HELVAÎ TEKKESİ
50
51 HENDESE-İ MÜLKiYE MEKTEBİ
med Said Efendi'nin yerine, Nureddin Cerrahî Asitanesi postnişinlerinden Abdurrah-man Hümî Efendi'nin (ö. 1800) halifelerinden Hasan Hamdî Efendi (ö. 1833) geçer. Hamdı Efendi önce 1795'te Hacegî Tekke-si'ndeki Nakşî meşihatına son vererek tekkeyi Cerrahîliğe bağlamış ve 1805'te Meh-med Said Efendi'nin vefatıyla Helvaî Tekkesi şeyhliğini üstlenerek her iki tekkeyi yeniden ortak bir yönetim çatısı altında birleştirmiştir. 1813'e kadar süren bu ortak yönetim, Cerrahîliğin Helvaî Tekkesi'nde-ki son meşihat dönemidir.
1813-1925 arasında Helvaî Tekkesi'nin tarihine damgasını vuran tarikatlar Rıfaî-lik(-0, Nakşibendîlik(-») ve Bayramîlik-tirG-»). Özellikle meşihat makamım temsil etme konusunda Rıfaîler ile Bayramîler a-rasında çetin bir mücadele olmuştur. Bu mücadelenin başlıca tarafları, Rıfaî tarikatından Büyük ismail Efendi (ö. 1824) ile Bayramîliğin güçlü şeyh ailesi Himmetza-delerdir. Tekke bu dönemde bir ara Nakşibendîliğin de denetimine girmiştir.
Aslen bir Kadirî merkezi olan Kubbe Tekkesi'ni 1785'te Rıfaîliğe bağlayan Bü-
Helvaî
Tekkesi'nin
Bozdoğan
Kemeri
Caddesi
üzerindeki
batı cephesi.
M. Baha Tanman,
1979
yük ismail Efendi, yetiştirdiği halifeleri a-racılığıyla da Helvaî Tekkesi'ndeki Cerrahî meşihatına son vermiştir. Tekkenin ilk Rıfaî şeyhi, bu makama oldukça tartışmalı bir şekilde oturan Ali Dede'dir (ö. 1822). Rıfaîler, Helvaî Tekkesi'nin kurucusu Yakub Efendi'den Ali Dede'ye kadar postnişin olan bütün şeyhlerin yalnızca "türbedar" sıfatını taşıdıklarını, Ali Dede'nin ise bu tekkenin ilk meşihatname sahibi postni-şini olduğunu iddia etmişlerdir. Ali Dede' nin vefatından sonra yerine yine Kubbe Tekkesi postnişinlerinden Hüseyin Hamdî Efendi'nin halifesi Hacı Ahmed Efendi geçmiştir. Kelamı Tekkesi postnişinliği de yapan Ahmed Efendi'nin meşihat süresi bilinmemektedir. Kendisinden sonra tekke Osman Efendi ve oğlu ibrahim Efendi (ö. 1849) tarafından Nakşibendîliğe bağlanmış, ancak kısa bir dönemi kapsayan bu Nakşî meşihatını izleyen yıllarda, önceki postnişin Ahmed Efendi'nin oğlu Meh-med Tahir Efendi aracılığıyla yeniden Rı-faîliğin denetimine girmiştir. Mehmed Tahir Efendi, Helvaî Tekkesi karşısındaki Halet Efendi'nin konağında, onun yakın çev-
resinde iken bu göreve getirilmiş ve postnişinliği döneminde Rıfaîler ile Bayramîler arasında tekke meşihatına ilişkin ilk çatışmalar ortaya çıkmıştır. Bu çatışmanın temelinde, Bayramîliğe mensup Himmetza-delerden Mehmed Muhyieddin Şerif Efendi'nin Mehmed Tahir Efendi'ye damat olmasıyla tekke meşihatının Bayramî denetimine girme sürecinin başlaması yatmaktadır. Nitekim Mehmed Tahir Efendi' nin vefatından sonra Helvaî Tekkesi'nin Mehmed Şerif Efendi'nin 16 yaşında bulunması nedeniyle Rıfaî ve Bayramî şeyhlerinden kurulu bir grup tarafından vekâleten yönetildiği dönemde Himmetza-deler ilk defa tekke üzerinde söz sahibi olmuşlardır. Bu dönemde Helvaî Tekkesi'ni önce Rıfaî tarikatından Matrak Tekkesi Şeyhi Mehmed Coşkun Efendi (ö. 1864) ile Bayramîlikten Himmetzade Tekkesi Şeyhi Mehmed Hüsameddin Efendi (ö. 1916) ortaklaşa yönetmişler, daha sonra bu şeyhlerin yerini Rıfaîliğe bağlı Said Çavuş Tekkesi Postnişini Mehmed Ata-ullah Hasbî Efendi (ö. 1890) ile Bayramîliğe bağlı Mehmed Ağa Tekkesi Şeyhi Yekçeşm Hacı Râşid Efendi (ö. 1884) almıştır.
Helvaî Tekkesi'nin bu çift tarikatlı vekâleten yönetimi Mehmed Şerif Efendi' nin (ö. 1885) 1867'de meşihat makamına asaleten atanmasıyla son bularak tekke, Bayramîliğin denetimine geçmiştir. Fakat Helvaî Tekkesi'nin Rıfaî mensuplarınca şeyhliği kabul edilmeyen Mehmed Şerif Efendi, 1877'de Dülgeroğlu Tekkesi Postnişini Sırrı Efendi'den Rıfaî icazeti almak zorunda kalmış, ancak üzerindeki yoğun baskıya dayanamayıp bir süre sonra Gü-milcine'ye giderek Bektaşî olmuştur.
Mehmed Şerif Efendi'den boşalan meşihat makamına Himmetzade Tekkesi Postnişini Mehmed Hüsameddin Efendi' nin atandığı ve böylece Helvaî Tekkesi'nin Bayramîliğin istanbul'daki merkezi sayılan Himmetzade Tekkesi'ne bağlandığı görülmektedir. Helvaî Tekkesi'nin son postni-şini Mehmed Tahir Bey (ö. 1960), Mehmed Şerif Efendi'nin oğlu olup, Mehmed Hüsameddin Efendi'den Bayramî hilafeti alarak 1909'da meşihata geçmiş ve bu görevini tekkelerin kapatıldığı 1925'e kadar sürdürmüştür. Böylece 16. yy'da Bayramî Melamîleri tarafından kurulan Helvaî Tekkesi, tarikatın klasik kolunu temsil eden Himmetîliğe bağlanarak uzun ve karmaşık tarihini noktalamıştır. Tekkenin ayin günü çarşamba olup, vekâleten yönetildiği dönemlerde gündüz Bayramî, akşam da Rıfaî devranı icra edilmiştir.
Bibi. CSR, Dosya B/62; Tarib-i Peçevî, I, 120, 124; Tarih-i Solakzade, 444-446; Müneccimba-§ı, Sahaifu'l-Ahbâr, III, ist., 1289, s. 483-484; Ataî, Hadaiku'l-Hakaik, I, 65, 70; Ayvansara-yî, Mecmua-i Tevarih, 357; Evliya, Seyahatname, I, 100; San Abdullah, Semeratü'l-Fuadfi'l-Mebdeive'l-Me'ad, ist., 1288, s. 249; Vassaf, Se-jftne, V, 273; M. Ali Aynî, Hacı Bayram Velî, İst., 1343, s. 118; Ziya, istanbul ve Boğaziçi, II, 43; Zâkir, Mecmua-i Tekâyâ, 48; Gölpınarlı, Melâmililik, 44-45; Çetin, Tekkeler, 585; Âsi-tâne, 13; J. P. Brown, The Darvishes ör Ori-ental Spritualism, Londra, 1927, s. 478; 1301 İstatistik Cedveli, 50; Hâlâ Âsitâne-i Aliyye'de
ve Civarında Vâki Olan Dergâh ve Zaviye, Hankâh ve Mahall-i Zikrullah, Atatürk Ktp, Osman Ergin yazmaları, no. 1825; Erzurumlu Yeşilzade Mehmed Sâlîh, Rehber-i Tekâyâ, Sü-leymaniye Ktp, Tırnovalı, no. 1035/4 m, s. 23; IhsaiyatlI, 20; Ayverdi, istanbul Haritası, B4; Müller-Wiener, Bildlexikon, 258; M. Baha Tanman, "istanbul Süleymaniye'de Helvaî Tekkesi", STY, VIII (1978), s. 181-182; ay, "Rela-tions entre leş Semahane et leş Türbe dans leş tekke d'Istanbul", Arş Turcica, (1970), s. 317; A. Yaşar Ocak, "Kanunî Sultan Süleyman Devrinde Osmanlı Resmî Düşüncesine Karşı Bir Tepki Hareketi: Oğlan Şeyh Ismail-i Ma-şûkî", OA, X (1990), s. 51.
EKREM IŞIN
Mimari
Helvaî Tekkesi'nin, 19- yy'rn ikinci yarısına ait olan bugünkü ahşap yapısını, dış görünümü itibariyle çevresindeki meskenlerden ayırt etmek oldukça zordur. Son dönemde istanbul'da inşa edilen küçük kapsamlı, ahşap tarikat yapılarının hemen hepsinde olduğu gibi, bu tekkede de, simetri ve estetik gibi etkenlere bağlı kalınmayarak, yalnızca fonksiyonun dikkate a-lındığı organik ve karmaşık bir tasarım ortaya konmuştur.
Düzgün olmayan bir plan arz eden yapı, kuzey ve güney yönlerinde ahşap meskenlere bitişmekte, doğusunda Bozdoğan Kemeri Caddesi, batısında da küçük bir arka bahçe bulunmaktadır. Tarikat yapılarına özgü bir birlikteliğin gözlendiği tev-hidhane ile türbe bölümleri ortada yer almakta, bunları güneyde üç katlı selamlık kanadı, kuzeyde ise dört katlı harem kanadı kuşatmaktadır. Tevhidhane-türbe kesiminin asıl girişi selamlık kapısını izleyen taşlığa açılmakta, ayrıca harem bölümü ile de irtibat sağlanmış bulunmaktadır. Tevhidhanede ayinlere ayrılmış olan alan daire planlıdır. Burada dairenin tercih e-dilmiş olması, bir estetik kaygıdan ziyade, Bayramî tarikatında icra edilen devran a-dındaki ayin biçiminin dairevi ya da dairesel koreografisi ile açıklanabilir. Üç yönde (güney, batı ve kuzey) ahşap sütunların sınırladığı, iki katlı mahfillerle kuşatılmış bulunan ayin alanı doğu yönünde, caddeye kadar uzanan, dikdörtgen planlı türbe bölümü ile bütünleşmekte ve türbeden caddeye açılan ziyaret pencereleri ile aydınlanmaktadır. Ayin alanının tavanında gözlenen, çıtalarla meydana getirilmiş ışınsal taksimat, mekânın tasarımı ile bütünleşir. Zemin katlardaki mahfiller erkeklere, kafeslerle donatılmış ve harem kanadı ile irtibatlandırılmış olan fevkani mahfiller ise kadınlara tahsis edilmiştir. Fevkani mahfilin, selamlığa bağlanan ve kafesli kadın mahfillerinden bir duvarla ayrılarak ahşap korkuluklarla sınırlandınlmış o-lan kesimi ise mütevazı bir hünkar mahfili niteliğindedir. Tevhidhane ile türbenin sınırında yer alan küçük mihrabın içinde, tekkenin yegâne bezemesini oluşturan, iki yana çekilmiş perdelerin arasında bir kandil motifi dikkati çeker. Ufak boyutlu sofalara bağlanan, farklı boyutlarda mekânların bulunduğu harem ve selamlık kanatları arasında, ikinci katta yer alan ve kısmen tevhidhanenin üzerine oturan bir mabeyin odası ile bağlantı kurulmuştur.
Bibi. M. Baha Tanman, "Settings for the Vene-ration of Saints", The Dervish Lodge, Berke-ley, 1992, s. 156, 159.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |