T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk' nun 250 Maddesiyle Görevli ve Yetkili Birim)



Yüklə 3,64 Mb.
səhifə5/50
tarix26.08.2018
ölçüsü3,64 Mb.
#74819
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   50

alınan beyanların doğrudan Danıştay saldırma ilişkin olayın perde arkası ve Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarıyla arasındaki irtibatlar üzerine olduğundan ve sanıklann eylemleri hakkında Ankara 11 .Ağır Ceza Mahkemesince bir hüküm tesis edilmiş olduğundan alınacak ifadelerin yargılanmış sanıklann dosyadaki delil ve olayın işleniş şekline etki etmeyeceği, ancak orada gündeme gelmemiş konularla alakalı olması sebebiyle tanık sıfatıyla CMK'nun 48. maddesi de hatırlatılmak suretiyle alınmıştır. Rıza gösteren tanıklann beyanlan alınırken anlatından da kameraya alınmıştır. Bu husustaki tutanaklar ile kamera kayıt ve çözümleri dosyamıza eklenmiştir.

Kuvayı Milliye Derneği (1919) ile irtibatlı olan ve aramalarda bulanamayan şüphelilerden Özer KORKMAZ ve Ali KUTLU'nun bilahare yakalandıkları, Ali KUTLU'nun mahkemece tutuklandığı, örgütün tetikçiliğini yapmak üzere Muhammet YÜCE'nin yönlendirmesiyle Paşa(kod) M.Fikri KARADAĞ ile irtibata geçmeye çalışan ve bu yönde dosyada deliller bulunan iki ayn suçtan hakkında yakalama kararı bulunan Selim AKKURT'un Erzurum ilinde cezaevinde hükümlü olarak yattığının tespit edilmesi üzerine talimatla Erzurum'da ifadesi aldınlıp, Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçundan da çıkanldığı mahkemece tutuklanmıştır.

Şüphelilerden elde edilen tüm doküman bilgi, belge ve dijital veriler teknik bilirkişilere inceletilerek, bu konuda düzenlenen inceleme tutanaklan ve raporlar dosyaya eklenmiştir.



15-MAFYA BAĞLANTILI ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERLERİ

ERGENEKON terör örgütü dokümanlannda bulunan "MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)" isimli doküman içeriğine göre şüpheliler Veli KÜÇÜK, (Zafer kod)Muzaffer TEKİN ve Paşa(kod) M.Fikri KARADAĞ ile irtibatlan bulunan organize suç örgütü liderleri REİS(kod) Sedat PEKER, Semih Tufan GÜLALTAY, Mehmet (Hadi) ÖZCAN, Yakup Kürşat YILMAZ ve Yaşar ÖZ'ün şüpheli sıfatıyla beyanlannm alındığı, yine dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre ismi geçen Alaattin ÇAKICI, Nuri ERGİN ve Vedat ERGİN'in tanık sıfatıyla ifadeleri alınıp dosyaya eklenmiştir.



16-TANIKLAR VE GİZLİ TANIKLAR:

Cumhuriyet Başsavcılığımızca dosyada irtibatlı görülen birçok kişide tanık sıfatıyla ifadesi alınmak için çağrılmış, bazı kişilerin tanık olarak açıktan ifade vermelerine rağmen bazı kişilerin ise örgütün tehlikeli olması ve can güvenlikleri endişesiyle gizli tanık olarak ifade verdikleri ve bazılanmn da devlet tarafından tanık koruma programına almmalan taleplerinde bulundukları, bu şekilde ifadeleri alınıp dosyasına konulduğu, gizli tanıklarla alakalı olarak da gizli tanık prosedürünün işletilip kimliklerinin ayn olarak mühürlü zarflar içerisinde mahsus yerinde saklanmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmiştir.

Son olarak, tanık beyanlanna göre Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalan verdiği tespit edilen ve (Zafer kod)Muzaffer TEKİN'in korumalığını yapan, şüpheli Rasim GÖRÜM yakalanarak sevk edildiği nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliğince sorgusunu müteakip tutuklanmıştır.




Ş üpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'da elde edilen bazı bilgilerin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait gizli bilgi ve belgeler olması ve dijital inceleme raporlannda ortaya çıkan bazı örgütsel irtibatlan sebebiyle yeniden ev ve işyerlerinde arama yapılıp ek ifadesi almanarak sevk edildiği nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliğince sorgusunu müteakip tutuklanmıştır.

Yine Kuvayı Milliye Derneği (1919) nin üyesi olup silahlı eylem grubunda bulunan Murat ÇAĞLARIN'da ruhsatsız tabanca ile yakalanarak sorgusunu müteakiben bu şüpheli de tutuklanmıştır.

Dosyadaki delillerle alakalı olarak devlete ait gizli bilgi ve belgelerin, ilgili kurumlara yazılan yazılara verilen cevaplara göre "GİZLİLİK" dereceli olanların Adli Emanet Memurluğuna teslim edildiği, kişisel verilere ilişkin bilgi ve belgelerin ayrı bir dosya da toplandığı, tüm silah ve patlayıcı maddelerin gerekli incelemelirinin yaptırılarak ekspertiz raporlarının dosyaya eklendiği, saklanması tehlikeli patlayıcı maddelerin imha yönetmeliğine uygun olarak imha edilip tutanaklarının dosyaya konulduğu, içinde suç unsuru bulunan bilgisayarlar Adli Emanete aldırılmış olup, suç unsuru içermeyenler imajı alındıktan sonra iade edilmiştir.

Dosyada elde edilen delillerin yapılan incelemelerinde tüm şüphelilerin ERGENEKON yapılanması altında değişik isim ve faaliyetlerle belirtilen kurum dernek ve platformlar ile medya kuruluşlarında örgüt adına faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır.


Şüphelilerin beyanları ve ele geçirilen deliller birlikte değerlendirildiğinde örgütsel dokümanlara göre örgütün yapısı ve amaçlan ile eylem ve faliyetleri aşağıda aynntılı olarak anlatılmıştır.

II.BÖLÜM

ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ

Bu bölümde genel olarak ERGENEKON terör örgütünün yapısı ve örgütlenmesi ile amaçlan anlatılacaktır.

1-ÖRGÜTÜN KURULUŞU VE OLUŞUMU

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden "ERGENEKON" terör örgütünün uzun yıllardır ülkemizde faaliyet gösterdiği, 1999 yılında örgütün re-organizasyonuna ihtiyaç duyularak örgütün yapılanması, çalışma yöntemleri, yapılanması vb. hususlan içerecek hususlann yazılı hale getirildiği ve bu çalışma ile sivil unsurlann örgüt içerisinde yer almasının sağlanması gerektiğinin vurgulandığı ve böylelikle 1999 yılından sonra örgütün sivil açılımlar sağladığı görülmüştür.


"ERGENEKON" terör örgütü en başta, "derin devlet" ifadesi ile anılan, ülkemizde birçok kanlı eylemler gerçekleştiren, gerçekleştirdiği bu eylemlerle ciddi kriz, kargaşa, anarşi, terör ve güvensizlik ortamı oluşmasını amaçlayan ve bunu kısmen de olsa başararak ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önünde engel olan bir örgüttür.
Çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilere göre NATO'nun komünizmle mücadele amacıyla birçok ülkede kurduğu bu örgütler, zaman içerisinde amaçlan dışına çıkmış ve bir kısım kişi ve zümrelerin kendi amaç ve ideolojilerini gerçekleştirmek için kullandıktan birer terör örgütüne dönüşmüştür. Dünyadaki birçok ülke İtalya örneğinde olduğu gibi bu oluşumlarla gerekli mücadeleyi yapmış ve bunu başardıklannda "HUKUK DEVLETİ" olabilmişlerdir.




Ne yazık ki, ERGENEKON terör örgütü uzun yıllardır sürdürdüğü faaliyetlerle ülkemizin bir MAFYA ve TERÖR CENNETİNE dönüşmesine neden olurken, bazen bir mafya liderinin yaptığı eylem ve açıklamalarla hükümetlerin düşürülebildiği, bazen de bir terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerle ciddi kaoslann yaşandığı ülke olmamıza sebebiyet vermiştir. Öte yandan gerçekleştirilen faili meçhuL^gyHIe^te^ülkemizin yetişmiş insanlan ve sahip olduğumuz önemli değerlerden olan a^dı'rflar ktt$ş&jWş ve her olaydan sonra



4 H * % jf


y


£ 5 fi^


s\ 'Ot

ülkemiz yeniden kaosa, karanlığa ve güvensizlik ortamına sürüklenmek istenmiştir. Böylelikle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ, ülkemizde yaşayan tüm vatandaşların huzurlu ve güvenli bir yaşam sürmesini sağlayacak olan HUKUK DEVLETİ olmanın önünde daima bir engel teşkil etmiştir.


Fakat gerçekleştirdiği bunca eyleme rağmen, ERGENEKON terör örgütünün gizli ve hücre yapılanması, eylemlerin profesyonelliği ve kamu kurumlarındaki yapılanma ve ilişkileri sayesinde eylemlerin ERGENEKON terör örgütü bağlantısının deşifre edilmesi daima engellenmiştir.
20. yüzyılın sonlarına doğru Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazası ile ülkemizdeki bu kanlı örgütün kapılan kısmen de olsa aralanmıştır. Fakat örgütün o dönemdeki etkinliği ve gücü nedeniyle yeterince derinleştirilememiş, sadece buz dağının görünen yüzü aydınlatılmış ve örgüt amaçlan doğrultusunda karanlık eylemlerine devam etmiştir.
ERGENEKON terör örgütünün devlet kurumlannda ciddi bir şekilde irtibatlannm olduğu da ortadadır. Bu nedenle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ'ne yönelik başlatılan bir çalışmayı anında öğrendikleri gibi kendilerine yönelik çalışma yapan kişi ya da kurumlan yıpratmak, yıldırmak ve baskı altına almak için anında örgütün her türlü imkan ve taktiklerini seferber ettikleri görülmüştür.

Şüpheliler Oktay YILDIRIM, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve MİLLİ IRGAT (KOD) Soruşturma aşamasında ölen Kuddusi OKKIR'dan ele geçirilen "ERGENEKON-LOBİ" ve "DEVLETİN YENİDEN YAPILANMASI" başlıklı dokümanlara bakıldığında bu belgelerin öncelikle ERGENEKON terör örgütünün sivil unsurlannm oluşturulması ve örgütlenmesi amacıyla hazırlanıp uygulamaya konulduğu hiçbir tereddüte yer vermeyecek açıklıkta anlaşılmaktadır.

Daha sonra dosyasımıza dahil edilen, Tuncay GÜNEY'den 2001 yılında elde edilen ERGENEKON belgelerinin incelmesinde, "ERGENEKON'UN YAPILANDIRILMASI" başlıklı 29 Ekim 1999 tarihli dokümanın örgütün hiyerarşik yapısının, amaç ve prensiplerinin yazılı hale getirilip kayıt altına alınarak, daha da sistemli ve yapılacak işlerin aynştınlmasına ve hangi işte hangi birimin (departmanın) sorumlu olacağına kadar hiyerarşik taksimat ve örgütün katı gizli prensiplerinin madde madde yazıldığı ve böylece devlet içinde başka bir devletin oluşturulmasının amaçlandığı görülmüştür.

Bu dokümanın içeriğinden ERGENEKON terör örgütünün daha eski yıllardan beri faaliyetlerini sürdürdüğü, üst düzey yöneticilerin özellikle devlet kadrolannda çalıştıklan sırada edindikleri tecrübeler ışığında illegal olarak bu örgütün faaliyetlerini sürdürdükleri belirlenmiştir. Özellikle Susurluk kazası olarak bilinen olaydan sonra meydana çıkartılan illegal yapılanma üyelerinin bir kısmının devletin üst düzey birimlerinde görev yapmış görevli şahıslar olması ve bu şahıslann bir çoğunun "Susurluk Çetesi" olarak bilinen davada ceza alıp mahkum olmalan oldukça anlamlıdır. Ancak bu olayın aydınlatılması için toplumsal desteğe karşın örgütün deşifre edilememesi, yapılanmanın devlet kurumlan içindeki uzantılannm güçlü olması ile oluşumun derinliğinin ve etkinliğinin doğal bir sonucudur. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün adı birçok yerde geçmesine rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır.

Yine "MAFİANIN YENİDEN YAPILANMASI(REORGANİZASYONU)" dokümanında bu hususun açıkça tartışılıp bu tür riskli bir işte kamu görevlilerinin yer almasının hukuki sıkıntılar oluşturabileceği, bu sebeple mafyanın başına sivil bir şahsın getirilmesinin uygun görüldüğü ve bu kararlann da yaz^Jıale^etirildiği görülmüştür.



"ERGENEKON" dokümanının 7. bölümünde "GENEL DEĞERLENDİRME" başlığı altında bulunan paragrafta;

"(Sözde) Türk Silahlı Kuvvetli bünyesinde faaliyet göstermekte olan 'Ergenekon 'un yeni bir yapılanmaya yönelme zorunluluğu ve gereksinimi vardır. Bunların yanı sıra yeni çalışma yöntemleri geliştirilmesi esastır. Ayrıca Ergenekon 'un kamuoyundaki imaj ve düşünce değişiminin sağlanması zorunluluğu vardır. Kamuoyu kafasının karıştığı, içinden çıkamadığı, mantıklı ve tatmin edici açıklamalar alamadığı zamanlarda gelişen her olay karşısında Ergenekon (derin devlet) sözcüğünü anımsayıp, dehşete kapılarak içten içe Ergenekon sözcüğünü yinelemektedir. Bu durum kamuoyunda moral çöküntüsüne neden olmakta, toplumda gelecek endişeleri belirmektedir. Bu gerçeği gören kötü niyetli çevreler ise; Medya kuruluşları içindeki yandaşlarından yararlanarak Ergenekon aleyhinde 'Kara Propaganda'yürütebilmektedirler." Denilmiş ise de örgütün kara propagandadan rahatsızlık duymadığı gibi Bu noktada, "JTara Propaganda'nın yararlarını görmezden gelemeyiz. Ancak, Ergenekon, 'Kara Propaganda'nın sağlayacağı yararlılıkta doyum noktasına ulaşmıştır. Bundan sonrası ise, negatiftir." denilmek suretiyle de ERGENEKON terör örgütünün "kara propagandasının" yapılmasından da memnuniyet duyup, bu noktada doyum noktasına ulaşıldığı vurgulanmaktadır.

Aynı bölümde ERGENEKON tabirinin yanında (Derin Devlet) vurgusu yapılmış olup, örgüt yöneticileri kendilerini "derin devlet' olarak kabul edip, bu şekilde dış dünyada da algılanmasını sağladıkları, dosyada mevcut bir çok şüphelinin kendi aralarındaki telefon ve e - mail görüşmelerinde "derin devlet adına hareket ettiklerini hiç çekindemeden söyledikleri gibi örgütün dış dünya ile olan irtibatlarını sağlayan üye ve yöneticilerince de bu olgunun sürekli kullanıldığı için kamuoyunda da ERGENEKON tabiriyle "derin devlet" tabirinin bir arada kullanılmasını sağladıkları, aynca bu hususu örgütün yazılı dokümanlanna da çekinmeden yazdıklan tespit edilmiştir.

"DERİN DEVLET" tabiri; Türk Dil Kurumunun resmi sitesinde; "Devletin çıkarlarını gözetip kolladığı öne sürülen, göz önünde olmayan örtülü güç" olarak tanımlanmakta ve bilinmekle beraber ERGENEKON örgütü üyelerince; "devletin gerçek sahiplerinin kendileri olduğu, tüm yöneticilerin hain olduğu, Anayasal kuralların devletin güvenli ve sağlıklı yönetilmesine yetmiyeceği, bu sebeblerle ERGENEKON gibi bir derin oluşumun devleti perde arkasından yönetmesinin zorunlu olduğu, bu şekilde devleti yönetenlerin ERGENEKON YAPILANMASINA itaat etmelerini sağlamak için, gerektiğinde şok suikastlerin bile işlenebileceği şeklindeki kuralları bizzat ERGENEKON yapılanmasının tavizsiz ve acımasız kurallannı belirleyen "ERGENEKON'un YENİDEN YAPILANMASI(Reorganizasyonu)" dokümanında açıkça örgütsel kural olarak yer almıştır.

ERGENEKON terör örgütünün gizli amaçlanna ulaşabilmek için katı iç kurallannm belirlendiği bu dokümanda, örgütün gizli amaçlan da yer almaktadır.



2-DEVLET İÇİNDE ERGENEKON TÜRÜ BİR YAPILANMA OLABİLİR Mİ?

A-GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İLGİLİ YAZISI

Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma kapsamında; Genelkurmay Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde böyle bir oluşumun bulunup bulunmadığı hususlan sorulmuş olup, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliğinin 24 Eylül 2007 tarih ve 3050-635-07-O.Ö.sayılı cevabi yazılannda;



" Böyle bir oluşumun Türk Silahlı Kj^vfn^rt^e Genelkurmay Başkanlığı
bünyesinde bulunmadığı"
belirtilmiştir. /f * *Jf* \

Elde edilen örgütsel doküman ve belgelerde geçen bazı terimlerin bu örgütün sanki devletin içinde bir kurum olduğu yolunda bir izlenim yaptırması sebebiyle elde edilen örgütsel içerikli dokümanlar Genelkurmay Başkanlığına gönderilerek sorulmuş olup, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 15 Nisan 2008 tarihli cevabi yazılarında;

"29 Ekim 1999 tarihli 'ERGENEKON OLUŞUM' isimli belgenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmadığı belge içinde Tük Silahlı Kuvvetleri içinde geçen her türlü bilgi ve ifadenin Tük Silahlı Kuvvetleri ile hiçbir ilgisinin olmadığı,

1 Mayıs 2000 tarihli 'PANZEHİR' başlıklı belgenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmadığı, ayrıca söz konusu belgenin Türk Silahlı Kuvvetleri ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığı,

Özel Kuvvetler Mesaj Formu' ve Kara Kuvvetleri Mesaj Formu' yazılı evrakın içeriğinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgisinin olmadığı, Tük Silahlı Kuvvetleri'nde mesaj alışverişinde kullanılan mesaj formuna benzetilmeye ve Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bir belge gibi gösterilmeye çalışıldığının saptandığı,

Sevgi ERENEROL 'dan elde edilen Derin Ergenekon' isimli belgenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmadığı, ayrıca söz konusu belge içinde Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili geçen her türlü bilgi ve ifadenin Türk Silahlı Kuvvetleri ile hiçbir ilgisinin olmadığı,

Tuncay GÜNEY'den ele geçen Çakır Paşa'nın Alevi Sevgisi' (Oktay YILDIRIM'm flaşlı belleğinde ve İsmail YILDIZ'm bilgisayarında ele geçirilmiştir), Alevilikle ve Ermenilerle ilgili bazı yazılar, MİT, Hizbullah, Susurluk ile ilgili yazı ve raporlar Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmayıp, belge içinde Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili geçen her türlü bilgi ve ifadenin Türk Silahlı Kuvvetleri ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı,

Genelkurmay Başkanlığınca yapılan incelemeler sonucu bazı dokümanlarda Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olduğu görüntüsü verecek emarelere rastlanıldığı, bu tür uygulama ve çalışmaların Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya yönelik planlı ve kasıtlı işlemler olduğu değerlendirilmiştir.

Söz konusu belgelerin; Türk Silahlı Kuvvetlerine ait belgelerin yazım teknikleri taklit edilerek veya bilgisayar teknikleriyle kurgulanarak oluşturulduğu, son zamanlarda bu tip olaylarla sıklıkla karşılaşıldığı, yapılan adli soruşturmalarda kendisine rütbeli şahıs görüntüsü veren kişilerin çeşitli oluşumlarda ve ticari kuruluşlarda Türk Silahlı Kuvvetleri ile yakın ilişki içinde olduğu yönünde izlenim yaratarak illegal yollarla menfaat temin etmeye çalıştıkları, bunlardan bazılarının geçmişte üniforma giymiş olmalarının Türk Silahlı Kuvvetleri ile halen bir ilişkileri olduğunu göstermeyeceği, bu tip faaliyetlerin gerek kamuoyunda gerekse Türk Silahlı Kuvvetlerinde esefle karşılanacağı" bildirilmiştir.

B-MİT MÜSTEŞARLIĞININ ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ HAKKINDAKİ YAZISI

Aynca MİT Müsteşarlığına da bu husus sorulmuş olup MİT Müsteşarlığından alman

31.10.2007 tarihli, 1653/28607 sayılı cevabi yazıda,

'ERGENEKON isimli oluşum ve şüpelilerden çıkan örgütsel içerikli belgelerin Mit Müsteşarlığı ile alakasının olmadığı" belirtilmiştir.

Daha sonraki aramalarda elde edilen diğer dokümanlar MİT Müsteşarlığına gönderilerek konuyla alakalı bilgi ve belgelerin sorulması üzerine:

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'nm

09.05.2008 ve 11.010.05.051/ Sayılı cevabi yazısında,

Bahsekonu çalışmanın özeti niteliğinde hazırlanan başka bir Bilgi Notu ise 19/01/2006 tarihinde Sn. BAŞBAKAN'a ve 26/05/2006 tarihinde Sn. Genelkurmay İstihbarat Başkanı 'na sunulduğunun belirtildiği, bu konuyla alakalı 19.11.2003 tarihinde ERGENEKON konulu Başbakanlığa arz edilen yazı içeriğinde;

Bu arada, 03.07.2002 tarihinde Müsteşarlığımıza İstanbul'dan posta kanalıyla intikal eden, ancak kaynağı tespit edilemeyen 2 sayfalık isimsiz bir mektup ve CD'lerin incelenmesi sonucunda; 'ERGENEKON' isimli bir yapılanma hakkında bazı bilgiler tespit edilmiştir. Diye başlayan raporun sonuç kısmında,

6. Sonuç

Mevcut bilgilerden hareketle, kesin belirleme yapılamamakla birlikte Ergenekon' adı kullanılarak yürütülen çalışmaların; bu aşamada Devleti/Rejimi hedef alan bir grubun kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabalarını içerdiği izlenimi edinilmiştir.

Ancak, iddia niteliğindeki bu bilgilerin, bir birinden müstakil değişik kanallardan gelmesi ve birbirini büyük ölçüde teyit eder olması, olaya dedikodu çizgisinin ötesinde bir anlam kazandırmakta ve yönlendirilmiş organize bir faaliyetin işaretlerini taşımaktadır.

Bu nedenle, konuyla ilgili mevcut bilgiler;

Asker orijinli yönlendirici bir kadronun kontrolünde,

Bazı Sivil Toplum Örgütleri (STO),

Siyasi Parti ve Medya kuruluşlarının kullanılması suretiyle, Sivil idarenin örtülü biçimde denetime tabi tutulması ve

Yeni bir yapı altında yeni bir yönetim biçimi yaratılması amacına dayalı... olduğu değerlendirilmektedir. "

Şeklinde görüş bildirildiği, ancak detaylı bir araştırma yapılıp yapılmadığı hususunun yazı içeriklerinden anlaşılamadığı, bizzat MİT Müsteşarlığınca da ERGENEKON'un illegal bir yapılanma olduğu tespit edilip resmi raporlarla kayıt altına alındığı görülmüştür.



C-EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ALAKALI DEĞERLENDİRME YAZISI

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 05.06.2008 tarih ve B.05.1.EGM.0.14.05.04. 16052-1929-768/3471-101492 Sayılı yazılarında:



"Ergenekon "yapılanması ile ilgili olarak:

Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında söz konusu soruşturmaya kadar 'Ergenekon' isimli herhangi bir terör örgütüne ilişkin daha önceden intikal etmiş soruşturma ve kovuşturma bilgilerinin bulunmadığı ve dolayısı ile soruşturma konusu yapılanmanın yeni ortaya çıkarılmış bir yapı olduğu anlaşılmıştır.

Raporun hazırlanmasında 3713 sayılı Terörle Mücadele kanunda 19.07.2003 tarih ve 4928 sayılı kanun ve 18.07.2006 tarih ve 5532 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler göz önünde bulundurulmuştur

Cumhuriyet Savcılığınızca Ergenekon' isimli yapılanmanın 3713 sayılı terörle Mücadele Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilmediği sorulduğundan, çalışmamızda 3713 sayılı kanun çerçevesinde bu çalışma yapılmıştır.

Başsavcıbğınızca yürütülmekte olan 2007/1536 sayılı Soruşturma kapsamında 22-27.05.2008 ile 03.06.2008 tarihlerinde Genel Müdürlüğümüze gönderilen ilgi sayılı yazıları ekinde yer alan (2) adet CD, (2) adet DVD, (5) sayfadan ibaret doküman, (3) adet tanık ifadesi, (1) adet 2 sayfalık çözüm tutanağı ve Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının Bomba irtibat raporları içerisinde bulunan bilgiler ışığında Ergenekon' yapılanması ile ilgili yapılan incelemede;

1- Soruşturma kapsamında gözaltına alınan bazı kişilerin ifadelerine ve bu kişilere ait iletişim tespit Bilgilerine göre, yapılanma içerisindeMef^ân""b&gj şahısların ulusal ve uluslar arası kamu oyunda yakinen tanınan bir takım kiş^fe^yönetıWiuikast düzenlenmesine ilişkin



planların yapıldığı, eylemi gerçekleştirecek şahıslara yüksek miktarda para teklif edildiği, bu eylemlerin gerçekleşmesi halinde ülkede bir infialin yaşanabileceği, ayrıca uluslararası alanda da ülkemizin zor durumda kalabileceği değerlendirilmektedir.

2- soruşturma kapsamında, 12.03.2008 tarihinde Ankara da tanık sıfatı ile dinlenen
bir kişinin beyanlarında;


Bu soruşturma kapsamında gözaltına alınan bir takım kişilerle istanbul 'da bir villada buluştuklarını, bu şahısların kendilerine (3) adet el bombası verdiklerini, bu bombaları bir gazeteye atmaları karşılığında kendilerine para vermeyi vaat ettiklerini, bombalardan ikisini kendisinin, birisini ise arkadaşının aldığını, daha sonra bu bombaların belirtilen gazeteye yönelik saldırı amaçlı atıldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

3- Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarları dairesi Başkanlığının
18.03.2008 tarihli ve 182/1256-08 sayılı yazı ile;


Bomba bilgi merkezi kayıtlarının tetkiklerinden soruşturma kapsamında istanbul ili Ümraniye İlçesinde ele geçirilen (27) adet MKE ve yabancı menşei li savunma tipi el bombaları ile aynı kafile ve stok numaralı bombaların kullanıldığı, (13) olayın tespit edildiği, bunlardan (4) ünün ölüm ve yaralanmaya sebebiyet veren şiddet içerikli eylemler olduğu,

Yine soruşturma kapsamında gözaltına alınan bir şüphelinin annesinin evinde yapılan aramada ele geçirilen (12) adet taarruz ve savunma tipi el bombaları ile aynı kafile ve stok numaralı bombaların kullanıldığı (5) olayın tespit edildiği, bunlardan (3) ünün şiddet içerikli eylem olduğu ifade edilmektedir.

4- Başsavcılığın 27.05.2008 tarihli ve Soruşturma NO:2007/1536 sayılı yazısı ekinde
gönderilen DVD içerisinde ki;


'Yargı-Nusret Senemden' adlı klasör açıldığında, içerisinde (4) adet world belgesi ile (7) adet PDF belgesinin olduğu,

Yargıtay isimli PDF belgesi açıldığında aşağıdaki kroki ve bilgilerin yer aldığı görülmüştür.

'KROKİNİN AÇILIMI:

A: Yargıtay ana bina

B: Yargıtay bitişik ek bina

C: Yargıtay ek bina

1: Protokol kapısı (Güvenlik çok sıkı)

2: Avukat giriş kapısı

3: Posta giriş kapısı

4: Vatandaş kapısı

5: Garaj kapısı (Sürekli görevli bulunur, güvenlik yok)

6: Mutfak kapısı

7: A blok yan kapı

8: C blok yan kapı

9: C blok arka kapı

10: C blok ön yan kapı

11: C blok ana giriş kapı

12: C blok garaj kapısı

13: Başbakanlık güvenli girişi

14: A blok giriş

X Güvenlik var

X Polis var

) (x ray cihazı var

P polis noktası var.

Sarı ile işaretli bölgeler rahat, buralarda gjöîMfllik,^ polis, görevli yok. 6 nolu kapı tünel gölgesinde kalıyor. Gece için uygun. 3 nolu Mfn, kili^tmîisfik açılabilir. Buradan A blok

zemin altına inilir. Burası Milli Eğitim Bakanlığı ile A blok arasında kalıyor ve araba park yeri. Tenha. C blok 8 nolu kapı çok müsait. Girince bazen kapı arkasında bir güvenlik çıkabilir. Burada lavabolar var. Oraya geçilebilir. Her zaman yok. 9 nolu kapı kilitlidir. Ama açılabilir. Ön taraftaki ışıklar oraya ulaşmıyor ve ulaşsa da arabalar park ediyor, görünmüyor. Karargah kameraları da orayı görmüyor. 10 nolu kapı kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar burayı iyi görüyor. Ön tarafta 2 kamera var. Ön taraftaki sarı alan ağaçların altında kalıyor. Işıktan da geriye kalıyor. Orayı güvenlik kulübesi görmüyor. Arkada camları yok. O nedenle kör bir nokta oluşuyor. Karargah kameraları görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz. Ancak fazla beklenmemeli. Karargah önünden hemen ikaz gelebilir. "

Yüklə 3,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin