TüRKİye ve sami Dİlleri


Dilin Gelişiminde Farklı İki Aşama



Yüklə 313,34 Kb.
səhifə5/8
tarix18.08.2018
ölçüsü313,34 Kb.
#72173
1   2   3   4   5   6   7   8

Dilin Gelişiminde Farklı İki Aşama


Bir dilin tarihi gelişiminin farklı ve önemli bir yönü vardır.

Bir dilin gelişimini yakından incelediğimizde, gramer kaideleriyle uygun bir münasebet içinde, o dilin tarihinin iki farklı safhaya ayrılabileceğini görürüz. Biri “gramer öncesi”, diğeri de “gramer sonrası” aşamadır. Bu aşamalardan her biri kendine has bir takım özelliklere sahiptir.

Öncelikle gramer öncesi aşamayı ele alalım. Bu aşamada dil en saf ve doğal formundadır. Dilin ilk sahipleri, içlerinden geldiği ve zihinlerine ilham olunduğu şekliyle konuşurlar. Böylece konuştukları ve doğru kabul ettikleri her şey sahih dilin ölçüsü olur. Bu dönemlerde şairler, yazarlar ve hatipler tenkid edilmişlerdir, fakat bu tenkid gramer hatası sebebiyle değildir. Zira bu gibi hatalar ile gramerin varlığı bile söz konusu değildir. Aksine tenkit; açıklık, dilin özelliklerini taşımaması, kelimelerin uygun olmayan yerlerde kullanılması ve üslup zayıflığı cihetindendir. Bu yazar, şair ve hatiplerin “gramer hatası” olarak adlandırılabilecek bu gibi yanlışlar yapmaları tahmin edilmemekle birlikte tasavvur dahi edilemez. Çünkü ne söyledikleri ve nasıl söyledikleri, tüm sahalardaki her şeyi (dil malzemesini) oluşturmaktadır. Daha sonra nahivciler “gramer kaidelerini” bunlara dayandırarak ortaya koymuşlardır. Gramer kaideleri; yazarların, şairlerin, hatiplerin ve dilin diğer (otorite) kabul edilmiş kullanıcılarının mutlak hâkimiyeti altında derlenmiştir. Örneğin, sonraki zamanlarda bir nahivci şunu söyleyebilir: “XYZ, A dilinin bir kaidesidir. Çünkü bu, A dilinin ilk sahipleri tarafından bilinen ve kabul edilen, aynı zamanda o dilde otorite kabul edilecek kadar nitelikli olan D’nin ifadesi/şiiri olduğu âşikardır.” veya “XYZ, A dilinin bir kaidesidir. Çünkü bu, o dilin ilk sahipleri tarafından konuşulanın aynısıdır.” Bu aşamanın diğer önemli bir yönü ise, yaygın ve düzenli kullanımdan ayrılan buna benzer inhirafların/şâz kullanımların, o dilin ilk sahipleri tarafından doğru kabul edilmeleri sebebiyle, bunların yanlış olarak adlandırılamayacağıdır. Gramercilerin yapmaları gereken şey, bu gibi şâzların sebepleri ile bunların düzenli ve yaygın kullanıma ilave ettiği manaları bulmaya çalışmak olmalıdır. Fakat bazı gramerciler bu şâz kullanımların sebeplerini bulamıyorlarsa bu onların “yanlış” olarak adlandırılmalarını gerektirmez.

Şimdi, bir dilin gramer sonrası aşamasına kısaca göz atalım. Birinci aşamada, gramercilerin çalışmalarına kaynaklık yapanlar; şairler, yazarlar, hatipler ve o dili konuşanlardı. Gramer sonrası aşamada ise, normal olarak, diğer yol takip edildi. Bu aşamada, genellikle gramer kaideleri; yazarlar, şairler, hatipler ve diğer dili kullananlar tarafından, kendi yazdıkları ve konuştuklarının doğruluğu için bir ölçü olarak kabul edildi. Birinci aşamada gramer kaideleri; yazarların, şairlerin, vs.’nin kullanımlarından çıkarılmıştır. Yine her gramer kaidesi, şâz kullanımıyla birlikte, ki bu yazarların ve hatiplerin kullanımlarıyla doğrulanabilir, sahih olarak kabul edilmiştir. Diğer taraftan ikinci aşamada, kabul edilmiş kuralların (ve bu kurallardan kabul edilmiş şâzların); bir şairin, yazarın, hatibin veya dili kullanan herhangi birinin kullanımını doğrulaması normaldir. Açıkça şöyle bir şey olabilir: bir yazar dilin genel gramer kurallarına ters olduğu düşünülen bir üslup kullanır. Daha sonra yazar bu şâzz kullanımı sebebiyle eleştirilir. Bununla beraber yazar, daha önceleri o dilin gramercilerinin gözünden kaçmış bu tür şâzlara, dilin “asıl” otoritelerine dayanarak örnekler verebilir. O zaman bu gibi durumlarda, yazarın üslubunun doğru olduğu söylenebilir. Dahası, bazen bir yazar, genel kabul görmüş kullanım ve üslupları sebebiyle, öyle etkili olabilir ki onun şâz kullanımları dahi daha sonraları sahih kabul edilebilir. Böylece gramer kaideleri böyle bir yazarın şâz kullanımlarına uygun olarak değiştirilebilir. Modern yazarlar tarafından ortaya konan yeni üsluplar sebebiyle yeni gramer kaideleri kabul etme eğilimi, dillerinin saflığını koruma konusunda daha bilinçli ve muhafazakâr olan insanlar arasında, diğerlerine kıyasla, daha az vardır.

Bunlar, gramer kaidelerinin derlenmesinden önce ve sonra bir dilin gelişiminde yer alan başlıca değişikliklerdir.

Arapçanın Özel Durumu


Bir dilin grameri, normal olarak, o dili bilmeyen insanlara öğretilmesi için geliştirilir. Fakat Arap gramerinin gelişiminde bir farklılık vardı. Farklı bir etken, Arap gramerinin derlenmesine başlarken önemli rol oynamıştır. Bu, Arapların kendi dillerinin saflığını koruma hususunda gösterdikleri ilgi ve bilinçti.

Arapların iç dünyalarını ve tarihlerini bilen herkes, onların, kendi dilleriyle; belagatı, saflığı, basitliği ve güzelliğiyle gurur duyan insanlar olduklarını açıkça görecektir. Bu gurur onların iç dünyalarında öyle derin köklere sahiptir ki, Arap olmayanlar için kullandıkları “a‘cemi” kelimesi, “kekeleyen ve beliğ olmayan kişi” yi ifade etmektedir.

Fetihler ve Arap olmayanların büyük gruplar halinde İslam’a girmeleri, Hz. Peygamber (SAV)’in vefatından sonraki ilk asırda, bu insanlar için, Arap gramerinin derlenmesi ihtiyacını doğurdu. Ama bugün, Kur’ân’ı ve Hz Peygamber’in hadislerini anlamak için Arap dilini öğrenme eğilimi vardır. Ayrıca bu fetihler ve İslam devletinin genişlemesi, o zamana kadar kapalı olan Arap toplumunun dışa açılmasına da neden oldu. Bu durum, bir taraftan Araplara; sosyal, kültürel, politik ve ekonomik zenginliklerini ortaya koyma fırsatı verirken, diğer taraftan, sosyal ve kültürel etkileşimleri sebebiyle, dillerinin duruluğunu bozmayı da tehdit etmiştir. Bu endişe, henüz bilinmeyen ve düşünülmeyen Arap gramerini derleme görevi için önemli bir temel oluşturmuştur.41

Bu görevi ilk üzerine alan kişi Ebu’l-Esved ed-Du’elî (605-688)’dir. Bazıları Usûlu’n-Nahvi’l-‘Arabi adlı eseri Ebu’l-Esved’e isnâd etmişlerdir. Daha sonra bir grup nahivci, bugün takdirle yâdedilen Arap gramerini araştırma ve derleme görevine katkıda bulunmuşlardır. Nahivcilerin konumu, daha sonraki dönemlerde öyle takdir edilip yüceltildi ki mütemayiz nahivciler en iyi hukukçular ile birlikte halife meclislerinde yüksek mevkilere sahip olmuşlardır.



Yüklə 313,34 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin