İNCİLİ ÇAVUŞ
rahiplerinden, Eğya Endazyan (1755-1789) tarafından hakkedilen ve 1791'de Venedik' te basılan, 23x40,5 cm boyutunda Ermenice mufassal bir Boğaziçi haritası bulunmaktadır. Muhteviyatında, sahil köyleri, şehrin kapılan, camileri, kiliseleri, ayazmalar, biniş yerleri ve dalyanlar kaydedilmiştir.
Boğaziçi hakkında çok kıymetli bilgiler ihtiva eden bu eserin ilk kısmı (s. 1-78), 1813'te, Antoine-Jean Saint-Martin (1791-1832) tarafından, Description duBosphore par le Docteur Ingigian adıyla Fransızca-ya çevrilmiştir. Yine Venedik Mıkhitharist rahiplerinden Kerovpe Aznavuryan (1791-1843), Villegiature de'Bizantinisul Bosforo Tracio adı altında, eserin tamamını Italyancaya çevirmiştir (San Lazzaro, 1831). Üçüncü eseri, Darekrutyun (Vakayiname) adı altında, 1800-1802 arasında neşredilmiş küçük bir yıllıktır. Dördüncü eseri, 1803-1820 arasında neşredilen Yeğanak Püzantyan (Bizans Mevsimi) adlı yıllıktır. Bunlardan bazıları birkaç önemli yazı ihtiva etmektedir. 1817 yıllığında bulunan, "On Sekizinci Yüzyılın Muhtasar istanbul Tarihi Kronolojisi" (s. 83-90), tarafımızdan Türkçeye çevrilerek, Tarih ve Edebiyat Mecmuası'nın Haziran 1979 sayısında yayımlanmıştır (s. 44-49). 1820 yıllığında bulunan, Galata Kulesi hakkındaki yazı da (s. 19.0-194) tarafımızdan Türkçeye çevrilerek, Tarih ve Toplum dergisinin Mart 1987 sayısında sunulmuştur (s. 142-144).
Beşinci eseri olan, Aşkharhakrutyun Çoritz Masantz Aşkharhi (Dünyanın Dört Kısmının Coğrafyası) adlı çalışmanın Avrupa'ya ayrılan ikinci bölümünün beşinci cildi (1804), tamamen istanbul'u kapsamaktadır, ilk 97 sayfası, Osmanlı Devleti' nin teşkilatı hakkında genel bilgiler verir ki, Hovannes Boğosyan (1889-1972) tarafından yapılan Türkçe tercümesi, Hayat Tarih Mecmuasında, neşredilmiştir (1965, sayı 1-10). İstanbul'a ait ikinci kısmı ise, 1956'da Hrand Der-Andreasyan'ın çevirisi ve notlan ile birlikte, 18. Asırda istanbul adıyla yayımlanmıştır.
Altıncı eseri, Coğrafya'nm Avrupa kısmının altıncı cildidir (1804). Osmanlı Dev-leti'nin coğrafyasına aynlmış olup, Bulgaristan'ın merkezi Sofya'dan başlayarak, Marmara Denizi'ndeki adalarda sona ermektedir. Yedinci eseri, Coğrafya'nm Asya'ya tahsis edilen bölümünün birinci cildi olup, Doğu ve Güney Anadolu'dan bahsetmektedir (1806).
Sekizinci eseri, Isdorakrutyun Hin Ha-yasdanyaytz (Eski Ermenistan'ın Tasviri) adını taşımaktadır (2 c., 1822). Dokuzuncu eseri 8 ciltlik Tarabadum'dm (Asrın Tarihi) (1824-1828). Bu eser 18. yy'ın i-kinci yansını kapsamaktadır. Umumiyetle Osmanlı ve Avrupa devletlerinin yaptıkları harplerden bahsedilmektedir, istanbul'da vuku bulan olaylar hakkında da bilgi mevcuttur.
Onuncu eseri, Hmakhosutyun Aşk-harhakrakan Hayasdanyaytz Aşkharh i (Ermenistan'ın Coğrafi Arkeolojisi) (3 c., 1835) adını taşır.
KEVORK PAMUKCİYAN
1632-33'tür. Bu tarih onunla ilgili tarihi bilgilerle ve fıkralarında adları geçen sultanların dönemleriyle de uygunluk göstermektedir.
Naima Tarihinde, 1038/l628'de İran'a elçi olarak gönderilen İbrahim Çelebi'nin yanında yer alan selam çavuşu Mustafa Ça-vuş'tan bahseden bir kayıt vardır. Bu bilgiye fıkralardaki olayları ekleyen Yağlıkçızade Ahmed Rıfat Efendi bu selam çavuşunu "İncili Mustafa Çavuş" olarak kabul eder. Ancak bu onun elçilik heyetine ilk katılışı değildir. Şemseddin Sami'den alıntı yapan A. Gölpmarlı'nın, 1020/l6ll'de İran'a elçi gönderme olayına katılanın İncili Çavuş olduğunu söylemesi, onun daha L Ahmed döneminde (1603-1617) elçilik heyetinde yer aldığını gösteraıektedir. Gölpmarlı'nın, Kayseri'de ele geçen bir belgedeki, Hz Muhammed'in adının İncil'de geçtiği şeklindeki kaydı dikkate alması ise sadece halk etimolojisiyle açıklanabilir.
Genç yaşta intisap ettiği saray çevresinde elde ettiği yerini, nükteleriyle, hazır-cevaplığıyla uzun yıllar koruyabilmiş olması, onun akıllı, zeki, nüktedan birisi olduğunu göstermektedir. İki elçilik heyetine katılmasının dışında İstanbul'dan ayrıldığını göstenen kayıt yoktur. Aile hayatı ve yakınlarıyla ilgili bilgi de bulunmamaktadır.
Özdemir Nutku'nun IV. Murad döneminde yaşamış meddahlar arasında İncili Çavuş adını da sayması, 19l4'te ölen Kastamonulu Aşık Fevzî tarafından yeniden yazılmış bir şekli de olan yemeklerle ilgili bir destanın bazı yazma, mecmualarda İncili Çavuş adına kayıtlı olması da, o-nun şöhretinin nasıl yayıldığım göstermektedir. Bir bölümü başka bir İncili Çavuş bile olsa daha eski olan fıkra tipimizin adına sığınılması bile onun sevilmesiyle a-çıklanabilir.
Hüsnü Dikeçligil'in Kayseri'nin Tomar-za İlçesi'ne bağlı "Tıravşanlı İncili"den, Numan Kartal'ın Kandıra'nın Bakır (Karasu) Köyü'nde yaşayan "İncili Çavuş"tan, M. Adil Özder'in Artvin'in Ardanuç İlçesi' ne bağlı Anç (İncili) Köyü'nde yaşayan Ahmet oğlu Nebi'den (Ançlı İncili) söz etmeleri, halk anlatmalarının yayılma kurallarına uygundur. Bunlardan bazılarının köylerinden kaçıp İstanbul'a gitmeleriyle ilgili hikâyelerin de benzer olması, bu kuralların sonucudur. Hepsinden daha eski olan ve 1560(?) ile 1632/1633 arasında yaşadığını kabul edebileceğimiz, sultanların musahip ve nedimi olan Mustafa Ça-vuş'u, "İncili Çavuş'larm gerçek tipi ve öncüsü olarak görmek gerekir. Bibi. Ali Emirî, Diyarbakırlı Bazı Zevatın Ter-cüme-i Halleri, Millet Kütüphanesi, Tarih kısmı 750 (yazma); A. Bulduk, Diyarbekir'in Acemlerden Fethini Müteakib Gelen Valilerin Tercüme-i Halleri, Diyarbakır II Halk Kütüphanesi (yazma); C. Asena, Diyarbakır Tarihi ve Mefahiri (yazma); Ahmed Rıfat, Lûgat-ı Ta-rihiyye ve Coğrafiyye, I, İst., 1299; J. F. Ham-mer. Devlet-i Osmaniyye Tarihi, c. 8, İst., 1338, s. 157, not 3; Süleyman Tevfik (Özzorluoğ-lu), İncili Çavuş, İst., 1923; ay, İncili Çavuşun Güzel Resimli Latifeleri, 2 c., ist., 1939; N. Sonerk, İncili Çavuş'un En Güzel Fıkra ve
Hikâyeleri, ist, 1943; I. H. Konyalı incili Ça-££w F'kralan"> Tarih Hazımsıl, S. 2 (Ara-S?i950> H. Dikeçligil, "incili Çavuş un Dı-vanTıravşm", Yeni Erciyes, II, S. 16 (Ocak iQS7> M Kocaosmanoğlu, Hayatı, Nükte ve Ftlralan ile incili Çavuş, İsparta, 1909, R Kar-f l «Bakır Kovu ve Adı Hakkında", TFA, XI, s 225 (Nisan 1968), 4713-4714; A. Gölpmar-h "incili Çavuş", TA, 20, 1971, 125; Ali Rıza, Kir Zamanlar; Nutku, Meddahlık; M. A. Oz-der "Türk Halkbiliminde incili Çavuş", Türk Halkbilim Araştırmaları Yıllığı 1977, Ankara 1979 s- 179-188; "incili Çavuş", TDEA, IV, 391- Ş Beysanoğlu, "İncili Çavuş'un Kimliği", n Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri/'II. cüt-Halk Edebiyatı, Ankara, 1982, s. 53-60- M. S. Koz, En Güzel Bekri Mustafa ve İncili Çavuş Fıkraları, ist., 1983; E. Tokmakçı-oglu, Bütün Fıkralarıyla İncili Çavuş, ist.,
1983' SAİM SAKAOĞLU
Dostları ilə paylaş: |