T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə22/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   335

kapsamaktadır. Bunun yanı sıra Veli Küçük'ün, aynı Aydınlık dergisi gibi proje çalışması

başlatılmasının hemen öncesine denk gelen Tuncay Güney'in gözaltına alınmasını da

haber aldığı kendi beyanları içeriğinden anlaşılmaktadır.
Emekli olduktan sonra bile kendisine bilgi ve belge akışının devam ettiğini ifade eden

Veli Küçük'ün, aleyhine başlatıldığına vakıf olduğu bir tahkikata karşı duyarsız kalarak

hiçbir tedbir almadığının kabulü, hem hayatın olağan akışına hem de dosya kapsamına

uygun düşmemektedir. Veli Küçük'ün söz konusu belgeler konusunda bunun aksi

yönündeki savunması itibar edilir mahiyette değildir. Kendisinde, söz konusu proje
140/2271
¦
i
çalışması sona erdirildikten sonraki bir tarihe ait, Organize Suçlarla Mücadele Şube

Müdürlüğünün Mahmut Tüylüoğlu hakkında düzenlediği bir fezleke ele geçen Veli

Küçük, bu evrakın altına kendi el yazısı ile "Adil Serdar Saçan ile Mahmut Tüylüoğlu çok

yakın arkadaşlar. 17 Şubat gününde Reina'da beraber misler. Aralarında ne olduğu belli

değil. Telefon ederek ekip isteyen Adil. Mahmut tutuklandı" şeklindeki notu yazmıştır.

Kendisini hiç ilgilendirmeyen bir konudaki evrakın altına, Adil Serdar Saçan aleyhine ve

ne şekilde elde ettiği belli olmayan bir istihbarat notu yazan Veli Küçük un, doğrudan

kendisini ilgilendiren proje çalışması konusunda hiçbir şey yapmayarak öylece beklediği

düşünülemez. Veli Küçük aşamalarda, bu belgelerin kendisine isimsiz posta ile geldiği,

bir yerde de tanımadığı birisi tarafından seminerde verildiği şeklinde araştırılıp

doğruluğunu teyit etme yolunu kapayan bir ifade vermiştir.
Adil Serdar Saçan'ın Cumhuriyet savcılığı ifadesindeki, kendisinde bulunan bu belgeleri

İstanbul l.Ağır Ceza Mahkemesinin Tuncay Güney ve arkadaşları hakkındaki 2002/64

esas sayılı dosyasından Emcet Olcaytu vasıtası ile aldığı beyanı Emcet Olcaytu tarafından

doğrulanmamıştır. Adil Serdar Saçan*ın sorgusunda ve duruşmadaki savunmasında da

doğruluğunu teyit etmesi dikkate alındığında bu beyanının bir ifade hatasından

kaynaklanmadığı da anlaşılmaktadır. Emcet Olcaytu nun Adil Serdar Saçan"a verdiklerinin

İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından İstanbul DGM Cumhuriyet başsavcılığına

yazılmış 16.07.2001 tarih, 2001/585 sayılı Fethullah Gülen ve Grubu konulu Organize

Suçlar Şube Müdürü Dr. Adil Serdar Saçan imzalı, yine İstanbul DGM Cumhuriyet

Başsavcılığının 23.07.2001 tarih ve Ön çalışma no:2001/19 sayılı Ankara Organize Suçlar

Şube Müdürlüğüne yazılmış Aykut Cengiz Engin imzalı çok gizli ibareli belgeler ile

İstanbul l.Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/64 esas sayılı dosyasına ait bazı evraklar olduğu

anlaşılmaktadır. Gerek Emcet Olcaytumun evinde yapılan aramada, gerekse tamamı

Mahkeme dosyasına gelen İstanbul l.Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/64 esas sayılı

dosyasında söz konusu proje çalışmasına dair belgeler bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra

Adil Serdar Saçan'ın, Ahmet İhtiyaroğlu ile yaptığı 10.07.1008 ve Ahmet Tuncay Özkan

ile yaptığı 22.07.2008 (20.37) ve 22.07.2008 (21.26) tarihli telefon görüşmelerinden bu

belgelerin zaten kendisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu delillere göre Adil Serdar

Saçan'ın, bir tanesinin altında zaten kendisinin de imzası bulunan bu evrakların, görevden

ayrıldıktan sonra da kendisinin uhdesinde bulunduğunu, soruşturma makamı ve

Mahkemeden gizlediği mütalaa edilmiştir.
Adil Serdar Saçan duruşmalarda, iddianamedeki Veli Küçükle proje çalışmasına dair

Şubede kalması gereken paraflı gizli evraklar bulunmasının, proje çalışmasının hiçbir

işlem yapılmadan kapatılması dikkate alındığında "anlamlı" olduğu şeklindeki anlatım

konusunda, proje çalışması konusundaki gizli evrakların, tahkikatın hedefleri arasındaki

Veli Küçük'te bulunması, hiç bir anlam ifade etmeyen normal bir durum imiş gibi,

iddianamede tercih edilen bu ifade tarzı konusunda da alaycı açıklamalarda bulunmuştur.


Diğer ifadelere göre önceki tarihli olması ve nispeten ayrıntı içermesi nedeni ile Veli

Küçük'ün Emniyet ifadesindeki Adil Serdar Saçan ile Bedrettin Dalan 'ın odasında

karşılaştıkları şeklindeki anlatıma üstünlük tanınmış, Adil Serdar Saçan'ın, herhangi bir

yerde değil de birçok sanık ile ortak irtibatı bulunan Bedrettin Dalan'ın odasında

gerçekleşen bu görüşmeyi ilk önce inkâr ettiği, sonra de tevil mahiyetinde savunma

geliştirdiği anlaşılmıştır.


141 /2271
Ahmet Tuncay Özkan'da da bulunan bu belgeler, üzerlerinde yazılı faks notuna göre

30.01.2008 tarihinde Blue Hause Hotel isimli yerden 2731079 numaralı faksa

gönderilmiştir. Faksın kurulu bulunduğu Blue Hause isimli işyeri, Adil Serdar Saçan'ın

kendi Avukatlık bürosunun da bulunduğu Sultanahmet semtinde, ara sıra gittiğini söylediği

bir oteldir. Faksın gönderildiği numaranın ise Ahmet Tuncay Özkan'ın kullanımında

olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre Ahmet Tuncay Özkan'ın, bu belgelerin henüz

yazılmayan 10.07.2008 tarihli birinci iddianame eklerinden alındığı, Adil Serdar Saçan'ın

da belgeleri Ahmet Tuncay Özkan'a vermediği şeklindeki savunmalarına itibar

edilmemiştir. Biz Tv"deki aramada bulunan, üzerlerinde faks notu yazılı bu belgelerin,

Adil Serdar Saçan'ın evinde yapılan aramada bulunan suretlerinde faks notunun yazılı

olmaması, bunların Adil Serdar Saçan tarafından faks yolu ile Ahmet Tuncay Özkan'a

yollandığının bir başka delilidir. 22.07.2008 (20.37) tarihli telefon görüşmesinde Ahmet

Tuncay Özkan'ın Adil Serdar Saçan'a söylediği "Siz bana bir şey göndermiştiniz dosya,

hatırladınız mı" sözünde belirtildiği gibi, daha önceki tarihte Ahmet Tuncay Özkan'a

verilen bu belgelerin 22.07.2008 tarihli telefon görüşmesi ile tekrar istendiği

anlaşılmaktadır. Ahmet Tuncay Özkan ve Adil Serdar Saçan'ın, aralarında Avukat

müvekkil ilişkisi olduğundan bahisle telefon konuşmalarının CMK 46/1, a) ve 135/2

maddelerine göre delil değeri olmayacağı mahiyetindeki savunmalarına, söz konusu

telefon konuşmalarının Avukat müvekkil ilişkisi kapsamında olmadığı, her ikisinin de

şüpheli/sanık sıfatı taşımaları dikkate alınarak itibar edilmemiştir.


Proje çalışmasının Veli Küçük ve Aydınlık dergisince en başından itibaren haber alındığı

dikkate alındığında, kendi tabi seyrinde seyretmesi halinde dahi olumlu bir netice

alınmasının oldukça güç olduğu anlaşılmaktadır.
Bu konudaki bir başka gelişme, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan ile 2001 yılında yapılan

mülakata dair kasetlerin Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin arşivinde olmamasıdır.

Bunların 2003 yılında Adil Serdar Saçan'ın arkadaşı olan Şevki Duyumun Duyusan

Ltd.Şti. adlı işyerinde bulunduğu, konu hakkında Adil Serdar Saçan hakkında açılan dava

kapsamında burada bulunan diğer eşya ve resmi evraklarla birlikte Fatih Cumhuriyet

Başsavcılığı adli emanetine teslim edildiği anlaşılmıştır.


Resmi kurumların yazı ve cevaplarına göre mülakat kasetleri başka resmi birimlerde

bulunmamaktadır. Mülakat kasetlerinin, o dönemde Emniyet Genel Müdürlüğüne

gönderildiği halde halen arşivlerinde bulunmadığı, bu konuda bir personeli hakkında idari

soruşturma yapıldığı kovuşturma safahatında dosyaya gelen belgelerden anlaşılmıştır.

Kasetler İstanbul DGM Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmiş ise de, bunların iade

edildiği yine Adil Serdar Saçan tarafından aşamalarda ifade edilmiştir.


Resmi tutanaklar ve bizzat Adil Serdar Saçan'ın kabulüne göre, mülakat kasetlerinin

Duyusan Ltd.Şti. yapılan aramada bulunduğuna dair kuşku bulunmamaktadır. Bu konuda.

Adil Serdar Saçan hakkında açılan dava mahkûmiyeti ile sonuçlanmıştır. Buna göre Adil

Serdar Saçan'ın mülakat kasetlerini kendisinin veya bilgisi dâhilinde başka birinin Şubenin

arşivinden çıkartarak Duyusan Ltd.Şti. adlı işyerine götürmediği savunmasına itibar

edilmemiş. Şube Müdürlüğünden tayin edilmesi üzerine bu kasetlerin Adil Serdar Saçan'ın

bilgisi dâhilinde götürüldüğü mütalaa edilmiştir.
Adil Serdar Saçan'ın aynı konu hakkındaki, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele

Şubesinden ilişiği kesildikten sonra, yine İstanbul ili Foto Film Şubesinde göreve


142/2271
başladığı, buradaki görevinin de altı aydan fazla sürdüğü dikkate alındığında, Emniyet

teşkilatının tayinler konusundaki uygulaması nedeni ile odasındaki şahsi eşyalarını dahi

toplayamadığı, İstanbul ilinde bulunduğu halde bir daha eski görev yerine uğramadığı,

eşyalarını bir şube memurunun kendisinin bilgisi dışında Şevki Duyunun işyerine

götürdüğü, yine Şevki Duyu 'nun işyerinde çıkan bir kamyonet dolusu evrakın (Adil Serdar

Saçan, bunların içinden sadece üç-beş kolinin kendisinin yedeklediği arşiv evrakı olduğunu

savunmaktadır.) yeni kurulan Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde herhangi bir

olumsuzluk yaşanmaması için aslı arşivde bulunan belgelerin makam odasında yedeklediği

fotokopileri olduğu, bunların da kendisinin bilgisi dışında Şevki Duyu 'nun işyerine

götürüldüğü şeklindeki hayatın olağan akışına uygun olmayan savunması da itibar edilir

mahiyette bulunmamıştır. 3 Kasım 2002 genel seçiminden sonra dört ay daha Şubedeki

görevi devam eden Adil Serdar Saçan'ın görevden alınacağını düşüncesi ve ileride

kullanmak amacı ile Şube arşivindeki belgelerin fotokopilerini çektirip Şubede bulunan

kaset asıllarını da alarak Şevki Duyumun işyerinde gönderdiği mütalaa edilmiştir.


Aşağıda Adil Serdar Saçan'ın Organize Şube Müdürlüğü arşivinden götürdüğü belgelerin

nasıl kullanıldığına dair bir örnek verilmiştir.


Halil Behiç Gürcihan'ın evinde yapılan aramada; Adil Serdar Saçan'ın Organize Suçlarla

Mücadele Şube Müdürü olduğu döneme ait, Fethullah Gülen grubu hakkındaki proje

çalışmasına dair gizli belgeler ele geçirilmiştir. Halil Behiç Gürcihan'ın bu belgeler

hakkındaki benzer olan aşama ifadeleri, Adil Serdar Saçan ile internette tanıştığı, yüz yüze

görüşmeleri de bulunduğu, bir görüşmelerinde yanlarında Oktay Yıldırım ve Av. Hanefi

Altaş'ın'ın da olduğu, başkanlığını Bekir Öztürk'ün yaptığı Kuvvai Milliye Derneğinin

www.kuvvaimilliye.net isimli internet sitesinin bir toplantısında da karşılaştıkları bir

dönem kendisine ait olan www.acikistihbarat.com isimli sitede yazılarının yayınlandığı,

yazı göndermeyi aksattığı için sitedeki yazılarına son verdiği, söz konusu belgeleri Adil

Serdar Saçan 'ın kendisine verdiği şeklindedir.


Adil Serdar Saçan Cumhuriyet savcılığı ifadesinde; Halil Behiç Gürcihan ile internette

değil İstanbul Merkez Komutanı Gafur Aksu'nun yanında tanıştıklarını, kendisini bizzat

"Mete" ismi ile tanıttığını, sonrasında Halil Behiç Gürcihan'a ait www.acikistihbarat.com

sitesinde bir makalesinin imzasız olarak yayınlandığını, bir süre takip etmesi sonucu

hoşuna gitmeyen bu siteye bir daha yazı göndermediğini, Halil Behiç Gürcihan'ın gerçek

ismini ise Bekir Öztürk'ten öğrendiğini, sonra da görüşmediklerini, Halil Behiç

Gürcihan'ın ifadesinin aksine evinde bulunan belgeleri kendisinin vermediğini ifade

etmiştir.


Halil Behiç Gürcihan, Adil Serdar Saçan'ın Cumhuriyet savcılığı ifadesinden sonraya denk

gelen duruşmada bu konudaki sorular üzerine, kendisinin "Mete " ismini kullanmadığını,

Adil Serdar Saçan ile İstanbul Merkez Komutanı Gafur Aksu 'nun yanında tanıştıklarının

doğru olduğunu, kendisinin bilgisi dışında olarak Gafur Aksu 'nun Adil Serdar Saçan 'a

kendisini "Mete" ismi ile tanıtmış olabileceğini, Adil Serdar Saçan'ın bundan sonra

kendisine ait www.acikistihbarat.com isimli sitede yazılarının yayınlandığını, ancak

yazılarını düzenli göndermediği için köşesini sitesinden kaldırdığını, daha sonra Fethullah

Gülen cemaatinin silahlı bir grubu bulunduğuna dair iddiaları araştırır iken Adil Serdar

Saçan ile görüşerek bu konudaki belgelerin doğruluğunu sorduğunu ifade etmiştir.
143/2271
Adil Serdar Saçan duruşmalarda; Halil Behiç Gürcihan ile internette değil İstanbul Merkez

Komutanı Gafur Aksu'nun yanında tanıştıklarını, kendisini bizzat "Mete" ismi ile

tanıttığını, Halil Behiç Gürcihan 'a ait www.acikistihbarat.com internet sitesine sadece bir

yazı gönderdiğini, Halil Behiç Gürcihan 'ın ifadesinin aksine Oktay Yıldırım ve Av. Hanefi

Altaş ile birlikte görüştüklerinin doğru olmadığını, Oktay Yıldırım 7 Bekir Öztürk'ün daveti

üzerine katıldığı Kuvvai Milliye Derneğinin il başkanları toplantısındaki yemekte

gördüğünü, kısa süre kaldığı bu yemekte Halil Behiç Gürcihan 'ın olduğunu

hatırlamadığını, daha önce yazılarının yayınlandığı www.kuvvaimilliye.net internet

sitesinin yöneticisi Bekir Öztürk'e www.acikistihbarat.com sitesine de yazı gönderdiğini

söyleyince Bekir Öztürk'ten kendisini Mete olarak tanıtan kişinin Halil Behiç Gürcihan

olduğunu öğrenerek kızdığını ve bir daha sitesine yazı göndermediğini, Cumhuriyet

savcılığı ifadesinden sonraki bir tarihte, kendisinin Bekir Öztürk ile birlikte bulunduğu

Volkan Ekner'in lokantasına yanında www.kuvvaimilliye.net sitesinin yazarlarından olan

Feryal Sepin ile birlikte gelen Halil Behiç Gürcihan'a evinde bulunan belgeleri

kendisinden aldığını söylemesinin sebebini sorduğunu, onun da "Seni nasıl olsa almazlar"

şeklinde cevap verdiğini, savunmuştur.


Bütün bu beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; Halil Behiç Gürcihan'ın, Adil Serdar

Saçan*ın Cumhuriyet Savcılığı ifadesinden sonraki tarihe denk gelen Mahkemedeki sözlü

savunmasını mümkün olduğunca Adil Serdar Saçan'ın ifadesine uydurmaya çalıştığı, bu

konudaki sorulara karşılık belgeleri nasıl temin ettiğini muğlak bıraktığı anlaşılmış, Adil

Serdar Saçan'ın da aşamalara göre bazı çelişkiler arz eden inkar mahiyetindeki

savunmalarına itibar edilmeyerek, Halil Behiç Gürcihan'ın önceki aşama ifadelerine göre

bu belgeleri Adil Serdar Saçan'ın verdiği mütalaa edilmiştir.
Şube arşivinde bulunan mülakat çözümlerinin, görevlilerce imzalanmayarak resmi tutanak

hüviyeti kazandırılmamış metinler olduğu, ses kaydı olmadıktan sonra çözümün

dayanağının ne olduğunun ve doğruluğunun ispatlanmasının güçlüğü, bu kasetlerin tek

olmayıp başka birimlerde de bulunduğu savunması kabul edilse dahi bunların resmi

kurumdan çıkartılması eylemini meşru kılmayacağı açıktır. Bu gerekçeler ile Adil Serdar

Saçan'ın. iddianamedeki gibi bu eylemde kasetlerin ortaya çıkmaması amacı güttüğü

ithamının yersiz olduğu, hukuk sisteminde kasetin değil çözümünün bir değeri bulunduğu

ve bu çözümün de Şubede mevcut olduğu, şeklindeki savunması itibar edilir mahiyette

bulunmamıştır. Adil Serdar Saçan duruşmada, kendisi ile Ş.D. arasında geçen, dava

sanıklarından Arif Doğan'ın yanına gidildiğinin konuşulduğu telefon konuşmasındaki

"gittiğinizi'" sözünün "gittiğimizi'" şeklinde yanlış çözülmesi sonucu, kendisinin Arif

Doğan'ın yanına gittiği anlamı çıktığını savunup, çözümün düzeltilmesini talep etmiştir.

Bu savunmanın doğruluğunu ispat etmenin en doğru ve kolay yolu ilgili ses kaydının

çözümünü yeniden yapmaktır.


Adil Serdar Saçan, başka kişi ve resmi kurumların da bilgisinde olduğu halde, konu

hakkında işlem yapanın sadece kendisi olduğu gözetilmeden, proje çalışmasını kapatmakla

itham edilmesinin yersizliği savunmuş ise de, ayrı bir araştırma-soruşturma konusu

olabilecek olan bu iddiaların, İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığının adli polis olarak

tahkikatı yapmak ile görevlendirilen Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin müdürü olarak

konu hakkındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı açıktır.


Herkes hakkında çeşitli iddialar ileri sürülebilir. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'ın

anlatımları da önemli bazı olaylar ve tanınan kişiler hakkındaki iddiaları kapsamaktadır.


144/2271
Bu anlatımlar konusunda bir değerlendirme yapılması delillere vakıf olunması veya

iddiaların teyidi konusunda yapılacak bir araştırma ile mümkündür. Organize Suçlarla

Mücadele Şube Müdürlüğünün Adil Serdar Saçan imzası ile İstanbul DGM Cumhuriyet

başsavcılığına muhatap yazısında, proje çalışması başlatılmasına izin verilmesi isteğinin

esaslı gerekçesi olarak. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'ın "samimi beyan" olarak

vasıflandırılan anlatımlarının gösterildiği, aramalarda zapt edilen belgeler bulunduğu

belirtilmiş ise de içeriklerinden bahsedilmediği ve gönderilmediği, yazıya ek olarak

gönderilenlerin mülakat kaset ve çözümleri ile arama tutanakları olduğu görülmektedir.

Hâlbuki aramalarda Ümit Oğuztan'ın mülakattaki anlatımlarını doğrular mahiyette bazı

elektronik belgeler ele geçmiştir. Yine Tuncay Güney'in mülakattaki anlatımlarının

merkezinde bulunan Veli Küçük ile sıkı bağlantısını, örgüt belge ve faaliyetleri

konusundaki bazı iddialarını doğrular mahiyette birçok fotoğraf, ajanda notları, basılı ve

elektronik belge gibi deliller bulunmuştur. Bu durumda Cumhuriyet başsavcılığının cevabi

yazısında Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'ın anlatımları hakkındaki "Adı geçenlerin

beyanlarına dair çözüm tutanaklarının incelenmesinde; önemli bir bölümünün duyumlara

dayalı mücerret iddialar olduğu düşünülmektedir" değerlendirmesi anlaşılabilir

olmaktadır. Cumhuriyet başsavcılığı buna karşılık yine de "Haklarında delil bulunmayan

ancak mücerret ve tahmine dayalı iddialara muhatap olan kişi ve kurumların

yıpratılmaması yönünde gerekli titizliğin gösterilmesi" ikazında bulunarak ön çalışma

yapılması talimatı vermiş, bu kapsamda teknik ve fiziki takip yapılmasını, belge ve

doküman toplanmasını, zapt edilen tüm dokümanların çözümlerinin yaptırılıp

mahiyetlerinin tespitini istemiştir. Delil asılları ya da inceleme tutanakları görülmeden

kanaat sahibi olunamayacağı dikkate alındığında Adil Serdar Saçan'ın bu konu hakkındaki.

bunların Cumhuriyet savcılığına gönderilmemesinde art niyet olmadığı, kaldı ki

Cumhuriyet savcısının her zaman bunların getirtilme sini isteyebileceği savunması oluşa

uygun görülmemiştir. Yine Adil Serdar Saçan imzası ile İstihbarat Şubesine yazılan yazı

ekine de bu delillerin konulmadığı anlaşılmaktadır. Delillerin İstihbarat Şubesinde

bulunmadığı şeklindeki resmi yazı, Cumhuriyet başsavcılığı ya da İstihbarat Şubesinin bu

delilleri resen de isteyebileceğinin ayrı bir araştırma konusu olup Adil Serdar Saçan'ın bu

konudaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı dikkate alınarak, Adil Serdar Saçan'ın

çalışma izni yazısı dışında İstihbarat Şubesine belge gönderilmemesi sebebi hakkındaki

İstihbarat Şubesinin tüm bilgi ve belgelere vakıf olduğu, Şube Müdürlükleri arasında da

tüm ek ve belgeleri ayrı ayrı yazıp gönderme usulü olmadığı şeklindeki savunmasına itibar

edilmemiş, bu gerekçeler ile iddianamedeki "Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'dan ele

geçirilen Ergene kon Terör Örgütüne ait dokümanları, teknik takip yapmakla yükümlü

İstihbarat Şube Müdürlüğüne teslim etmeyerek soruşturmanın bu şube tarafından

derinleştirilmesine de bu şekilde engel olmuştur" ithamının da yerinde olduğu mütalaa

edilmiştir.


Kovuşturma safahatında Mahkemenin konu hakkındaki yazısına Emniyet Müdürlüğü

İstihbarat Şubesi, Tuncay Güney 'den elde edilen bilgisayar kasası ve dizüstü bilgisayarın

Şube Müdür Yardımcısının emriyle yedeklenmek üzere İstihbarat Şubesine teslim edildiği

ve yedeklemesi yapıldıktan sonra iade edildiği şeklindeki tutanağın Organize Suçlar Şube

Müdürlüğünün görevli personelince tanzim edilmiş 08.08.2001 tarihli bir iç yazışma

olduğu ancak bunların İstihbarat Şubesine teslim edildiği, yedeklendikten sonra iade

edildiğine dair herhangi bir yazışma ve dijital kayda rastlanılmadığı şeklinde cevap

vermiştir.


145/2271
Adil Serdar Saçan'ın, proje çalışmasını kapatıp delilleri gizleme ithamının yersizliği

savunması kapsamındaki, İstanbul DGM Cumhuriyet savcısının çalışmayı sonlandırarak el

konulan tüm belge ve dokümanların iadesi talimatı verdiği halde Tuncay Güney ve Ümit

Oğuztan hakkında ayrı bir dava devam ettiğini düşünüp bunları iade etmediği ve bu

delillerin l.Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği şeklindeki bir başka beyanı da dosya

kapsamı ile uyumlu değildir.


Adil Serdar Saçan imzası ile İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığıma gönderilen, proje

çalışmasının kapatılmasının teklif edildiği 14.11.2002 tarihli yazıda, Tuncay Güney'den

ele geçen belgelerin iadesi için 13 ve 14.11.2002 tarihlerinde evine gidildiği, kimse

bulunamadığı için iadenin yapılamadığı, gelip alınana kadar Şubede muhafaza edileceği

belirtilmiştir. Cumhuriyet savcısının yazılı oluru alınmadan, hem de uygulamada pek de

görülmeyen bir şekilde Tuncay Güney'in evine kadar gidilerek belgelerin iadesine

çalışıldığı görülmektedir ki bu durum belgelerin iadesi konusundaki savunmanın doğru

olmadığını göstermektedir. Adil Serdar Saçan"ın, çelişkili görülen bu konuya açıklama

getirmesine dair soruya verdiği, bu durumun Cumhuriyet savcısı ile daha önceden

görüşüldüğünün delili olduğu, onun sözlü talimatı ile evrakların teslim edilmek istendiği,

aksi bir davranış içinde bulunulsa bu hususun resmi yazıya geçirilmeyeceği şeklindeki,

konu hakkında önceki beyanı ile de açıkça çelişen cevabı, sözlü bir talimat ile bu şekilde

hareket edilmiş ise bunun da ilgili yazıda belirtileceği dikkate alındığında, duruma göre

sonradan geliştirdiği bir savunma mahiyetinde görülerek itibar edilir bulunmamıştır. Diğer

yandan, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'dan ele geçen delillerin, Adil Serdar Saçan'ın

Şubedeki görevinin sona ermesinden sonra ve Organize Şube Müdürlüğünden bu

evrakların akıbetinin ne olduğunun sorulması ile başlayan süreç sonucunda İstanbul 1 .Ağır

Ceza Mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Buna göre Adil Serdar Saçan'ın Tuncay

Güney ve Ümit Oğuztan'a ait evrakları muhafaza edip l.Ağır Ceza Mahkemesine

göndererek kaybolmalarının önüne geçtiği şeklindeki savunması da dayanaksız

kalmaktadır.
İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca proje çalışmasını yürütmek, bu kapsamda

teknik ve fiziki takip yapmak, belge ve doküman toplamak, zapt edilen tüm dokümanların

çözümlerini yapıp mahiyetlerini tespit etmek ile görevlendirilen İstihbarat Şubesi değil adli

polis vazifesi kapsamında Adil Serdar Saçan'ın Müdürlüğünü yaptığı Organize Suçlarla

Mücadele Şubesidir. Adil serdar Saçan'ın savunmasındaki gibi fiziki ve teknik takip

imkânlarının ancak İstihbarat Şubesinde bulunduğu kabul edilse dahi, Organize Suçlarla

Mücadele Şubesince yapılmasına mani bir durum olmayan talimatta yazılı diğer işlemlerin

yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki Organize Şube Müdürlüğünün o dönem

itibari teknik ve fiziki takip yapma imkânı bulunmadığı şeklindeki savunma, kendi

savunma tanıkları olan Ahmet İhtiyaroğlu ve Kemal Karademir tarafından da

doğrulanmamış ve oluşa uygun görülmemiştir.
Adil Serdar Saçan, proje çalışması kapsamında Organize Şubede Yeşil ve bazı itirafçıların

yakalanmasına dair çalışmalar yapıldığı, Yeşil'i bulmak için özel ekip kurulduğu ancak bu

çalışmaların sonuçsuz kaldığını savunmuştur. Tuncay Güney'in mülakatında Yeşil Kod

adlı Mahmut Yıldırım'ın Veli Küçük ile irtibatından da bahsedilmiş ise de, mülakatın

genelinde anlatılanlara ve ele geçen belgelere göre, ismi ve faaliyetleri çoktan deşifre

olmuş Yeşil'in yakalanmasının öncelikli bir konu olmadığı, proje çalışması evrakları


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin