İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ (İSKİ)
Önemli bir akarsu ya da göl kenarında kurulmamış ender yerleşim merkezlerinden birisi olan İstanbul'un, en az 2.500 yıllık tarihi boyunca, hemen her dönem su sıkıntısı içerisinde yaşadığı tahmin edilmek-
1931-1932'de istanbul ve Türkiye şampiyonu olan İstanbul Spor Kulübü futbol takımı toplu halde. Cengiz Kahraman arşivi
tedir. Şehrin kuruluşundan Bizans İmpa-ratorluğu'nun merkezi haline geldiği döneme (330) kadar, Sarayburnu, Kadıköy ve Üsküdar civarında yerleşmiş az sayıda insanın, genellikle yüzeysel sular, memba sulan ve kuyular sayesinde, su gereksinimlerini karşıladıkları tahmin edilmektedir.
Kentin, tarih kitaplarında sözü edilen ilk büyük su tesisleri, Bizans İmparatorluğu döneminde yaptırılmıştır, imparator Valens'in (hd 364-378) Halkalı Suları'nı, İmparator I. Theodosius'un (hd 378-395) ise Belgrad Ormanı'ndan kaynaklanan suları, bugün bir kısmı hâlâ ayakta olan kemerler ve suyolları ile şehrin merkezine getirdikleri bilinmektedir.
Çeşitli yollarla kente getirilen bu sular ise, çeşitli açık ya da kapalı su sarnıçlarında depolanmış ve kentin su sorunu bu şekilde giderilmeye çalışılmıştır. Ancak bunlar, depremler, doğal afetler, bakımsızlık ve çeşitli savaşlar nedeniyle 1453'te istanbul'un fethine kadar, harap bir hale gelmiştir.
II. Mehmed'in (Fatih) İstanbul'u fethinden sonra, pek çok alanda olduğu gibi, kentin su gereksinmesi konusunda da ciddi çalışmalar yapılmıştır (bak. bentler; Halkalı Suları; Hamidiye Suyu Tesisleri; Kırkçeşme Tesisleri; Taksim Suyu Tesisleri; su).
19. yy'da, kentin gelişimi ile birlikte, su konusunun da daha ciddi bir biçimde ele alınması gerekmiş, özellikle yapılan yeni binalara basınçlı su verilmesi zorunluluğu doğmuştur.
Bu amaçla Terkos Gölü'nden şehre su getirilmesi düşünülmüş ve 1874'te yabancı bir şirketi temsil eden Hariciye teşrifatçısı Kâmil ve mühendis Temo adına 40 yıl süreli bir imtiyaz verilmiştir. Bu imtiyaz, daha sonra "Dersaadet Anonim Su Şirketi" adı altında kurulan Fransız şirketine devredilmiş ve 1887'de düzenlenen bir mukavele ile imtiyaz süresi 75 yıla çıkarılmıştır. Cumhuriyet döneminde şirketin adı "İstanbul Türk Anonim Su Şirketi" olmuştur.
Halk arasında "Terkos Şirketi" olarak anılan Dersaadet Anonim Su Şirketi, ilk o-larak 1883'te Terkos Gölü kenarında, bugün hâlâ varlığını koruyan pompa istasyonu binasını yapmıştır.
19. yy'ın sonlarına doğru o güne kadar yeterli su tesisi bulunmayan Anadolu yakasında da su tesislerinin yapımı gereği doğmuş ve 1888'de yapılan mukavele ile bir Fransız şirketini temsil eden Karabet Sıvacıyan'a 65 yıl süreli bir imtiyaz verilmiş, 7 Haziran 19l4'te yemlenen bir mukaveleyle imtiyaz süresi 99 yıla çıkarılmıştır.
"Üsküdar-Kadıköy Su Şirketi" ilk olarak 1893'te Göksu'da, Elmalı Deresi üzerinde I. Elmalı Barajı'nı inşa etmiş ve Ana-doluhisarı'ndan Bostancıya kadar olan sahada su şebekelerini oluşturmuştur.
İSİ (istanbul Sular idaresi) Dönemi: Günden güne gelişen ve gereksinmeleri artan şehrin sorun hale gelmeye başlayan su konusunun, imtiyazlı şirketler aracılığı ile çözülemeyeceğinin ortaya çıkması ü-zerine, l Ocak 1933'te İstanbul Sular İdaresi kurulmuştur.
İlk olarak Terkos Şirketi, imtiyaz süresi dolmadan 20 yıl geri ödemeli olarak 864.000 TL'ye satın alınmış ve İSl'ye devredilmiştir.
Aynı gerekçelerle, Üsküdar-Kadıköy Su Şirketi de 17 Haziran 1937'de, 10 yıl oeri ödemeli 400.000 TL'ye satın alınıp İSİ'ye verilmiştir. İSİ, ilk olarak Terkos Gölü'nün 13.712.300 m3'lük kapasitesini artırma çalışmalarına başlamış, 1950'ye gelindiğinde kapasitesi 28.500.000 m3'e çıkarılmıştır.
Cumhuriyet'in ilk yıllarının getirdiği coşkuyla tüm ekonomik sıkıntıya ve savaş yıllarının güçlüklerine rağmen, çok özel yetkilerle donatılan İSI, önemli işlere imza atmış, kent içerisinde pek çok su şebekesi, su depolan, arıtma tesisleri, pompa istasyonları yeniden yapılmış ya da onarılmıştır.
Kentin Anadolu yakasında ise öncelikle I. Elmalı Barajı'nın göl kapasitesi artırılmış, ardından su kapasitesi 10.000.000 m3 olan, II. Elmalı Barajı, 1955'te hizmete sokulmuştur.
1950'li yıllarda başlayan kente göç olgusu ve nüfus artışının zorlamasıyla uzun vadeli master planlar hazırlanmış ve ilk etapta Devlet Su İşleri (DSİ) ile birlikte Alibeyköy ve Ömerli barajlarının inşaatı işlerine girişilmiştir.
İSI, görevi devraldığı 1932'den İSKİ' nin kuruluşuna kadar geçen 50 yıllık süre içerisinde Avrupa yakasına verilen yıllık su miktarını 10.500.000 rrf'ten, 216.000.000 m3'e; Anadolu yakasına verilen su miktarını ise 2.400.000 rrf'ten, 115.000.000 rrf'e çıkarmıştır. 1932'de İstanbul'un nüfusu, sayım sonuçlanna göre 713.420 iken, 1985' te 5.000.000'a yükselmiştir. Buna göre 50 yılda su artışı yüzde 2.466, nüfus artışı i-§e yüzde 600 civarındadır. 1932'de kişi başına düşen su miktarı günde 50 litre iken, 1985'te bu rakam 181 litreye çıkmıştır.
1994 rakamlarına göre bugün kente ortalama günde 1.300.000 m3 su verilmektedir. Kent nüfusu 10.000.000 olarak kabul edilirse, bugün kişi başına düşen su miktarı günlük 130 litredir ve 1985'teki düzeyin altında kalmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |