TüRKİYE’de interneti İncelemek konulu



Yüklə 467,36 Kb.
səhifə50/64
tarix03.01.2022
ölçüsü467,36 Kb.
#50696
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   64
MADDE 26. – 5680 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 9. – Bu Kanunun yalan haber, hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddî ve manevî zararlarla ilgili hükümleri, bilişim teknolojileri ve internet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vb. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü ve benzerleri hakkında da uygulanır.

Yukarıda da görüldüğü gibi bu düzenlemeler İnternetin ruhuna aykırıdır ve kuruluş amacı buna uygun olmayan RTÜK’ün denetimi altına sokulması da bir o kadar anlamsızdır. Ancak bu değişiklikler yürürlüğe girememiştir. Cumhurbaşkanı veto yetkisini kullanmak sureti ile yasayı Meclise geri göndermiş, 2002 yılında ilgili yasalarda değişiklikleri içeren Yasa tekrar meclisten geçmiş, ancak bu kez İnternet ile ilgili maddeler düzenlemede yer almamıştır.xxx

Cumhurbaşkanı konu ile ilgili veto gerekçesinde iletişim teknolojisinde bir devrim niteliğindeki İnternet yayıncılığının en baskın yönü, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün, özgün kanaat oluşumunun günümüzdeki en etkin kullanım alanı olduğunu belirtmiş, İnternet ortamındaki yayıncılıkta; hukukun üstün kılınması, kişilik haklarının korunması ve bunun yanında da yayın yoluyla düşünce ve ifade özgürlüğü gibi duyarlı alanların dengelenmesi sorunu ortaya çıktığına dikkati çekmiştir. Cumhurbaşkanına göre bu sorunlar ancak, ifade özgürlüğü esas alınarak ve yayınlar üzerindeki denetim yargıya bırakılarak sağlanabilir. Dolayısıyla, İnternet yayıncılığına ilişkin ilkelerin ve öteki düzenlemelerin özel bir yasa ile yapılması en doğru yol olacaktır. Cumhurbaşkanı bu yola gidilmeyerek, yayınların düzenlenmesinin tümüyle kamu otoritelerinin takdirine bırakılması ve Basın Yasası'na bağlı kılınması İnternet yayıncılığının özelliği ile bağdaşmadığı kanaatinde olduğuna da ifade etmiştir. xxxi

4756 sayılı Yasa Basın Kanununa bir madde ekleyerek İnternetle ilgili bir düzenleme yapma yoluna gitmiştir. Buna göre:



Ek Madde 9 - (Ek: 15/5/2002 - 4756/26 md.) Bu Kanunun yalan haber, hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddî ve manevî zararlarla ilgili hükümleri, bilişim teknolojileri ve internet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vb. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü ve benzerleri hakkında da uygulanır.

Bu maddenin niçin konduğunu anlamak da çok güçtür. Eğer amaç kişilik haklarını korumak ise Ceza yasasında bu korumayı sağlayacak hükümler mevcuttur. Yani ilave bir düzenlemeye ihtiyaç yoktur. Bir de metinde yer alan “yalan haber, hakaret ve benzeri fiiller” kavramlarının her zaman yoruma açık olduğudur. Özellikle “yalan haber, hakaret” konusunda her zaman sübjektif yorumlar söz konusu olacaktır. Olayın ve durumun özelliklerine göre bir kişi için “hakaret” teşkil eden husus, diğer bir kişi için “eleştiri/sert eleştiri” olarak kabul edilebilecek, yine duruma göre “yalan haber”, “soyut/nisbi gerçek haber” olarak kabul edilebilecektir.xxxii



Sonuç

İnternetin nasıl düzenlenebileceğini anlatmak için öncelikle nasıl işlediğini anlatmak gerekiyordu. Buraya kadar anlatılanları kısaca özetlenecek ve bir sonuca varılacak olursa:

- İnternet doğası gereği gerçek dünyadan bağımsızdır ve hiçbir şekilde düzenlenemez

görüşü yanlıştır. En azından İnternet kullanıcıları gerçek kişilerdir ve bu dünyada ülkelerinin sınırları içinde yaşamaktadırlar.

- İnternet teknolojik bir gelişmedir. Dolayısıyla mevcut kurallar aynen İnternet üzerindeki eylemler için de uygulanır görüşü kısmen yanlıştır. Faillerin kimliği tespit edilir ve ülke sınırları içinde yakalanabilirlerse kurallar uygulanabilir.

- İnternetin devletler tarafından kendi egemenlik alanlarında düzenlenebileceği fikri de yanlıştır. İnternette devlet sınırları yoktur. Bu tür düzenlemeler ya işlevsiz kalacak ya da çok büyük oranda etkili olarak diğer devletlerin egemenlik alanlarına tecavüz edecektir.

- İnternet ancak uluslararası andlaşmalarla düzenlenebilir fikri kısmen doğrudur. Unutulmaması gereken husus ABD Anayasasının ifade özgürlüğüne getirdiği geniş korumadır. ABD çocuk pornografisi dışında içerik düzenlemesi yapan uluslararası andlaşmalara taraf olamaz. ABD’nin taraf olmadığı uluslararası andlaşmaların da işlevsiz olacağı açıktır.

İfade özgürlüğünün standartlarını uluslararası andlaşmalar koymuştur. Bu standartlar minimum standartlardır. ABD gibi ülkelerdeki yüksek standartlar nedeniyle içeriğin bu ülkelere kayması ve yayınının devam etmesi bir sorun olarak görülmektedir.xxxiii Oysa bu noktada çözüm AB’nin çalışmalarında gösterdiği yoldadır. Gönüllülük temelli yapılacak çalışmalar ancak başarıya ulaşabilir. Yasakçı zihniyetle yapılacak hareketler İnternetin doğası gereği başarısızlığa uğraması kaçınılmazdır. Kullanıcıları bilinçlendirmeye yönelik yapılacak aktiviteler, çocukları zararlı içerikten korumak için geliştirilecek rating ve filtreleme sistemlerinin evlerde kullanımının teşvik edilmesi, şikayet hatları kurularak zararlı yahut yasadışı içerik konusunda tedbir alınmasını sağlamak hem kullanıcıları denetim faaliyetinin bir parçası yapacak ve hem de bilinçlenme yasaklarla elde edilemeyecek kadar büyük bir koruma sağlayacaktır.

AB Güvenli İnternet Eylem Planına Türkiye’nin de dahil edilmiş olması özdenetim ve bilinçlendirme çabalarına mali destek sağlaması anlamında çok önemli bir gelişmedir. Halen bir İnternet yasasına sahip olmayan ülkemizde özdenetim çabaları başarılı olursa yasakçı düzenleme çağrıları gerekçesiz kalacaktır. Sektör, bilişim örgütleri ve diğer sivil toplum örgütleri özdenetimi gerçekleştirmek için gecikmeksizin harekete geçmelidirler.


Yüklə 467,36 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   46   47   48   49   50   51   52   53   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin