T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə25/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   335

faaliyetlerine katılacak mafya gruplarından ise bahsetmediğini, zaten Veli Küçük'ün

mafyaya tamamen hâkim olduğunu, iş adamları ve sanatçıların ileride kendilerine menfaat

sağlayacağını umdukları için Lobi faaliyeti içerisinde yer almaya olumlu baktıklarını,

söylemiştir.


Duruşmada dinlenen Tanık Turgut Büyükdağ, Tuncay Güney'in bu mülakatta Veli Küçük

ile irtibatı konusundaki söylediklerini doğrular mahiyette ifade vermiştir. Önceki

aşamalarda Turgut Büyükdağ'ı tanımadığını savunan Veli Küçük daha sonra ifadesini

değiştirerek Turgut Büyükdağ'ın kendisinin yanına geldiğini, önceki ifadesinin bu olayı

hatırlayamamaktan kaynaklandığını söylemiştir. Turgut Büyükdağ'ın, Tuncay Güney ve

Veli Küçük ile tanışmaları. Veli Küçük ile yüz yüze görüşmeleri konusundaki oldukça

ayrıntılı olan ifadeleri, dosya kapsamına göre doğrulanmış olan İstanbul'dan Giresun'a

giderek burada görev yapan Veli Küçük'ün misafiri olarak gecelemesi hususu dikkate

alındığında, Veli Küçük'ün Turgut Büyükdağ'ı önceden hatırlamadığı şeklindeki

beyanının, önceki beyanının gerçek olmadığının ortaya çıkması üzerine geliştirdiği, itibar

edilemeyecek mahiyette bir savunma olduğu anlaşılmıştır.
Tuncay Güney ile bu kayda uygun şekilde bir mülakat yapıldığı, kayıttaki Tuncay Güney'e

ait beyanların Tuncay Güney tarafından söylendiği Zabıt Mümzii konumundaki Savunma

Tanıkları Ahmet İhtiyaroğlu ve Kemal Karademir tarafından doğrulanmıştır. Bu mülakatın

var olduğu, 2001 yılında. Organize Suçlarla Mücadele Şubesi binasında, Savunma Tanığı

olan Kemal Karademir'in odasında Organize ve İstihbarat Şubesi görevlilerinin katılımı ile

yapıldığı sabittir. Tuncay Güney'in konu hakkındaki ifadesinin alınması için Kanada

yetkili adli makamından talep edilen adli yardımın gereği, Kanada ile ülkemiz arasında adli

yardım sözleşmesi olmadığı ve Tuncay Güney'in de Kanada yetkili adli makamına ifade

vermeyeceğini beyan ettiği gerekçelerine göre yerine getirilememiştir. Tuncay Güney'in

^ , _ 159/2271


Kanada'dan katıldığı canlı yayın programları bazı sanıkların talebi üzerine dosyaya

getirtilmiştir. Tuncay Güney'in bu programlarda konu hakkında öz olarak, mülakatta

anlattıklarının doğru olduğunu, ancak bunları mülakat öncesi kendisine yapılan işkenceden

dolayı anlattığını ifade ettiği anlaşılmaktadır. Tuncay Güney'in söz konusu mülakatta da

bu konu hakkında, kendisinin sıkıntılara gelemeyen, pimpirik bir yapısı olduğunu, nazik

büyüdüğünü, Korkmaz Yiğit 'in dediği gibi kimyasının hemen değiştiğini, bu durumda her

şeyi takır takır anlatacağını, Veli Küçük'ün bir sohbetlerinde kendisi hakkında "Buna jop

sokarlarsa her şeyi söyler" dediğini, kendisinin de bunu onayladığını söylediği

görülmektedir.
Tuncay Güney ile 2001 yılında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde

gözaltında iken yapılan mülakatın video kaydı dosyada mevcut bulunmaktadır ve

duruşmada dinlenilmiştir. Organize Suçlarla Mücadele Şubesi arşivinde sadece imzasız

çözümü bulunan bu mülakat kaydının kaseti, yukarıda anlatıldığı gibi Adil Serdar Saçan

tarafından götürülmüş, 2003 yılında Şevki Duyu'nun işyerindeki aramada bulunarak Fatih

Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetine alınmıştır. Dava dosyasındaki kayıt soruşturma

safahatında buradan temin edilmiştir.
Kemal Kerinçsiz müdafi Av. Mehmet Tolga Akalın. Vedat Yenerer müdafi Av.Vural Ergül

başta olmak üzere bir kısım sanık ve müdafileri, Tuncay Güney'in mülakat kaydı

çözümünde geçen bir söz nedeni ile duruşmalarda, bu mülakatın 2001 yılında değil

Ergenekon soruşturmasının başladığı 2007 veya 2008 yılında yapıldığını, Tuncay

Güney'in bu soruşturma için özel olarak Kanada'dan getirilip, kendisine belli hususların

söylettirildiğini ileri sürmüşler, Doğu Perinçek ve bir kısım sanıklar ile irtibatlı Aydınlık

dergisi de bu mahiyette yayın yapmıştır. Mahkeme bu iddiayı araştırmış, Tuncay Güney'in

gerek kendi kimliği, gerekse sanık müdafileri tarafından Mahkemeye bildirilen kimlikler

ile yurda giriş çıkışının olmadığı anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra Savunma Tanıkları olarak

dinlenen Ahmet İhtiyaroğlu ve Kemal Karademir'in beyanları bu iddianın asılsızlığını

ortaya koymuştur.
Doğu Perinçek ve bağlantılı sanıklar ile müdafilerinin, bu kayıtta özellikte Fethullah Gülen

ile ilgili bölümlerin makaslandığı iddiaları ve Aydınlık dergisinin bu mahiyetteki

yayınlarının, dosya kapsamındaki delillere uygun olmadığı, gerek sanık Adil Serdar Saçan

gerekse Savunma Tanıkları Ahmet İhtiyaroğlu ve Kemal Karademir tarafından

doğrulanmadığı, iddianın asılsız olduğu anlaşılmıştır.
Doğu Perinçek ve bağlantılı sanıklar ile müdafileri başta olmak üzere, bir kısım sanık ve

müdafileri duruşmalarda, Tuncay Güney'in CIA ajanı olarak Polis içindeki bir grupla

işbirliği içinde olduğunu, belli bir kurgu dâhilinde Organize Suçlarla Mücadele Şubesine

gönderildiğini, buradaki mülakatında da kendisine önceden öğretilip ezberletilen şeyleri

söylediğini, Tuncay Güney'in Kanada'dan katıldığı canlı yayın programlarında dile

getirdiği işkence iddialarının asılsız olduğunu, ortada olan mülakat kaydında kendisine

gayet iyi davranıldığının, sormadan anlattığının açık olduğunu savunmuşlardır. Savunma

Tanığı Ahmet İhtiyaroğlu'nun soruşturma safahatında Cumhuriyet savcılığına verdiği

dilekçedeki anlatımları ile duruşmadaki beyanı da bu iddialar ile aynıdır.
Tuncay Güney ile kamera kaydına alınan mülakattan önce kamera kaydına alınmayan

başka bir mülakat daha yapıldığı başta Savunma Tanıkları Kemal Karademir ve Ahmet

İhtiyaroğlu'nun beyanları olmak üzere dosya kapsamındaki diğer delillerden
160/2271

anlaşılmaktadır. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında MİT Müsteşarlığına birçok kez

konu hakkında bilgi sorulmuş olduğu halde, daha önce gönderilmeyen bir ses kaydı

kovuşturmanın ileri bir safahatında gönderilmiştir. Duruşmada dinletilen bu kayıt

hakkında, böyle bir hadise yaşanmadığını, bu kayıt ile kumpas kurulduğunu beyan etmesi

yanında, seslerin o dönemde Şubede görevli olanlara ait olduğu, bunlar arasında kendi ve

söz konusu mülakatlara hiç katılmadığını, hatta kişileri görmediğini savunan Adil Serdar

Saçan'ın da sesinin de bulunduğu beyan eden savunma Tanığı Ahmet İhtiyaroğlu'nun

ifadesi ve tüm dosya kapsamına dikkate alındığında Tuncay Güney'in Organize Suçlarla

Mücadele Şubesinde gözaltında iken işkenceden geçirildiği anlaşılmış, Savunma Tanığı

Ahmet İhtiyaroğlu'nun aynı kayıttaki işkence yapılma seslerine benzer olan seslerin bir

görevlinin tiki olduğuna dair, duruşmada dinlenilen kayıt ile de uyumlu olmayan

beyanlarına itibar edilemeyeceği, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında MİT

Müsteşarlığının Mahkemeye gönderdiği kaydın o dönemde gizlice kaydedilerek MİT'e

gönderilen Tuncay Güney ile görüntülü mülakattan önce yapılan sorguya ait ses kaydı

olduğu mütalaa edilmiştir.
Buna göre, Tuncay Güney'in kurgulanarak gönderildiği, mülakatta kendisine

ezberletilenleri söylediği mahiyetindeki savunmalara itibar edilmemiştir. Savunma Tanığı

Kemal Karademir de duruşmada kendisinin böyle duruma şahit olmadığını ifade etmiştir.

Savunma Tanığı Ahmet İhtiyaroğlu'nun Tuncay Güney'in sorgu arasında kendisine "Ben

CIA 'e çalışıyorum" dediği beyanı ise, sorumlu düzeydeki bir kolluk görevlisi olan bu

tanığın kendisine yapılan bu ikrarı hiçbir şekilde resmi yazışmalara geçirmemesi, hiçbir

resmi mercie bildirimde bulunmaması, kendisinin yönettiği mülakatlarda sormaması, hatta

mülakata katılan diğer görevlilere de söylememesi dikkate alındığında itibar edilir

mahiyette bulunmamıştır. Bu beyanın Doğu Perinçek ve bağlantılı sanık ve müdafileri

başta olmak üzere diğer bir kısım sanıkların konu hakkındaki aynı mahiyetli savunmalarına

destek olmak için geliştirildiği mütalaa edilmiştir. Nitekim Savunma Tanığı Ahmet

İhtiyaroğlu'nun bu iddiası diğer Savunma Tanığı Kemal Karademir tarafından da

doğrulanmamıştır.
Doğu Perinçek ve bağlantılı sanıklar ile müdafileri başta olmak üzere, bir kısım sanık ve

müdafilerinin, Ahmet İhtiyaroğlu'nun soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılığına

verdiği dilekçede, Tuncay Güney'in mülakat sırasında Fethullah Gülen ile ilgili sorularda

terlediği, mülakata katılan diğer görevlilere baktığı, bu görevlilerin de hemen konuyu

değiştirdikleri anlatımı bulunduğundan bahisle ileri sürdükleri iddiaların, daha sonra

duruşmada Savunma Tanığı olarak dinlenen Ahmet İhtiyaroğlu'nun aynı mahiyetteki

ifadesinin, ortada olan mülakat kaydındaki sorularından zaten konu hakkında detaylı bilgi

sahibi olmadıkları anlaşılan görevlilerin Tuncay Güney'i belli şekilde ifade vermek için

yönlendirmelerinin söz konusu olmadığı, söz konusu mülakatları Ahmet İhtiyaroğlu'nun

yönettiğinin anlaşılması ve diğer Savunma Tanığı Kemal Karademir'in bu konuda Ahmet

İhtiyaroğlu'nu doğrulamayan ifadesi dikkate alındığında itibar edilir mahiyette

bulunmamıştır.


Buna karşılık yukarıda anlatın gerekçeler ile bu mülakatın tek başına hükme esas

alınamayacağı, CMK'nun löO.maddesine göre "Suç ihbarı" olarak değerlendirilebilir

mahiyette olduğu, mülakatta Tuncay Güney'in verdiği bilgilerin dosya kapsamındaki diğer

deliller ile doğrulanması gerektiği mütalaa edilmiştir. İddianamelerin tek veya temel

dayanağının Tuncay Güney'in anlatımları olduğu şeklindeki, bir bakıma slogan haline

getirilen savunma, dosya kapsamına göre açıkça dayanaktan yoksundur. Bunun yanında,


161 /2271
kendisinin 9 yıldır Veli Küçük'ün yanında olduğunu, bir bakıma onun emir eri gibi hareket

ettiğini söyleyen ve soruşturmada ele geçen delillere göre bu beyanda doğruluk payı

bulunduğu anlaşılan Tuncay Güney'in, 2001 yılındaki anlatımları görmezden gelinmemiş,

teyit edilmeye esas olacak mahiyette beyanlar olarak ele alınmıştır.


Bazı Sanık ve Sanık müdafileri soruşturma ve kovuşturma safahatı boyunca, Tuncay

Güney'in hususi yaşamından, özellikle hususi yaşantısından bahisle, böyle birisinin

anlattıklarına itibar edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir. Dinlenen bazı tanıklar hakkında da

benzer mahiyette ve Cezaevlerinden hatta Doğu Perinçek'in ifadesi ile çöplükten

toplandıkları v.b. birçok iddia ve itham dile getirilmiştir. Bunların basın yayın araçlarında

da yaygın bir şekilde yer aldığı görülmektedir. Maddi gerçeğin ortaya çıkartılması için

çaba sarf etmekle görevli olan soruşturma ve kovuşturma makamlarının bir kişinin hususi

durumu ile değil, bir olay hakkında doğruyu söyleyip söylemediği ile ilgilenmesi

gerektiğinden bu tür savunmalara itibar edilmemiştir. Suç örgütleri konusundaki yargı

uygulaması da, bu konuda ihbarda bulunan, ifade veren veya tanıklık yapan kişilerin daha

çok yine bu suç örgütleri içinden veya irtibatlı bulundukları kişiler arasından çıktığını

göstermektedir ki bu da gayet doğal bir durumdur.


Burada bir örnek vermekle yetinilecektir. Tuncay Güney söz konusu mülakatta kendisi ile

Ali Yasak'ın tanıştığından. Veli Küçük ile Ali Yasak'ın irtibatından, bu irtibatı bazı

durumlarda kendisinin sağladığından bahsetmektedir. Bu konuda Amerika'ya gideceği

dönemde Veli Küçük'ün kendisine Mehmet Özbay ile konuşmasını söylediği, Mehmet

Özhay adlı bu kişiyi Ali Yasak'ın da tanıdığı, bunun üzerine Drej Ali'yi arayarak konuyu

ilettiği, Amerika'ya gidiş biletlerini Drej Ali'nin aldığı, cebine de beşyüz dolar para

koyduğu, daha sonra Amerika'ya gittiği, Kenedy Havaalanında karşılandığı, Mehmet

Özbay'ın ortak olduğunu düşündüğü The Marmara Otelinde kaldığı, kendisinden para

alınmadığı, Mehmet Özbay 'ın orada kendisine halı işi yapılan bir mağazasını gösterdiği

olayını da anlatmaktadır.


Ali Yasak ve Veli Küçük, Tuncay Güney'in bu anlatımlarını reddetmişler, sadece iki veya

üç defa tesadüf eseri karşılaştıklarını savunmuşlardır. Ali Yasak ayrıca Tuncay Güney'i

tanımadığını ifade etmiştir.
Ali Yasak ve Veli Küçük'ün bu ifade ve savunmalarından sonra, 29 Kasım 2009 tarihinde

Hürriyet Gazetesinde "Onu Drej Ali Gönderdi" şeklinde bir manşet haberi yayınlanmıştır.

Dosyaya getirtilen bu haberde, kimlik bilgilerini Susurluk kazasında ölen Abdullah

Çatlı'ya kullandırdığı iddia edilen ve halen Amerika'da yaşayan Mehmet Özbay'a

ulaşılarak Tuncay Güney'in sorulduğu, Mehmet Özbay'ın da "...Bana Tuncay Güney'i

Drej Ali gönderdi. Benim çok iyi arkadaşımdır Drej Ali. The Marmara Manhattan 'da

kiralık bir dairem vardı. Onun yanında bir oda tuttum ben de buna. Benim yanıma

geldiğinde bizim eskiden Jile tabir ettiğimiz kırmızı bir atlet giymişti. New York'ta bir blok

yürüdükten sonra dedim ki şu parayı al. Üstümde ne varsa verdim. Marmara 'daki odanın

parasını ödedim. 2-3 bin dolar da cebine koydum. Benim Londra 'ya gitmem lazım, dedim.

Hakikaten de Londra 'ya gidiyordum. O an ayrılmam şart değildi ama utandım onunla bir

blok yürümekten. 2 dakika gördüm yerin dibine girdim... " diyerek, Tuncay Güney'in

kişiliği hakkındaki olumsuz kanaatlerini sıraladığı yazılıdır. Bu haberin yayınlanmasından

sonra aynı gazetede Ali Yasak'ın konu hakkında "Tuncay Güney'i tanımadığı, Mehmet

Özbay'ın eski bir arkadaşı olmakla birlikte bu konudaki beyanının yalan olduğu"

şeklindeki açıklaması yayınlanmıştır.


162/2271
Tuncay Güney'den ele geçen kahverengi renkli fihristin "D" bölümünde "Ali Yasak

05422157065" numarasının yazılı bulunduğu, bu telefon hattının Veli Küçük'ün

kullanımındaki 5336439665 numaralı telefon hattı ile 14.05.2002-23.11.2002 tarihleri

arasında (11) adet irtibat bulunduğu tespit edilmiştir.


Yine başka bir soruşturma kapsamında Hanefi Avcı'dan ele geçen ve bir kısmı Mahkeme

dosyasına giren kasetler içerisinde, Ali Yasak ile Tuncay Güney arasında geçen bir telefon

konuşmasının ses kaydı bulunduğu, bu telefon görüşmesinin;
Ali Yasak

Tuncay Güney

Ali Yasak

Tuncay Güney


: Tuncay Beyi rica edecektim.

: Benim buyrun beyefendi.

: Ben Ali Yasak
: Efendim dün ben Paşamın yanındaydım.
: Sizinle bir görüşmem gerekiyor. Paşam sizinle telefon görüşmesi

yapacaklar. Bugün müsait misiniz acaba?


Ali Yasak
Tuncay Güney
: Tabi.
Ben nereye geleyim efendim sizin için uygun olan bir yer...
Ali Yasak
Tuncay Güney

söyledi.
Ali Yasak


Tuncay Güney
Benim için önemli değil hayırdır konu ney?

Bilmiyorum paşam sadece sizle telefonla görüşmek istediğini


Siz mi irtibat kurduracaksınız?

Evet, efendim.


(Devamında Ali Yasak'ın Tuncay Güney'e buluşacakları adresi tarif ettiği) şeklinde

olduğu anlaşılmıştır.


Yukarıda anlatılanlar mülakatta anlatılan bu konu hakkında. Abdullah Çatlımın arkadaşı

olduğu, Çıkar amaçlı suç örgütü kurmaktan yargılandığı belirtilen Ali Yasak ve Türk

Silahlı Kuvvetlerinden General rütbesi ile emekli olan Veli Küçük'ün değil, hususi durumu

ve kişiliği hakkında onca şey söylenen Tuncay Güney'in doğruyu söylediğini ortaya

koymaktadır.
163/2271
Tuncay Güney'in söz konusu mülakatta, kendi hayat hikâyesinden başlayarak Veli Küçük

ile tanışması, zamanla Veli Küçük'ün emir subayı veya belgelerini getirip götüren bir

mutemedi gibi hareket edecek derecede samimi oldukları. Veli Küçük ile Doğu Perinçek,

Sedat Peker, Sami Hoştan, Ali Yasak, Semih Tufan Gülaltay ve diğer birçok kişinin

irtibatı, örgüt belgelerinin kimin talimatı ile kim tarafından, ne zaman ve ne şekilde

hazırlandığı, Ergenekon örgütü ve Veli Küçük'ün bu örgütteki konumu gibi birçok konu

hakkında beyanda bulunduğu, Tuncay Güney'in bu beyanlarının bizzat görüp yaşadığı

olaylara dair tanıklık, bizzat tanık olmadığı halde Veli Küçük ile olan yakınlığından ve

Veli Küçük'ün çevresinden duyduğu olaylar hakkında dolaylı tanıklık veya yorum

mahiyetinde olduğu, mülakat kaydı ve çözümünden de Tuncay Güney'in anlattıkları

konusunda bu ayrımı yaptığını ifade ettiği anlaşılmıştır.
Tuncay Güney'in bu mülakattaki, kendisinin Veli Küçük ile irtibatı, Ergenekon Terör

Örgütünün varlığı, Örgüt belgelerinin mahiyeti, bunların kimler tarafından ne şekilde

hazırlandığı ve Veli Küçük'ün dava sanığı olan diğer kişiler ile irtibatı konularındaki

beyanlarının, gerek 2001 gerekse 2008 yılında yapılan aramalarda ele geçen belgeler, aynı

şekilde Ümit Oğuztan ile ilgili aramalarda ele geçen belgeler, Ümit Oğuztan'ın

mülakatında Veli Küçük ile Tuncay Güney'in, Veli Küçük ile Doğu Perinçek'in irtibatı,

örgüt belgeleri gibi konularda söyledikleri, 2008 yılındaki aramalarda örgüt belgelerinin bu

belgelerin bir kısmının Veli Küçük. Doğu Perinçek ve Doğu Peinçek ile irtibatlı bir kısım

sanıklarda da ele geçmesi, yine Ümit Oğuztan'ın önceki aşama ifadelerinde Veli Küçük ile

Tuncay Güney'in irtibatı hakkındaki beyanları, yukarıda anlatılan İstanbul l.Ağır Ceza

Mahkemesinin 2002/64 esas sayılı dosyası kapsamındaki gerek kendisinin, gerek diğer

kişilerin adli ifadeleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (TMK.10 Madde İle Yetkili

Bölümü) 2010/857 sayılı soruşturması kapsamında bu mülakattaki Tuncay Güney'in

beyanlarının araştırılması sonucu yapılan tespitler, duruşmada dinlenilen Tanık Turgut

Büyükdağ'ın ifadeleri dikkate alındığında "İçeriği, diğer deliller ile doğrulanmış olan suç

ihbarları"' olarak kabul edilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.


C)MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI MÜSTEŞARLIĞI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 03.04.2008 tarihinde MİT Müsteşarlığına bir yazı

yazarak; soruşturma kapsamında bazı şüphelilerden ele geçen MİT ile ilgili belgelerin

Kurum ile ilgili gizli belge olup olmadıklarının, aleniyet kazanıp kazanmadıklarının

bildirilmesini ve Ergenekon Örgütü hakkında geçmişte yapılan çalışmaların ve örgütün

deşifresine yarayacak bilgi ve belgelerin gönderilmesini istemiştir.
MİT Müsteşarlığının. Müsteşar Emre Taner imzalı 09.05.2008 tarihli cevabi yazısının ilgili

bölümleri aynısı ile şöyledir.


"Aydınlık Dergisinin 1.4.2001 ve Aksiyon Dergisinin 12.5.2001 tarihli sayılarının yanı

sıra Yeni Şafak Gazetesi yazarı Fehmi Korunun 30.4.2001-1.5.2001 tarihli köşe

yazılarında. "Ergenekon" isimli bir oluşum hakkında dikkati çeker mahiyette haberlere

yer verildiği müşahede edilmiştir.


Bu arada, 3. 7.2002 tarihinde Müsteşarlığımıza posta kanalıyla intikal eden, ancak kaynağı

tespit edilemeyen 2 sayfalık isimsiz bir mektup ve ekindeki 6 adet CD'nin incelenmesi

sonucunda; basında "Ergenekon " adıyla yer verilen iddia niteliğindeki haberlere paralel

bilgiler tespit edilmiştir.


164/2271
I
Anılan dönemde; mezkûr mektup ve ekindeki CD lerle ilgili olarak, yapılan ön inceleme

sonucunda; Tuncay Güney İpek'in bilgisayar yedekleri olduğu iddia edilen CD'lerin bir

bölümünün bazı şahıslarca kaleme alınan dergi/kitap/kitap başlığı ve makaleler (Strateji

Dergisi, Aydınlık, Doğu Perinçek vb.) ile açık kaynak bilgilerinden, bir bölümünün ise

kişi/kurum ve kuruluşlara ait olduğu iddia edilen dokümanlardan oluştuğu ve bilgisayar

ortamında arşiv niteliğinde toplandığı izlenimi edinilmiştir.


Ancak, çeşitli kurum/kuruluş/şahıs vb. konularda ciddi iddialara yer verilen bilgilerin,

Ìstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün sorumluluğunda yürütülen bir çalışma olduğunun

öğrenilmesi ve konunun Müsteşarlığımızla da paylaşılmaması nedeniyle; incelemelerimiz

merkezi arşivimiz ve açık kaynaklara yansıyan bilgilerle sınırlı tutulmuştur.


Bunun yanı sıra, iddia niteliğinde olan ve "Ergenekon " adı kullanılarak yürütülen bu

çalışmaların; Devleti/rejimi hedef alan bir grubun kendi çıkarları çerçevesinde organize

olma çabalarını içerdiği izlenimi edinilmesi, bu çerçevedeki bilgilerin Müsteşarlığımıza

farklı kanallardan gelmesi ve birbirlerini büyük ölçüde teyit eder olması nedeniyle;


Müsteşarlığımıza 3.7.2002 tarihinde intikal eden, isimsiz mektup ve ekindeki CD'lerde yer

alan "Ergenekon ve Lobi" isimli projeler ile iddia niteliğindeki bilgiler çerçevesinde

hazırlanan kitapçık; 10.7.2003 tarihinde Sn. Genelkurmay Başkanı'na ve 19.11.2003

tarihinde ise Sn. Başbakan 'a intikal ettirilmiştir.


Bahse konu çalışmanın özeti niteliğinde hazırlanan başka bir Bilgi Notu ise 19.1.2006

tarihinde Sn. Başbakan'a ve 26.5.2006 tarihinde Sn. Genelkurmay İstihbarat Başkanı'na

sunulmuştur.
Diğer taraftan, 17.4.2007 tarihinde İstanbul'dan posta kanalıyla Müsteşarlığımıza isimsiz

mektup ve CD ( 1 adet) intikal etmiştir.


TSK' da görevli subay olduğunu belirten şahıs tarafından; "CD'nin içeriğindeki

dokümanların, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek tarafından Donanma

Komutanlığı Kurmay Başkanlığına getirilen Tümamiral Özer Karabulut'un

bilgisayarından alındığı " iddiasında bulunulmuş olup bahse konu mektup ve ekindeki CD;

Teşkilatımızca herhangi bir işlem yapılmadan 24.5.2007 tarihinde Sn. Başbakan'a ve Sn.

Genelkurmay Başkanı 'na sunulmuştur.


Ayrıca, mezkûr CD'de yer verilen "Ergenekon-Lobi" çalışmaları ile ilgili metnin

12.7.2006 tarihinde "Aloİhbar.Org" adlı web sitesinde "P.Kur.Yrb. XX" imzalı "Lobi

başlıklı tasarı" konulu mektup ekinde, "Çok Gizli" resmi belgelerle Ergenekon ve Lobi,

Demokrasi ve halka karşı "Sivil Kontra Hareket" başlığı ile yayınlandığı da tespit

edilmiştir.
Diğer taraftan; bazı çevrelerce kaleme alınmış "öneri, tez ve etüt" gibi dokümanlardan

hareketle hazırlandığı anlaşılan "Ergenekon, Lobi, Oluşum, Şirket, Reaksiyon,

Fundamentalist terör vb. " projelerde; Müsteşarlığımız ile ilgili iddiaların büyük bir
165/2271
bölümünün özellikle Aydınlık Dergisi ve diğer basın-yayın organlarından alıntılar olduğu

ve iddia niteliği dışında resmi bir husus içermediği belirtilebilecektir. "


MİT Müsteşarlığının bu yazısı ekinde 10.7.2003 tarihinde Genelkurmay Başkanına,

19.11.2003 tarihinde de Başbakan'a sunulduğu belirtilen Ergenekon konulu kitapçığın

gönderildiği belirtilmektedir. Söz konusu kitapçığın; Ergenekon Örgütü konusunda

Başbakana arz edildiği anlaşılan yazıdan, bu yazı eki olarak da; Ek-1 de ihbar mektubu

fotokopisi, Ek-2 de "Ergenekon" ve "Lobi" programının örnekleri, Ek-3 de "Ergenekon"

projesi ve konularına göre şematizesi, Ek-4 de "Lobi" Çalışması ve konularına göre

şematizesi, Ek-5 de T.G.İpek'in şahıslar ve kurumlar ile ilgili iddiaları, Ek-6 da

T.G.İpek'in ifadesi ve CD'lerde yer alan bilgilerdeki iddiaların şematizesi, Ek-7 de

Ergenekon adlı yapılanma ve bu projeyle bağlantılı oldukları iddia edilen şahıslardan

E.Tuğg. Veli Küçük, Kemal Özden ve T.Güney İpek'e ait bilgi notları, Ek-8 de Ergenekon

adlı yapılanma ve bu projeyle bağlantılı olduğu iddia edilen Ulusal Sanayici ve İşadamları

Demeği (USİAD) hakkında bilgi notundan oluştuğu anlaşılmaktadır.


03.07.2002 tarihinde posta yolu ile MİT Müsteşarlığına gönderildiği belirtilen ihbar

mektubunu yazan ve polis olduğunu belirten şahıs tarafından, "Ergenekon" isimli

yapılanma ve üyeleri hakkında;
"Ülke geleceğine şekil vermek amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde faaliyet

gösterdiği, askeri kimliğini de kullanarak kendi etrafında sivil menfaat odakları

oluşturduğu, Alevi kesim ile temaslarının yanı sıra, Veli Küçük, Sedat Peker ve Dz.


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin