Yöneticiler, örgüt içinde etkinliklerini gösterebilmeleri ve başarılı olabilmeleri için bazı becerilere sahip olmak ve bu becerileri sürekli olarak geliştirmek durumundadırlar
Yöneticiler, örgüt içinde etkinliklerini gösterebilmeleri ve başarılı olabilmeleri için bazı becerilere sahip olmak ve bu becerileri sürekli olarak geliştirmek durumundadırlar.
İşletmeyi bir bütün olarak görebilme, her bölümün örgütün temel hedeflerine katkısını değerlendirebilme, değişik bölüm ya da departmanlar arasında karşılıklı ilişkileri düzenleyerek bunları bütünleştirebilme ve işletmenin çevreyle uyumunu sağlayabilme yeteneğidir.
Özellikle üst kademe yöneticiler için daha çok gereklidir.
Örgütte çalışanlar (işgörenler) ve örgütle ilişkide bulunan diğer insanları anlayabilme, onlarla birlikte çalışabilme, astlar arasında grup çalışması felsefesini oluşturabilme ve insanlarla işbirliği kurabilme ve onlarla iyi geçinebilme becerisidir.
Örgütte çalışanlar (işgörenler) ve örgütle ilişkide bulunan diğer insanları anlayabilme, onlarla birlikte çalışabilme, astlar arasında grup çalışması felsefesini oluşturabilme ve insanlarla işbirliği kurabilme ve onlarla iyi geçinebilme becerisidir.
Her yönetim kademesi için gerekli olmakla birlikte özellikle alt kademe yöneticilerdeki önemi daha fazladır.Çünkü alt kademe yöneticiler çalışanlarla doğrudan ve günlük ilişkiler içindedirler.
Yöneticinin, işlerin yapılması için gerekli özel bilgilerle donatılması, süreçleri anlayabilme, gerekli yönetim, teknik ve metotları kullanabilme yeteneğidir.
Yöneticinin, işlerin yapılması için gerekli özel bilgilerle donatılması, süreçleri anlayabilme, gerekli yönetim, teknik ve metotları kullanabilme yeteneğidir.
Alt kademe yöneticilerinin bu beceriye sahip olmaları, çalışanlara yol göstermeleri, yardım ve destek sağlamaları çok önemlidir. Teknik beceriye sahip olmayan bir ustabaşı ya da gözetmen işçinin gözünde saygınlığını ve otoritesini kaybeder.
Karar verme, çeşitli seçeneklerden birisini seçme eylemidir.
Karar verme, çeşitli seçeneklerden birisini seçme eylemidir.
Örgütün her kademesindeki yöneticiler, gecikmeden zamanında isabetli karar verebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Ancak, üst kademelere çıkıldıkça karar verme becerisinin önemi artar.
Örgüt içinde asıl işlevleri karar verme ve özellikle örgütün yaşamını doğrudan etkileyen önemli kararları alma durumunda olan tepe yöneticilerinin bu beceriye sahip olmaları son derece önemlidir.
2. Neoklasik Yönetim Düşüncesi / Davranışçı Yönetim Kuramı
3. Modern Yönetim Düşüncesi / Çağdaş Yönetim Kuramı
- Sistem Yaklaşımı
- Durumsallık Yaklaşımı
Yönetim anlayışının tarihi, insan hiçbir zaman ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı için ilk insana kadar uzanmaktadır.
Yönetim anlayışının tarihi, insan hiçbir zaman ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı için ilk insana kadar uzanmaktadır.
Tek başına olmamak, yani toplum halinde yaşamak insan için bir zorunluluktur. İnsan sadece kendi ihtiyaçları için başkasına ihtiyaç duymaz, aynı zamanda kendini ‘ifade etme’, ‘gerçekleştirme’ ve ‘ait olma’ duygusunu tatmin etmek için sürekli başkasına ihtiyaç duyar.
Yönetim uygulamaları, insanlık tarihi ya da insanların toplu olarak yaşaması ile başlamasına rağmen yönetimin bir kavram olarak M.Ö. 1300 yılında ortaya çıktığı iddia edilmektedir.
Eski Mısır, Yunan ve Çin uygarlıklarına ilişkin kayıtlarda özellikle kamu yönetiminden söz edildiğine, kamu yönetimine ilişkin bazı görüş ve ilkelerin ortaya konulduğuna ve kamu yöneticilerinde “dürüstlük” ve “bencil olmama” niteliklerinin vurgulandığına rastlanılmıştır.
Bazı yönetim ilke tekniklerinin düzenli ve sistemli bir biçimde ilk kez Roma-Katolik Kilisesinde, krallık ve imparatorlukların askeri örgütlerinde yoğun olarak uygulandığı görülmüştür.
Mısır Piramitleri, onbinlerce insanın büyük ölçekli bir inşaat projesinde yıllarca çalıştığının en canlı örneğidir.
Mısır Piramitleri, onbinlerce insanın büyük ölçekli bir inşaat projesinde yıllarca çalıştığının en canlı örneğidir.
Eski Mısırlıların geniş kitleleri yönetmek başarısı o zamanın tekniği ile hayret vericidir.
Tarihsel süreç içinde yönetim konusu üzerinde yoğunlaşma ihtiyacı ve özellikle işletme yönetiminin gündeme gelmesi, 18. yüzyılın sonlarında İngiltere’de başlayıp tüm Avrupa’ya yayılan Sanayi Devrimi ile başlar.
Tarihsel süreç içinde yönetim konusu üzerinde yoğunlaşma ihtiyacı ve özellikle işletme yönetiminin gündeme gelmesi, 18. yüzyılın sonlarında İngiltere’de başlayıp tüm Avrupa’ya yayılan Sanayi Devrimi ile başlar.
1764’te James Watt tarafından buhar makinesinin icat edilmesi ve bu sayede makineleşmeye gidilmesi, daha önceki üretim yöntem ve sistemlerinin hızla değişmesine neden olmuştur.
Makineleşme sonucu fabrikaların hızla artması ile kitle üretim sistemine geçilmiş, daha karmaşık ve büyük üretim birimleri ortaya çıkmıştır.
Bilimsel yönetim döneminde 3 farklı yaklaşım yer alır: