GİRİŞ
1-Akaidin Tarifi:
Akâid, kalbinin tasdik etmesi, nefsinin mutmein olması (Allah'ı anmakla huzura kavuşması) gereken buyruklardır. Gözle görürcesine inanırsın. O inanca ne bir şek, ne de şüphe karışır. 4
2 -İtikat Bakımından İnsanlar:
insanlar, akidelerinin kuvvetli ve zayıf olması bakımından pekçok kısımlara ayrılır. Bu durum, delillerin kendilerine izah edilip edilmemesinden ileri gelmektedir. Bütün insanların ruhlarına inanç esaslarını yerleştirmek mümkündür. Şimdi biz, bu bölümde sana bunu aşağıdaki bir misâlle açıklayalım.
Bir kişi, görmediği bir beldenin varlığını, yalancılığı ile tanınmış olmayan bir diğer kişiden işitse şüphesiz bu beldenin var olduğunu tasdik eder ve ona inanır. Meselâ Yemen gibi. Eğer bu haberi, kendilerine güvenilir kalabalık bir topluluktan işitirse ve bir takım şüphe arzeden durumlar da yoksa ona karşı itimat ve güveni artar. O beldenin çekilmiş bir fotoğrafını gördüğü zaman ise onun mevcudiyetine dair inancı daha da ztyadeleşir. Böyle kuvvetli bir delil Önünde şüphenin yeri çok azalır. Seyahat ettiği ve kendisi için o belde ile ilgili alâmet ve müjdeciler belirdiğinde kesin inancı kuvvetlenir ve şüphesi kalmaz. O yere vardığında ve bizzat gördüğünde şüphe artık geri dönmez, yerini kesin inanca bırakır. Beldenin varlığı hakkındaki akide nefsine öyle kuvvetli yerleşir ki,
bütün insanlar aksi görüşe sahibolsa bile onun geri dönüşü muhaldir, imkânsızdır. Yollarında ve caddelerinde gezdiği zaman, beldenin her halini iyice tetkik ettiği vakit artık başka türlü düşünemez. Şu durums onun itikadının kuvvetlenmesine açık bir delildir. 5
Akâid Önünde İnsanlar:
Şunu bildikten sonra büki, dinî akideler karşısında insanlar çok farklı durumlardadır. Şöyle ki, onlardan bazıları vardır, telkin kendilerine ulaşır, o da sadece âdet ve geleneğe bağlı olarak inanır. Bazı şüpheler ortaya çıktığında ise derhal imanı sarsılır ve yok ofur. Yine onlardan bir kısmı vardır, Allah'ın yarattıklarına ibret nazarı ile bakar ve düşünür. Onun da imanı artar, yakin inancı kuvvetlenir. Diğer bir grup daha vardır ki, Allah'ın kâinat kitabını seyretmeye ve tefekkür etmeye devam ederler. Allah'a (C.C) karşı kulluk borcunu ifa etmekle ve emirlerine sımsıkı sarılmakla, kalbinde hidayet meşalelerini tutuşturur. Artfk imanını kemâle ulaştıran, basiret nuriyle görür. Yüce rabbimiz,
«Hidayeti kabul edenlere gelince, Allah onların muvaffakiyetini arttırmış, onlara (ateşten nasıl) kaçınacaklarını ilham etmiştir»,6 buyurmuştur.
Allah'ın birliği hakkında nefsini, taklit mertebesinden kurtararak tahkiki iman mertebesine yükseltmen, inandığın hususları iyice düşünerek kabul etmen ve öylece hareket etmen için biz sana şu misâlleri getirdik. Yine sen, bu misâller sayesinde kemâl derecesine ve mertebesine yükselinceye ve ulaşıncaya kadar dininin ana kaidelerini iyice bilip tanıma hususunda Mevlâna İtaat ederek ondan yardım istemelisin. Şayet uyanıksan seni bir iş için vazifelendirdiler. Nefsini, salma develeri güttüğünden daha ziyade gütmen gerekir. 7
Akıl İçin İslâmın Takdiri, Temasa Ve Tefekküre Teşvik :
İmanın esası İslâm dinidir. Bütün şer-i hükümler onun temelidir. Sânı yüce olan Allah'ın kitabı ve Hz. Muhammed'in sünnetidir.
Dini inançları aklın teyit etmesi : Bütün akideleri aklın teyit ettiğini bilmelisin. Sağlam bir görüş onu İsbat eder. Bunun için Allah'ü teâla onu, kendine hi-tabetmekle şereflendirmiştir. Onu, kişinin sorumlu tutulması için esas kabul etmiştir. Tefekküre ve dikkat nazariyle âlemi temaşa etmeye davet etmiştir. Al-lah'ü tealâ şöyfe buyurur,
«Deki göklerde ve yerde neler var bakın. (Fakat) bunca ayetler ve azapla korkutmalar iman etmeyecekler güruhuna fayda vermez.» 8
«üstlerindeki göğe bakmadılar mı? Onu nasıl bina ettik. Onu, (yıldızlarla) nasıl donattık. Onun hiçbir gediği de yok. Yere de (Bakmadılar mı?) onu (nasıl) döşedik. Ona (nasıl) sabit dağlar koyduk. Orada her sınıftan içe ferah verici (manzarası güzel ne çiftler) bitirdik, (biz bütün bunları) taatimtza dönen her kulun kalp gözünü açmak, ona ibret vermek için (yaptık). Gökten de bereketli su indirdik de onunla bahçeler, biçilecek taneler bitirdik ve tomurcukları birbiri üstüne binmiş uzun boylu hurma ağaçları (yetiştirdik) ki (bunlar) kullara rızık olmak için (yaratıImışlardır.) Biz onunla ölü bir memlekete can verdik. İşte (kabirden) çıkış da böyledir.» 9
Rabbimiz, düşünmeyen ve yaratıklara ibret nazarı ile bakmayanları da zemmetmiştir. Cenâb-ı hak bu hususta şöyle buyurur, «Göklerde ve yerde (Allah'ın varlığını, birliğini ve kemâl-i kudretini isbat eden) nice âyetler (alâmetler) vardır ki, (insanlar) bunlardan yüz çevirici olarak üstüne basar geçerler (onlardan ibret olmazlar.) 10
Olmaması gereken birşeyin olması için düşmanlar delil ve burhan İstediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed delillerin en şereflisini ortaya koymak için bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdular, Hz. Rasülullah'ın müezzini sabah namazına gelmişti. Peygamberimizi ağlarken gördü. Kendisinden niçin ağladığını sordu. Peygamberimiz de şöyle buyurdular «tesir eder ya Bilâl, Allah-ü tealâ bana bu gece şu ayeti celileyi indirdi, kendimi tutamıyorum, onun İçin ağlıyorum.» «Hakikat göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde (ve uzayıp kısalmasında) temiz akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır.» Sonra da onu okuyan ve o hususta düşünmeyen kimselere yazıklar olsun» dedi. 11
Bilmelisin ki, İslâm dini fikirleri asla taşlaştırmamış ve dondurmamıştır. Aklı hapsetmemiş, düşünmekten men etmemiştir. Fikirlerin en olgun ve doğru olanı ise aktın çerçevesi dahilinde söylenmiş olanıdır. Fakat akıl her şeyi bilemez. Tanıdığı ve bildiği oldukça azdtr.O, bilmediğine düşman değil, daima bildiğini artırma yolunda olmalıdır. Nitekim Allah'ü tealâ (C.C.) bir ayeti kerimesinde «Zâten) size az bir ilimden başkası verilmemiştir. Buyururken bir diğer âyeti celilerinde de. «Rabbim benim ilmimi artır» diye buyurmuşlardır. 12
İslâm Akaidinin Kısımları
İslâm akaidi dört ana kısma ayrılır. Herbir kısmın da kendi aralarında bölümleri vardır.
Birinci kısım : İlahiyattır. Şanı yüce olan Allah'ın varlığına, birliğine teallük eden hususlardan, isim, fiit ve sıfatlarından bahseder. Kişinin m ev! âsi hakkında inanması gereken hususlar da bu kısma dahildir.
ikinci kısım : Nebeviyyattır. Peygamberlerle (A. S), ilgili hususlardan yani sıfatlarından, ismetlerinden, (günahsız olmalarından) peygamberliklerine olan ihtiyaca kadar bu bölümde bahsolunur. Evliyaya teâlluk eden hususlarla mucize, keramet ve semavî (ilâhî) kitaplar da bu kısma dahildir.
Üçüncü kısım : Ruhlar âlemidir. Maddi âlemin dışındaki bir âlemle ilgili hususlardan bahseder. Melekler, cinler, ruhlar gibi.
Dördüncü kısım : Sem'iyyattır. (İşitmek suretiyle bilinen hususlar) berzah ve ahiret hayatı ile ilgili konulardan bahseder. Kabir hali, kıyamet alâmetleri, öldükten sonra tekrar dirilme, mahşer, hesap ve ceza gibi. 13
Dostları ilə paylaş: |