X2Erkek:(34:54-35:18)Başlarken şey demiştik ya demokratik özerkliğin genel hatlarıyla (...anlaşılmıyor...) dersin hani salon kısıtlığından falan dolayı çok fazla hani açılmamış var hani en azından bir kırk dakikalık zamanda açıklaya bilirlerse
X3Erkek:(35:18-35:20)Hangi konuda mesela
X2Erkek:(35:20-35:22)Demokratik kent meclislerinin
X1Erkek:(35:22)O konu bizim ana konumuz (...anlaşılmıyor...) onlar bizim ana konumuz
2.DERS
X4 ŞAHIS:... (Anlaşılmıyor) .. Toplum hayvan topluluğuna dönüşmüştür.Şimdi arkadaşlar ahlaka yönelik( isterseniz onu kapatalım projekterön o yansıtıcısını birazdan..Anlaşılmıyor) Ahlak tanımlanırken birçok tanım var.Ahlak tanımlanırken her toplumun, her grubun, her kesimin yaşama hayatı algılama yaklaşımında belli bir ahlaki ölçüsü vardır. Bu anlamıyla ahlak görecelidir.Bir toplumdaki bir ahlaklı olma adı altında başka bir toplumun özelliğine göre ahlaklı olarak vermelidirler. Bizim ahlak kazanına düştüğümüz anda (Anlaşılmıyor) bu tanımları da (anlaşılmıyor) dünya üzerinde her toplumun uyabileceği, her toplumun uygun bir tanım oluyor. Toplumun öldürülme ve ayakta kalma kurallarına sahip olması ve bunu uygulayabilme gücüne biz ahlak diyoruz.(02.08) Bu noktada ııı bunu ana hatlarıyla bilmek önemli diyoruz öyle değil mi? Doğal toplum özelliklerinden doğal toplum (Anlaşılmıyor) temel mantık ne dedik, toplumun sürdürülmesi ve ayakta kalabilmesi için oluşturulan kuralların bir bütününü anlatır. dinler, inanç temeli oluşmadan önce genelde toplumlar kendilerini bu ölçü doğrultusunda var ediyor. Varlık kuralları da uygulama gibi bi yükten toplu (anlaşılmıyor) dönüşüyor. (02.54) ve bir demokratik şey kapitalist modeli şeye federatif sisteme gelindiğinde, bakıyoruz ki artık toplumun kendini var edebilecek ayakta kalabilip, varlığını devam ettirebilecek kurallar ve uygulama güçleri artık toplumun değil,toplumu yöneten ordusunun ihtilal ordusunun, krallığın, imparatorluğun, tanrı kralların, (Anlaşılmıyor) dolayısıyla uygulama gücü yitiriliyor. Yitirdikten sonra topluma kalan noluyor kaba iltihap, iradenin olmadığı, yasal tanrının kendisinin verdiği (anlaşılmıyor) adeta hayvan (anlaşılmıyor). Toplum ahlakı yönünden boşaltılıyor.
Bir toplumun en önemli tolumu düşürmenin en büyük şeyi püf noktası toplumun işte toplu ahlaki yönünü boşaltmaktır.Bu devlet için halklar için, gruplar için insan toplulukları için hepimiz için geçerlidir. (03.44) Toplumun sürdürülmesi ayakta kalma kurallarına sahip olması gereklidir. Bunu uygulayabilecek iradenin olabilmesi lazım. Bizim ahlaki ve pozitif toplum dediğimiz bu noktada ahlaka (Anlaşılmıyor) DEMOKRATİK KONFEDARİLİZM ve alakası nedir? dediğimizde Demokratik Konfederalizm Demokratik Konfederal iii fikrini benimseyen bu sistem içerisinde varlığını sürdürmeye çalışan ve bunun sonrası örgütlenme tarzına doğru gidecek her bireyin, her grubun da toplumsal orduya yaklaşınca bu ahlaki yönünü benimi siyebilmiş olmak lazım. Bunun iradesini gösterdiği noktada bakacak ki birey olarak da elbette bireyin uygulama gücü olacak karar gücü olacak. ama bu noktada hem toplumun hem bireyin kendini var olduğu sürdürebilmenin korkularını yaşıyo. Dolayısıyla arkadaşlar bizim HAREKET olarak İDEOLOJİK olarak ahlak kavramlarının ikincisi bu. Ve oluşacak Demokratik Konfederal Sisteminde Felsefesinin en güçlü ayağından birini oluşturan bu olaylardır.
Toplumun sürdürülme ayakta kalma kurallarından ve bunu uygulayabilmek için de iradesinden (anlaşılmıyor.) Şimdi günümüzde örnek verirsek günümüzde toplumun ayakta kalabilme kurallarından saygı ne kadar vardır? Fakat toplumda yaşıyoruz. Öyle bir sistem oluşmuş ki, çalışmayan sistemin dişlisi haline gelmeyen bir insanın İstanbul'da bir gün bile yaşaması büyük bir mucize olur değil mi? Hayatta kalma kurallarını da kendisi de öğrenmiyor. Sistem kurulmuş, otorite kurulmuş bu amacıyla toplumun geri kalan kısmına bunun birlikte olma görevinden başka hiçbir şey verilmiyor. Oysa bu gün sürdürme ayakta kalma kuralarına sahip olma ve bunu ortaya koyma özgür iradeye sahip bireylerin oluşturulması. Bu tabi İstanbul için değil en ücra bir köy köşesinde de aynı yaklaşım vardır.Şimdi buna arkadaşlar varoluş felsefesinin de ana özü diyebiliriz. Bu noktada arkadaşlar baktığımızda şunu görüyoruz doğanın kuralları ve uygulama biçimleri toplum hayvan topluluğuna dönüşüyor. Bir toplumun içini boşaltıp tüm insanı öldürme (Anlaşılmıyor) (07.11) boşaltmak istenildiği zaman tüm itidal odaklarının hedeflerinin toplumun ahlaki (Anlaşılmıyor) boşaltıp, yerine egemenlerin ahlakı veya ahlaksızlık diyebileceğimiz hususları yerleştiriyor. Bu hususlar yerleştikçe artık toplum toplum olmaktan çıkarılıyor. Hani doğal toplumda demiştik ya (Anlaşılmıyor) en büyük ahlaksızlıktır. Ama (Anlaşılmıyor) sistemde ne oldu toplumun bu ahlakına en büyük tecavüz yapıldı dolayısıyla (anlaşılmıyor) en büyük ahlaksızlık sayıldı. Fakirlik yoksulluk ve elinde olmayan en büyük ahlaksızlık olarak görüldü. Bu gün toplumda dışlanan toplumda sosyal, siyasal, kültürel herhangi bir itibarın bağımlılıkla belirtelim. Eğer bağlılık varsa, maddi imkanları ne kadar varsa içinde bulunduğu toplumda statüsü de o denli artıyor veya azalıyor. Mesela geçenlerde bir televizyon programında vardı insanların (Anlaşılmıyor.)ölçüyorlar.(09.00) Bir tane sıradan bir vatandaşı Taksim gibi büyük işlek bir caddenin içerisinde bir dükkanın vitrinine bıraktılar ve (Anlaşılmıyor) gelip geçenlerden o kişi hakkında ilk izlenimlerini filme alıyorlar. adama bakıyorsun sıradan saç sakal normal bakımlı değil, gündelik yaşam elbiseleri üzerinde ve en büyük mağazanın vitrininde gelip giden hem kadınlara soruyorlar hem erkeklere bu vatandaşı nasıl (Anlaşılmıyor) Zengin midir, (09.19)bayanlara şey soruyorlar seksi midir? ve teste katılan 100 insanın 100' üne yakını da gereksiz bir adamdır diyorlar. En sonunda şey soruyorlar bu insanla arkadaşlık yapmak ister misiniz? O 100 kişinin hepsi o vatandaşla işim olmaz diyor. Bir gün sonra aynı vatandaşı aynı dükkanın vitrine koyuyorlar ama bu üstünde bu sefer takım elbise falan bir gün öncekine göre daha düzenli bir yaşam tarzını anımsatan şekle sokuyorlar. Kadınlara soruyorlar bunu seksi buluyor musun evet seksi buluyorum. Bir gün önce hiçbiri şey demiyor o gün katılan bayanların yüzde doksan dokuzu ben bununla birlikte bir yemek yemek isterim ve bununla bir arkadaşlık yapmak isterim diyor. Bunun toplumsal statüsü nedir sorulduğunda büyük bir şirkette yönetici, büyük bir işveren diyor. Zenginliği hatırlatacak her türlü sıfatlar aynı adama veriliyor.Adam da normalde sosyalist. Yani şey insan istediği zaman görüyor. artık ahlaki temel öyle bir boşaltılmış ki toplum artık sadece insanlığı kendi dışındaki tüm varlıklara bakarken o varlıkla olan iletişiminize ne kadar kar fayda alacak noktasında bakılıyo. Yani fakir adama selam versem ondan kazanımı ne olacak. Onunla aynı mekanı, aynı mesaiyi paylaştığında bana getirisi ne olacak. Ama güçlü zengin bu noktada karşısına güven aşılayan bir insan modeli çıktığında her türlü binbir çeşit oyunla insanlar bu güçlünün yanında o iradenin yanında kendilerini temsil etmek isterler. Siyasette bu böyle. Şimdi Recep Tayyip ERDOĞAN'a bakıyoruz öyle bir durumdaki adam bir yere çıktığı zaman oranın o sadece aynı havaya soluyabilmek için birbirleriyle (Anlaşılmıyor) (12.00) Tekme tokat girişiyolar birbirlerine ama Recep Tayyip’in en büyük özelliği kendi etrafı içerisinde kendi sözüne muhalefet yapacak hiçbir insan barındırmamıştır.Birçok siyasi liderin bir çok otoriter gücün en büyük özelliğinden biri bu. (anlaşılmıyor) Bu anlamıyla arkadaşlar toplumun yani ahlak kavramını (anlaşılmıyor) kullanacaz bunu. (Anlaşılmıyor) (12.54). Bundan sonra uzun yıllar kullanacamız bir kavramdır. Bu gün Konfederalizm yine öyle. Bir ideolojinin ana görevi o ideolojiyi nasıl yansıtmak istiyorsa onu iyi bilmek zorundadır. Toplumun yeniden inşası dediğimizde adam genelde ahlaka biçtiği anlam nedir? Sorar ahlak nedir? Sana göre ahlak bana göre ahlaksızlıktır. Benim ahlakımda sana göre ahlaksızlıktır. Biz bunun ortasını nasıl bulacaz. Biz ahlak kavramına biçtiğimiz bu toplumun sürdürülme ayakta kalma kurallarına sahip olma ve uygulama gücüdür. Şimdi bununla birlikte artık şey gelişecek arkadaşlar şimdi politika aynı politikaya da birçok tanım getirilmiştir. Ama bizimDemokratik Konfederal Sistemin özü olan bu iki olguya biçtiğimiz kavramlar farklıdır. Ve öyle bir hal alacak artık politika da bizim bildiğimiz anlamıyla politika değildir. Ama o farklılık ahlakın temel (Anlaşılmıyor) yaşamsallaştırabilecek organizasyonların kurumuna ilişkin bir (Anlaşılmıyor 15.14) olacak. ve sonuçta bunu getirip demokrasiyle özdeşleştirecektir. Yani olması gereken demokrasiyle politikayı demokrasiyle politika bu anlamıyla özdeş kavramlardır diyecez. (anlaşılmıyor biri X1 şahsa soru soruyor)
Dostları ilə paylaş: |