Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə649/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   645   646   647   648   649   650   651   652   ...   877
Ara Güler fotoğraf arşivi

L

KANTO

420

421

KANUN-I ESASİ'NtN İLANI



İNCİR DİKTİ

OCAĞIMA

Ti

r> ı r

intrcfeüction

ıi-i/ffa J r r ı r- ı r tp



j\ U i

ijj j ^ ^ j

yo vouK l i gim beni ter «juiöı di'

dönemde toplumdaki cinsel kültürün değişmesine katkıda bulunmuş "altkültür musikisi" örnekleridir.

Kantolar geleneksel çalgıların da kullanıldığı kemanlı, trompetli, trombonlu, klarnetli, baterili 4-5 kişilik küçük bir orkestra eşliğinde söylenirdi. Oyunun başında sahnenin bir köşesinden kantocu kızlardan biri çıplak denilebilecek bir biçimde tüller içinde hoplayıp zıplayarak ortaya gelir, göbek kıvırır, şarkı söylerdi. Minyon Virjin Hamm'ın Davulumun içi narcıl/ Eğlen beyim açıl, saçıl/Ben seninim, sen benimsin / Göz önünde durma kaçıl güf-teli kantosuyla coşan kalabalıklar, Üstü açık faytonda / Gezerim piyasada /Harf atanm kızlara /Bırakırım merakta (Yâr için terelelli hah hah vay) güfteli kantoyla dans eden Matmazel Violet'in naz, işve ve cilvelerine hayran kalırlardı. Bu şarkıları söylerken takındıkları tavır ve edalarla ilgi toplayan kantocu kızların yüzlerce, binlerce hayranı vardı. Kanto söylenirken localardan, parterden, paradiden gümüş çeyrekler, mecidiyeler, altınlar sahneye yağdırılırdı. Kel Hasan Efendi'nin, Abdürrezzak Efendi'nin tiyatroları yanında, yalnız gündüzleri temsil veren Sahne-i Âlem ile Naşit'in tiyatrosunda sahneye çıkan, zamanın ünlü kantocuları arasında Kamelya, Peruz, Küçük Peruz, Nemzur, Şamram, Deniz Kızı Eftalya, Selanikli Madam Viktorya, Büyük Amelya, Küçük Amel-ya, Bayzar, Küçük Eleni, Büyük Virjin, Küçük (ya da Minyon) Virjin, Giselle, Matmazel Flora, Tereza, Marika, Luçika, Violet, Rozika hanımlarla Todori, Aşod ve Şevki beyler sayılabilir.

Bir kısmı notaya da alınıp Şamlı Selim (Kudmani) tarafından 1905'te yayımlanan ve çoğu taş plaklara okunan en ünlü kantolar arasında Küçük Virjin'in söylediği "Zi-

Ünlü kantoculardan Peruz Hanım. Nuri Akbayar koleksiyonu

Şamram Hanım Ara Güler fotoğraf arşivi

bo aynalı zurna çalar" (hicaz), "Çeri başı" (hüzzam), "Dere tepe gezeriz" (nikriz), "Felek bana" (nihavent), "Bu çimenlik" (karcığar), "Bir güzelin sevdası" (hicaz); Şamram'ın söylediği "Küçücükten beni" (mahur), "Gördüm küplü dilberini" (rast), "Benim kocam hanendedir" (rast), "Çingeneyiz biz" (saba), "Garip gönlüm" (nihavent), "Çalışkandır çingeneler" (nikriz); Peruz'un söylediği "Niçin beni" (uşşak), "Eyvah canan" (hicaz), "Bir yâr sevdim" (karcığar), "Yeter artık" (hicaz); Tereza' mn söylediği "Haydin bakalım" (nihavent); Küçük Eleni'nin söylediği "Ferid Cemal tbn-i..." (rast); Büyük Amelya'nın söylediği "Rutina Rutin" (rast), "Indel Hubbi" (rast), "Çingene derler bize" (nihavent); Marika' mn söylediği "Yandım efendim" (nihavent); Giselle'in söylediği "îpek mendil" kantoları dönemlerinin en gözde parçalarıdır.

Bir dönemi şarkıları ve danslarıyla etkilemiş ve adlan birer efsane kahramanı gibi anılmış olan bu sanatçıların temsil ettikleri "kanto devri", başlıca iki döneme ayrılabilir: 1850'lerden Cumhuriyet'e kadar süren Galata-Direklerarası dönemi; 1923' ten 1945'e kadar süren dönem.

Örneklerinin taş plaklara bolca aktarıldığı bu ikinci dönemde kantoların toplumdaki başta kadın-erkek ilişkileri olmak ü-zere yeni hayat ilişkilerini ve çok çeşitli güncel konuları işlediği görülür. Fokstrot, çarliston, tango gibi dönemin moda musiki türlerinin de bu çeşit konuları kantoya benzer bir biçimde ve hep kanto adı altında sunduğu dikkati çeker. Özellikle taş plaklardaki kayıtlarıyla kantonun bu son dönem örneklerini seslendiren sanatçılar arasında Hafız Burhan'dan Mahmure Handan, Süheyla Bedriye, Bayan Şükûfe, Bayan Leyla, Müzeyyen Sermet'e ve daha nicelerine kadar uzanan bir dizi isim yer alır. Günümüzde ise Nurhan Damcıoğlu ile Huysuz Virjin (Seyfi Dursunoğlu) kanto

geleneğini yaşatmaya çalışan/başlıca sanatçılardır.

Başlangıçta makam kaygısı pek gözetilmeden bestelenen kantolann daha sonraki örnekleri Türk musikisi makamlarıyla bestelenmiştir. Rast, nihavent, hicaz, segah, karcığar, suzinak gibi sıkça kullanılan makamlar yanında, gülizar (Şamram' m söylediği "Bir kız gördüm" kantosu), rahâtülervah ("Delalik ya..." Arap kantosu), şedaraban ("Ara min allim" Arap kantosu), nihavend-i rum ("Bir kuzu ceylan") gibi daha az işlenmiş makamların da bulunduğu çok geniş bir makamlar paletinin kanto bestecilerince kullanıldığı görülür. Kullanılan ritimler yönünden de benzeri bir çeşitliliği görmek mümkündür. 2 ve 4 zamanlı nim sofyan ile sofyandan, 9 zamanlı aksak-evfer ve 10 zamanlı aksak semaiye uzanan bir usul zenginliği dikkati çeker. Kantolann gerek Türk musikisi makam ve usulleriyle bestelenmeleri, gerekse geleneksel şarkı ve türkülerdeki kuruluş şeması ile gösterdiği sıkı benzerlikler yönünden, Batılılaşma akımları içinde bile Türk musikisi beste şekillerinin yapısal kuruluşundan kopmayan bir kitle musikisi zevkini yansıttığı söylenebilir. Kasap havası ile çiftetelliden fokstrot ve çarlistona kadar çeşitli raks-dans unsurlarını yapısında bulunduran türün uzun zaman toplumun her kesimine seslenebilmesi, bu ezgilerde biçim ile öz arasında dengeli bir ilişki kurulmuş olmasıyla açıklanabilir.

Kantolar güftelerinin konularına göre çeşitli adlarla sınıflandırılmış, bazıları da özel adlarla anılmıştır. Aşktan söz edenler sevda kantosu, hülya kantosu, muhabbet kantosu; sözleri Arapça olanlar Arap kantosu; konusu Çingenelerle ilgili olanlar to-di kantosu; rakstan söz edenler köçek kantosu; ayrılıktan söz edenler firkat kantosu adlarıyla anılmıştır. Bazı kantolara da gül kantosu, köpek kantosu, eyvah kantosu, öcü kantosu, Acem kantosu, Laz kantosu, efe kantosu, sitem kantosu, çoban kantosu gibi ayrı ayrı adlar verilmiştir. Bunlar a-rasında özellikle çoban kantoları, kanto musikisine vurgun külhanbeyleri arasında çok tutulmuştur. Nitekim 1875-1900 arasında en ünlü kantocu kızların repertuvarın-da birkaç çoban kantosu mutlaka yer almıştır. Sahnedeki çoban gerçek bir çobanın her türlü rahatlıktan yoksun, yorucu günlük hayatı içinde değil, büsbütün farklı bir kimlikle, seven yahut sevilen, güçlü kuvvetli, güzel, boylu boslu, aşka susamış, masum ve "yalnız bir delikanlı" tipi o-larak çizilmiştir. Bu kantolarda çobanı çoğu kez, Büyük Virjin, Peruz, Şamram, Küçük Eleni gibi zamanın ünlü şarkıcı, dansöz ve oyuncularından biri canlandırırdı. Duettolarda, yani iki kişinin karşılıklı söyledikleri şarkılarda Peruz yahut Büyük Virjin gibi tiyatronun bir numaralı yıldızları çobanı; onun gölgesindeki kantocu da (Peruz'un yanında Şamram yahut Küçük Peruz, Büyük Virjin'in yanında Luçika) sevilen köylü kızını oynarlardı. Bu duettolarda çok seyrek olarak bir aktör çoban rolüne, yıldız kadın oyuncu da sevilen kız rolüne çıkardı; Küçük Amelya ile Todo-

Şamram'ın rast kantosu:

Ocağıma incir dikti Yavukİuğum beni terketti Dört senelik emeklerim Eyvah boşuna mı gitti

ri'nin, Küçük Eleni ile Aşod'un bu rolleri paylaştıkları olmuştur. Bazen de çobanla sevişen kızın babası rolündeki "kötü a-dam" ağa da sahneye çıkardı; böyle bir kantoda Peruz, çoban; Şamram, kız; Şevki de, kızın babası rollerini oynamışlardır. Kanto bestelemenin pek makbul olmayan, hafif bir iş sayılması yüzünden, kanto bestecilerinin kimler olduğu hakkındaki bilgiler epeyce sınırlıdır. Bununla birlikte, bu döneme özgü kanto tutkusunu, el-yazısı defterine güftesi ile bestesi kendine ait bir kantoyu yazdıktan sonra yanına "Bilmem ki bunu yazmış olmak yakışık a-lır mı?" diye bir not düşen besteci-şaire Leyla Hanım'm (Saz) tutumundan anlamak mümkündür. Kanto bestelemiş ünlü besteciler arasında Muallim ismail Hakkı Bey' in (rast kanto, yürük semai, Gülistan'da var bir fidan / Koparmağa kıyamaz insan), Udi Selanikli Ahmed Bey'in (hicaz kanto, Al eline kalemi kanarya / Yaz başına geleni kanarya), Kemani Bülbül Salih Efendi'nin (hüzzam kanto, "Pek biçareyim yoktur emsalim /Allah aşkına göster cemalin) adları sayılabilir. Bibi. A. Rasim, Muharrir Bu Yal, Ankara, 1969; ay, Şehir Mektuplun, I-IV, ist., 1992; ay, Ramazan Karşılaması, ist., 1990; Sevengil, Eğlence; M. R. Gazimihal, Musiki Sözlüğü, ist., 1901; B. Arpad, Direklerarası, ist., 1974; S. Y. Ataman, Dûmbüllü ismail Efendi, ist., ty; M. Belge, "Kantolar", Tarihten Güncelliğe, ist., 1983; B. Aksoy, "Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Musiki ve Batılılaşma", TCTA, V, 1223; Amicis, istanbul; Öztuna, BTMA, I; R. Anhegger-C. Ünlü, "Sözlü Taş Plaklar", TT, S. 85-87 (199D; C. Ünlü, "Sözlü Taş Plaklar", TT, S. 94 (1991). RUHÎ AYANGtL


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   645   646   647   648   649   650   651   652   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin