herhangi bir ilkesel nedene bağlı kalınmaksızın, bazı kimselerin mirastan engellenmeleridir. Örneğin, Kadınlara verilen payların erkeklere verilen payların yarısı olması emri ise, mirastan mahrum edilen kadına pay verilmesinin gerekliliğini ifade etmek içindir. Bu nedenle de günümüzde kadın ve erkek arasında mirasın eşit olarak paylaştırılması, Tanrı’nın nihai amaçları ile uygunluk arz etmektedir.

Mirasın paylaştırılması ve bazı kimselerin mirastan mahrum edilmesiyle ilişkili olarak burada hukuk ilminin alanına giren konularda incelemelerde bulunmak, konumuzun sınırları dışındadır. Bizi ilgilendiren, miras sisteminin oluşturulmasında ve uygulanmasında dinsel ve mezhepsel kimliğe bağlı olarak gelişen anlayışlardır. Mirasın kan bağına ve yakınlığa dayalı olarak dağıtılması Kur’an’ın pek çok ayetinde ifade edilmiştir.740 Miras hakkındaki düzenlemeler içerisinde kimlerin mirastan engelleneceğine ilişkin yargılar yer almamaktadır. Çeşitli dönemlerde gelişen hukuk anlayışlarının bir ürünü olarak, farklı dinlerden ve mezheplerden olan insanların, mirastan engellenmelerine ilişkin kararlarının dinsel bir temeli mevcut değildir. Bir kimsenin miras için babasını veya yakınını öldürmesi nedeniyle mirastan engellenmesi, haksız yere adam öldürmenin yasaklanması gibi bir nedene dayanmaktadır.

Gazâlî, Batınîleri inançlarından ötürü mürtet olarak niteledikten sonra, öldükleri zaman birbirlerine ve kendi inançlarından olmayan kişilere miras bırakamayacaklarını, inananlar ve inkarcılar arasında verasetin kesilmiş olması ilkesine dayandırmaktadır.741 Bu şekildeki bir ilkenin Kur’an’a dayanması şöyle dursun; “De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?742 ayetiyle aykırılık içermektedir. Miras hakkı, kan bağı ve yakınlığa dayalı olarak elde edildiğinden, farklı din ve mezhep mensuplarının mirastan engellenmesi dinsel bir tutum olarak değerlendirilemez. Miras hakkını elde edebilmek için, mezhep değiştirmenin söz konusu olduğu da görülmektedir. Örneğin, Eşari’nin daha önce Mutezili iken sonradan Hadis Taraftarlarının yanında yer almasının nedenlerinden birisinin de, yakınlarından kendisine bırakılan mirası almak gibi bir amacın olduğu söylenmektedir.743

d. Kestiklerinin Yenilmemesi


Hayvanların boğazlanması olgusu, amacına bağlı olarak değişmektedir. Bu amaç, boğazlamanın Tanrı adına ve gıdalanma için olmasıdır. Hayvanların Tanrı adına boğazlanmasının amaç edinildiği kesimlerde, hayvanın onun adına boğazlanması ve başka bir varlık adına boğazlanmaması, Tanrı inancının doğruluğu açısından gereklidir. Çünkü bir varlığa saygı için insanın kendisine ait bir nesneyi bağışlaması, bağışlanan varlığa tanrısal nitelikler vermek anlamına gelmektedir. Buna bağlı olarak, Tanrı adına boğazlanan hayvanların etinin yenilebileceği, Allah’tan başka varlıklar adına boğazlanan hayvanların yenilmeyeceği ilkesi, “Üzerine Allah adı anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır. Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar. Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah’a ortak koşmuş olursunuz744 ayetinde yer almaktadır. Bazı yorumcular, kendilerine bir kitap indirilmiş topluluklara mensup insanların boğazladığı hayvanların yenilebileceğini,745 putperestlerin bilinçli olarak putlar adına kestikleri hayvanların yenilmeyeceğini belirtmektedirler.746

Bazı fakihler, bu ayetin genel bir hüküm içermesi nedeniyle, besmelesiz yenilen ve içilen her şeyin haram olduğu görüşünü ileri sürerek,747 kendi mezhepsel taassubunu ortaya koymaktadırlar. Çünkü diğer fakihler, bu ayette ifade edilen hayvanların boğazlanması sırasında besmele söylenmesi olgusuna özel olduğunu söylemektedirler ki,748 bu görüş bağlamsal ve Kur’an bütünlüğü açısından tutarlıdır. Bu ayetin bağlamı, Allah adına boğazlanan yani “ona adanan” hayvanların yenilebileceği, başka varlıklara adananların ise yenilemeyeceğini açıklamaktadır.749 Devamında ise, zorda kalanların başkası adına adanan hayvanların etinden yiyebilecekleri belirtilmektedir.750 Bu ayette ise, başka varlıklar adına boğazlanan hayvanların yenilmesi, fasıklık olarak tanımlanmaktadır ki, Kur’an bütünlüğü içerisinde bu terim inkar anlamında kullanılmaktadır. Bundan başka, “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur751 ayetinde de, başka varlıklara adanan hayvanların yenilemeyeceği ilkesi, leş, kan ve domuz eti ile birlikte zikredilmektedir.

Bu nedenle Kur’an, hayvanların boğazlanması sırasında “Tanrı’nın adının” anılmasını emretmektedir. Av hayvanlarının avlanılmasına ait ilkeleri anlatan, “Sana soruyorlar: Kendileri için helâl kılınan ne? De ki sizin için bütün pâk nimetler helâl kılındı, alıştırarak ve Allah’ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların da size tutuverdiklerinden yiyin ve üzerine «besmele» çekin ve Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın muhasebesi çok süratlidir752 ayette besmele çekilmesinin emredilmesi, vurulan hayvanların yenilmesi yasaklanmış leşten ayırmak içindir. Bu durumda, bu ayetlerin genel olarak kesilen bütün hayvanların kesimi sırasında besmele söylenmesi emrini içermediği; Allah’tan başkasına adanan hayvanların etlerinin yenilmeyeceği ilkesini belirlediği söylenebilir.

Gıdalanma amacıyla kesilen hayvanların boğazlanması esnasında ise besmele okumak gerekli bir eylem olarak görülmemiştir. Bu tür kesimlerde asıl olan sağlık ve temizlik şartlarının yerine getirilmiş olmasıdır. Çünkü bir hayvanın kesilmesi, onun yasaklanmış olan leşten ayrılması içindir. Çünkü bir ilke olarak yenilen ve yenilmeyen arasındaki ayrım, onun temizliği ile ilişkilidir. “Bu gün size temiz ve hoş şeyler helâl kılındı” ayetinde, temiz olan her yiyeceğin helal olduğu belirtilmiştir. Kur’an’ın kitap ehlinin boğazladığı hayvanların yenilmesine izin vermesi, fakat Müslümanlar içerisinde farklı mezhepsel kimliğe ait insanların boğazladıklarının yenilmesinin yasaklanması düşünülemez. Dolayısıyla, İslam’ın bir yorumu olarak Alevilik inançlarını benimseyen insanların kestiklerinin yenilmeyeceği ilkesi, Kur’an açısından tutarlı değildir. Bu şekildeki bir tavır, başkalarını ötekileştirmek amacından başka bir amaca hizmet etmeyecektir.



Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin