Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə650/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   646   647   648   649   650   651   652   653   ...   877
*

y -ı*-


<4ı*

in d (ı r



frf ı ru

dcvrth fent-

Paralarımı hep yedi Ben seni istemem dedi Dün ben burada yokiken Aşırdı sandığı sepeti

S. Y. Ataman, Dûmbüllü ismail Efendi, ty

KANUN-I ESASİ'NİN İLANI Kanun-ı Esasi'nin, yani ilk Osmanlı anayasasının 23 Aralık 1876'da istanbul'da ilanı, olağanüstü koşullar altında ve 19. yy' daki tüm reform girişimleri gibi büyük devletlerin baskısı altında meydana gelmiş bir olaydır. Tanzimat ve Islahat fermanlarından sonra Meşrutiyet'in kurulması da devletin dış bunalımların zorlaması altında yöneldiği bir tutum olmuştur. Bu arada, gerçekten demokrasi ve reform isteyen a-zınlık II. Abdülhamid istibdatı altında e-zilmiş ve dağılmış, ancak kısa sürede rafa kaldınlan Kanun-ı Esasi'nin geri getirilmesi bundan sonraki 30 yıl boyunca ülkenin temel sorunlarından biri haline gelmiştir.

1876'nın son günlerinde aralarında ingiltere, Fransa, Rusya, Almanya ve italya' nın bulunduğu devletlerin temsilcileri Ka-sımpaşa'daki Bahriye Nezareti'nde toplanarak Osmanlı ülkesindeki ıslahat meselesini, yani özünde Osmanlı Devleti'nin Bal-kanlar'dan tasfiye edilmesi konusunu görüşmeye başlayacaklardı. Tersane Konferansı demlen bu toplantı başlarken II. Ab-dülhamid'in planı Meşrutiyet'in ilanını a-çıklamak ve böylece siyasal haklarına kavuşan Hıristiyanların kendi ıslahatlarını kendilerinin yapacaklarını söylemekti. II. Abdülhamid ekim ayında Kanun-ı Esasi'yi hazırlayacak komisyonun kurulmasını emretti. Komisyon 16 mülkiye ve 10 ilmiye mensubu ile ferik (korgeneral) rütbeli iki askerden oluşuyordu. Bunlar Midhat Pa-şa'nın yamsıra Süleyman Paşa ve mabeyin başkâtibi Küçük Said Paşa tarafından ha-

zırlanan tasarıları da değerlendirdiler. Buna göre Meclis-i Umumi halk arasından seçilen Meclis-i Mebusan ile padişah tarafından atanan Meclis-i Ayan'dan oluşacaktı. Merkeziyetçi özellikler taşıyan anayasanın ilk maddesi Osmanlı Devleti'nin bölünmez bir bütün olduğu idi. Resmi dil Türkçe, devletin dini ise islam olarak belirtiliyor, ancak din özgürlüğü ve klasik özgürlüklere yer veriliyordu. Vekillerin atanması ve azli padişahın yetkisinde olup, hükümet de meclise karşı sorumlu değildi. Öte yandan 113. madde padişaha, devlet güvenliğini bozanları ülke dışına sürme yetkisi veriyordu.

Kanun-ı Esasi'nin ilanından 4 gün önce, yani 19 Aralık günü Mütercim Rüşdî Paşa istifa ettirildi ve Midhat Paşa oyunu sahneye koymak üzere sadrazam oldu, 23 Aralık günü ise Batılı devletlerin temsilcileri Tersane Konferansı'nda bir araya geldiler. Aralarında İngiltere Hindistan Bakam Lord Salisbury ve Rus temsilcisi Ignatiev de bulunuyordu ki, ilerideki gelişmelerde bunların rolü daha ön planda olacaktı. Konferansın açılış hazırlıklarının yapıldığı sırada büyük bir gümbürtü ile toplar atılmaya başlandı ve Hariciye Nazırı Saffet Paşa salona girerek şaşkın temsilcilere Kanun-ı Esasi'nin ilan edildiğini, dolayısıyla konferansın artık Osmanlı ıslahatı için çalışmasına gerek kalmadığını bildirdi. Ne var ki konferans bu durumdan hiç de etkilenmiş görünmedi ve bir şey olmamış gibi çalışmaya devam etti. istanbul'daki gelişmeler ise aynı gece fener alayı düzenlenmesi, küçük bir kalabalığın Dolmabah-çe Sarayı önünde toplanıp "Padişahım çok yaşa, yaşasın Kanun-ı Esasi" diye bağırıp dağılmalarından ibaret oldu. Sonuç olarak çalışmalarını sürdüren Batılı devletlerin temsilcileri Sırbistan'da eski düzene dönülmesini, Karadağ'a toprak verilmesini, Bos-na-Hersek ve Bulgaristan'da istinaf mahkemeleri kurularak yargıçlarının 6 devletin güvencesi altında ömür boyu görevlendirilmesini, Bulgaristan valisinin Hıristiyan olmasını, aşarın kalkmasını, vilayetlerde milislerin Hıristiyan ve Müslümanlardan nüfus oranlarına göre seçilmesini, Rumeli'ye yerleştirilen Çerkezlerin Anadolu'ya geçirilmesini ve Müslüman mülkiyetindeki bazı toprakların Hıristiyan çiftçilere verilmesini istediler. Kısacası bu durum Türklerin Rumeli'den tasfiyesinden başka bir şey değildi. II. Abdülhanıid'in oyunu işe yaramamıştı.

Kanun-ı Esasi'yi ilan ederek istediği sonucu alamayan II. Abdülhamid, Batılı devletlere karşı yumuşak bir tutum izlemeye başladı. Yeni anayasa ile bağdaşabilecek ıslahat önerilerinin kabul edildiğinin bildirilmesini istedi. Ayrıca Bulgaristan'da işlenen suçlan inceleyebilecek bir uluslararası komisyon da kurulabilecekti. Ne var ki aynı günlerde istanbul'un havası farklıydı. Bir yandan meşrutiyetçiler, diğer yandan da Islamcı-Osmanlıcı gruplar, Batılı devletlerin müdahalelerine karşı giderek artan bir tepki içerisindeydiler. Bu nedenle Midhat Paşa II. Abdülhamid'in teslimiyetçi politikasına uyum göstermedi. Konfe-




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   646   647   648   649   650   651   652   653   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin