T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya kısa bir ara verildi



Yüklə 418,42 Kb.
səhifə5/5
tarix25.11.2017
ölçüsü418,42 Kb.
#32869
1   2   3   4   5

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu arada bir kısım sanıklar müdafii Avukat Şule Gökay Azade, Alemdar Akar ve Bülent Vural’ın da geldikleri görülmekte huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Neriman Aydın tekrar huzura alındı.

Sorgu ve savunmasına kaldığı yerden devamla.



Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer Başkanım, ben ihanette sınır tanımayan siyasi iktidarlar Ankara hükümetleri söylemimi ifade ettiğimde mevcut siyasi iktidar parti olarak henüz kurulmamıştı. Savcı Beylerin bir yurttaş olan şahsıma yönelik kin nefret ve intikam dolu davranış ve sorularıyla zindana atılınca bunun gerçekten bir düşman saldırısı olduğunu daha iyi anladım. Çalışmalarımda ve araştırmalarım arasında tarihi roman hazırlıklarımda değerlendirdiğim şahsıma ait bir söylemim bulunmaktadır. Türk ordusunun kumandanlarını kast ederek milletimize gizli öncülük yapmalarını gerektiğini söylerim, sorgum sırasında da söyledim. Milletimizin üniformalı ya da üniforma giymiş emekli olmuş yetişmiş aydınlarının milletimize doğru bilgilerle gerçek tarihi ve yaşanan bilgilerle bilgilendirmeleri gerektiğini ben bir yurttaş olarak gizli öncülük diyorum. Amerikan taraftarı yandaşı maşası olarak, Türkiye’yi küçük Amerika yapmak için öncülük yapacak halleri yok herhalde. Bu konu da savcılık sorgularında akıl almaz ve düşmanca sorulara muhatap oldum ki arz ettiğim açıklamalarımda kendilerini cevaplamış olsam da ifade tutanağına yazılmadığıyla zulmün amacını ve neden zindanda tutulduğumu zorlanmıyorum artık. Cumhuriyete yapılan 1980 Amerikan darbesinden sonra ezeli ve azılı düşmanlarımızın yol geçen hanına dönüştürülen ülkemizde milletimizin yanlış bilgi ve saldırıları altında bulunması karşısında milletimizin aydın evlatları olarak üniformalı evlatları milletimizi aydınlık yoldan çevirmek isteyenlerin karşısında bilgileriyle milletimizi aydınlatmalılar. Çünkü bütün alanlar Türk milletinin kutlu değerlerine hakaret edenlere bırakılmıştır. Bu hakaret ve saldırılar karşısında milletimizin mutlaka bilgilendirilmesi şahsi düşüncemdir. Mustafa Kemal’de dün zannediyorum Ali Özoğlu Bey arz etti talepleri sırasında Mustafa Kemal’in de bu yöndeki isteğini yüce mahkemeye söylediler ifade ettiler. Türk aydını Türk subayı yetiştirir dediler, yarınlarda aynı şekilde siz devlet bu hakaret ve saldırılar karşısında milletimizin mutlaka bilgilendirilmesi şahsi düşüncemdir yarınlarda aynı şekilde siz devlet ve hukuk adamlarının da milletimizi aydınlatmanız doğal görevinizdir. Devletler ve milletler bu düşüncelerle ebedi olurlar. Bu da gizli öncülüktür siyasi ve ticari ikbal kastı olmaksızın bilge insanların milletimiz daha aydınlığa ve ilme ilmi yüksekliğe taşımalarında doğal ve gerekli görevleridir takdirlerinize arz ediyorum. 1642. sayfada yazarı bir emekli subay olan Hüseyin Mümtaz isimli bir beyefendinin toplumsal dönüşüm yayınlarından çıkan kitaplarını kitap başlıklarını aldanarak alıp okuduğumda hayal kırıklığına uğramıştım. Bu yazılara çok ağır tenkitlerle dolu bir mektup yazıp yayın evine gönderdim. Kendisini tanımıyorum Saygıdeğer Başkanım, kendisine ulaşıp ulaşmadığını da bilmiyorum bu tenkiti Türk futbol milli takımına dünya 3. kazandıran teknik direktör Şenol Güneş’i haksız yere eleştirdiği için yazdım. Bu tenkit mektubumun da başlangıcını okuyorum; eserinizi okuduğumu Türk milletini harekete geçirecek kadar etkili tespit edilen eser isimlerinin aksine gazete makalelerinden oluşan içeriklerinin bir Türk olarak beni şaşırttığını ifade etmek istiyorum demişim. Türk milletinin ve Türk devletinin vazgeçilmez tavrı ve tarzı milliliktir, milli menfaatlerdir, Türklük bilinci Türklüğe yakışır harekettir. Futbolculuğundan milli takım teknik direktörlüğüne kadar hakiki bir sporcu ve yönetici olduğunu ispatlayan Sayın Şenol Güneş Türk milleti için bence bir değerdir böyle yazmışım Sayın Başkan. Günahı suçu Trabzonspor’lu olmak İstanbul takımları dışında bir takımda spor yapmış olmak ise size diyecek sözüm olamaz demişim. Unutmayın, unutmayın Türkiye İstanbul’dan ibaret değil demişim. Türk milletini mandacı yapmaya onu küçük düşürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Kendi insanına güvenmeyen bir duruşa getirilişimizdeki eksik düşünce tarzınızı tenkit etmeliyim Sayın Mümtaz diye yazmışım Saygıdeğer Başkanım. bu bir yurttaş olarak okuduğum kitapta haksızlığa uğradığım bir futbol adamına ben abilerim Trabzonspor’lu ben de Trabzonspor’u tutuyorum, bende sporla ilgileniyorum beğeniyle izliyorum güzel futbolu buna dair düşüncelerimi yazıp yayın evine gönderdiğim bir yazı, bunun neresinde eşkıyalığa davet yazısı, davet mektubu, davet intibası, terör iddiası bulunabilir Saygıdeğer Başkanım. İstihbarat ajanlarının hazırladıkları bu istihbarat tuzağında yok yok. İftiralar, yalanlar başımdan yağıyor arşivimde bulunan binlerce bu ve benzeri yazılarımı, mektuplarıma, davet mektubu iftirasını yapıştırarak da iftiralarında hiç eksik bırakmak istememişler anlaşılan. Saygıdeğer Başkanım, içerisinden bölümler okuduğum yazı bir davet yazısı mı ya da bir davet mektubu mu, davet ise neye davet nereye davet Allah aşkına bir bakın yazdıkları yalanlara ve iftiralara Allah bu ABD kafirinin aklını başından almış nereye nasıl saldıracağını şaşırmış, hangi istihbarat ajanlarının, hangi yabancı hukuk adamlarıyla hangi merkezlerde hazırlandığını tarihin gizli bırakmayacağı ile bu zulüm aracını hazırlayanları inşallah bizde Türk milleti olarak yakında göreceğiz ve öğreneceğiz. Ben akıl sahibi masum bir insan olarak böyle düşünüyorum ABD Adalet Bakanlığı internet sitesine bakanlar hangi Amerikalı savcının Adalet Bakanlığında görevli olduğu göreceklerdir yakın zamandaki gazeteler yazdı Saygıdeğer Başkanım arz edeceğim sizlere kopyalarını. Bu ve benzeri yazılarım aynı zamanda makalelerimdir, yayınlama fırsatı buldukça içeriği konuları makale olarak yayınlıyorum içeriklerini eser çalışmalarımda değerlendiriyorum. Eserleri tarihi anlam taşıyan yazarları, yazarlara da eserlerini mutlaka belgesel, tiyatro eseri, ya da film olması önerilerimi mutlaka iletiyorum düşüncelerimi bildiriyorum bunu medeni ve bilgi sahibi bir insan olarak olmanın gereği olarak mutlaka yapıyorum. Örneğin, toplumsal dönüşüm yayınlarında Kıbrıs Barış Harekatı isimli eseri okuduğumda yayınevine bu eserin hiç tanımadığım yazarı Erol Mütercimlere muhatap yazdığım bir yazıda bu eserin mutlak bir belgesel olmasını söyledim bu eşkıyalık mı eşkıyalığa davet mi. ekli dosyalara koydukları için arz ediyorum bu ve benzeri sayısız yazılarım bilgisayar arşivimdedir. Örneğin, bir bilim adamının Profesör Doktor Anıl Çeçen’in Atatürk isimli eserinin tarihi yanlışlarına ilişkin bir düzeltme ve tenkit yazımda vardı. Ağabeyimde bulunduğum bir ortamda kendisine tenkitlerimi sözlü olarak söyleyerek de bu yazımı elden verdim. Yazılarım arasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde vekil olarak görev yapan birçok vekile de yazılarım mektuplarım kanunlar üzerinde tenkit veya düşüncelerimi içiren yazılarımda arşivimdedir. Şahsımı telefonla arayıp teşekkür etme nezaketi göstermişlerdir. Ayrıca millet duyarlılığı nedeniyle mutluluklarını ve teşekkürlerini bildirmişlerdir. Bunların arasında siyasi iktidar vekilleri de bulunmaktadır, duygulanıp ağlayanlarda mevcuttur Saygıdeğer Başkanım. İftira edildiği üzere davet mektupları değildir. Takdir edersiniz ki davet olabilmesi için içerisinde daveti belirten söylemler olması gerekir. Zaman kaybetmek için okumuyorum bir iş adamına kendisine ait turistik tesislerde Türkçe kullanmadığı için yazdığım tenkite büyük bir nezaket ile Türkçe’ye verdiği zarar nedeniyle üzgün olduğunu bildirerek bana yazılı olara cevap vermiştir. Kıymetli bir hatıra olarak eşyalarım arasında bulunmaktadır. Yaşadığım zulümdeki iftiraların rezilliğine bir bakınız Allah aşkına, 26 aydır bu ve benzeri iftiralarla zorla eşkıya yapılmak isteniyorum. İftiralarla zindanda tutuluyorum ve yüce mahkemenizde bilmem kaç kere çarpılmış müebbet ceza istemleriyle masum vatandaşla dalga geçilircesine yargılanıyorum mahkemeniz takdirlerine arz ediyorum. 1980 yılında stratejik eşkıya ABD emrinde Cumhuriyete darbe yaparak Türkiye Cumhuriyetinin siyasi yönetimini, Cumhuriyet tarihine ihanetleriyle geçen Turgut Özal iktidarlarına teslim edenleri bu yurdun toprakları kabul etmesin diliyorum. 1980 yılında sonra yurdumuzun devletimizin tüm iktisadi kuruluşları eski adıyla KİT’ler devletimizin temel direkleri yabancı denetim şirketlerinin denetimine açılmıştır. Her kamu kurumuna yabancı denetçiler atanmıştır, görevlendirilmiştir yabancı birer danışman atanmıştır Saygıdeğer Başkanım. Bu yolla devletimizin iktisadi değerleri düşmanlarımızın bilgisine sunulmuş bütün iktisadi sırlarımıza vakıf olmuşlardır, yani içişlerimizi de yabancı atanmışlar düzenlemektedirler. Bu konuda yıllarca yaptığım bir araştırmam bulunmaktadır. Mesleğimin de bankacılık olması nedeniyle ifade ettiğim konularla iç içe bir mesleki yaşam sürdüğümden pek çok şeyi yaşayarak gördüm. Yabancı denetim şirketlerinin denetimleri nedeniyle ulaştıkları iktisadi sırlarımız arasında, ülke savunmamızla ilgili kurumlarında olması bir vatandaş olarak beni rahatsız etmiştir. Bu konuya dair yaptığım araştırmamı ve ilmi çalışmamı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Milli Savunma Bakanlığına, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığına göndermiştim. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, istihbarat tuzağı olan iddianameye alınan bu konudaki bölümlere birde bilgisayarımda bulunan tarihi roman hazırlık çalışmalarımdaki roman kahramanlarının diyalogları da eklenerek metinler oluşturmuşlardır. Karma bir metin haline getirilerek bir yurttaş olarak şahsımın üzerinden Emekli Kuvvet Komutanı Mehmet Şener Eruygur zan altında bırakılmaya çalışılmıştır. Nitekim savcılık sorgulamaları sırasında bu emekli komutana yönelik art niyetli kin nefret ve intikam dolu sorular sormuşlardır. Kendisini tanımadığımı söylememe rağmen ısrarla sorularıyla beni aleyhinde konuşturmaya yönlendirmeye çalışmışlardır. Hazırlanan metinler, tarihi çalışmalarım ve tarihi roman çalışmalarım arasından oluşturulmuştur Saygıdeğer Başkanım dememe rağmen bana inanmamışlardır. İstihbarat tuzağında bilgisayarımda bulunan tarihi çalışmalarıma istihbarat ajanlarının müdahalelerini yüce mahkemeye arz ediyorum. Bu arz edeceğim söylem gibi binlerce söylem Saygıdeğer Başkanım. Bir tarikat (bir kelime anlaşılamadı) henüz başbakan değilken Kıbrıs Kıta sağınlığını Ermenistan, Kürdistan tavizlerini, emperyalist babalarına söz vermiş icraatlarının yanında Menderes’in yaptıkları solda sıfır kalmaktadır kaybettikten sonra kelle alınması Kıbrıs’ı geri getirmeyecektir. Bu istihbarat müdahalesidir arz ediyorum Saygıdeğer Başkanım, bu gibi yüzlerce müdahale bulunmaktadır. İlmi ve tarihi çalışmalarımı yaparken internet denen açık kaynaklardan da bu konuda halkın neler düşündüğünü de bilgisayarıma almıştım bu alıntılardan metinler oluşturarak şahsıma yönelik iftira ithamlar bölümüne yapıştırmışlardır. Türkiye Büyük Millet Meclisine, Genelkurmay Başkanlığına, Milli Savunma Bakanlığına, Jandarma Genel Komutanlığına gönderdiğim ilmi araştırmalarımın bulunduğu bilgisayarımdaki veriler içerisine kirli eller aracığıyla müdahalelerle göze batan bir şekilde yerleştirmişlerdir. Nasıl yerleştirildiğini size ispat edemiyorum. Çünkü bilgisayarıma el konulduğunda imajı alınarak şahsıma verilmemiştir. Ama açık kaynak, ama oluşturdukları metinler üzerinden beni sorgulayarak zindana atılmamda araç ve mesnet yapabilmişlerdir. Açık kaynak verisi olduğunu istihbarat tuzağı olan iddianamede kendilerine ait şu ifadelerle okuyorum Saygıdeğer Başkanım. ( bir kelime anlaşılamadı) Microsoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, yazılar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan medya vesaire alınan yazıların yer aldığı 160 sayfalık veri, 123 sayfalık veri, 130 sayfalık veri, 140 sayfalık veri Saygıdeğer Başkanım iddianame denilen istihbarat söylemi ile açık kaynak verisi olduğunu da böylece mahkemenize arz etmiş bulunuyorum. Arz ettiğim ifadeler bir araya getirilse en az 10 sayfalık bir yekun tutmaktadır. Malumunuz olduğu üzere kirli kalemlerin de belirttiği üzere internetten açık kaynaklardan medya ve benzeri kaynaklardan denilerek yapılan alıntılar ve yapıştırmalar konusunda açıklama yapmam ve cevap vermem aptalca olur diye düşünüyorum. Türk milleti Türk ordusunun emrindedir paşam ifadesi de bilgisayarımda bulunan Türk istiklal harbi ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu başlıklı tarihi roman hazırlık çalışmalarımdaki roman kahraman diyaloglarındandır Saygıdeğer Başkanım. Buradan alınarak onlarca yere yapıştırılmıştır ayrıca Türk milleti hangi ordunun emrinde olması gerekiyor sormak istiyorum aynı zamanda. Türk milleti Türk ordusunun değil de İsrail ordusunun mu emrinde olacak, Amerika Birleşik Devletlerinin ordusunun mu emrinde olacak, İngiliz ordularının mı emrinde olacak bunu da ayrıca tarihe kayda geçmek üzere arz ediyorum. Yazılarımda, söylemlerimde, makalelerimde tarihi ve bilimsel çalışmalarımda sıklıkla ifade ettiğim Türk milletine 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 10 Kasım 1938’ten beri düşmanlarımızın yeniden milletimize ısrarla giydirmeye çalışanlara bu konuda düşmanlarımızın işini kolaylaştıranlara gerekli dersi her zaman ve bir kez daha Türk ordusu Türk milleti birlikteliği verecektir. En canlı misaliyle Saygıdeğer Başkanım, 26 yıldır devam eden ve bütün dünyanın arkasında olduğu bu sıcak savaşta Türk milleti ordusu ile değil de ordusunun arkasında değil de isyan eden hainlerle ve arkalarındaki düşmanlarla birlikte mi olacak diye bende doğal olarak sormak istiyorum. Türk milleti Türk ordusu birlikteliğini aynı zamanda tarihi bir tespit değil midir? 1919, 9 Eylül 1922 yılları arasında bu birlikteliği biz yaşamadık mı? Bu birlikteliği ecdadımız değil de düşman mı başardı? Türk milletinin Türk ordusuyla birlikteliği Türk istiklal harbi zafer tacı da Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil midir? Bu söylemlerin aynısı 2004 yılında Ankara’da seyrettiğim 26 Ağustos zafer yürüyüşü nedeniyle teşekkür edip milletimiz bu zafer yürüyüşü günlerinde duygulandırdıkları bize zafer günlerini hatırlattıkları için Genelkurmay Genel Sekreterine yazdığım duygusal bir yazıya da ilave etmişlerdir. Ekli dosyadan bu yazının ya da mektubun başlangıç cümlelerini yüce mahkemenize arz etmeme müsaade ediniz. Türk istiklal harbini Türk ve dünya tarihine zaferlerle kazıyan Türk ordusunun siz değerli kumandanlarının, harbiye öğrencilerinin, Mehmetçiklerle birlikte büyük taarruz günlerini 28 Ağustos 2004 tarihli zafer yürüyüşüyle Türk milletine yaşattığınız için Türk Silahlı Kuvvetlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz arz ettiğim üzere 2004 yılında Ankara’da 30 Ağustos zafer bayramı vesilesiyle yapılan zafer yürüyüşü nedeniyle Ankara’daki bu muhteşem görüntüyü biz başkentlilere yaşatan kuruma teşekkür yazısıdır ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum hatıra olarak bilgisayarımda tutmaktayım, bu yazıdan yapılan arz ettiğim alıntı nedeniyle sorgu sırasında iftira sopalarıyla tonlarca dayak yedim. İnsan iftira ile nasıl dövülür demeyin Saygıdeğer Başkanım, öyle sorulara muhatap oldum ki siz ne istiyorsanız öyle yazın dedim Savcı Beylerin iftira sorularına engel olacak ne yetkim ne de gücüm vardı. Belli ki kendilerine masum yurttaşa bu ne zulüm diye soracak yargı makamı bulunmadığı için zindanda tutuluyorum. Bir Türk genci olan yeğenim Noyan Çalıkuşu Neriman Teyzeciğim kendimi milli konularda eksik hissediyorum bana birkaç kaynak gönderebilir misin? Saygıdeğer amcama çok selamlar iddianame 1802. sayfa. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, şimdi bu söylemi okuduktan sonra hiçbir şey söylemesem de olur hiçbir şey söylemediğim için bu söylem eşkıyalık delili ya da sözde eşkıya örgütüne ara yardımcılık, üyelik delili mi sayılacaktır. Allah aşkına birisi bana buradaki eşkıyalığı söylesin Saygıdeğer Başkanım. Türk milleti geri zekalı bir millet midir? gördüğünüz üzere bir istihbarat tuzağı olan iddianame Türk milletini hakaret ile doludur. Bu kürsüye geldiğimde mahkemenize mensup olmakla iftihar ettiğim Türk milletine bu iftiralar karşısında çok zorda olsa edepli olacağıma söz verdim. Ancak bende can taşıyorum etten kemiktenim ben insanım bana nedir milli konular neden sizden kitap ve kaynak soruyor diye soruldu. Esaretimin mesnetlerine bakınız Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Üyeler bu zulüm değil de ya nedir. Neriman Teyzeciğim kendimi milli konularda eksik hissediyorum bana birkaç kaynak gösterebilir misin, gönderebilir misin? Saygıdeğer amcama selamlar. Mahkemeniz huzurunda öğlenden sonraki saatlerden başlayan süreyle milletimizin milli konularından bahsediyorum milli konularımız ve milli değerlerimizin hesabının görüldüğünü anlatıyorum. Bir kez daha arz ediyorum Türk milletinin milli konu ve milli değerleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Mustafa Kemal Atatürk, devletimizin temel nitelikleridir. Taşıdığımız yüksek Türk kültürüdür. Yüksek Türk medeniyetidir, bu kültür bize Mustafa Kemal ilmiyle intikal etmiştir ve devrimlerle devam etmektedir inşallah edecektir. Bu konuda binlerce eser yayınlanmaktadır bunlarda kaynaklardır Saygıdeğer Başkanım. siz de bana sorsanız Neriman Hanım bize kaynak gösterebilir misiniz? tavsiyelerde bulunabilir misiniz? size de şu eserleri okuyabilirsiniz, şu kaynaklardaki bilgiler doğrudur derim. Bu durumda bu bilgi talebinde bulunan savcı veya hakim olduğu için adalet teşkilatına sızmakla mı suçlanacağım eşkıya ilan edilip yine zindana mı atılacağım. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, benimle birlikte yargıladığınız Allah dostu Abdulkadir Geylani Hazretleri buyuruyor ki; bilgi aydınlığıyla yolumuzu bulalım diye verilmiştir. Ve şöyle devam ediyor, sevginizle etkiler hale gelmişseniz o zaman adam oldunuz demektir. Ben adamım Sayın Başkanım buradaki adam olmak insan olmak demektir, erkek olmak manasında değildir. Yeğenim Noyan Çalıkuşu’na tavsiye ettiğim kitaplar arasında İngiliz istihbarat ajanlarının yazdığı o sözde nur yazan Kur’an’ın kendisine indiğini sanarak kendisini peygamber zanneden aklı perişana atfedilen risaleler olmadığı için mi yüce mahkemede hesap veriyorum? Diye kendime sormadan edemiyorum yeğenim gibi her Türk gencine her yetişkine başucu kitabı olarak tavsiyelerim her zaman Türkçe Kuran, peygamberler tarihi, Hazreti Muhammed’in hayatı, İslam tarihi, hepsinin ötesinde ve öncesinde Türk tarihi. Allah’ın Mustafa Kemal eliyle gerçekleştirdiği ilim olan nutuk, Türk istiklal harbi ve Mustafa Kemal Atatürk Saygıdeğer Başkanım. Ben o nurlar yağan risaleleri değil Mustafa Kemal risalelerini okuyorum Saygıdeğer Başkanım. Galiba benden davacı olan düşmanın bana düşmanlığı bu yüzden onun için devletimin adli mercileri eliyle iftiralara maruz kaldım ve zindana atıldım. Yeğenim Noyan Çalıkuşu, iddianame 1802 siz ve Kemal Amcamın aynı coşku ve heyecan ile biz Harbiyelilerin timsali olmanız dileklerimle yazdığı bir iletinin altına düştüğü ifadeleri. Saygıdeğer Başkanım, bilgi ve ilim insanı cezbeden değerlerdir bende bilgi insanların gençliğimde beri dinlemek için can atarım. İnsanlara insanın yüce bir varlık ve değer olduğunu bilgi ve ilminizle hissettirirseniz alçaklığa değil yüce düşüncelere ulaşmak için gayret sarf ederler insanlara güzellikler yücelikler için timsal ya da örnek olanlara ne mutlu her Türk genci için örnek ve misal önder ve öncü Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ben ağabeyim Kemal Aydın Beyi büyük bir zevkle dinlerim. O’nun Mustafa Kemal ve ilmi hakkında bilgisi hiçbir bilim adamının sahip olmadığı düzeydedir. Yeğenim Noyan Çalıkuşu ile sohbetimizde sayfa 1802. Merhaba teyzesi çalışmalar son hızla devam ediyor Türk milletinin feraseti ve tanrı vergisi hasletleri bize her gün yeni mucizeler yaşatıyor. Bunları gördükçe daha fazla heyecan ve yüksek oranda enerjimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz canım teyzesi bu kısmı meal ederek devam ediyorum. Sayın Başkanım sizinle de sohbet etsem aynı ifadeleri kullanırım. Benim iman ettiğim İslam dininde umutsuz olmamak kuraldır. Çünkü, iman sahibi umut sahibidir tabi ki ülkemize yönelik düşman saldırıları devletimize karşı isyan devam etse de yılgınlık yaşayamayız. Her ana umutla ve heyecanla bakarız bilindiği üzere hayat çalışmak üzeredir. Ben kendimi bildim bileli çalışıyorum her anımı kitap okuyarak araştırma yaparak ekmeğimi rızkımı kazandığım memuriyet mesleğimi yaparken de her anda devletimi ve milletime en anlamlı şekilde hizmet etmek için çalıştım yeğenime elektronik ortamdaki sohbette geçen Türk milletinin feraseti tanrı vergisi hasletleriyle merak edilen şüpheleri arz edeyim. Bilindiği üzere insanlık tarihi Türk milletinin ferasetleriyle dolup taşmaktadır, 71 yıldır yok edilmek ve bölünmek üzere açılan savaşa hala karşı koyabiliyorsa bu ferasetin yüceliğini ve yüksekliğini ispat için yeterlidir diye düşünüyorum. Ağabeyim Kemal Aydın Bey benim öncüm, önderim, rehberim, kılavuzum dediğim öz ağabeyim. Kemal Aydın bilgi demektir, yorulmazlık demektir, yenilmezlik demektir, hiçbir güce satılmazlık demektir, bunun için benim önderimdir, teyze yeğen elektronik ortam sohbetimizin sözde silahlı terör örgütü ara yardımcılığı, hücre yapılanması yoluyla Türk Silahlı Kuvvetleri sızmak, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmak iftiralarıyla ne gibi bir alakası izi ya da belirtisi vardır ki onlarca yere yapıştırılarak sayfa sayısı çoğaltılmış ve benden hesabı sorulmaktadır. Bir tek anlamı var masum insanlara psikolojik zulüm yapmak başardılar Saygıdeğer Başkanım. her gördükleri her aldıkları heceden suç yaratarak ve masum insana yapıştırmış kötü zanlarla iftiralarla zindana atmak ve adına da kuvvetli şiddetteki suç şüphesi diyerek zindanda tutmaya devam etmek ne diyelim Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet Allah Türk milletine yardım etsin. Yeğenimle yaptığım elektronik ortam sohbetlerim nedeniyle meşhur davanın savcılarından iftira sopalarıyla öyle çok dayak yedim ki. Ne demek çalışmalara devam ediyoruz, nereye çalışıyorsunuz, kimden aldığınız talimatla çalışıyorsunuz, neden Noyan Çalıkuşu sizden kitap ya da kaynak soruyor, siz hangi kitapları önerdiniz, neden yeğeninizi yönlendiriyorsunuz, neden milli konulardan konuşuyorsunuz gibi saçmalıklarla art niyetlerle kin nefret ve intikam almaya çalışan bakış ve tavırlarla sohbete olmayan anlamlar yükleyerek sorgulamışlardır. Bende kendilerine teyze yeğen sohbet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ebedi önder başkomutan Mustafa Kemal’in ve kurduğu devletin ilahi boyutunu Türk istiklal harbini konuşuyoruz, bunlar Türk milletinin milli konularıdır. Bende yeğenime en doğru bilgileri bulabileceği benim yıllardır çalıştığım eser ve kaynakları tavsiye ediyorum dememe rağmen ifade tutanağına yazmadılar ve beni zindanda tutmaya devam etmektedirler. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, Bir dostunuz veya arkadaşınız size bir fiziki karşılaşmada veya telefon sohbetinde Köksal Bey nasılsınız nasıl gidiyor diye sorduğunda, sizde arkadaşım bildiğiniz üzere yoğun bir şekilde çalışıyoruz dersiniz hele bu Ergenekon davası nedeniyle bunu birazda kızgınlık söylersiniz diye de düşünüyorum savcı beylerin sürekli Türk milletinin feraseti ve tanrı vergi hasletleri bizlere her gün yeni mucizeler yaşatıyor bunları gördükçe daha fazla heyecan hissediyor ve çalışmalara devam ediyoruz ne demek. Bu talimatı size kim verdi, bu talimatı size Mehmet Şener Eruygur mu verdi, bu talimatı ondan mı aldınız, şeklinde iftara sorularıyla sorgulandım. Duyduklarıma hala inanmakta zorluk çekiyorum ve üzüntüler yaşıyorum, Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, hem çok öfkeliyim hem de çok üzgün. Bu şekildeki kin nefret ve intikam dolu söylem ve sorular Türk ordusunda kuvvet komutanlığı yapmış bir komutana bir yurttaş üzerinden saldırılması ve itham edilmesi karşısında akıl sahibi insanlar ne hissederlerse bende aynı şeyleri hissediyorum. Aynı sohbette yeğenimle paylaşıyorum öyle bir insanla tanıştın ki Noyan seni her konuda yetiştirecek, geleceğe hazırlayacak engin bir bilginin sahibidir. Bu söylem ile yeğenimi neden yetiştirmek istediğimiz gibi saçma bir soru soruldu. bende O yetişmiş bir insan benim kastım sosyal hayata yönelik bilgi sahibi olmasında dünyayı okumasında amcasının engin bilgilerinden yararlanabileceğidir. Evliliğinin uzun ömürlü olmasından anne babalarına saygılı davranmalarına kadar bir eser nasıl okunur Mustafa Kemal nasıl öğrenilir, nasıl tefekkür edilir gibi her konuda amcasının engin bilgisinden faydalanmasını konuşuyoruz. Ben bu sohbette ve diğer sohbetlerin hiçbirisinde eşkıyalık bulamadım saygıdeğer Başkanım takdirlerinize ve adaletinize arz ediyorum. sayfa 1757, yine yeğenim Noyan Çalıkuşu ile elektronik ortamdaki sohbetlerimizden birini okuyorum. Merhaba teyzesi Türk milleti için kutsal mekan Harbiye’de, genç Harbiyelilerin misafiri olmakla kavuşacağımız mutluluk manevi dünyamızın en müstesna yerinde ömür boyu en güzel duygularla hatırlayacağımız saatler olarak tazeliğini hep koruyacaktır. Türk milletinin geleceğinde ve bağımsızlığında bizlerin ise gönüllerinde çok özel bir yerin sahibi olan genç Harbiyeli Noyan’ın bu güzelliği vesile olmasıyla bizim için bir başka anlam taşımaktadır sevgilerimiz sizedir devamlıdır sonsuzdur teyzesi. Millet sevgisi kadar büyük mutluluk yoktur ebedi önder milletinden haberdar Harbiyelilerin varlığı bilmenin mutluluğu da bir başka mutluluktur bizim için tanrıya şükürler olsun. Yine sizlerin notları arasında her zaman özümseyeceğiniz bir yerde olması için ebedi önderin bir başka söylemini yazıyorum teyzesi, devletin ve milletin mukadderatında milli irade söz sahibi ve hâkimdir. Ordu bu milli iradeye bağlı ve onun hizmetindedir. Saygıdeğer Başkanım, bunun bu söylem Mustafa Kemal’e aittir, bu söylemleri teyze yeğen paylaşırken biz darbe mi planladık, ben bir yurttaş olarak 22 yaşındaki yeğenimle nasıl darbe yapacaktım ve hangi şartlarda bunu aklın mantığın ilmin alması mümkün mü? Ve ben kendisine milli iradenin Türk milletinin milli iradesinin Mustafa Kemal’in ifadelerinden ne anlama geldiğini paylaşıyorum elektronik sohbette. Ve diyorum ki; devletin ve milletin mukadderatında milli irade söz sahibi ve hakimdir ordu bu milli iradeye bağlı ve onun hizmetindedir bu söz bile bütün bu davayı sonlandıracak niteliktedir Saygıdeğer Başkanım ve devam ediyor Saygıdeğer Başkanım, yüzlerce yere koydukları için cevaplıyorum teyzesi Ergün Poyraz'ın tarikat, siyaset, cinayet, ticaret isimli eserinin 19. sayfasından sana yazmaya söz verdiğim bir konuşma Saygıdeğer Başkanım, bu eser bana ait değil ben bir okuyucuyum bir yurttaşım kitap evinden aldığım bir eser kendisi de tutuklu olan bir yazara ait. Ama o zaman tutuklu değildi. Bu yazarın 19. sayfasında Başbakan’ın ağzından paşalar için söylenmiş bir söylem var burada okumak istemiyorum bu söylem bana savcılık sorgumda defalarca soruldu. Bir alıntı olduğu defterimde kayıtlı olmasına rağmen. Bu eserin 19 sayfasından sana yazmaya söz verdiğim bir konuşma; teyzesi üzerinde düşünüp değerlendirmek hep birlikte görevimiz zamanı geldiğinde de gereğini yapmak hep birlikte görevimiz. Sizlerin bilmesi çok önemli hiç unutulmayacak notlarınız arasında olmalı Saygıdeğer Başkanım bu bölümü meal edeyim bir kitaptaki alıntının hesabı herhalde okuyucudan sorulmaz. Onun için kitap alıntısıyla ilgili hiçbir soruyu cevaplamam mümkün değildir. Millet olarak bizi ilgilendiren tarafıyla ilgileniyoruz. Çünkü malum kitapta bütün paşaların mason olduğundan bahseden bir Başbakan olduğu yazılı burada Sayın Başkanım. Oysa Atatürk masonları 1937’de Çankaya’da huzurundan kovmuştu ve mason derneklerini kapattırmıştı, gereği hep birlikte gereğini yaparızın meali budur Saygıdeğer Başkanım. Atatürk masonları 1937’de Çankaya’da huzurundan kovmuştu ve mason derneklerini kapatmıştı. Bir okuyucu olarak millet olarak yurttaş olarak gereğini yapmak Atatürk'ün yaptığını hiç unutmamak demektir, benim bütün kastım budur, söylemek istediğim budur, söylediğimde budur, gereğini yapmak sözü nedeniyle savcılık makamlarında yemediğim sopa kalmadı. Bu sözler mesleği savcılık olan hukuk adamlarımız ne anladılar ki beni saatlerce iftira sopalarıyla dövdüler doğrusu hala düşünüyorum. Hukuk adamlarının bir kitap alıntısı nedeniyle kin nefret ve intikam tavır ve nazarlarıyla sözlere olmayan manalar yükleyerek beni iftira sopalarıyla dövmelerini ömrüm boyunca unutmayacağım. Elektronik ortamdaki sohbetin devamını okuyorum Saygıdeğer Başkanım; teyzesi dün gece özel bir misafirimiz vardı Dağıstanlı dünyanın 3 sesinden biri, bir büyük ses sanatçısı onu sanatı ve müziği de dahil dinlemenizi çok arzu ederdik inşallah karşılaştıracağız sizi uzaklarda doğmuş büyümüz bir Türkün vatanımızda devletimiz aleyhinde nelerin cereyan ettiğine ilişkin konuşmalarını ve tecrübelerini dinlemeye ve kayda değerdi. Ancak kendisinden dinlemek bir başka tabi inşallah bundan sonra sık sık karşılaşacağız, tüm faaliyetlerin konserlerinin ve görevlerinin dışında TRT’de sazlı semaver adlı konuğu olan bir program hazırlıyor. Metinlerini yazmamı rica etti. Planı hazırladık konuklar için hazırlık yaptım sizlerinde düşüncelerine görüşlerine alacağım biran önce mezun olsanız sizi biraz yorsam diyorum bu müthiş Türkün söyleyecekleri Mustafa Kemal’in söylemleriyle için dolu hazineler olarak müzik eşliğinde yürekleri dolduracak su gibi akacak manalarıyla milletimiz eğlenecek bu bölümün mealini yapıyorum Sayın Başkanım. tanıdığım bir ses sanatçısından sesinden Mustafa Kemal hakkında bildiklerinden yeğenime bahsediyorum tanıdığım bir insanın güzelliklerini yeğenime anlatıyorum ve paylaşıyorum paylaştıklarım insanlık tarihinin en güzel nimeti müzik Sayın Başkanım müzik eşkıyalık değildir. Tanıdığım müzisyenlerle ses sanatçılarıyla hayranı aşığı olduğum Türk müziğiyle ilgili olarak sorgulandığım için yaşadığım zulmü arz ediyorum. bu ses sanatçıları ve müzisyenlere dair de kendileriyle olan telefon konuşmalarımı mesnet yaparak düşman paralarıyla milletimize karşı haydutluğa soyunan basın ergenekonun sanatçısı başlıklarıyla üzerimden milletimizin en değerli varlıkları olan bu ses nimetlerini bu insanları zan altında bırakmak istemişlerdir. Onlara da benim üzerimden saldırmışlardır Allah bu iftiraları atanlara lanet etsin diyorum başka bir şey demiyorum. O sanatçılarımızdan bir tanesi Saygıdeğer Başkanım, sevgisi Zara’dır benim çok sevgili kardeşim aile dostum adını vermeyeceğim bir gazete benim tutuklanmamdan 2 önce ergenekonun sanatçısı diye başlık atarak bu güzide sanatçımıza hakaret etmiştir. Elektronik ortamdaki sohbetin devamını okuyorum, canım teyzesi yarın Metin Çıtak Bey Ankara’ya geliyor haberlerini aldık inşallah misafirimiz olacaklar ne güzel bunlar Allah çoğaltarak devam ettirsin genç Harbiyelilere Noyan’a ve Eren’e kızımız Selda’ya sizlerin düşüncesindeki arkadaşlarınıza Mustafa Kemal’in evlatlarına sevgilerimizi gönderiyoruz. Türkün nefesinin sonsuz olduğunu kâinatta ve insanlığa gösterecek genç Harbiyelileri selamlarken ebedi önder Mustafa Kemal’in huzurlarında saygıyla eğiliyoruz. Bizlerde sizlerle aynı ortamda bulunmanın heyecanıyla Cuma gününü sabırsızlıkla beklediğimizi ifade ediyoruz Kemal Amcanız sizlere ayrı ayrı selamlarını iletti. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, bu bölümü de meal ediyorum Türk kültüründe misafir olmak misafir etmek çok özel değerlerdir. Bende yeğenime Allah bugünleri çoğaltsın amcan misafirimiz olacak diyorum yeğenim Noyan Çalıkuşu, Neriman Teyze sen edebiyatçısın belki farklı duygularla yazılar yazarsın mutlaka görmelisin diyerek Mustafa Kemal’in harp okuluna giriş yıldönümüne ilişkin düzenlenen kutlama gecesine ailesi olarak bizi davet etti Saygıdeğer Başkanım unutmayacağım bir duygudur. O güne ait tüm duygularımı tarihi bir bakışla defterime yazdığım notlarımdadır inşallah değerlendireceğim yeğenime teşekkür ediyorum. Sayfa 1752 bir diğer elektronik ortam sohbetimizde meal etmeye devam ediyorum Saygıdeğer Başkanım. merhaba Harbiyeli mensubu olmakla iftihar ettiğiniz yüce Türk milletinin muhteşem inkılabının üzerinde yükselen eseri Türkiye Cumhuriyetinin sivildeki nöbetçileri olmakla uğrunda ölüme hazır olduğumuz büyük komutan ebedi önder Mustafa Kemal ülküsünün ve ilminin uygulayıcıları olarak bizde bu genç Harbiyelinin şahsında tüm Harbiyelileri gözlerinden öpüyoruz. Can, beden, namus, mal, mülk, hürriyet ve bağımsızlığımız bağımsızlığımızın varlığınız ile sağlandığının bilincinde yüce Türk milletinin evlatları olarak Türk ordusunun genç Harbiyelileri huzurunda saygıyla eğiliyoruz varlığımız kıyamete dek devamı için yüce tanrıya dua ve niyazda bulunuyor sevgilerimizi gönderiyoruz. Saygıdeğer Başkanım ben sevgi dolu bir ailede büyüdüm, babam rahmetli oğullarından çok kızlarını severdi sonra iman ettiğim Hazreti Muhammed’den sevdiğinizi sevdiklerinize mutlaka söyleyiniz sözünü ve Türkçe Kur’an’dan Allah’ın bize sevgisinin sonsuzluğunu öğrendim. Ayrıca edebiyat tahsil ettiğimi, ettiğim için özellikle gençlerin duygularını Türkçe’ye yakışır ifade etmeleri için onlara hiç üşenmeden manası yüksek düzgün Türkçe’yle konuşurum ve sohbet ederim her yurttaşın buna özel göstermesi ile ses bayrağımız Türkçe’nin en kısa zamanda yeniden milletimizin gönlünde ve dilinde hak ettiği yeri alacağına inanıyorum. Yeğenime hitabım duamın meali budur arz ediyorum efendim elektronik ortamdaki sohbetin devamı, edindiğiniz bilgilerin okuduğunuz kitapların başına 10 Kasım 1938 koymayı unutmayınız bunu yaparsanız ulaştığınız bilgileri hep ve her zaman doğru değerlendirmek imkânına ve ufkuna sahip olacaksınız. Sayfa 1753, Saygıdeğer Başkanım, çok yoğun çalıştığınızı düşünce olarak çok yorulduğunuzu biliyoruz ama öyle hayırlı düşünceler ve hizmetler içerisindesiniz ki yorgunluklarınızın karşılığı ödüller tanrı katından üzerinize yağacaktır. Böylesine hayırlı eylemlerin sahipleri olarak da zamanınızın bereketli olduğunu her zaman hissedeceksiniz. Bunda hep Mustafa Kemal’i örnek alınız teyzesi büyük taarruz öncesi Kocatepe’de çadırında dinlenmeye çekildiği saatlerde kendisine bilgi ulaştırması gereken komutana çekinerek çadıra girdiğinde Mustafa Kemal’in kitap okuduğunu görür saat sabaha karşı 03.00 komutanım siz uyamadınız mı? Hayır kitap okuyorum bu saatte ne kitabı komutanım ne okuyorsunuz İslam tarihi okuyorum. 10 Kasım 38 dedik ye teyzesi sizlerinde artık öğrenmeye başladığınız gerçekler vatanımızın devletimizin ordumuzun Mustafa Kemal’in bayrağımızın milletimizin bağımsızlığımızın hürriyetimizin aleyhine tüm ihanet eylemleri işte o gün başlatıldı. Mustafa Kemal’in Dolmabahçe’deki cenaze merasimine katılmayan naşının 11 yıl etnografya müzesinde kalmasına sebep olan vasiyetinin aksine Çankaya yerine Anıtkabir’de gömülen, Anıtkabir’e naklinde yine merasimde bulunmayan Mustafa Kemal dünyadan ayrılır ayrılmaz paraların pulların üzerine kendi resmini bastıran Mustafa Kemal’in kendi emriyle milli eğitimde okutulması zorunlu kitaplarını müfredattan kaldıran, Mustafa Kemal ismini yasaklayan 45 kişilik yabancı komisyona milli eğitim programlarını teslim eden laikliği dinsizlik olarak halka propaganda ederek halkımızda düşmanlık yaratırken Mustafa Kemal’in dinsiz yapan en önemlisi Mustafa Kemal’in huzurundan kovup yasakladığı mason localarını açan ve Yahudilerle o gün gizli anlaşmalarla anlaşmalar yapan bir Başbakan’ın başlattığı ihanetin günümüzde geldiği boyuttur okudukların, Mustafa Kemal’in emrinde sizlerde imzanızı geri geçer yürürlükten kaldırırsınız tabi ki günü ve zamanı geldiğinde. Yukarı saydığımız ihanetin sahipleri daha Cumhuriyet 3 yaşındayken 1926’da Mustafa Kemal’i İzmir’de öldürmeye kalkışmışlar ve tamamı istiklal mahkemelerinde yargılanmışlardır. Yurtdışında mahkemeye gelmeyen arkadaşları da vardır örneğin 10 yıla mahkûm edilen Rauf Orbay gibi. Rauf Orbay’ın Mondros Mütarekesini imzalayan Osmanlı Devletinin Amirali olduğunu bilmelisin teyzesi. Türkiye’yi işgal ettiren ecnebi müdahalesine zemin hazırlayan bu anlaşma için başarılı bir anlaşma yaptık diyebilmiştir. Bu silah arkadaşı ancak Mustafa Kemal dünyadan göçtükten sonra Avusturya’dan yurda dönebilmiştir. Mustafa Kemal’in huzurundan kovduğu derneklerini kapattığı mason localarını açan adamın o günkü davranışlarının sonucudur okudukların aynen doğrudur teyzesi. Saygıdeğer Başkanım, bu bölümü meal etmeme gerek yok sanıyorum yeğenim kitap okurken hangi kitap ya da kitaplar olduğun şuan hatırlamıyorum İsmet İnönü dönemine ait olabilir. Neriman Teyze buradakiler gerçek mi? diye sorunca bende kendisine tarihi bilgilerimi elektronik ortamda paylaştım. Ayrıca aynı konulu bir makalemde toplumsal haber com internet gazetesinde yayınlandı. Tarihi gerçekler bazen insanın yüreğini yakar onları inkâr etmek tarihi ihanettir Saygıdeğer Başkanım onun için tarihi gerçeklere sadık kalmak insan olmanın gereğidir diye düşünüyorum. Yeğenime de bir başka gence de tarihi gerçekler üzerine yalan söylemem mümkün olamaz. 10 Kasım 1938’e kadar milletin O’nun silah arkadaşları olarak bildiği sözde arkadaşlarının birbirlerine O’nun ölüm haberini sevinçle verirken genç bile kaldı dediklerini yazıyor tarih. Saygıdeğer Başkanım, dava konusu eşkıyalığı ilgilendirmemesi rağmen elektronik arşivimde bulunan bu elektronik sohbet üzerine sayısız eşkıyalık iftirası sorusuyla dövüldüğüm için bende mahkemenize arz ederek yaşadığım zulmü göstermek istedim. Tarihimizden rahatsızlık duyan düşmanın kalemleri istihbarat ajanları atanan Amerikalı savcıların tarihimizle dertleri bulunduğundan en baş düşmanları Mustafa Kemal ile bitmeyen hesaplaşmalarını benim gibi yurtsever yurttaşlar üzerinden yapmak istemesinden sonucudur yaşadığım zulüm. Düşman tarihimle hesaplaşmak istiyor adli mercilerimizde onlara zemin hazırlıyor, düşmanın düşmanlığını kinin nefretini anlarız da buna zemin hazırlayan adli mercileri işte bunları anlayamayız. Ayrıca ben yeğenimle bir eser içeriği nedeniyle tarihi gerçekleri konuşuyorum mevcut iktidarında tarih olmasından endişe edildiği için mi bende peşinen yargılanıyorum diye düşünmeden edemiyorum. Saygıdeğer Başkanım, adli merciler boşa telaşlanıp bize zulmediyorlar Sayın Başbakan kendisi söylüyor ya tarih yazacağız ya tarih olacağız diye adil merciler biraz sabır gösterirlerse ne olacağını milletçe birlikte göreceğiz zaten sonrada tarihten hep birlikte okuruz. Mesela, biraz önce İsmet İnönü dönemini okuduğumuz gibi tarih Allah’ın kayıt defteri gibidir O asla yanlış yazmak ve yanlış söylemez birileri o tarihi yanıltmaya kalkışsalar da asla yanılmaz. Ben Mustafa Kemal’in silah arkadaşları hakkında en ince ayrıntılara kadar bütün gerçekleri tüm ihanetlerini tarihten öğrendim, arz ettiğim sözde silah arkadaşları hakkında bilgi sahibi olduğum için bana savcılık makamlarında sorular yöneltildiği için meal ediyorum Saygıdeğer Başkanım. Elektronik ortam sohbetinden devam ediyorum; bakalım tarihte başka neler var ve bugün bu gerçekler kimleri rahatsız ediyor. teyzesi, tahrif edilmiş Tevrat ve İncil üzerine el basarak mason localarına bağlı olup onların hizmetkarıyken AB ve ABD gönüllüsü sözde Kemalist olmak değil Kur’an-ı Kerim üzerine el basarak Kemalist olmak Türk milleti için kabuldür. Biliyor musun, Mustafa Kemal yaşarken harbiye mezunları Kur’an üzerine el basarak yemin ediyorlardı. Okuduğunuz anlaşmaları yapanların tamamı bu Türk düşmanı Mustafa Kemal düşmanı, Allah düşmanı, Hazreti Peygamber düşmanı ecnebi hizmetkarlarıdır. Vatanımızı milletimize devletimize Kemalizme ait her ayrıntıyı bilmeniz yarın komuta edeceğiniz birliklerde tümenlerde, tugaylarda, ordularda sizi farklı kılacak bilgi hazineleriniz olacaktır. Gerçekleri öğrenmekten çekinmeyiniz canım teyzesi yaksa da içinizi eritse de yazılanlar doğrudur. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, bunları da tarih denen yanılmaz yanlış yazmaz ilimden öğrenmek mümkün benim gibi oraya bakan herkes o bilgilere ulaşabilir. Bildiğim kadarıyla tarih bakmasını bilen ve ders almasını bilen herkese açık başka diyecek sözüm yok söylemler yoruma mahal bırakmayacak kadar açık ve anlaşılır tarihi gerçeklerdir. Elektronik ortam sohbetinden devam ediyorum sayfa 1754, Mustafa kemal yaşasaydı İsrail devleti kurulamayacaktı. Filistin’e el sürülemez diye başlayan nutkunu okumadınsa sana gönderebilirim teyzesi Kudüs, Filistin, Türk toprağı olarak hürriyet ve güven içerisinde yaşamaya devam edecekti. Selanik’te, Musul’ Erbil’de, Kerkük’te, Telafer’de, Bağdat’ta Türk şehirleri olarak yaşamına devam edecekti. Tüm Irak halkı stratejik düşmanımızın katliamından uzak ve korunmuş olacaktı, tamamen tarihi konular Saygıdeğer Başkanım. Tarih konuşmak eşkıyalık olarak sorgulandığı için mahkemenize arz ediyorum ve zamanınızı alıyorum ve devam ediyorum. Türk ordusunun dünyanın en etkin ordusu olduğu bilinmektedir. Türk ordusu zaferleri göz kamaştıran, çağları altüst eden bir dahinin eseridir. Türk ordusunun komutanlarının Kemalist olarak yetişmesi elbette ki dileğimizdir ve duamızdır. Sadece Mustafa Kemal’den emir alan komutanlardan subaylardan Mehmetçiklerden oluşması en büyük dileğimiz ve duamızdır, talebimizdir yüce tanrıdan. Sevgili Harbiyeli, yüzbaşı rütbesi taşıyan Mustafa Kemal Selanik’te daha 25 yaşındayken bakınız neler söylemiş masonlar için; bu saçmalıklara sen inanıyor musun, bu kimliksizlere, hırsızlara, katillere mi katılacağım benim savaşım bu değil ben bir Türküm. Ülkemin ve insanlarımın bu leş kargaları tarafından yağmalanmasına ve tecavüze uğratılmasına izin vermeyeceğim Saygıdeğer Başkanım, bu söylemi İttihat ve terakkiye davet için o daveti yapan en samimi ve aynı zamanda da okul arkadaşı olan arkadaşına Selanik’te söylüyor Mustafa kemal. Gördüğünüz üzere milletinin değerlerinden kültürünün yükselmesinden başka hedefi olmayan yurttaşlar için konuşulan bu konular yüce ve yüksek düşüncelerdir. Alçaklıkla eşkıyalıkla alakası yoktur arz ediyorum okumaya devam ediyorum. Sorulduğu için okumaya devam ediyorum Saygıdeğer Başkanım, Harbiyeli sizlerle paylaşılacak tarihi gerçekler öylesine fazla ki ancak hepsini bilmeniz gerekiyor bu nedenle hayatınız yoğun olacak ama milletinizin devletiyle birlikte ebediyete kadar vatanımızdaki hür ve bağımsız kalmasının tek teminatı olduğunuzu bilmelisiniz. Teyzen her zaman emrinizde bizler bilgileri sizin için edindik, Türk milleti için Türk milletiyle paylaşmak için edindik milletimizin geleceğini kurtarmak için edindik, devletimizin ebediyete kadar sahibi olmak için edindik. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, her söylem tarihin tanıklığında gerçekleşen değerlerimize aittir. Türk milletinin değerlerine düşmanın hiçbir gücünün ne gücü ne de kuvveti yeter ancak böyle alçak saldırılarla iftira düzerler. Arz ediyorum, dost ve düşman tanımıyla geçmişi günümüzü ve geleceği anlatan büyük ders niteliğindeki şu konuşmayı unutmamak üzere hatta yarınlarda emrinizdekilerle paylaşmak üzere bilgileriniz arasına katmalısın teyzesi. 1933 yılında Ankara erkek lisesinde sınava giren çocuklardan biri sorulan soruya şöyle karşılık verir; Fransa ile geleneksel dostluğumuz Atatürk derhal sözü keserek sormuştu, hangi geleneksel dostluk bu da nereden çıktı kim söyledi bunu. O zaman coğrafya öğretmeni ayağa kalkarak ben söyledim paşam, diyerek O’nun hiddetini azaltmaya çalışır. Bana dönüp sen söyle tarih hocası deyince hemen ayağa kalkarak cevap verdim paşam; ortada geleneksel dostluk yoktur yalnız ortak hareketlere Fransız yazarları geleneksel dostluk niteliği vermişlerdir. Örneğin, Kırım savaşında olduğu gibi aferin bu gerçekten böyledir acınarak söylüyorum Türkün geleneksel dostu yoktur menfaatler ortak olunca Avrupalılar buna hemen geleneksel dostluk ismini vermişlerdir, demişti Kemal Arıburnu’nun anılarından teyzesi. Saygıdeğer Başkanım, hangi hecesinde eşkıyalık bulunmaktadır ki hakkımda hakkımızda sayısız iftira düzülmüş ve hukuk adamlarınca yargımızca zindanda tutulmamız için belirti kabulü görmüştür. Dosya kapsamı hafif orta değil kuvvetli şiddette suç şüphesi sayılmıştır. Tarih konuşmak için teyzesine zaman ayıran bu genç insanı bende tebrik ediyorum yürekten kutluyorum O’nun yaşındakiler zina peşinde koşarken o boş zamanını tarih konuşmaya ayırmış. Bunun içinde teyze yeğen eşkıya ilan edildik ya, düşmanın düşmanı başardığı bu saldırısı için tebrik etmek lazım. Kemal Arıburnu’nun anılarından yaşanılan bir hikâyeye tarihe baktığımızda Türklerin geleneksel dostu olmadığını görüyoruz. Her anımızı borçlu olduğumuz milletine hiç yalan söylemeyen milletini hiç dolandırmayan milletini aldatmayan milletini küçük görmeyen milletini azarlamayan milletinin bütün değerlerini kazanımlarını satarak milletini aş, sefil, perişan bırakmayan Mustafa Kemal’den öğreniyoruz. Devam ediyorum, canım teyzem 1934 yılında Danimarka’ya uçak satan bir ordunun mensubusunuz. Uçak fabrikasını kapatan işte okuduğun o anlaşmaları imzalayanlardır haine hain demekten niçin korkalım ki çünkü ihanetin tanımı açıktır. Böyle söylüyor sözlükler, Türk milleti, Türk vatanı, Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal, Türk ordusu, Türk bayrağı, aleyhine ve tabi ki Allah’a, Hazreti Muhammed’e muhalif söylem ve eylemlerin sahiplerine sözlükler hain diyor Vahdettin’in hainliği ile 10 Kasım 1938’ten günümüze hainlerin hiç farkı yok. Üzücü ama gerçek düşmana düşman demekten korkmuyoruz, korkmayacak nutuk bu konuda bize yol göstermektedir, ışık saçmaktadır. Allah’ın düşmanım dediklerinin ise hiç kimse dostum stratejik dostum, batılı dostum, Avrupalı dostum, Alman dostum, İngiliz dostum, Fransız dostum, diyemez bugün yaşadığımız gibi Allah’ı ve uğruna evrenin yaratıldığı sevgili peygamberimizi de bilmekten geri kalmayınız sevgili Harbiyeli. Türk ordusuna imansız, inançsız diyerek suçlayanların sizlerin yüzüne bakacak yüzleri olmasın dilerim vatanımızda sayfa 1755 Saygıdeğer Başkanım, Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet. Vahdettin’in düşmanlarımızın tuzağına düşerek dostluk hülyasına kapılmasıyla yurdumuza davet ettiği işgal ordularının yurdumuzu işgallerini ve yaşattıklarını tecavüzü ve katliamı milletimiz unutmadı, unutamaz ve unutmayacak. Milli eğitim müfredatlarının tarih kitaplarının içleri boşaltılsa da öğrenmemiz istenmese de milletimiz tarihini bilmek zorundadır. Bana savcılık sorularında sorulduğu gibi huzurlarınızda da neden düşman diyorsun, düşmanda kim diye sorulmaz umarım arz ediyorum ve devam ediyorum. Canım teyzesi sizleri sevgiyle kucaklıyoruz bilgilerimiz sizin içindir aklınıza takılanı sorabilirsiniz vatan sevgisi imandandır buyuruyor sevgili peygamberimiz vatanı savunmak için emir gerekmez diyor Mustafa Kemal. Hainlerin vatanı olmaz teyzesi ne imanları ne de vatanları imanı ve vatanı olmayanın devleti de olmaz. Onların namuslarının üzerinden her ecnebi geçebilir bunda sakınca görmezler. 1919’u hiç unutma 1919’da düşman işgal ordularına kapılarını açan insanlarımızı yurdumuzun dört yanından ilginç ve ibretlik hikâyelerle tarihten okuyoruz ve biliyoruz. Vatansız bırakıldığımızda yurdumuzda işgal ordularının nenelerimize annelerimize kızlarımıza gelinlerimize yaptıkları tecavüzleri ben bilmiyorum aa bunlar olduğu diye hukuk adamları bana garip garip sorular sormaz bana uzaydan gelmişim gibi bakmazlar dilerim Sayın Başkanım. İsrail’le en çok anlaşmayı yapanda yine bunların iktidarlarıdır teyzem, bunlar yaptıysa diğerleri de iptal etseydi ama olur mu onlar ihanette yarış halindeler. Sizi sevgiyle kucaklıyoruz Eren’e de ayrıca sevgilerimizi gönderiyoruz. Sizleri özledik yüce yaradan yardımcınız koruyucunuz olsun Türk milleti her zaman yanınızda Kemal Amcanızın da selamlarını iletiyorum. Saygıdeğer Başkanım, okuduğum güncel eserlerde makalelerde gazetelerde İsrail ile en çok anlaşmanın İsmet İnönü ile Refah-Yol hükümeti döneminde olduğu yazılıyor. Dinlediğiniz üzere yeğenimle her gençle konuştuğum gibi tarih konuşuyoruz yalnız üniversitelerden tanıdığım onlarca gençle aramızda geçen ve bilgisayarımda bulunan bu ve benzeri tarihi sohbetlerimizden tek bir tanesi bile alınmamıştır düşmanın hedefinin sadece Mustafa Kemal ve Türk ordusu olduğunu mahkemeniz takdirlerine arz ediyorum. Yeğenim kız arkadaşı Selda kızımız bir gün bana gönderdiği elektronik postada Neriman Teyze hepsinin Amerika emrinde yapıldığı söylenen ihtilaller konusunda hiç objektif kitap bulamıyoruz senin bildiğim kitaplar var mı diye sorması üzerine Selda kızımız ile yaptığımız sohbette içinde sevgili Selda geçmesine rağmen yeğenim Noyan’ın üzerine yönelik sorulmuştur. Zararı yok sayfa 1755, Saygıdeğer Başkanım, merhaba teyzesi üzülerek ifade ederim ki şuana kadar ihtilallerin gerekçeleri ihtilalleri hazırlayan sebepleri ve neticeleri sağlıklı bir şekilde açıklayan bir eser yazılmadı. Yazılanların tamamı taraflı kendisine sağ tarafta yer bulanlar kendi lehlerine ya da aleyhlerinde olanlar, kendisine sol tarafta yer bulanlar kendi lehlerine ya da aleyhte olanları yazmaktadırlar. Bilindiği üzere sağ ve sol yön tayininde fiziki zemindir. Ama ecnebi emperyalist güçler milletlerin siyasi düşünce yapısında öyle etkin vuruşlar yapıyorlar ki aynı milletin evlatları birbirini bu yüzden öldürebiliyorlar. Ne korkunç emperyalist bir tuzak öyle değil mi her iki görüş de dahil tarafsız olanlar dahi böyle bir eseri yazmaya cesaret edemedi. Çünkü, bence Türk ordusunun kayıtlarına başvuru yapılması mutlak zorunluluktur diye düşünüyorum. Çünkü ihtilaller Türk Silahlı Kuvvetleri adıyla gerçekleştiği için bu belgelere başvurmak esastır diye düşünüyorum. Sayfa 1756, aslında böyle bir çalışma yapılsa Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelen ecnebi, emperyalist destekli düşmanlık ortaya çıkacak Türk milleti de layıkıyla gerçekler hakkında bilgilenecek diye düşünüyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleri ve haklı sebepleriyle halkın gerçekleri ya da halkın nasıl önce taraftar sonra düşman yapılması ondaki tuzaklarda nasıl kullanıldığı ortaya çıkacaktır. Sevgili Selda bu konuda ihtilalleri yaşayan canlı tanıklara başvurmak kalıyor bizlere ancak yaşayanlardan dinleyeceklerimiz ve onların işaret edeceği araştırma eserlerle bilgilerimiz tanımlayabiliriz teyzesi. Sizlerin okuyabileceği eserler yine de var onların sizlere en çok fayda edeceklerinin isimlerini bir araştırma ile ben sana iletirim. Doğru bir düşünce ihtilalleri her Türk evladı bilmeli öğrenmeli gerçekte sizlerin yaşındakilerin merak etmediği konular ve tarihi olaylar bunlar en basit en yalın olanları seçmeye özen göstereceğim. Çünkü kafa karıştırmak için de bu konu yazılan pek çok eser mevcuttur. Örneğin, insanlar hala Deniz Gezmiş’in neden asıldığını bilmezler Deniz Gezmiş’in elindeki bayrağın şekline ve rengine bakmazlar, Türk bayrağı varken eline neden kızıl bayrak almış diye hiç düşünmezler neden Cumhuriyeti değiştirmek eylemi içinde olmuşlar hiç bilmezler, hem Cumhuriyeti yıkmak için baş kaldıracaksın kurtuluş savaşçısı olacaksın hem de Atatürkçü. Aynı düşünceler kendisini milliyetçi olarak ifade edenler içinde geçerlidir. Bunlarında elinde türk bayrağı yerine 3 hilalli MHP flamaları vardı. İki tarafta düştükleri ecnebi emperyalist tuzakta birbirlerinin canlarını kıymayı başardılar düşüncelerini ve eylemlerini devlet, vatan, millet, yerine ecnebi emperyalist tuzakta boşa harcayarak tarihe geçmeyi başardılar. Buna rağmen aynı tuzakta durmaya devam etmekte oldukları için en acı olanı işin en acı olanı teyzesi sizleri sevgiyle kucaklıyoruz.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim oraya nokta koyun.”

Sanık Neriman Aydın: Koyalım efendim.”

Saatin 17:15 olması karşısında sanık Neriman Aydın’ın sorgu ve savunmasının tespit işlemine bugünkü oturuma mahsus olmak üzere son verildi.



GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Oturuma 19 Ağustos 2010 Perşembe günü saat 09:00’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara verilmesine oy birliğiyle karar verildi.17.08.2010


Başkan 20909 Üye 28298 Üye 32346 Katip 128002


Yüklə 418,42 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin