Bu dokümanlara örnek olarak ;
(552-553-554-555-556-557-558-559-560-561-562-563-564-565-566-567-568-569-570-571-572) ile numaralandırılan (21) sayfalık dokümanın; “BAYRAK HAREKATI DİREKTİFİ” başlıklı, ÇOK GİZLİ ibareli, içerisinde Ülkenin içinde bulunduğu durumun, mevcut tehditlerin, ordu komutanlıklarının sorumluluk alanlarının, vazifelerinin, sıkıyönetimle ilgili emir niteliği taşıyan bilgilerin bulunduğu ayrıca yazının altında “1 nci Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet ÜRÜĞ” şeklinde ismin bu isim üzerinde imzanın bulunduğu 1980 tarihli, bu belgenin ilk kısmında GESAP, EMASYA, YURTKOR, ŞİMŞEK, BARBAROS adlı harekat planlarına ilgi tutulduğu,içeriğinde;
-
DURUM,
-
VAZİFE,
-
İCRA,
-
İDARE VE LOJİSTİK,
-
KOMUTA VE MUHABERE başlıkları altında uygulanacak ve izlenecek yol-yöntemlerin belirtildiği belge olduğu,
(517) ile numaralandırılan dokümanın ; “Süha TANYERİ Kur.Kd.Alb. 1nci Ordu Hrk. Bşk,” başlıklı, içerisinde 1 den 10 a kadar maddelenmiş el yazması askeri bilgi içerikli yazıların bulunduğu belge olduğu, bu belgelerde 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin dosyalar içerisindeki belge içeriklerinin not alındığı, bu maddelerde belirtilen belgelerin sıralı olarak 518 nolu doküman itibari ile devam ettiği anlaşılmaktadır.
(610) ile numaralandırılan dokümanın ; “BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-6 ( YAKALANARAK OTOMATİKMAN GÖZALTINA ALINACAKLAR ) başlıklı belge,
(607) ile numaralandırılan dokümanın ; “BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-5 LAHİKA-A ( DAHA ÖNCE SUÇU TESPİT EDİLEN VE ÜLKE ZARARINA FAALİYETLERİ BELİRLENEN PARLEMENTERLERİN İSİM LİSTESİ )” başlıklı, çok gizli ibareli, 1980 Tarihli, 1 nci Ordu ve İstanbul sıkıyönetim komutanlığı Selimiye ibaresi bulunan belge,
(606) ile numaralandırılan dokümanın ; “BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-5 ( EVİNDE GÖZALTINDA BULUNDURULACAK VE TUTUKLANACAK SİYASİ PARTİ MENSUPLARININ İSİM VE ADRESLERİ )” başlıklı, çok gizli ibareli, Temmuz 1980 tarihli, 1 Nci Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Selimiye ibareli belge,
(603-604) ile numaralandırılan (2) sayfalık dokümanın ; “MUHAFAZA ALTINA ALINACAK HASSAS TESİSLER” başlıklı, çok gizli ibareli, içerisinde İlçelere göre çeşitli Hassas tesislerin isimlerinin bulunduğu belge,
(600-601-602) ile numaralandırılan (3) sayfalık dokümanın ; “BAYRAK HAREKAT DİREKTİFİ’ NE EK-4 FAALİYETİ DURDURULACAK, ARANIP EVRAKINA EL KONULACAK KURULUŞLAR” başlıklı, çok gizli ibareli, 1980 Tarihli, 1 nci Ordu Ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Selimiye ibareli belge,
(384) ile numaralandırılan dokümanın ; “İSTANBUL’ DA FAALİYETİ DURDURULAN DERNEKLER” başlıklı, içerisinde çeşitli dernek isimleri, faaliyeti durdurulma tarihleri, faaliyeti durduran komutanlık ve faaliyetin durdurulma sürelerinin yazılı bulunduğu şema şeklinde belge,
(381-382-383) ile numaralandırılan (3) sayfalık dokümanın ; “İSTANBUL’ DA FAALİYETİNE MÜSAADE EDİLEN DERNEK VE KURULUŞLAR” başlıklı, içerisinde İstanbul da ki derneklerin İstanbul ili içerisinde ilçeler bazında 19 kadar maddelenmiş şekilde dağılımını gösteren ve bu dernekler hakkında çeşitli bilgilerin bulunduğu şema şeklinde belge,
(359-360) ile numaralandırılan (2) sayfalık dokümanın ; “İSTANBUL SIKIYÖNETİM BÖLGESİNDEKİ HASSAS KAMU TESİSLERİ” başlıklı, içerisinde İstanbul da ki çeşitli kamu kuruluşunun ilçe başlıkları altında isimlerinin yazılı bulunduğu belge,
(361-362) ile numaralandırılan (2) sayfalık dokümanın ; “İLİMİZDE FAALİYETTE BULUNAN RESMİ KURUMLARA AİT YÜKSEK ÖĞRENİM ÖĞRENCİ YURTLARI” başlıklı, içerisinde yüksek öğrenim öğrenci yurtlarının 20 ye kadar maddelenmiş şekilde isimlerinin, adreslerinin, telefon numaralarının ve bu yurtların müdürlerinin isimlerinin yazılı bulunduğu belge,
(266) ile numaralandırılan dokümanın ; “T.C. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI 1 nci ORDU VE SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞI SELİMİYE” başlıklı, “Sözleşmeli personel hakkında.” konulu, “25 ARALIK 1983” tarihli, “SIKIYÖNETİM”, “GİZLİ” ve “KİŞİYE ÖZEL” ibareli, “Orgeneral Necdet ÖZTORUN” imzalı belge olduğu, belge içeriğinde İstanbul Belediyesinde sözleşmeli olarak çalışan 88 emekli asker personelin mahalli seçimler sonrası yerlerine atanacak personelin intibaklarının güç olmaması için görev sürelerinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin mütalaayı içeren belge,
(259) ile numaralandırılan dokümanın ; “T.C. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI 1 nci ORDU VE SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞI SELİMİYE” başlıklı, “Atamalarının durdurulması istenilen personel” konulu, “8 KASIM 1983” tarihli, Edirne Gümrük Başmüdürlüğü bünyesinde görevli olup özel olarak personel ve istihbarat şubeleri için yetiştirilmiş bazı personelin işlerin aksamaması için başka yerlere yapılan atamalarının durdurulmasına ilişkin “Orgeneral Necdet ÖZTORUN” imzalı belge,
(184) ile numaralandırılan dokümanın ; “YEŞİLKÖY HAVA LİMANINDA GÖREVLENDİRİLECEK PERSONEL LİSTESİ” başlıklı, “Yeşilköy hava limanında görevlendirilecek emniyet teşkilatı mensuplarının isimleri” içerikli, “GİZLİ” ibareli belge,
(1054) ile numaralandırılan dokümanın ; El yazısı ile yazılmış olan “SYNT. Bas. Halk. İlş. Ş.Hv.Fz.Alb.Mehmet ŞEN” isimli ama imzalanmamış “FAALİYETLERİ DURDURULAN DERNEK” başlıklı 4 adet polisle ilgili dernek ismi ve durdurulma tarihleri yazılı olan tablo halinde belge,
(739-740-741-742-743) ile numaralandırılan (5) sayfalık dokümanın ;“BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-16 ( MUHAREBE KONTROL VE EMNİYET TALİMATI” başlıklı, çok gizli ibareli, 1980 Tarihli, 1 nci ordu ve İstanbul sıkıyönetim komutanlığı Selimiye ibaresinin yer aldığı, içerisinde Kamu kurumları ile ilgili bilgilerin bulunduğu ayrıca yazının altında “sıkıyönetim Kurmay Başkanı Tümgeneral Sıtkı AYDINEL” şeklinde ismin ve bu ismin üzerinde imzanın bulunduğu belge,
(732) ile numaralandırılan dokümanın ; “BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-14 ( YAYINI DURDURULACAK GAZETE, DERĞİ VE DİĞER MATBUA )” başlıklı, çok gizli ibareli, 1980 Tarihli, 1 nci ordu ve İstanbul sıkıyönetim komutanlığı Selimiye ibaresinin yer aldığı, içerisinde İstanbul da yayımlanan çeşitli gazete, mecmua ve dergilerle ilgili sıkıyönetim kapsamında yapılacakların bulunduğu ayrıca yazının altın da “sıkıyönetim Kurmay Başkanı Tümgeneral Sıtkı AYDINEL” şeklinde ismin ve bu ismin üzerinde imzanın bulunduğu belge,
(719) ile numaralandırılan dokümanın ; Başlığı bulunmayan, çok gizli ibareli, içerisinde Kamu kurumları ile ilgili bilgilerin bulunduğu ayrıca yazının altın da “sıkıyönetim Kurmay Başkanı Tümgeneral Sıtkı AYDINEL” şeklinde ismin ve bu ismin üzerinde imzanın bulunduğu belge ,
(709-710-711-712-713-714-715-716-717-718) ile numaralandırılan (10) sayfalık dokümanın ; “BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-12 ( İSTANBUL BELEDİYE SU, ELEKTİRİK ŞEHİR GAZI VE KAMU TAŞIMACILIĞI KURUMLARININ GÜVENLİK KOMUTANLIĞI TALİMATI )” başlıklı, çok gizli ibareli, 1980 Tarihli, 1 nci ordu ve İstanbul sıkıyönetim komutanlığı Selimiye ibaresinin yer aldığı, içerisinde Kamu kurumları ile ilgili bilgilerin bulunduğu ayrıca yazının altında “sıkıyönetim Kurmay Başkanı Tümgeneral Sıtkı AYDINEL” şeklinde ismin ve bu ismin üzerinde imzanın bulunduğu belge,
(706-707) ile numaralandırılan (2) sayfalık dokümanın ; “BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-12 LAHİKA-F ( İSTANBUL BELEDİYE HİZMET KURUMLARINDA GÖREV ALACAK PERSONEL )” başlıklı, çok gizli ibareli, , 1 nci ordu ve İstanbul sıkıyönetim komutanlığı Selimiye ibaresinin yer aldığı, içerisinde kamu kurumlarında görev alacak askeri personel isim ve rütbelerinin yazılı bulunduğu ayrıca yazının altında “Sıkıyönetim Kurmay Başkanı Tümgeneral Sıtkı AYDINEL” şeklinde ismin ve bu ismin üzerinde imzanın bulunduğu belge,
(692-693-694-695-696-697) ile numaralandırılan (6) sayfalık dokümanın ; “BAYRAK HAREKÂT DİREKTİFİ’ NE EK-12 LAHİKA-L” başlıklı, çok gizli ibareli, içerisinde tesislere göre emniyet personel kadrosunun dağılımını gösteren belge,
(619.620.621.622.623.624) ile numaralandırılan (6) sayfalık dokümanın ; (619) numaralı sayfasının; “EK-6 LAHİKA-D” başlıklı, çok gizli ibareli, içerisinde “Demokratik kitle örgütü olarak bilinen sol derneklerin yöneticilerinin isim ve adresleri” şeklinde kapak yazısının bulunduğu belge,
(620.621.622.623.624) numaralı sayfalarının; içerisinde çeşitli dernek isimleri ve bu derneklerin yöneticilerinin isimlerinin yazılı bulunduğu belge olduğu, bu listelerde bahse konu nitelikte çok sayıda derneğin toplam 94 kişilik yöneticisinin kimlik bilgilerinin bulunduğu,
(625-626-627) ile numaralandırılan (3) sayfalık dokümanın ; “TAKİP VE KONTROL ALTINDA BULUNDURULACAKLAR” başlıklı çok gizli ibareli, içerisinde toplam 27 kişilik Ülkücü öğretim üyelerinin isimleri ve kimlik bilgilerinin yer aldığı belge,
(628-628-A) ile numaralandırılan (2) sayfalık dokümanın ; “KONTROL ALTINDA BULUNDURULACAK AKINCI DERNEK YÖNETİCİLERİ” başlıklı, çok gizli ibareli, içerisinde çeşitli dernek isimleri ve bu derneklerin yönetim kurulu üyelerinin (toplam 75 kişi) isimlerinin yazılı bulunduğu belge,
(629-630-631-632-633-634-635-636-637-638-639) ile numaralandırılan (11) sayfalık dokümanın ; “TAKİP VE KONTROL ALTINDA BULUNDURULACAK DERNEK VE YÖNETİCİLERİ; başlıklı, çok gizli ibareli, içerisinde çeşitli dernek isimleri bu derneklerin yöneticilerinin isimleri (toplam 272 kişi) ve yönetim kurulu üyelerinin isimlerinin yazılı bulunduğu belge,
(640-641-642-643-644) ile numaralandırılan (5) sayfalık dokümanın ; “TAKİP VE KONTROL ALTINDA BULUNDURULACAK ÖĞRENCİ DERNEKLERİ” başlıklı, çok gizli ibareli, içerisinde çeşitli dernek isimleri bu derneklerin yöneticilerinin isimleri ve yönetim kurulu üyelerinin isimlerinin (toplam 95 kişi) yazılı bulunduğu belge olduğu tespit edilmiştir.
1077’den 2229’a kadar numaralandırılan dokümanların 1.Ordu Komutanlığının 2002 ve 2003 yıllarına ait planları, farklı bir kısım soruşturmaya ait dokümanlar, fotoğraf albümleri, soruşturma ile doğrudan ilgisi tespit edilemeyen muhtelif belgeler olduğu anlaşılmıştır.
İnceleme ve el koyma işlemi sırasında CD ve kasetlerin üzerleri işleme nezaret eden Cumhuriyet Savcıları ve görevliler tarafından da paraflanmış, CD ve ses kasetlerine ayrıca numara verilmiştir.
Elde edilen dijital veriler içerisinde; ( 11,16 ve 17.CD lerde ) Balyoz Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Çetin DOĞAN ismine imzaya açılmış, ÇOK GİZLİ gizlilik dereceli, “021000 B ARA02” (02 ARALIK 2002 saat:10:00) tarihli, Balyoz Sıkıyönetim Komutanlığı/İSTANBUL ibareli, 14(on dört) adet EK’ten oluşan, 5(beş) ana başlıklı toplam 11(on bir) sayfadan ibaret ve 7(yedi) kopya halinde hazırlandığı anlaşılan Balyoz Güvenlik Harekât Planı isimli bir belgenin yer aldığı görülmüştür. Balyoz Harekât planında;
Kimlerin gözaltına alınacağı, tutuklanacağı, emekliye sevk edileceği, hangi üniversite öğrencilerinin ilişiklerinin kesileceği, hangi kamu görevlilerinin işlerine son verileceği, hangi basın yayın organlarının yayınının durdurulacağı, nelere el konulacağı ve nerelerin aranacağının TEK TEK, İSİM İSİM ve YER YER belirlendiği, bu belirlemelerde insanların siyasi, ideolojik ve dini görüşlerine göre, kurumların da benzer şekillerde FİŞLENDİKLERİ anlaşılmaktadır.
Plana destek vermeyeceklerin görevlerinden alınacaklar arasında olduğu, destek vereceği belirlenen şahısların ise yeni yapılanma ile birlikte görevlerine devam edecekleri veya daha üst konumlarda görevlendirilmek üzere yeni görev yerleri de belirtilmek suretiyle tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Plana destek veren kişiler ile ilgili olarak da bilgi notlarının olduğu ve bunların genel itibariyle; “Mason, A... Verilen her görevi yapar, Bilgi Almada Kullanıyoruz, Destekler, Görevli, Rüşvetçi, Kadın Düşkünü, Alkol Bağımlısı, Yolsuzlukları Var, Destekleyelim, Solcu, Uyum İçinde Çalışır, Güvenilir, Personel Konusunda Yardımcı Oluyor, Hassas Görevlerde Durmalı vb.” şekillerde olduğu görülmektedir. Fişlenen şahıslardan olan bir kişi hakkında “Solcu, Dik Duruşlu ve Adil, güvenilmez” değerlendirmelerinin yer aldığı anlaşılmıştır
Ayrıca Balyoz Harekâtının ardından hükümetin devrilecek olması sebebiyle göreve getirilmesi planlanan yeni kabinenin de oluşturulduğu, kimin başbakan kimlerin bakan olacağının da belirlendiği görülmektedir.
İlgili mahkeme kararına istinaden yapılan incelemeler neticesinde, 19 adet CD ve dokümanların tasnif ve ayrıştırma işlemleri sonucunda devlet güvenliğine ilişkin olduğu değerlendirilen belge ve dosyalar çıkarılmış, bunların haricindeki belgeler soruşturma kapsamında incelenmiştir.
Söz konusun planlarda plan doğrultusunda görev alacaklar ve bu planın destekleyeceklerle ilgili değerlendirme bu belgeleri düzenleyenlerin görüşü niteliğindedir. Planı destekleyecekler veya planda görev alacaklara ilişkin değerlendirmenin hangi kriterlere göre yapıldığı anlaşılamamıştır. Ayrıca bu planlarda görev alacak veya destekleyecek şeklinde ismi yazılan kişilerin bu hususta bu konuyla ilgili beyanda bulundukları kendilerine verilecek görevi kabul ettikleri veya başka bir işlemde bulundukları hususunda herhangi bir delil elde edilememiştir. Zaten bu kişiler hakkında bu yönde bir delile ulaşılmış olsa idi atılı suça iştirak veya yardım suçundan eylemleri soruşturma konusu edilecek belki de haklarında toplanan delillere göre kamu davası açılabilecekti. Bu bağlamda örneğin planda bahsi geçen Milli Mutabakat Hükümeti belgesinde burada görev alacak Başbakan veya Bakanlara bunun teklif edildiği bunlarında bunu kabul ettikleri hususunda herhangi bir delil yoktur. Diğer görev alacaklar veya destekleyecekler listesinde bahsi geçen kişiler için de aynı durum söz konusudur. Ayrıca soruşturma sonucunda haklarında soruşturma işlemleri tamamlanamayan bir kısım şüpheliler hakkında ayırma kararı verilmiştir. Bu şüpheli ve olayla ilgili soruşturma, ayırma kararı verilen 2010/1439 sayısında halen devam etmektedir. Bu aşamadan sonra dahi bu kişilerle ilgili bu eylemden haberdar oldukları, görev aldıkları, görev kabul ettikleri gibi kamu davası açmaya yeterli bir delil elde edildiğinde, elde edilen delile göre bu suça iştirak veya yardım suçundan haklarında her zaman kamu davası açılması da mümkündür.
Yine planlarda bahsi geçen emekli edilecekler, tutuklanacaklar, görev yeri değiştirilecekler, gözaltına alınacaklar, ordudan ilişiği kesilecekler, üniversiteden atılacaklar, kapatılacak dernekler, vakıflar, arama yapılacak yerler gibi bir kısım değerlendirmeler içinde aynı şey söz konusudur.
Bilindiği gibi gazeteci MEHMET BARANSU tarafından teslim edilen belge ve CD ler çeşitli medya kuruluşlarında önce haber konusu yapılmış bu tür değerlendirmelere konu olan bir kısım kişilerin isimleri bu haberlerde konu edilmiş hatta bir kısım listeler çeşitli internet sitelerinde yer almış ise de; Bu şekilde isimleri planlarda her ne şekilde olursa olsun yer almış ve şüpheli sıfatında bulunmayanlarla ilgili değerlendirmeler fişlemeler, kanaatler soruşturma dosyasına konulurken bu kişilerin isimleri karartılmış veya silinerek düzenleme yepılmaya çalışılmıştır. . Bu kişilerle ilgili değerlendirmeleri taşıyan nüshalar adli emanet soruşturma dosyasına konmuş olup, emanette bulunan bu listelerin davanın diğer taraflarına verilip verilmeyeceği hususunun takdiri tamamen mahkemenize bırakılmıştır.
Yine bu iddianameye konu suçun suç tarihi 2003 yılıdır. Bir kısım şüphelilerle ilgili olarak bu tarihten sonra kamuoyunda Ergenekon soruşturması olarak bilinen soruşturma ve diğer bir kısım soruşturmada elde edilen bilgi, belge, çıktılar veya ihbarlar bu suçla ilgisi olmadığından soruşturma dosyasına konmamıştır. Ançak kovuşturmanın aşamalarında davanın diğer taraflarının hatta belki de iddia makamlarındaki değişiklik nedeniyle iddia makamını temsil eden Cumhuriyet Savcısının hangi belgenin leh veya aleyhe olduğu inceleme talebi veya benzeri ne tür talepte bulunacağı bu aşamada bilinmediğinden bu evraklar DOSYADAN ÇIKARTILAN EVRAKLAR olarak isimlendirilen klasörlere ( DÇE 1-54 ) konularak bu klasörlerde adli emanete alınmıştır.
Ayrıca bilindiği gibi 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni TCK 135. maddesi kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesini suç olarak kabul etmiş ve maddede bu suçun yaptırımı gösterilmiştir. Bu soruşturma konusu belgeler soruşturma açılmadan önce veya açıldıktan sonra bir şekilde haber konusu yapıldıktan sonra Başsavcılığımıza gerek kendisi hakkında kişisel verileri ve düşünceleri kaydedilen kişiler gerekse eylem konusu suç nedeniyle şikayetçi olan kişiler tarafından müşteki ve mağdur olarak Başsavcılığımıza bir kısım dilekçeler verilmiştir. İddianamenin ilerleyen bölümlerinde yazıldığı üzere gerek eski TCK 147. veya 171. gerekse yeni TCK 312. veya 316. maddeleri devletin anayasaya dayanan organlarını veya kuruluşlarını saldırılara karşı koruyan maddelerdir. Ve bu nedenle bu tür suçlar birer tehlike suçu niteliğinde suçlardır. Bu nedenle bu maddelerde bahsi geçen davaya konu olan mağdur veya müştekisi suç tarihinde anayasamıza göre kurulmuş olan bakanlar kuruludur. Dilekçe veren bir kısım kişiler hakkındaki verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi bu kişiler hakkında değerlendirmeler yapılması hususu, işlenmesi amaçlanan suçun unsuru niteliğindeki eylemlerdir. Bu nedenlerle dilekçe sahiplerinin olayda müşteki veya mağdur durumda olmadıkları sonucuna ulaşılmış ve bu kişilerin isimleri yukarıda yazılı gerekçelere göre müşteki veya mağdur olarak yazılmamış, ancak dilekçe ve ekleri müşteki dilekçeleri başlıklı klasöre eklenerek soruşturma dosyasına konulmuştur.
Tüm bu değerlendirmeler sonucunda soruşturma dosyası aşağıda yazılı olduğu şekilde tanzim edilerek eklenmiştir. Öncelikle Başsavcılığımıza teslim edilen 19 adet CD ile bu CD lerin yer aldığı bavuldan çıkan tüm belgelerin çıktı ve fotokopileri alınarak soruşturma başlangıcında tüm bu veriler 50 klasöre konmuş numara ve dizi sayıları verilmiştir. Yine bilindiği gibi suç konusu Balyoz Harekat Planı ve ekleri Başsavcılığımıza teslim edilen CD'lerden 11, 16 ve 17. CD lerde bulunmaktadır. Diğer CD lerin tamamına yakını ise 1. Ordu Komutanlığına ait plan seminerine konu yapılan Egemen harekat planını da içeren ve gizli nitelikteki bir kısım askeri durum ve değerlendirmeleri ve planları içeren CD lerdir. Bu nedenle söz konusu 50 klasörün tamamı EMANET KLASÖRÜ (EM 1-50) olarak adlandırılarak tamamı adli emanete alınmıştır. Bu klasörlerden dava ve suçla ilgili bir kısım çıktı ve belgeler ise yeniden fotokopi veya çıktısı alınarak klasörler halinde soruşturma dosyasına konmuştur. Ayrıca tüm bu belgeler soruşturma dosyasına konulurken yukarıda belirtildiği gibi dava ve suçla ilgili olmayan, davada şüpheli sıfatına haiz olmayan (destekler, desteklemez, görev alacaklar, almayacaklar ve diğerleri ) kişilerin isimleri silinmiş veya karartılarak bu şekilde dosya tanzim edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda örneğin bir kısım askeri ve sivil kişilere ait adres ve isimler bu kişiler hakkında dava açılmayanlarla ilgili değerlendirmeler iltisaklı kişiler ve benzerlerinin gerçek isimleri adli emanete alınan (EM 1-50) klasörlerinde mevcuttur. Yukarıda da belirtildiği gibi bu klasörlerde bir kısım askeri bilgiler harekat planları birlik ve durum değerlendirmeleri de mevcuttur.
Her ne kadar askeri savcılık dosyada bulunan yazılarıyla soruşturmayla ilgisi olmayan sırf askeri nitelikteki bir takım gizli bilgi ve belgelerin kendilerine veya ilgili komutanlıklara teslimini daha önce Başsavcılığımızdan istemiş ise de kovuşturmanın aşamalarında davanın diğer taraflarını hatta belki de iddia makamlarındaki değişiklik nedeniyle iddia makamını temsil eden Cumhuriyet Savcısının hangi belgenin leh veya aleyhe olduğu inceleme talebi veya benzeri ne tür talepte bulunacağı bu aşamada bilinmediğinden gazeteci MEHMET BARANSU'nun teslim ettiği tüm belgeler bu aşamada davayla ilgisi olmasa bile yine sırf gizli nitelikteki askeri bilgi ve belgeleri içerse bile o aşamada iadesine karar verilmemiş bu hususun takdiri mahkemenize bırakılmıştır. Yine özellikle bir kısım kişisel değerlendirmeleri içeren diğer belge ve dokümanların davanın diğer taraflarına verilip verilmeyeceği yine hangi şartla verileceği hususlarının takdiri de yine mahkemenizin takdirine bırakılmıştır.
Yine bir kısım kişiler hakkında yapılan değerlendirme ve verilerle ilgili olarak ilgili kurumlara suç konusu planların gerçeklik ve doğruluk derecesinin tespit etmek ve delil toplamak amacıyla bir kısım yazılar yazılıp bu kişilerin suç tarihinde görevde olup olmadıkları sorulmuştur. Bu yazılarımıza askeri makamlardan, idari makamlardan bakanlıklardan, üniversitelerden ve çeşitli kuruluşlardan gelen yazı cevapları DEĞERLENDİRMEYLE İLGİLİ GELEN yazı cevapları başlıklı toplam 6 klasöre konmuştur. Yukarıdaki anlatımda bahsedildiği gibi burada da değerlendirmeye konu kişilerin görev yerleri hatta nüfus kayıt örnekleri, TC kimlik numaraları gibi bir kısım kişisel verileri de içerdiğinden bu klasörlerde adli emanete alınmış ve kişisel değerlendirmeyle ilgili klasör (DG 1-6 ) numarası verilerek bu klasörlerde adli emanete alınmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi dava konusu suç ile ilgili kayıtlar MEHMET BARANSU tarafından Başsavcılığımıza teslim edilen 19 adet CD den 11, 16 ve 17 nolu CD ler içerisinde yer almaktadır. Geri kalan diğer CD ler ise plan semineri, Egemen Harekat Planı ile bir kısım birliklerin durum ve değerlendirmelerine ilişkin bir kısım gizli nitelikte askeri bilgileri içermektedir. Suç konusu CD lerden (11, 16, 17) suç konusu yani davaya konu çıktılar soruşturma dosyasına konmuş ve soruşturma dosyasına konma şeklide yukarıda açıklanmıştır. Bunun dışında kalan diğer CD lerin davanın diğer taraflarına verilip verilmeyeceği hangi aşamada verileceği verilmeden önce bu CD içeriklerinin mahkemenizce incelenip bazı evrakların mı yoksa tamamının mı verileceği yine yukarıda belirtildiği gibi dava konusu suçla ilgili olmayan belgelerin ilgili komutanlığa iade edilip edilmeyeceği veya hangi aşamada iade edileceği hususları mahkemenizin takdirine bırakılmıştır.
Askeri müdahaleye yönelik soruşturma konusu planlar dışındaki birliklerin planlarına gizliliği ihlal etmemek açısından yer verilmemiş, yalnız soruşturma konusu suça ilişkin planların yasa dışılığını ortaya koymak açısından zaman zaman bunlara da değinilmiş, karşılaştırma yapılmıştır. Devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgi niteliğindeki dokümanlar, suç teşkil eden dokümanlardan ayrılarak 2010/144 sırasına kayden adli emanette muhafaza altına alınmıştır.
B) İDDİANAMEYE KONU OLAN SUÇ VE ELE GEÇEN BELGE VE DOKÜMANLARIN ÖZET İÇERİKLERİ :
Darbe-Askeri Müdahale, kelime anlamı olarak Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanmış sözlükte; “Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi” olarak açıklanmıştır.
20.yüzyılda askeri darbeler yaygın olarak Latin Amerika’da Arjantin, Şili, Asya’da Birmanya, Avrupa’da Yunanistan ve Türkiye gibi özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşanmıştır. Bunların yanı sıra birçok az gelişmiş ülkede de askeri darbeler yaşandığı görülmüştür. Genel itibariyle gelişmemiş, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin tarihlerinde yer alan darbe süreçleri meydana geldikleri ülkelerde huzur, adalet ve demokrasinin gelişmesi veya yerleşmesini sağlamamış bilakis özgürlükler, demokratik haklar ve adalet bu dönemlerde askıya alınmış, ekonomik kalkınma durmuş hatta bu müdahaleler siyasi yarışmada haksız rekabete neden olmuştur.
Ülkemizde bu güne kadar meydana gelen darbelerin-askeri müdahalelerin bir kısmının hiyerarşik yapılanma içerisinde, bir kısmının ise hiyerarşik yapılanma dışında Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı gruplar ya da cuntalar tarafından gerçekleştirildiği görülmüştür.
Bunları 27 Mayıs 1960 darbe-askeri müdahalesi, 9 Mart 1971 darbe-askeri müdahale teşebbüsü, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbe-askeri müdahalesi ve son olarak 28 Şubat 1997 kamuoyunda postmodern darbe olarak adlandırılan süreci sıralayabiliriz.
Demokrat Parti’nin ülkeyi bir silahlı baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü gerekçesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde 38 subaydan oluşan ve kendilerini Milli Birlik Komitesi olarak adlandıran grup, 27 Mayıs 1960 sabahı ülke yönetimine bütünüyle el koymuş, Anayasa ve TBMM feshedilerek siyasi faaliyetler askıya alınmış, Cumhurbaşkanı Celal BAYAR, Başbakan Adnan MENDERES ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü ERDELHUN, pek çok bakan ve bürokrat tutuklanmış, pek çok general ve sayısı binlerle ifade edilen subayın TSK ile ilişiği kesilmiştir.
Hukuku ve demokrasiyi askıya alan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta zincirini bozan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askeri darbesi olarak tarihe geçen 27 Mayıs 1960 ihtilaline giden süreçte, çeşitli siyasi ve askeri olaylar halkın ve ülkenin gündemine getirilmiştir.
1960 yılı içersinde İstanbul ve Ankara’da üniversitelerde öğrenci olayları sıklıkla yaşanmaya başlamış, son olarak da 22 Mayıs 1960 günü Harp Okulu öğrencilerinin Ankara’da yaptıkları “Sessiz Yürüyüş Eylemi”, 27 Mayıs 1960 darbesine giden sürecin önemli olayları olarak kayıtlara geçmiştir.
1960 darbesinin sonucunda;
Darbeyi gerçekleştiren 38 düşük rütbeli subay, ellerindeki asker ve silahlarla ilk olarak ordudaki komuta kademesini etkisiz hale getirip kontrolü ele geçirmişlerdir.
Darbe ile birlikte Anayasa ve TBMM feshedilmiş, siyasi faaliyetler askıya alınmış, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere birçok siyasetçi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun, İstiklal Savaşı kahramanlarından Ali Fuat Paşa, Kore gazisi Tahsin Yazıcı ve emekli olduktan sonra DP'den milletvekili seçilen eski Genelkurmay başkanı Mehmet Nuri Yamut da tutuklananlar arasında yer almıştır.
Kurdukları Milli Birlik Komitesinin başına Orgeneral Cemal GÜRSEL getirilmiş ve komite TBMM’nin yetkilerine sahip olmuştur.
Tutuklananların yargılanması için Yüksek Adalet Divanı isimli bir kurul oluşturulmuş, bu kurul çok sayıda ağır hapis, ömür boyu hapis ve idam kararına imza atmıştır. Başbakan Adnan MENDERES,bakanlar Fatin Rüştü ZORLU ve Hasan POLATKAN’ın idam cezaları 16 ve 17 Eylül 1961’de infaz edilmiştir.
235 general ve 3500 civarında subay (daha çok albay, yarbay, binbaşı) emekliye sevk edilmiştir.
1402 üniversite öğretim görevlisinin görevden alınması ve bazı üniversitelerin kapatılıp buralara el konulmasıyla üniversiteler kontrol altına alınmıştır.
520 hakim ve savcının görevden alınmasıyla birlikte yargı kontrol altına alınmıştır.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde gruplaşmalar meydana gelmiş ve bu grupların bir kısmı zaman içerisinde darbe teşebbüsünde bulunmuşlardır.
Bu süreçte 16 Şubat 1969’da İstanbul Beyazıt Meydanı’nda ABD’nin altıncı filosunu protesto etmek için toplanan kalabalık içerisinde iki genç bıçaklanarak öldürülmüş, 200 kişi ise yaralanmıştır. Bu olay dönemin gazetelerinde “Kanlı Pazar Olayı” manşeti ile duyurulmuştur.
15-16 Haziran 1970 tarihlerinde sendikalara üye işçilerin yeni çıkan iş yasası ve sendika yasalarını protesto etmek için başlattıkları eylemlerde çatışmalar ve ölümler meydana gelmiş, bunun üzerine 60 gün sıkıyönetim ilan edilmiştir.
Ayrıca yapılması planlanan sol darbeye zemin hazırlamak için Ankara’daki mason derneğine bomba atılması, ABD Büyükelçiliğinin taranması gibi olaylar meydan gelmiş, 15 Şubat 1971’de kimliği belirsiz kişilerce Amerikalı bir çavuş kaçırılmış, aynı yıllarda İstanbul Edebiyat Fakültesi sağ görüşlü bir grup öğrenci tarafından işgal edilmiş, Ankara’da Ortadoğu Teknik Üniversitesindeki Kennedy Anıtının havaya uçurulması gibi provokatif olaylar artarak ülke gündemini işgal etmiştir.
Belirtilen gerekçelerle Türk Silahlı Kuvvetleri içinde kurulmuş olan ve başında emekli Korgeneral Cemal MADANOĞLU’nun bulunduğu gizli askeri cunta 9 Mart 1971 tarihinde fiilen darbe yapmaya teşebbüs etmiştir. Fakat bu durum Milli İstihbarat Teşkilatı görevlileri tarafından Genelkurmay Başkanına bildirilince dönemin Genelkurmay Başkanı 12 Mart 1971’de muhtıra yayınlayarak mevcut hükümetin istifa etmesini sağlamıştır. 9 Mart 1971 tarihinde yapılmak istenen darbede sivil şahısların, aydınların ciddi katkılarının olduğu da bilinmektedir.
12 Mart 1971 muhtırası sonrası ülkede oluşan askeri ortam ve özellikle sol örgütlemeler içinde yapılan tutuklamalar ve hükümet oluşturmadaki güçlükler nedeniyle 14 Ekim 1973 genel seçimlerine kadar kaos havası devam etmiştir.
12 Eylül günü Türk Silahlı Kuvvetleri tüm komuta kademesinin katıldığı bir müdahale ile yönetime el koymuş, TBMM lağvedilmiş, 1961 Anayasası yürürlükten kaldırılmış ve siyasi parti faaliyetleri yasaklanarak 1983 genel seçimlerine kadar süren askeri dönem başlamıştır.
1980 darbesinin sonucunda;
Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakan'ı olduğu hükümet görevden alınmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedilmiş, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırılmış ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başlamıştır. Meclisin yetkilerini Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının içinde yer aldığı Milli Güvenlik Konseyi, Cumhurbaşkanının yetkilerini de MGK’nın başkanı kullanmıştır. 12 Eylül 1980 müdahalesinin ardından bütün siyasi partiler feshedilmiş ve yöneticilerine siyaset yasağı konulmuştur.
Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki bütün derneklerin faaliyetlerinin durdurulmuştur.
12 Eylül'den sonra binlerce kişi gözaltına alınmış, tutuklanmış ve Sıkıyönetim Mahkemelerinde yargılanmıştır. Onlarca insan idama mahkum edilmiş ve bunlardan bir kısmının infazı gerçekleştirilmiştir.
Birçok kamu çalışanı ile ilgili soruşturma açılmış ve bunların bir kısmı işten çıkarılmıştır.
Basına yönelik ciddi kısıtlamalar uygulanmış ve birçok gazete hakkında bu süreçte davalar açılmıştır.
28 Şubat sürecinde;
YAŞ kararları ile pek çok subay ve astsubayın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilmiştir.
Bazı dernekler ve vakıflar kapatılmış, bazıları çalışamaz hale getirilmiştir..
Yukarıda kısaca özetlenen ve ülkemizde bu güne kadar meydana gelen Darbe-Askeri Müdahale süreçlerine bakıldığında, hemen hemen tüm darbelerden önce üniversitelerde provokatif öğrenci olaylarının yaşandığı, işçi hareketleri ve sendikaların kışkırtılarak toplumsal gösteri ve yürüyüşlerin gerçekleştirildiği, bunların yanı sıra halkı Alevi-Sünni, laik-anti laik ve sağ-sol şeklinde gruplara bölerek çatışmalara sürükleyen siyasi cinayetlerin gerçekleştirildiği,
Diğer taraftan çeşitli siyasi partilere mensup milletvekillerinin etki altına alınarak istifa etmelerinin sağlandığı, böylelikle partilerin bölündüğü, yeni partilerin kurulduğu ve siyasi istikrarsızlık meydana getirildiği,
Ayrıca medya ve her türlü kitle iletişim araçları ile propaganda ve psikolojik harekât teknikleri kullanılarak geniş halk kitlelerini tahrik edici yayınlar yapıldığı, bu yayınlarda ülkenin her yanının işgal edildiği, vatanın elden gittiği evham ve hezeyanları uyandırılarak halkın seçilmiş hükümete olan güveninin sarsılmaya ve böylelikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin darbe yapmaya teşvik edildiği anlaşılmaktadır.
03 kasım 2002 seçimlerinde mecliste çoğunluğu sağlayan ve hükümeti kuran partinin; kimliği, kadroları ve yönetim tarzından rahatsızlık duyan dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin DOĞAN tarafından “28 şubat sürecinde elde edilen kazanımlardan istifade edilememesi ve 2002 seçimlerinde AKP’ nin tek parti olarak iktidara gelmesi ile beraber, ülkede hızlı bir zemin kayması yaşanması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin laiklik karşıtı ve irticai unsurların etkisine girmeye başladığı ve bu nedenle balyoz komutanlığının iç hizmet kanununun kendisine verdiği Türkiye cumhuriyet’ini kollama ve koruma görevinin gereği olarak bu harekat planını hazırlayıp kurulan hükümetin yıkılması ve yerine milli mutabakat hükümeti adı altında yeni bir hükümetin kurulması yönünde çalışma başlatıldığı, öncelikle 1 inci ordu komutanlığı bünyesinde görev yapan bazı general ve üst düzey subaylarla görüşülerek bu hususta anlaşmaya varıldığı, 1 inci ordu sorumluluk sahası içinde bulunan harp akademilerinin komutanı İbrahim fırtına ve donanma komutanı özden örnek ile temas kurulduğu ve ardından anlaşma sağlandığı, yine aynı saha içerisinde bulunan istanbul ve bursa jandarma bölge komutanlarıyla da temas ve anlaşmanın sağlandığı, eldeki mevcut delillere göre dönemin genel kurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının dahil olmadıkları anlaşılan bu oluşumun ordu bünyesindeki hiyerarşi dışında bu amaçla bir yapılanma oluşturdukları, kurulan bu yapılanmanın hükümeti yıkmaya yönelik öncelikle balyoz hareket planı adı altında demokratik yollardan iş başına gelmiş hükümeti anti demokratik yollarla yönetimden uzaklaştırma amacıyla çok kapsamlı ve bir o kadar da ayrıntılı bir plan hazırladığı, bu planda hükümet ile işbirliği içerisinde olduğu vurgusu yapılan ve irticai olarak nitelenen grupların da etkisizleştirilmesinin hedeflendiği, belirlenen bu hedefleri gerçekleştirmeyi planlayan ve kendilerini balyoz komutanlığı olarak niteleyen yapılanmanın öncelikle yapay bir müdahale ortamı hazırlayıp yapacağı işi meşru göstermeye çalıştığı, yapılanma içerisinde yer alan bazı jandarma görevlileri tarafından hazırlanan Sakal ve Çarşaf isimli eylem planlarıyla kargaşa yaratma planlandığı yine bu yapılanma içerisinde yer alan deniz ve hava kuvvetlerinde görevli bazı şüpheliler tarafından hazırlanan Oraj ve Suga isimli planlarla hava sahası ve kıta sahanlığı konularında Yunanistan'ın taciz edilerek iki ülke ilişkilerinin gerilmesinin öngörüldüğü, böylece öncelikle 1 inci ordu merkezli İstanbul ve çevre illerde sıkıyönetim ilan edilmesini amaçladığı, yukarıdaki eylem planlarının haricinde; yine jandarma görevlileri tarafından hazırlandığı belirlenen Döküm isimli eylem planının Müslüman bir dini grubun liderine, sakal(öncekinden farklı) isimli eylem planının gayri Müslim dini lider ve iş adamlarına, Tırpan isimli eylem planının darbe karşıtı akademik kadroya, Orak isimli eylem planının ermeni basın mensuplarına, Yumruk isimli eylem planının darbe karşıtı sağ kesime, Kürek isimli eylem planının darbe karşıtı sol kesime, Testere isimli eylem planının darbe karşıtı liberallere yönelik oldukları, bu planlardan tırpan hariç diğerlerinde hedef şahısların isim isim belirlendiği, yine tüm planlarda hangi personelin görevli olduğunun ismen belirtildiği bu planlarının icrasında görevlendirilenlerin hepsinin asker kişiler olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bu eylem planları bir arada değerlendirildiğinde; eylemlerin Balyoz Harekat Planının uygulanması için gereken ortam şekillendirmesini oluşturmak amacıyla, Balyoz Harekat Planı kapsamında balyoz komutanlığı olarak nitelenen gruba bağlı olarak çalışan deniz/hava/jandarma personeli tarafından hazırlandığının anlaşılmıştır.
Balyoz Harekat Planı kapsamında kara/deniz/hava/jandarma birliklerinde görevli üyelerince planda öngörüldüğü şekliyle; öncelikle sıkıyönetim ilanının sağlanması, bunun ardından hükümetin görevden uzaklaştırmasının amaçlandığı ve bu amaçla sıkıyönetim sonrasında yapılacak işlerin planlanıp belirlendiği, bu kapsamda; harekatta bizzat görev alacak görevli personelin hangi timlerde olacağı , harekat timlerinde, gözaltı timlerinde, hasar tespit timlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilecek personelin kimler olacağı, harekatla birlikte kontrol altına alınacak hassas tesislerin, kamu görevlerinin ve özel teşebbüslerin, kilit noktaların nereler ve buralarda görevlendirilecek askeri ve sivil personelin kimler olacağı, plan kapsamında üst düzey kamu görevlilerinden kimlerin ve hangi kurumların (vakıf, dernek vb.) plana destek vereceği, toplumsal eylemlerde kullanılacağı anlaşılan, kadife eldiven başlığı ile belirlenen üniversite öğrencileri ve iltisaklı kişilerin kimler olduğu, harekatta ihtiyaç duyulacak olan Cezaevleri, hastaneler, ilaç ve gıda depoları vb. lojistik destek sağlanacak yerlerin ve buralarda görevlendirilecek personelin kimler olacağı, kimlerin gözaltına alınacağı, tutuklanacağı, emekliye sevk edileceği, hangi üniversite öğrencilerinin ilişiklerinin kesileceği, hangi kamu görevlilerinin işlerine son verileceği, hangi basın yayın organlarının yayınının durdurulacağı, nelere el konulacağı ve nerelerin aranacağının tek tek, isim isim ve yer yer belirlendiği, bu belirlemelerde insanların siyasi, ideolojik ve dini görüşlerine göre, kurumların da benzer şekillerde fişlendikleri, plana destek vermeyeceklerin görevlerinden alınacaklar arasında olduğu, destek vereceği belirlenen şahısların ise; yeni yapılanma ile birlikte görevlerine devam edecekleri veya daha üst konumlarda görevlendirilmek üzere yeni görev yerleri de belirtilmek suretiyle tespit edildiği, plana destek veren kişiler ile ilgili olarak da bilgi notlarının olduğu,
Ayrıca Balyoz Harekatının ardından hükümetin devrilecek olması sebebiyle göreve getirilmesi planlanan yeni kabinenin de oluşturulduğu, kimin başbakan kimlerin bakan olacağının da belirlendiği görülmekte, çetin doğan tarafından darbe sonrası “milli mutabakat hükümeti” adı altında kurulacak hükümetin ilanına yönelik konuşmanın bile hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Yine Balyoz Harekat Planının “olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo” ismi ile jenerik bir senaryo şeklinde özel seçilmiş sınırlı sayıda personelin katılımı ile icra edilecek gizli gizlilik derecesinde bir plan seminerinde bu planda görevli olanlar tarafından denenerek müzakere edileceği belirtilmiş, seminere giden sürece yapılan yazışmalar ve gönderilen mesaj emirleri ışığında bakılacak olursa; ilk olarak K.K.K lığı 06 ağustos 2002 tarihli 2003 yılı tatbikat planlama faaliyetleri emrinin ilgili komutanlıklara gönderildiği, bu emre istinaden 1. ordu komutanlığının 14 kasım 2002 tarihinde kendine bağlı birliklere gönderdiği mesaj emrinde 4-6 mart 2003 tarihlerinde plan semineri icra edileceğini, harp oyunları icra edilmeyeceğini ve 1 ocak - 15 şubat 2003 tarihleri arasında kolordu komutanlıklarının plan semineri tatbikatını yapmaları gerektiğinin belirtildiği, kolordu komutanlıklarının plan seminerini ne zaman yapacaklarını belirleyip 1.orduya bildirmelerinin ardından 1.ordunun bu tarihleri tekrar düzenlediği, 16 aralık 2002 tarihinde saat:10.00'da 1.ordu harekat başkanlığında yapılan toplantıda toplantıya katılan kor.hrk.ve eğt.ş.md.lerine, 12 aralık 2002 tarihli ordu/kor./tug.plan çalışması uygulama esasları konulu çalışmalarına esas teşkil edecek uygulama emrinin ve "olasılığı en yüksek tehlikeli senaryonun" elden teslim edildiği, adı geçen emirlere ve senaryoya göre tespit edilen tarihlerde kolordu komutanlıklarının plan semineri tatbikatı yaptıkları,1.ordu komutanlığının 31 ocak 2003 tarihli "1.ordu plan semineri-2003" konulu yazısı ile de plan semineri ile ilgili genel esaslar düzenlenerek seminere ilişkin geniş planlama bağlı komutanlıklara bildirildiği, 21 şubat 2003 tarihli emre istinaden ise seminerin tarihi 5-7 mart 2003 olarak değiştirildiği ve seminerin belirlendiği Kara kuvvetleri komutanlığının emirlerine aykırı olarak bu seminerin bu tarihte 162 kişinin katılımı ile gerçekleştirildiği,
Yine 5-7 mart 2003 tarihlerinde icra edilen plan seminerine ait ses kayıtlarının Balyoz Harekat Planı kapsamında değerlendirilmesi neticesinde harekatta belirtilen birçok hususun aynı veya benzer kelimeler kullanılarak masaya yatırıldığı ve mütalaa edildiği, Çetin Doğan'ın konuşmaları esnasında bu seminerin bir jenerik olduğunu belirttiği görülmekte, Balyoz Harekat Planının yer aldığı belgenin oluşturma tarihinin 13.11.2002, son kaydetme tarihinin 02.12.2002 ve belge üzerinde yer alan tarihin de 02.12.2002 olması da dikkate alındığında, 05-07 mart 2003 tarihinde 1 inci ordu komutanlığında gizli gizlilik derecesinde sadece 162 kişinin katılımı ile jenerik şekilde gerçekleşen seminerin Balyoz Harekat Planında öngörülen ve bir nevi darbenin tatbikatı olan seminer olduğu buradan hareketle olasılığı en yüksek tehlikeli senaryonun verildiği ve seminere katılıp bu plandan önceden haberdar olan kişilerce planının jenerik olarak görüşüldüğü sonucuna ulaşılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |